ŞEHİDİN SESİ

Forumdaki bazı önemli belge ve bilgilerin saklandığı bölümdür.

Moderatör: Fatma Ozbilgi

ŞEHİDİN SESİ

Mesajgönderen Serkan Birinci » Prş Nis 27, 2006 8:12 am

>>> >>> Sayı n Ayşem Yeğinboy (Yeni Asır Gazetesi)a muhatap yazılan yazıdır.

ilginize sunulur

>>> >>> "Yazılarınızı zaman zaman okuyorum. Bu gün Leyla Zana
>>>başlıklı yazınızı da okudum. Yazınızda
>>>Leyla Zana ve PKK militanı arkadaşlarını milletçe mağdur konuma
>>>sokmuş olduğumuzu yazıyorsunuz.
>>>
>>> >>> Siz hiç www.sehitlerolmez.com sitesini >>> ziyaret
>>>ettiniz mi ? Bayramlarda şehitliklere gittiniz mi ? Şehit
>>>çocuklarının
>>>şehitlikteki hatıra defterine yazdıklarını okudunuz mu ? Şehit
>>>eşlerinin
>>>fuhuş bataklıklarına düşme tehlikesi içinde
>>> > olduklarını,
>>> >>> eşlerinin şehit olmasıyla idamlık bir aile gibi ortada
>>>kaldıklarına
>>> > şahit
>>> >>> oldunuz mu?
>>> >>>
>>> >>> Ailenizde şehit var mı ? Var ise,
>>> >>> onların duygularını sordunuz mu ? Sizce şehit eşleri, Leyla
>>>Zana kadar
>>> >>> kadın değiller mi?Alsancak Hocazade camisi veya başka
>>>camilerdeki şehit cenaze törenlerine iştirak ettiniz mi ? Kapıcı
>>>bir
>>>babanın,
>>> > Hakim
>>> >>> oğlunun cenaze töreninde yaşananları gördünüz mü ?
>>> >>>
>>> >>> Şehitler Ölmez, Vatan bölünmez
>>> >>> sözlerini söyleyenlere inat yazdığınız bu yazı nedeniyle sizi
>>> >>> kınıyorum.
>>> >>>
>>> >>> Bu ülkede şehit yakınlarımı
>>> >>> mağdur, yoksa bebek katilleri mi? Kendi vatandaşlarını
>>>işkencelerle öldüren PKK terör örgütü mü
>>> >>>
>>> >>> mağdur, ŞEHİT AİLELERİ mi mağdur?
>>> >>> Kolsuz bacaksız, gaziler mi mağdur, Leyla Zana ve bölücü
>>>başımı mağdur?
>>> >>>
>>> >>> 10 yıldır hapisteler diye
>>> >>> üzülüyorsunuz, peki 10 yıldır gencecik askerlerimizin kara
>>>toprağın altında olmaları sizi üzmüyor mu ?
>>> >>>
>>> >>> Leyla Zana' nın hayat hikayesini
>>> >>> bir güzel öğrenmişsiniz, hangi şehidimizin hayat hikayesini
>>>Leyla Zana
>>> >>> kadar biliyorsunuz ve köşenizde yazdınız, yazdınız da ben mi
>>> >>> görmedim?
>>> >>>
>>> >>> Vahşi Kürt diye bu ülkede kime
>>> >>> haksızlık yapıldı ? Bu Şehitler 10 Yıldır Toprağın altında.
>>>TSK 'da
>>> > doğu
>>> >>> kökenli ne kadar general var araştırdınız mı ? Bu ülkenin
>>> > Cumhurbaşkanı "
>>> >>> benim ninem de kürt "demedi mi ? Şu an Sayın İçişleri Bakanı,
>>>Milli
>>> > Eğitim
>>> >>> Bakanı İzmir' li mi sizce ? İzmir Valisi Sayın Yusuf Ziya
>>>Göksu 'nun memleketini de bilmiyorsanız, bu köşede yazı
>>>yazmayınız. Sizce
>>> > Çanakkale
>>> >>> de koyun koyuna yatan" Kürt Mehmetler" ne için şehit oldular
>>>? Onlar, Leyla Zana ve arkadaşları kadar akıllı
>>> >>>
>>> >>> değiller miydi? Eğer vicdanınız
>>> >>> size yol göstermiyor, aklınız sizi yanlış mecralara
>>>yönlendiriyorsa,
>>> > bu
>>> >>> ülkenin ekmeğini yiyerek, bebek katillerini mağdur ilan
>>>ederek ahkam kesemezsiniz! Leyla Zana ve arkadaşlarının yaptıkları
>>>tüm
>>> >>> delilleriyle
>>> >>> ortada iken, bağımsız yargı kararını 2. kez vermişken siz ne
>>>hakla suçluları "mağdur ediyoruz" diyebiliyorsunuz. Lütfen bu
>>>yazınız >
>>>nedeniyle
>>> >>> Türk halkından ve şehit yakınlarından özür dileyiniz! Aksi
>>>halde sizin
>>> > ve
>>> >>> hala size kucak açan
>>> >>> Yeni Asır gazetesinin tüm Türkiyede protesto edilmenizi
>>>sağlayacağız. Deniz Web Tasarıma ait 55 web sitesi ve
>>>www.sehitlerolmez.com sitesi > özür
>>> >>> dilememeniz halinde bu görevi seve seve yerine
>>> >>> getirecektir. Sitelerin gücünü merak ediyorsanız günlük 50
>>>milyon hit aldığını söyleyebilirim. Terör size ulaşmadan,
>>>hissedemediğiniz
>>>o
>>> > acıyı,
>>> >>> önceden hissetmeniz dileğiyle..."
>>> >>>
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Serkan Birinci » Prş Nis 27, 2006 8:13 am

