EFELERİN HİKAYESİ

Forumdaki bazı önemli belge ve bilgilerin saklandığı bölümdür.

Moderatör: Fatma Ozbilgi

EFELERİN HİKAYESİ

Mesajgönderen Serkan Birinci » Sal Nis 11, 2006 3:03 pm

>>>Hikaye bu ya;
>>>
>>>Vaktiyle Ege`nin bir yöresinde tüm çevreyi titreten, astığı
astık, kestiği kestik bir efe varmış. Boylu, poslu ve çok da
yakışıklıymış ama hiçbir kıza gönül vermediği gibi kızlara bağlanırım diye
mümkün mertebe soygunlar dışında köylerden de uzak durmaya
çalışıyormuş.
>>>
>>>Gel zaman git zaman, bizim efe şeytana uymuş ve gece şehre
yalnız inmiş. Şehrin ileri gelen zenginlerinden bir Rum, efe` yi
korkudan evinde ağırlamış..
>>>Zengin Rum`un güzel ve işveli kızını gören bizim efe de kıza
deli gibi tutulmuş.
>>>
>>>Sabah dağa dönen efenin günleri, artık hep kızı hayal
etmekle geçiyormuş. Adamları ile eskisi kadar ilgilenmediği gibi artık
soygunlara da pek iştahlı katılmaz olmuş. Dağda otoritesinin
>>>azalacağından korkan efe, kızı babasından istemeye karar
vermiş. Öyle ya; Kızın babası zengin.. Evlenip şehre yerleşirse hayatı da
kurtulacak ve dağda ihtiyarlamak zorunda kalmayacak.
>>>
>>>Kızı babasından ister ama kız, ailenin tek kızıdır ve
babasının şartları vardır. Kızın babası "İlk şartım; Madem benim damadım
olacaksın. O zaman bizim gibi kültürlü, medeni olmalısın. Önce
bıyıklarını keseceksin ve dağda bir ay öyle Efelik
>>>yapacaksın. Sonra diğer iki şartımı da yerine getirirsen kız
>>>senin!" diye şart koşar. Bizim efe celallenir "Bıyıksız efe
mi olur lan?!" diye bağırır, kızar ama adam Nuh der peygamber demez.
>>>Kaçıracak ama kız da babasının sözünden çıkmamaktadır. Efe
ne yapsın? Tek çare babayı memnun etmekten geçiyor.
>>>
>>>Güç de olsa bıyıkları keser. Ama bu kez dağda otoritesi
sarsılmaya başlar.. Adamları " Efem bu ne iştir?" derler. Efe de bir kıza
tutulduğunu ama babasının bu şartı öne sürdüğünü söylese de
>>>adamları inanmazlar.
>>>
>>>Bir ay sonra kızın babasına gider ve ilk şartı yerine
getirdiğini söyler. Kızın babası, bu kez; " Senin niyetinin ciddi
olduğunu anladım. Benim kızım için çeyiz dizmek gerek. Dağdaki tüm
>>>altınlarını bana getireceksin. Nasıl olsa kızımı aldığında
benim mallarımın tamamı senin olacak." Efe çaresiz dağa çıkar,
>>>adamlarının hisselerine düşen altınları da borç olarak alır.
>>>Sözünde duracağının nişanesi olarak da tüfeğini
arkadaşlarına verir, tabancası ile şehre gelir. Kızın babasına paranın
tamamını verir. Kızın babası da " Nikah yapılmadan evimde oturamazsın. Söz
yüzüğü takma törenine kadar benim bahçıvanım Yorgo ile kulübesinde
kalırsınız." diyerek efe`yi Yorgo`nun kulübesine gönderir. Yorgo da çam
yarması gibi bir heriftir ama efe`den çekinir. Yorgo ile efe bir müddet
aynı kulübede yaşarlar.
>>>
>>>Aradan bir süre geçtikten sonra efe kızın babasının
karşısına dikilerek; Söz takma töreninin hala niye yapılmadığını sorar.
