PARAGAF-272.....30.11.2012.....CUMA BULUŞMASINA HOŞ GELDİNİZ

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Sevgili Şahin çalışıyormusun ?

[Ahmet Üstünbaş]

Selamlar olsun size, Hatay' dan - Kırıkhan' dan,
İhsan Şahin yazıyor, hem kurallı hem candan,
Bizler de bahsedelim, o yandan ve bu yandan,
Kabul eder bizleri, kırmaz bizi üstadım !!..

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

İyi niyetli üstat herkese kucak açar,
Bazısı bir söz yazar hemen ardından kaçar,
Yukarda da söyledim kartallar yüksek uçar,
Kabul eder sizleri kırmaz sizi üstadım.

[Ahmet Üstünbaş]

Saat geldi yirmiye, yoktur fazla iştirak,
Ey Altuncu kardeşim, sakın eyleme merak,
Kırıkhan ile Gölcük, birbirine çok ırak,
Böylece idare et, sen üzülme üstadım !!..

[Ahmet Üstünbaş]

Zorla güzellik olmaz, isteyen gelir yazar,
Yarın cumartesi dir, öbür gün ise pazar,
Sayfa yöneticisi, haklı olarak kızar,
Emekli öğretmensin, sabırlı ol üstadım !!..

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Doğru söze ne denir Altuncu üzülüyor,
Bazı zaman burada sinirler geriliyor,
Vakit bulursa dostlar paragafa geliyor,
Altunucunun gözleri arar sizi üstadım.

[Ahmet Üstünbaş]

Misafirlerim geldi, bende izin alayım,
Gelen arkadaşlarla, muhabbete dalayım,
Fırsatta geleceğim, burda sizi bulayım,
Size iyi PARAGAF, diliyorum üstadım !!..

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Nerededir Saatçı neden gelip yazmıyor,
İnanın ki Altuncu dostlarına kızmıyor,
Yukarda da dedim ya arada üzülüyor,
Üzmesinler bizleri sevin bizi üstadım.

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Nerede Köseoğlu Trabzonda mı köyde mi,
Bakın Muhtar da gitti bugün nöbet bende mi,
Adnan Hoca da kayıp bilmiyorum evde mi,
Ağırıyor dizleri arttı sızı üstadım.

[Muhammet Şahin]

Selamun aleykum, değerli dostlar.

Sevgili Muzaffer, dedum habu hurmaları ve de elmaları ve de mandalinaları soyayım. Fundukları da kırayım da oyle başlarum. Baktum rahat durmadun. Aha geldum.

Bakmağa fırsatum olmadı. Habu ayağı kim verdi. İlerleyen sahatlarda goreceğum oni. Üstadım.

[İhsan Şahin]

Ahmet ağabey Muzaffer hocam... Nasıl olsa kimse yok, biz bizeyiz o halde hasbihal olalım...
Ama sakın beni ukalalıkla eleştirmeyin ne olur . Kul hakkıdır ha...
Bir maliyeci mükellefinin dosyasında en ince ayrıntıyı görür.. Doğru mu
Bir öğretmen öğrencisinin ödevini kendisinin mi velisinin mi hazırladığını anlar... doğru mu
Şimdi şiire gönül verenler gördükleri karşısında aynı hassasiyet içerisindedirler. Şiirde ayak atışmanın veya şiir yazmanın bir kelime ve onun türeleri olan kelimeler etrafında konu birliğini pekiştirmek için kullanılır.
Ayak mısranın başında sonunda ortasında olabilir. Enbüyük aşıklar ozanlar bile ayakta 23 kelimeyi geçemediler. Yalınız Murat Çobanoğlu "arar" ayağı ile 24 e kadar çıkmıştır. onun için herkes kendi ayağı ile gelsin diye bir fikir ortaya attım.
Ahmet ağabey'in ayağı "kırmaz" idi üzülme oldu oda yetmedisabırlı ol dedi
kırmaz-yarmaz-vurmaz-armaz-sarmaz- ilahir devamı şeklinde kendimizi geliştirebilirdik
selam ve dua ile




.

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Çerkezköyden geldi,

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Sevgili İhsan,sen çok haklısın da bizi fazla zorlama.
Çünkü biz sen de biliyorsun ki şair değiliz,şair olduğumuzu da hiç iddia etmedik.
Sadece kendimizi bu şekilde avutuyoruz.
İdare et.



.

[Muhammet Şahin]

Muhtar gidecekmisin sen Kızılcıhamama
İzin gelip almadun o takıldı kafama
Geçerken bir selam ver şeref te ver soframa
Neyi sormak istedim anladın mi üstadım.

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Sevgili İhsan,kendini gizlemeği neden düşündün,anlamadım.