BİR ŞEHİDİN SESLENİŞİ

1972 doğumluyum...
Şehidim, 1992'den beri....
Komando er olarak Diyarbakır''in Kulp ilçesinde görev yapıyordum.
Devriyeden dönüyorduk.
Ansızın üzerimize el bombaları fırlattılar; kurşun yağdırdılar. Karşılık verdik...
Teröristler kaçtılar...
Baktım ki teğmenim yaralanmış..
Gittim onu kucağıma aldım ve askeri cipe doğru götürmeye başladım.
Ansızın dünyam karardı...
Bir kurşun, kafamin sağından girip solundan çıktı...
Kucağımda teğmenim, yola devrildim...
Kanım toprağa yayıldı...
Ben ne suç işledim?
Ben Şükrü Eraslan...
Tokat'ın Reşadiye ilçesine bağlı Büsürüm Beldesi'ndenim...
Ailem ve akrabalarım düğün dernek ederek yolladılar beni askere...
Milletim ve vatanım için...
Diyarbakır'ın kırsalında bir suikast silahı ile beynimi parçaladılar...
Soruyorum şimdi size: Suçum neydi benim?
Soruyorum Başbakanıma, dışişleri bakanıma:
Ben şehit miyim, hain miyim?
Ben şehit isem beni vuranlar neci?
Millet de sorsun bunu ...
Güneydoğu'da yolu kesilen, pusuya düşürülen, saldırıya uğrayan ve bu nedenle

can veren askerler suçlu mudur?
Onlar, oralara gidip bu ülke uğruna canlarini vermekle hainlik mi etmişlerdir?
Sakın, bu nasıl soru demeyin...
Bakın iki günde beş arkadaşımı daha vurdular...
Vuranlar mı doğru vurulanlar mı?
Cevabını başbakanımız versin...
Çünkü, bizi hatırlayan yok...
Bütün övgüler, bütün televizyonlar, bütün gazeteler çetecilere...
Öyle değil mi ey halkım, öyle değil mi?
Bize vuranlara devlet töreni düzenleniyor...
Ben Şükrü Eraslan...
Büsürüm Beldesi''nden...
Taşı sıksam suyunu çıkartırdım.
Bu vatan uğruna bin canım olsa binini de verirdim...
Çünkü, biliyordum ki ölürsem şehit olacağım...
Gel gör ki şimdi şaşkınım...
Çünkü, beni Kanas tüfeğiyle vurduranlar; devletimizi yönetenler