Kızın babası da "Yarın bir ziyafet veriyorum. Şehrin tüm ileri
>>>gelenleri katılacaklar. Sen de o toplantıya katılacaksın ve
>>>herkesin önünde benden kızımı istersin. Ben de herkesin
>>>şahitliğinde kızı sana veririm. Kimse bana kızını korkudan
verdi demez." der ve efe de kabullenir ama arkadan üçüncü şart gelir; "Sen
dağda yaşamaktan insan içine pek çıkmamışsın. Böyle kaba konuşma ve yürüme
ile olmaz. Benim kız sana yürümeyi ve kibar konuşmayı öğretsin de; bizi
törende mahcup etme!" der.
>>>
>>>Efe için son şart çok ağır gelmiştir ama kızı almak için tek
yol bu kalmıştır. Kızdan vazgeçse dahi, artık dağa da çıkamayacaktır.
Dağdakiler, alacaklarını isteyeceklerdir. Çaresiz, son şartı da kabul eder
ve ne kadar ağır gelse de kızdan yürüme, kibar konuşma derslerini alır..
>>>
>>>Akşam konakta büyük bir ziyafet vardır.. Şehrin tüm ileri
gelenleri ile efenin dağdan gelen arkadaşları toplanmışlardır. Bizim efe
de şehirliler gibi giyinir ama görünüşü, duruşu, konuşması itibariyle
artık eski efe değildir. Yemekte herkes gözlerine inanamamaktadır. Efe
yemek esnasında "Kuşum Aydın " gibi yürüyerek kızın babasının önüne gelir
ve "Ben efe ...... olarak, herkesin şahitliğinde
>>>kızınıza talibim." der.
>>>
>>>Kızın babası ise " BENİM İ...NE` YE VERİLECEK KIZIM YOK ! "
diye kestirip atar.
>>>
>>>* * *
>>>Galiba AB yolunda Efe(!) gibi olacağız.
>>>
>>>
>>>* " Terörle mücadele yasasını değiştirin. " dediler. Yasayı
>>>değiştirdik, terörle mücadele edemez hale geldik. Artık
>>>teröristler, İstanbul`da, Mersinde, İzmir`de kısacası her
yerde yürüyüş yapar hale geldiler. ( Şu anda, ABD de veya AB de El kaide
yandaşları Usame Bin Ladin resimleri ile gösteri yürüyüşü yapabilir mi? )
Oysa biz, hala da şehitler veriyoruz.
>>>
>>>* " 48 saatlik gözaltı süreniz uzun kısaltın." dediler. 24
saate düşürdük. Kendileri ise Londra Metro saldırılarından sonra 28 güne
çıkardılar.
>>>
>>>* " İfade özgürlüğünü genişletin ." dediler. Atalarımıza
sövenleri yargılayamazken ( O. PAMUK `un
>>>davasının hangi kanuna dayanarak düştüğünü açıklayabilecek
hukukçu var mı? ) Kendileri Ermeni soykırımı olmamıştır diyenleri
>>>yargılayabiliyorlar.
>>>
>>>* " Dil özgürlüğünü genişletin." dediler. Genişlettik,
Kürtçe, Zazaca kursları açtık. Kendileri (Hollanda) sokakta başka
dillerin konuşulmasını yasaklamaya çalışıyorlar.
>>>
>>>* " Her türlü şartı yerine getirseniz dahi, sizin ülkeniz ve
>>>nüfusunuz çok büyük olduğundan son kararda AB nin hazmetme
>>>kapasitesine (İngilizcesi tam bu anlamı vermiyor ama
gazetelerde bu şekilde tercüme ediliyor.) göre sizi alıp almayacağımıza
karar vereceğiz." diyorlar. Kahin değilim ama yaptıkları çalışmalara göre,
Türkiye AB`nin tahmini müzakere süreci sonunda küçülmüş iki Devlet veya
Federasyon olacaktır. İnanmayan Sayın Osman DİYADİN` in Ben şehit miyim,