tarafından neredeyse törenle kabul ediliyorlar...
Bütün övgüler onlara...
Suikastçinin akıl hocalarının siyasi hakkı, kültürel hakkı...
Soruyorum başbakanıma:
Ya benim yaşama hakkım...
Bundan büyük hak olur mu?
Neden kimse onu savunmaz?
Neredesin komutanim?
Ben Şükrü Eraslan! Komando er...
Tokatlı...
Isparta'da eğitimde iken bana ne demiştin komutanım?
Siz bu milletin göz bebeğisiniz.
Ölürseniz şehit, yaşarsanız gazi olacaksınız....
Öyle mi komutanim?
Beni vuranlara, şimdi en üst yöneticiler gülücükler yolluyor...
Kanas silahını kullanan, neredeyse kahraman ilan edilecek...
Herkes onların kültürel haklarının peşinde...
Benim yaşama hakkımı düşünen bile yok.
Neden bizi kandırdınız kumandanim?
Ve neredesiniz?
Resmim size yadigar
Ben Tokatlı komando er Şükrü Eraslan!
Bir nisan günü Kulp'ta, pusuda kaldım...
Şu an o kurşun yarasından daha derin bir yaram var.
Kendimi fena halde aldatılmış hissediyorum.
Binlerce arkadaşım adına...
Kanı ile yeri sulayan; arkasından ağıtlar yakılan
Türk bayrağına sarılı tabutları ile giden arkadaşlarım adına...
Diyorum ki resmime bakın, bir karar verin:
Ben Şehit miyim, hain miyim?.
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Mehmet Zeki Sarı » Pzr Nis 30, 2006 12:57 am

abi tebrikler helal valla
Kullanıcı avatarı
Mehmet Zeki Sarı
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1575
Kayıt: Prş Eki 06, 2005 6:46 pm
Konum: istanbul

Mesajgönderen İlkay Durgun » Pzr Nis 30, 2006 9:31 am

Kimse söyleyecek bir söz bulamamış madem, izin verin, ben birkaç söz söyleyeyim.

Sn serkanbi 'nin yazıkları, gerçekten okuyan her insanı derinden etkileyen,canını acıtan, öfkelendiren sözler...

Bir vicdan oluşturmak için ,belkide, bu sözlerede ihtiyacımız var...

Ancak,

Bu düşük yoğunluklu savaş,bu milliyetçi kalkışma,bu emperyalist kışkırtma,bu ülkenin egemenlerinin gemisini yürütmesine neden olan bu kan,soruna böyle bakmaya devam edersek daha çok bu tür yazıların yazılmasına yol açacaktır...

Dolayısı ile içimizdeki acıyı,öfkeyi başkalarının ,mesela emperyalistlerin,mesela bu kandan beslenen egemenlerin, yönlendirmesine fırsat vermeden kontrol etmeliyiz.

Hainlerimiz olacaktır.Hainsiz ülkemi olur.

Kurtuluş savaşında, bir emperyalist ülkenin mandasını isteyen, bu ülkenin kurucu meclisindekilere hain mi dedik? Demedik.Tartıştık,kavga ettik ama,hain demedik.Vahdettin'in, hain olup olmadığı tartışması, bu ülkede hala sürdürülüyor.

Özetle,kendi kardeşlerimize hain derken, binkere düşünmeliyiz.

Eli kalem tutan kardeşlerim,yazan -çizen, okuyan kardeşlerim.

İşte burada bize düşen, aklı selim davranıp,bu acıyı,bu öfkeyi kontrol edip ,yaralarımıza, tarihimizden ,coğrafyamızdan,aklımızdan,anadoludan, merhemler bulup iyileştirmektir.

Bugün bu ülkenin sokaklarında, terör estiren o çocuklar,çöp kurtularına bomba koyan o çocuklar ,bu toprakların çocuklarıdır.Bin yıldır, Diyarbakır İstanbul'da dolaşıyor. İstanbul ,Diyarbakır'da.Binlerce yıl, kız alıp veriyoruz,çarşıda pazarda alış-veriş yapıyoruz.Şimdi ,bu kardeşlerimizi ,emperyalistlerin ve onların bu topraklardaki ortaklarına mı bırakacağız? Bırakalımda bize mermi olarak,bomba olarak, geri mi dönsünler?

Bilmiyorum, meramımı anlatabildim mi?
Kullanıcı avatarı
İlkay Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzr Kas 06, 2005 9:27 pm

Mesajgönderen Serkan Birinci » Pzt May 01, 2006 8:41 am

sevgili komşum;

öncelikle ülkemizin bir bölümünde yaşanan terör olaylarını "düşük yoğunluklu savaş" olarak tanımlamana üzüldüğümü ifade edeyim. zira malunuzdurki masum çocukların, öğretmenlerin v.s. öldürüldüğü haince saldırılara savaş değil olsa olsa kalleşlik , bunu yapanlara da hiç düşünmeden, okumadan HAİN denir.

emperyalistlerin oyununa gelmeyelim gelmemeye de, dökülen kandan beslenen vampir kılıklı sözde kardeşlik martavalı okuyarak barzani uşaklığı yapan dalkavukların, ihanet çetelerinin takiyelerine de kanmayalım.

"İşte burada bize düşen, aklı selim davranıp,bu acıyı,bu öfkeyi kontrol edip ,yaralarımıza, tarihimizden ,coğrafyamızdan,aklımızdan,anadoludan, merhemler bulup iyileştirmektir. " dedin ya hocam, "bu kardeşlerimizi ,emperyalistlerin ve onların bu topraklardaki ortaklarına mı bırakacağız" dedin ya..... yok kimseye verecek bişeyimiz de yok. kimseyi kimseye bırakacağımız da yok. bana göre tek merhem var. oda "Ya sev Ya terket" tir.

televizyonlarda şehit haberlerini, ağlayan anaları, vatan sağolsun diyen babaları izlerken hepimizin ayranı kabarıyor. öfke büyüyor. ancak, sağduyu sahibi olanların öfkesi o çoğrafyada yaşayan herkese değil. tabii ki onlar bizim insanımız. tarih delildir tabii. ama emperyalistlere mi barzaniye mi bilmem kime mi çanak tutanlar, askere, polise kurşun sıkanlar, devlete isyan edenler, yok hocam yok. onlara kardeş diyemem. onlara bu ülkenin vatandaşı, bizim çocukalarımız diyemem.

belki bir dizi sloganı diyecek, basitlik olarak tanımlayacaksınız ama " bu ülkenin ekmeğini yiyip ihanet edenler, bir gün gelecek ekmek yedikleri elden kurşunu yiyecekler" diyorum ben.

demokrasi havariliği, uzlaşı, tartışma kültürü söz "ülke bütünlüğü" "vatan toprağı" "şehit cenazeleri" olunca benim için bir anlam ifade etmiyor.

gelir adaletsizliği, kültürel haklar v.s dediler. alın size hak. ne değişti. gümüşhane, bayburt, kastamonu ile diyarbakır, urfa, van, tunceli örneklerini vermiştim bu sitede. yatırım örnekleri, milli gelirden aldıkları pay v.s. demek çare gelir dağılımında eşitlik, sosyal haklar ile izah edilmiyor. demek çare de merhem de sevmekte. ülkesini sevmeyeni sevemem, ona kardeş diyemem hocam.

ez cümle kardeşlikse kardeşlik, ama kalleşliğe geçit yok. aklı selim olalım, bin düşünüp bir söyleyelim de biz bin düşünene kadar düşünmeden dağlarda gezenlere de kardeşlik türküsü söylemeyelim.

meramını anlıyorum hocam, iyi niyetinden de en küçük bir endişem yok. egemenlerin, kandan beslenenlerin de ekmeğine yağ sürmeyi hiç birimiz istemeyiz. ama sevmek fedakarlık ister, özveri ister. ihaneti kaldımaz.
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen İlkay Durgun » Pzt May 01, 2006 10:44 pm

Komşum ,diye hitap etmişsin.Bende ,aynı içtenlikle diyorum ki;

değerli komşum,

Ben askerliğimi Siirt/ Eruh'un bir dağ köyünde yaptım.Yıl,1994. Yani, oradaki savaşın, en sert geçtiği dönemin sonları.