Hain mi?.. adlı kitabını ve bu haftanın (3 Şubat 2006) TEMPO dergisini
okusun. Adamlar Diyarbakır Kürtlerin
>>>başkentidir diyebiliyorlar. Artık hangisini
hazmedebilirlerse onu alırlar. (Peki bu kadar verdiğimiz sivil - asker
şehitlerimiz mi? diye sormayın nasıl olsa onlar Türk` tü (!) )
>>>
>>>* "Güney Kıbrıs Rum Kesimi için; Kıbrıs Cumhuriyeti olarak
tanıyın, yoksa giremezsiniz! " diyorlar. Bizimkiler yakında
tanıyacaktırlar. Daha doğrusu tanımak zorundadırlar. Tanıdığımızda ise;
KKTC`den vazgeçtiğimiz gibi, bağımsız bir ülkenin toprağını da silah zoru
ile 33 sene işgal altında tutmuş olacağımızdan(!) 33 yıllık işgal
tazminatı ödeyeceğiz. (Louzidiu davası benzeri) Yetmedi; 1973 Barış
harekatında ölen Rum askerleri
>>>için dahi tazminat ödeyeceğiz. Tüm bu tazminatları
ödeyebilmek için herhalde Trakya`yı versek yine ödeyemeyiz. (Ya bizim
şehitlerimiz? diye sormayın nasıl olsa onlar Türk` tü (!) )
>>>
>>>* " Ermeni soykırımını biz tanıdık. Siz de tanıyın, yoksa
>>>giremezsiniz!" diyorlar. Haklı olmamız veya bizim
insanlarımızın soykırıma uğramış olması önemli değil. Önemli olan
onların tanımış olmaları. Yoksa, "Sizi aramıza almayız." diyorlar. Diyelim
ki tanıdık; bu kez haksız yere katil millet olarak damgalanacak ve korkunç
tazminatlar ödeyeceğiz. Tazminatların peşinden toprak talebi de gelecek.
(Ermenilerce şehit edilen atalarımız mı? nasıl olsa onlar Türk` tü (!) )
>>>
>>>* " Azınlıklar ve Din özgürlüğünde adım
>>>atmalısınız! " dediler. Henüz biz adım atmadan Misyoner
radyolarını kurdular (İstanbul`dan dinlenebilen Müjde FM), her gün 24 saat
Hıristiyanlık propagandası yapılıyor. Aynı derginin (TEMPO) 51. sayfasında
da Watch Tower İncil ve Dua Örgütünün verilerine
>>>dayanarak Türkiye`de 1679 Protestan misyonerin görev
yaptığını, 243 kişinin Hıristiyanlaştırılıp vaftiz edildiği
belirtiliyor. Hepimiz bir gecede hıristiyanlaşsak bile bizi aralarına
kabul etmezler.
>>>
>>>* " Özelleştirmeleri hızlandırın." dediler. Biz kıçımızdaki
>>>donumuzu bile satmaya kalkışıyoruz.
>>>
>>>(Atatürk Samsun`a çıktığında Madenler yabancılarda idi,
Şehir hatları yabancılarda idi, Demiryolları, sanayii yabancılarda idi.
(Hatta T. ÖZAKMAN Şu
>>>Çılgın Türkler kitabında Konya`dan askeri birliği taşıyan
trenin makinistinin Rum olduğunu, Türklere bu işin öğretilmediğini yazar.)
>>>
>>>Artık kesinlikle eminim ki, biz de Efe`nin akıbetine
uğrayacağız..
>>>
>>>Saygılarımla...
>>>
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Mehmet Zeki Sarı » Cmt Nis 15, 2006 2:42 pm

abi bu efe hikayesi gerçekten çok düşündürücü ama biz efeler gibi olmadık ki hiçbir zaman kendimi bildim bileli
efenin düştüğü pozisyondayız
Kullanıcı avatarı
Mehmet Zeki Sarı
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1575
Kayıt: Prş Eki 06, 2005 6:46 pm
Konum: istanbul


Dön ARŞİV

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir

cron