şu " düşük yoğunluklu savaş" tanımını ben yapmadım,genel kurmayın tanımıdır bu.Yaşanan şey bir savaştır. Neyse,konumuzda bu değil aslında...

Diyarbakır - Trabzon maçları oynandı bu sezon.Diyarbakır'daki maçta Trabzon ve trabzonlular hakkında hiçte hoşumuza gitmeyen şeyler söylendi statda.Ancak Trabzonda'ki maçta buna karşı bir tepki gelmedi.iki gün süren maçta en ufak bir karşı protesto,saldırı yapılmadı.Maç sonunda,konuk takım alkışlandı dahi.

Şimdi soralım,

Aradaki çatışmayı hangi davranış derinleştirir ?

Yada şöyle soralım,

Hangi davranış, bu ülkenin bütünlüğüne,kardeşliğine katkı sağlar ,emperyalist oyunları boşa çıkarır ?

Bu ülkenin elinde silah olanla savaşacak,onları bertaraf edecek güçlü bir ordusu var. hepimizde bu orduda askerlik yaptık,yapıyoruz,yapacağız. Dolayısı ile kaygıya mahal yoktur.

Bu " Düşük yoğunluklu savaşta" şehitlerimizde oldu. Acıları yüreğimizdedir.Bu ülkenin hatıralarındadırlar.

Ancak,

Sorunlarımızı sadece ,şehit vererek çözemeyiz. Akılla ,sağduyuyla,merhametle,adaletle,kardeşleşerek çözeceğiz meselelerimizi.

Bize kurşun sıkan bu çocuklar,bu toprağın çocuklarıdır.Yabancı ülkeden işgale gelmiş yada emperyal saldırıların askerleri değildir.

Bilmiyorum nerde yaşıyorsun ancak,ben İstanbul'da yaşıyorum. Bu çocuklar komşum.Alış veriş yaptığım bakkalın oğlu.Yada,daha gençken lisede,flört ettiğim kız.Yada,aynı fabrikada çalıştığım ,alın teri döktüğüm iş arkadaşım.yada,aynı camide bayram namazında saf tuttuğum,din kardeşim.

Yani kardeşim, bugün sana göre bu ihanetin içinde olanlar bu toprağın insanları.Anadoluyu işgale gelmiş emperyalistlerin askerleri değil.Bu ülkede bir çok ailede kürt gelin yada kürt damat vardır.

Üstelik bu soruna salt ihanet gözüyle bakamayız.Devlet olarak işlediğimiz kusurlar vardır... Bunu kabul etmek adil olmaktır ve adalet bir ülkenin harcıdır.

Ben köylülere kurt işareti yapanları gördüm,köylülere dışkı yedirenleri okudum.Askerliğimi yaptığım köyün hemen altında "yanılmaz" isimli bir köy vardı.Yemyeil bir köy.Ortasından dere geçen,düz,yemyeşil bir köy.Güney doğuda öyle yeşillikler içinde bir köy bulmak zordur.Sayabileceğin kdar azdır.O köyün havan atılarak yerle bir edildiğini,köylülerin köyden çıkarıldığını gördüm.

Oradaki kardeşlerimizin onurlarını incittik.Birkaç terörist yüzünden.

Yani dostum bu toprakların güzel deyişiyle; " pireye kızıp yorgan yaktık"

Ülkelerin zor zamanları olur.Bu zor zamanlarda ne kadar kardeşliğe vurgu yaparsak o kadar güçlü çıkarız bu zorluktan.

Mesela,izmit - yalova depremi. Yardım dağları oluştu sokaklarda.Kendiliğinden.Devler organizasyonu çöktüğü halde halk en kıs zamanda bölgeye ulaşıp kurtarma çalışmalarına başladı.Binlerce insan gönüllü olarak ,işini gücünü bırakarak,bölgeye gidip ya direk kurtarma çalışmalarına ,yada sosyal çalışmalara katıldı.Yaraları sarmaya çalıştık.Dünyanın başka neresinde olsa o ülke darma dağın olurdu bu denli yıkım karşısında.Çünki tam ekonominin bel kemiği şehirlerde oldu bu deprem.Yıllarca kendilerine gelemezdi o devlet.Oysa biz bir-iki yılda kendimizi toparlayıp işimize gücümüze döndük..

Bu ülkenin hamurunda zor zamanlarda büyük işler başarmak var.Tarihin sayfaları bunlarla dolu. Bu başarının içindede kardeşleşme,birbirine sarılma var.

Çanakkale'de tümüyle şehit olan 57.Alayın bu ülkeye bıraktığı bir miras var;

BİRLİKTE DOĞDUK,BİRLİKTE YAŞADIK,BİRLİKTE ÖLECEĞİZ BU TOPRAKLARDA....

Bir anıyla bitiriyim yazıyı.

Askerliğimi yaptığım Eruh'un Görendoruk köyünde doksan yaşında bir dede ile sohpet ediyorduk. Dediki,

" oğlum ben bu dağlarda gençliğimde avcılık yapardım her karışında dolaştım şimdi,köyden yüzmetre dışarı çıkmak için komutandan izin istiyorum."

Ve sohpetin başka bir yerinde de şöyle dedi;

" ben askere gidebilmek için yirmigün açsuzuz yürüdüm birliğime"

yani onlar bizim dedelerimiz. yüzleri çatlamış toprak gibi elleri kutal benzer kemikli dedelerimiz.
Kullanıcı avatarı
İlkay Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzr Kas 06, 2005 9:27 pm

Mesajgönderen İlkay Durgun » Pzt May 01, 2006 10:47 pm

biraz darmadağın ,çalakalem yazdım...
yoğun ve yorgundum...ama konuya karşı hassas olduğumdan yazmak istedim..
umarım meramımı yinede anlatabilmişimdir..
Kullanıcı avatarı
İlkay Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzr Kas 06, 2005 9:27 pm

Mesajgönderen Serkan Birinci » Sal May 02, 2006 9:21 am

hocam, köyde evlerimiz altlı üstlüdür. fiili komşuluk yani bizimki. babalardan dostluklar da cabası. hitabın sıcaklığı, uslubun sertliği ordan.....

"düşük yoğunluklu savaş" kavramına muhalefetim genelkurmay tanımlaması da olsa baki olmakla beraber bir kenarda dursun. sağduyu sahibi insanların bölge halkını tekmili birden hain görmediği söylemiştim ben de. bu toprakların insanları olduğu konusunda da bir fikir ayrılığımız yok. aynı cephede savaştığımız da oldu, kız alıp verdiğimizde. bir örnek de ben vereyim hayatın içinden, benim ablamın eşi kürttür. asker arkadaşlarım diyarbakırlı, iş arkadaşlarım arasında elazığlı, erzincanlı da var trabzonlu da. Ankara'da yaşıyorum. muhtemelen benim mahalladeki markette, pastanede bir doğulu vardır.

ancak, bunların terör ile bir ilgisini kuramadım doğrusu. hatta o coğrafyanın insanının diğerleri gibi memleketin her yerinde her alanda, her statüde yer bulduklarının delili değilmidir bu. 2. sınıf vatandaşlık diye ortaya atılarak sosyal haklarının iyileştirilmesi, kültürel hakların geliştirilmesi gibi talepleri kalkışmaların kışkırtmaların zeminine oturtanların yüzlerine vurulacak en güzel tokat değilmidir.

devlet olarak işlenen kusurlara örnek kastamonuda da var, bayburtta da, trabzonda da. ama orda devlete kurşun sıkanlar yok.

biz kardeşlik türküleri söyleyelim, o bölgede kümelenmiş şer mihrakları devlet erkanıyla terörist cenazelrine iştirak etsin. yetmez vah vah deyip onlara çelenk gönderelim. gündüz markette gördüğün adam gece sana silah sıksın. biz genede sabahki market anılarıyla ne ki bunun zoru diye kafa patlatalım. böylece bu oyunu bozalım. ne hoşgörülüyüz dimi.....

yok. öyle olmuyor işte. 20 yaşında tek evlatlarını vatan uğruna feda edenlerin hoşgörüsü o kadar engin değil. benim de.....

ez cümle evet bölge halkıda insanımız. devlet onu da kastamonuluyu da, diyarbakırlıyı da düşünecek. terör başka, insanımıza kurşun sıkanların milliyeti beni ilgilendirmiyor. haindir, namerttir.
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen İlkay Durgun » Sal May 02, 2006 8:57 pm

Selam,
Yazdıklarımın, verdiğim örneklerin,teröre bahane olduğunu nerden çıkardınız, bende bunu anlamdım doğrusu.

Bütün verdiğim örnekler, meseleyi kavramamıza,sorunu daha adaletli tespit etmemize ve sorunun çözümünde kinin değil ,acının değil ,bu toprakların tarihinin ,bin yıldır birlikte yaşama becerisinde yattığını, anlatmak içindir.

Sorunu ,bütün hainleri öldürerek çözemeyeceğimiz açıktır.Aksine bu hain avcılığının yeni hainlerinler yaratmada bir araç olacağıda açıktır.Bu kendi kardeşlerimiz içindeki hain avcılığı,emperyalistlerce,yada ,_batılı bir hastalık olan_ mikro milliyetçilerce kullanılacağıda açıktır.

Yoksa ,Bütün bu etnik milliyetçi söylemlerin haklılığını savunmam mümkün değil...Ben siyasi görüşüm gereği,bu tür etnik milliyetçilik taleplerinin ,demokrasi ve insanhakları gibi insanlığın ortak değerlerini de kullanarak öne sürülmesine karşıyım...Biliyorumki,bu etnik milliyetçilik emperyalist ir tuzaktır.Bu bölgeleri,halkları,devletleri karşı karşıya getiren ,_allah korusun_ bir yüz yıl kan dökülmesine sebep olacak korkunç bir aldatmacadır.

Dünyada bunun örneklerini görüyoruz.Balkanlar kan gölüdür. haitide mesela hutular ve tutsiler birbirlerini vahşice öldürmüşlerdir..iki milyon insan ..bir zamanlar belçikanın sömürgesi olan bu ülkede iki milyon insan birbirini neden olduğunu anlamadığı bir sebeple öldürmüştür.Dünyanın gözleri önünde..Bosnada ikiyüzbin bosnalı ,sayılarını bilmediğimiz,arnavut,hırvat,hattta sırp birbirlerini öldürmüştür.Ve bu halkların bazıları aynı ırk kökünden gelmedir.üçyüzyıl bir arada yaşamışlardır.

İşte bu emperyalist batının zehridir.

Bu zehiri alan ermeniler ,bu topraklardan çıkarılmıştır.Karşılıklı kan dökülmüştür ve anadolu ermeniler gibi güzel insanlarından mahrum kalmıştır.Ve yüzyıl sonra hala bir ermeni sorunu ile karşı karşıyayız.

Peki,bu zehirin panzehiri nedir?

Söylemek istediğim,tarihimizden de dersler alarak,akılla ,merhametle,adaletle sorunlarımızı tartışmak ve konuşmaktır.

Yoksa,hain avcılığı yaparak,şehitlerimizin üzerinden konuşarak,bu kan gölünü büyütürüz.Dünya bunun örnekleri ile dolu.

"Yurtta sulh cihanda sulh" diyen Gazi Mustafa Kemal ,bu sözü duvara çerçeveletip asalım diye söylememiştir.Büyük bir yaşanmışlık,tarihi gerçeklik ve aklı selim in ürünüdür bu söz.Bügün bu sözü kulaklarımızda küpe olarak taşımanın vaktidir.
Kullanıcı avatarı
İlkay Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzr Kas 06, 2005 9:27 pm

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Prş May 04, 2006 4:10 pm

Merhaba Arkadaslar.
Ben biraz tabii musaade ederseniz bu konuya damlamak istiyorum.
Kurt meselesi tabii ki bugun bizim icin buyuk sorun.
Ve bu sorunun halli icin verilen bir savas var.
Tek kelime ile bu savas.
Cunku ortada resmen sicak bir temas ve sehitler ve oluler var.
Ama acaba bu savasin nedeni nedir veya politikmidir bunun net bir cevabi yok.
Serkan kardesim meseleyi gobeginden ortasindan tutarak anlatiyorsun.
"Ya sev ya terk et" meseleyi cozmez.
Belki senin yazdigin ilk yazindaki satirlara kimsenin diyebilecegi bir sey olamaz.
Ama unutmamak lazim ki bir Kurt kardesimizin soyleyecegi seylere de kimsenin soylebilecegi bir sey olmayabilir.
Mesele sosyal bir meseledir ve bu vatan ne kadar bizim ise o kadar da onlarindir.
Cunku onlarda bu vatan i kurtarmak ugruna kan akittilar ve en az bizler kadar fedekarlikta bulundular.
Son zamanlarda hayli yol alan ulusculk ve milliyetcilik te olaya hava basip alevlerin artmasini saglamistir ama akl-i selim olarak yapacagimiz sey olayi koruklemekten ziyade bariscil tetbirlerle ortak bir yol bulmaktir.
Iki milleti ulus anlaminda birlestirmek imkansizdir.
Bundan vazgecmek lazim.
Bu konuda en iyi yol din kardesligidir ve bu kardesligin basari getirecegi tarihimizde ki orneklerle ispatlanmistir.
Basari ile Osmanli zamanda uygulanan din kardesligi ve hatta dinlerin kardesligi bile bu olaya getirilebilecek en akilli cozum dur.
Ates ve kan uzerinde politika olmaz.
Ve bunu tarihimize bakarak pekala halledebiliriz.
Muhtac oldugun kudret damarlarinda ki asil kanda mevcuttur.

Selamlar
Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Serkan Birinci » Cmt May 06, 2006 11:13 am

merhaba

doğru anlaşılamadığımı düşünüyorum. yada bazı şeyleri anlatamadım galiba. ilkay kardeşimin yazdıklarının teröre bahane olduğunu söylemedim ben. bazı grupların ki bunlar ilkayın dediği gibi kürt milliyetçiliği adına ,barzanicilik oynayanlardır, sosyal haklar gibi teranerle, AB sultacılarının hamiliğiyle yaraları kaşıdığını söylüyorum. Lagendak 'ın pkk 'yı kınayıp sonra soluğu diyarbakırda alması manidar gelmiyor mu sizlere de.

hasret meseleyi göbeğinden tutuyorsun diyor. ya sev ya terk et işin mantalitesi sadece. bu ülkenin tüm bireyleri dinen, ahlaken ülkesini sevmeli. sevmeyene de denecek başka söz kalmıyor.

meseleyi mikro milliyetçilikle izah edenler, ne kadar yanıldıklarını görecek. ama iş işten geçmiş olacak.

herkesin düşüncesine saygım var. ancak kardeşlik, barış gibi hümanist yaklaşımlar da bu coğrafyada oynanan oyunları bozmaz.

şehitler üzerinden konuşacağız tabi. somut gerçek onlar. gözle görünenler.

benim acizane amacım bu acıya dikkat çekmekti. yoksa politik görüşlerimi başka arenalarda sergilemeyi tercih ederim. hem siyasi parti lideri v.s değilim ki başka niyetlerle şehitler üzerinden bi kazanç çabam olsun.
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara


Dön ARŞİV

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir