MUZAFFER ALTUNCU'UN SIIRLERI.......

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Gençleri Seviyorum;
Gençlerime laf etme ne verdin istiyorsun,
Gençlerin dertleriyle çok mu uğraşıyorsun,
Gençlere ne verdin ki sen onu bekliyorsun,
Gençlere dokunmayın onları seviyorum…
*********
Gençleri kurtarmaya herkes yardım etmeli,
Gençlerin problemleri mutlaka çözülmeli,
Gençlere maneviyat her zaman verilmeli,
Gücenmeyin akranlar gençleri seviyorum…
*********
Genç örnek aldığını ömür boyu uygular,
Gençlerin durumundan hep kaçıyor uykular,
Güzel eğitim olsun yeşerecek duygular,
Gözlerimin nurudur gençleri seviyorum…
**********
Galip gelecek bir gün gençler her çeşit şerre,
Güzel ibadetlerle gidilecek mahşere,
Gençlerin etrafında milyonlarca haşere,
Gelin gençler yanıma ben sizi seviyorum..
*********
Gence yol gösterirsen gitmez caza ve bara,
Gence önem verirsen asla bakmaz esrara,
Güzel anlatılırsa içilmez de sigara,
Gölcükten haykırıyom gençleri seviyorum…

24.09.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Gençler ne kadar suçlu ?
Ben seni anlıyorum hemi de tanıyorum,
Sevdiğim gençler için oturup ağlıyorum,
Çeşitli köşelerde stres de yapıyorum,
Yine de soruyorum gençler ne kadar suçlu…
***********
Evet üzülüyorum gençlerin durumuna,
Ama el atılmış mı onların sorununa,
Sadece sen bakarsın kızına ve oğluna,
Vazife tamam değil gençler ne kadar suçlu…
*********
Gençler de bizler gibi nefis taşımıyor mu,
Gençlerin durumunu bu devlet bilmiyor mu,
Devlet-okul-aile el ele veriyor mu,
Bu üçgen çizilmese gençler ne kadar suçlu…
********
Medeniyet uğruna gençler feda edildi,
Avrupa kızar diye yanlış yola girildi,
Manevi değerlerin karşısına gidildi,
Bütün bunlardan sonra gençler ne kadar suçlu…
*********
Yıllarca haykırıyor Altuncu hep boşuna,
Bu durum çok gidiyor Avrupanın hoşuna,
Nefis ile şeytanlar dizilmeli kurşuna,
Her taraf olumsuzluk gençler ne kadar suçlu…

25.09.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Ne Güzeldi O günler (!)
Köy işleri bitmezdi ne yazın da ne kışın,
Köyde oniki ayda mutlaka olur işin…

Yazbaşı başlayalım tarlada bellemeler,
Yağmur yağsada bile olur ikilemeler..

Köyde en zahmetli iş toprak taşıma işi,
Kaybana yalnız olmaz lazım elbet çok kişi...

Eski cam bardak oldu nerde şimdi sepetler,
Herşeye hasret kaldık garip oldu sohbetler...

Sade toprak değildi taşınırdı ahbinlar,
Ey gidi eski günler ne çile idi onlar..

Çile unutulurdu duyulunca kemençe,
Çok neşeli olurdu o insanlar hemence..

Gençler nasıl bilsinler o eski neşeleri,
Nasıl da arıyoruz o çileli günleri..

Türklerin kaderinde var idi göcebelik,
Köy-mezire ve yayla başlardı seferberlik..

O günleri gençlere kolay değil anlatmak,
Çok zor gelirdi bana sığırları otlatmak..

O zaman zengin azdı ama neşe yerinde,
O günlerin hayali duruyor çok derinde..

On somar mısır yapmak kolaymıydı ne dersin,
O kış buğday ekmeği verseler mutlak yersin…

Kız kaçırmak olayı çok ağır sayılırdı,
Kız kaçınca o zaman analar bayılırdı..

O zaman yük taşımak erkek için ayıptı,
Onu yapan erkekler toplum için kayıptı..

Helede ahır yapmak çok kötü sayılırdı,
Kadınlar erkeklerce hizmetçi sayılırdı..

Bazı şeyler güzeldi bazı şeyler angarya,
Biz onları yaşadık kılıbıklık kokar ya..

Anlatmakla biter mi o eski hatıralar,
Onlar mazide kaldı tatlı ve acı onlar..

Altuncu o günleri elbette unutamaz,
Her bildiğini yazsa defterler onu almaz...


28.09.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Arıyor bazen insan;
Eskiden gelinleri kaynana beğenecek,
Gelin,damat yüzünü akşamları görecek,
Konuşma yapamazlar biri bir şey diyecek,
Aslında o günleri arıyor bazen insan...
*********
Düğünler yapılırdı salonsuz hep evlerde,
Tabi bu dediklerim şehir değil köylerde,
Lüküs lamba olunca ışık olur her yerde,
O eski düğünleri arıyor bazen insan...
*********
Ahçı tutmak elbette moda idi o zaman,
Herkes yemek yapamaz beceri yok o zaman,
Yemekler aynı yemek et bulunmaz o zaman,
Sütlaç ile tatlıyı arıyor bazen insan...
*********
Kavalcı kemaneci çalardı havaları,
Üç kızın arasına girmezdi başkaları,
Kenarlarda olurdu o köyün uşakları,
O prensipli halleri arıyor bazen insan...
*********
Yaşlıların yanında oynayamazdı gençler,
Kızlar izin almasa kükrerdi ağabeyler,
Bir kişi yönetirdi ey gidi eski günler,
O köy geleneğini arıyor bazen insan...
*********
Her düğünün sonunda vaybeni yapılırdı,
O işi becerenler baş tacı yapılırdı,
Karşılıklı söylenir seyirler yapılırdı,
İnanın o günleri arıyor bazen insan...
**********
Ne idi o günlerde patlar idi bombalar,
Enişteler kol gelir yanar idi ormanlar,
Yarışma halindeydi o zaman akrabalar,
Neşeli o günleri arıyor bazen insan...
*********
Bahşiş konusu hala bizde devam ediyor,
O zamanki başlıklar haneleri üzüyor,
Ama alınan başlık hep kız ile gidiyor,
O günkü hoşgörüyü arıyor bazen insan...
*********
Fakirlik o zamanda bel bükerdi şüphesiz,
Bir dikiş makinesi, beşibirli ,küpesiz,
Bazen kırgınlık olur inanınki sebepsiz,
İnanın o günleri arıyor bazen insan...
**********
Cüzdan yoktu o zaman taşınır idi kese,
O da nasip olmazdı kimi zaman herkese,
O zaman insanlarda başlar idi vesvese,
O zor günleri bile arıyor bazen insan...
*********
O zaman gelinlere kapılık verilirdi,
Onun için çok zaman ahıra gidilirdi,
En iyi ineklerden biri beğenilirdi,
O güzelim günleri arıyor bazen insan...
*********
Altuncu anlatamaz o güzelim günleri,
Şimdi medeni olduk güya gittik ileri,
Biraz eskiye doğru götürmüşüm sizleri,
O fakirlik günleri arıyor bazen insan...

30.09.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

GELİNLER (!)
Görenek ve gelenek saygı ile olunca,
Gelinler ses çıkarmaz büyükler bulununca,
Göremezler kocayı hele sabah olunca,
Geçmişte kaynanadan çok çekmiştir gelinler...
*********
Eskiden gelin olmak görücü usuluydu,
Eğer uşak severse anaya olur uydu,
Eğer sevgi olursa buluşma yeri kuytu,
Eğer itiraz varsa üzülürdü gelinler...
**********
Lakın kuşak arası saygı olmalı elbet,
Lütfedip sabahları erken kalkmalı elbet,
Leğen ile ibriği sunması lazım elbet,
Lafı yetiştirmede geri kalır gelinler...
**********
İ leriki günlerde olurdu çocukları,
İsteseler de bile sevemezler onları,
İnşallah tez günlerde gelmeyecek sonları,
İnan altın istemez huzur bulsa gelinler...
*********
Nasıl idi o günler elbetteki aranmaz,
Ne için bilmem ama mecliste de duramaz,
Neden niçin diyerek soru bile soramaz,
Ne yazık ki eskiden köle idi gelinler...
*********
Lakin gelin olunca arkurluğı takacak,
Lale devri değil ki oğluğu kuşanacak,
Lorların peynirlerin hesabı sorulacak,
Leyleğin kanatına asılırdı gelinler…
*********
Evet önce geline sonra da kaynanaya,
Eğer niza olursa giremezsin araya,
Ey gidi eski günler hasret idin karıya,
En güzeli o zaman kaynanasız gelinler...
*********
Razı idi o zaman gelinler her bir şeye,
Rezil olmasın diye sıkışırdı köşeye,
Rahmet okunur elbet eskilerde neşeye,
Rica ile yaklaşır büyüklere gelinler...

01.10.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Üstünde (!)
Cıvıldayan kuşlar ağaç üstünde,
Ormanda koruda inan her yerde,
Onların sesleri ilaç her derde,
Coşuyor dostlar Kemer üstünde,

Viran kalmış dağlar, Kış boyu ağlar,
Her zaman gidiyor onlara sağlar,
Şehitler tepesi Sultanmuratlar,
Sorarsanız bana dağın üstünde..

Acab eridimi eski kürtükler,
Küçük şinekte virane evler,
Yeni yaylaya büyük şinek derler,
Lemonsuyu inan onun üstünde,

Orayı geçince uzunca yollar,
Kış boyu kapalı o bandukilar,
Kemere yağmış geçende karlar,
Gidenler kalmıştır dağın üstünde,

Kuşmer yaylası özel bir yerde,
Havası suyu ilaç her derde,
Sormayın bana acaba nerde,
Zargidi köyünün hemen üstünde,

İki derenin birleştiği yer,
Dağların içinde güzel Çaykara,
Orada yeşil inanın her yer,
Şahinkaya köyü onun üstünde,

08.10.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Site Buluşma Yeri (!)
Kayıtsız şartsız burda bir arada olalım,
Kuşmerden köyümüzden her zaman dem vuralım,
Kızmayalım dostlara kusuru kapatalım,
Kırıkhan, Gökçeada site buluşma yeri...
*********
Herkes burada olsun samimi duygularla,
Hayat bulmak isterim burada Şurlularla,
Hem Şurlu hem misafir ben mutluyum onlarla,
Haydi Ankara,Ordu site buluşma yeri...
*********
Çok dostlarımız vardır dünyanın her yerinde,
Çektiğimiz çileler bu gurbet ellerinde,
Çaykara Şahinkaya onlar durur yerinde,
Çağır İstanbul ,Samsun site buluşma yeri...
*********
Bizi ayıran dostlar sanalda diğer yerler,
Bilmem ki arkadaşlar bu fikrime ne derler,
Ben diyorum oralar dostluğu yok ederler,
Bursa ile Kütahya site buluşma yeri..
*********
Merkezimiz Trabzondur orada da Çaykara,
Mutluluk duyar herkes düşmesin kimse dara,
Merkez dedim ben ama darılmasın Ankara,
Marmara,Karadeniz site buluşma yeri…
*********
Ağlıyor bazen insan yalnız kaldığı yerde,
Arkadaş bu buluşma şifa oluyor derde,
Arzuhalım var benim Şurlu olan her ferde,
Almanya ve de Fransa site buluşma yeri...
*********
Bahanemiz olmasın ufak tefek durumlar,
Ben diyorum sabırla aşılır elbet onlar,
Bu sitede yaşanmaz istenirse sorunlar,
Bütün dünyada dostlar site buluşma yeri…
*********
Vilâyetler seksenbir hepsini ben sayamam,
Var ise orda Şurlu onları ayıramam,
Var elimde kemençe dostlarsız ben çalamam,
Verelim hep elele site buluşma yeri…
*********
Gelin dostlar ne olur olalım bir arada,
Gülelim eğlenelim paragaf var sırada,
Gemiler denizdedir kemençemiz karada,
Galip gelsin dostluklar site buluşma yeri...
*********
ALTUNCU dostlarına yeşil ışık yakıyor,
Ama ne yazık dostlar kırmızıya bakıyor,
Arkadaşlar boşuna kafasına takıyor,
Artık duyun sesimi site buluşma yeri…

09.10.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Müfettişim,
Ben anlamam bu işten böylece yazıyorum,
Mermer taşın üstüne sabırı kazıyorum,
Site sayfalarında dostları arıyorum,
Edebiyatçı sensin bağışla Müfettişim…
*********
Yarışmaya çıkmadık imtihan olmuyoruz,
Ufak tefek suçları çok kötü bulmuyoruz,
Sebepsiz bazı şeyler gurbette gülmüyoruz,
Belki gelir çıkarım yağışla Müfettişim…
*********
Anlıyorum ben seni ince ayar yaparsın,
Hataydan Kırıkhandan bu tarafa koparsın,
İzmit Bursa yolundan Şirinköye saparsın,
Rampaya vuracaksın yavaşla Müfettişim…
*********
Bu sitemiz olmasa nasıl buluşacaktık,
Hasretlik çeker iken nasıl kavuşacaktık,
Atışma sayfasında nasıl atışacaktık,
Kusurları görmeden rötuşla Müfettişim…
*********
ALTUNCU kurban olsun arayan dostlarına,
Yürek dayanmaz elbet dostların nazlarına,
Birisi haber versin tüm gurbet kuşlarına,
Aramız çok uzak mı karışla Müfettişim…

10.10.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

GEREK YOK (!)

Şaşırdı kaldı bu dost arada kaldı yazık,
Arar durur dostluğu kimi anlamaz yazık,
Haydi canlar geliniz yalnız braktınız yazık,
İsteyen yazabilir ayırıma gerek yok…
*********
Niye geldik dünyaya sevmek için değil mi,
Kaç defa dedim dostlar site bizim değil mi,
Allah için deyiniz birlik güzel değil mi,
Yok ayrılık gayrılık köycülüğe gerek yok..
*********
Artık hep bir olalım inancımız gereği,
Kalplerimiz bir atsın hemşerilik gereği,
Ölüm var ayrılık var,bu hayatın gerceği,
Yalvarırım ne olur incelmeğe gerek yok…
*********
Üstünbaş güzel yazdı birlik olsun dostlarım,
Çaykara ilçemizdir sabır olsun dostlarım,
Anlayışlı olalım hemşeriyiz dostlarım,
Yurdumuz Anadolu ayrılığa gerek yok…
*********
Kabul edelim artık zaman sevgi zamanı,
Altuncunun kalmadı yalvarmaktan dermanı,
Rica ederim size yok saymayın fermanı,
Allah için yazınız zorlamaya gerek yok…

11.10.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Köyümü bir gezelim;
Kadahorun içini yaya gezmişim yaya,
Oradan uzanalım biraz bizim oraya..

Çaykaranın çıkışı sağ taraf benim köyüm,
Yıllarca yaşıyordur orada benim soyum..

Hurmalığı geçince kırandan dönüyorsun,
Eski yoldan gidersen Ferırmağa varıyorsun,

Orada uzun yıllar okul var idi okul,
İstersen sol tarafta o mekânlara sokul..

Okul deyince akla Ağaoğlu geliyor,
İbrahimağaoğlu İbrahim söyleniyor..

Orada kısa zaman ben de gittim okula,
Yıldız Hoca gezerdi orada sağa sola..

Geçelim ileriye orada vardır sarmaç,
Köye çıkmak istersen yolları çok dolambaç..

Orası çok şenlikti vardı orda dükkanlar,
Hiç aklımdan çıkmıyor ah gidi o mekânlar..

Dereyi atlayarak yola devam edelim,
Hadi altı diyorlar Kofdaliya gidelim..

Oranın evvelini bilenler vardır elbet,
Ordaki dükkânları yemiştir zalim gurbet...

Oradaki bir evde bir sene ders yapmışız,
Muharrem Hoca ile orada tanışmışız..

Hadi altının suyu bir zaman çok meşhurdu,
O suda yıkananlar içen şifa bulurdu…

Oranın üst kısmına Kamalı demişlerdir,
Lazkıran kıranına okulu dikmişlerdir..

Okul dediğin zaman akla gelir baraka,
Oradan mezun olduk kimse çıkmadı arka..

Bütün bunun öncesi evde okul başladı,
Kadaylonun evinde öğrenciler kışladı..

Bu benim şansızlığım o zaman başlamıştı,
Şansızlık okul ile bizleri tuşlamıştı..

Okulda toplu halde gitmişiz şabalağa,
Yama topları ile başladık oynamağa..

Lazkıran bitişiği vardır durhanırmağı,
Ne kadar istiyorum ben köyümde durmağı..

Nasip olmadı bana oraya bir ev yapmak,
Her sene yazın gidip orada beş ay durmak..

Hadi mahallesinin var karşısı berisi,
Ölülerimiz orda durmaz orda dirisi..

Birinde Kulurlular birinde Altuncular,
Saymakla hiç biter mi köyümdeki insanlar..

Hadinin başlarına bizde kozno diyorlar,
Kış ayları oraya av için gidiyorlar..

Bizden yukarılarda daha çok evler vardır,
Orada küme evler yollar o zaman dardır..

Tiryaki, Borzancılar; Murutlu, Pehlivanlar,
Sadece onlar değil var bir de Şahinlilar..

Geçince ileride duruyor kadunoslar,
Orayı geçemezsin başın dağlara doslar..

Yukarlara bakınca görünür mezireler,
Şurda ,zindan ,soloma bir de vardır riziler..

Bu dediğim yerlerde vardır küçük obalar,
Kazankıran en üste aşağı limonarlar..

Sizi aldım götürdüm Çaykaradan köyüme,
Sorarsanız Muzaffer oralarda büyüme..

Bu gittiğimiz yollar sanırım onbin metre,
Hele hadi Çaykara tam sekiz kilometre..

Bu kadar uzun yere serpilmiş benim köyüm,
Fazla kimse kalmamış öyle almışım duyum..

Oniki mahallesi tam onbir cami vardır,
Köyümün alt kısımı tek kelimeyle yardır..

Elliyedi yılında olmuştur büyük seller,
İşte o yıl başladı bizim için yadeller..

Bizim köy beşyüz hane o zaman için tabi,
Bizim köyün inşallah yazılacak kitabı..

Göç vermiş her tarafa Hamsiköye en başta,
Biz Kırıkhana gittik çocuk denecek yaşta..

Gökçeadada vardır bizim köyün aynısı,
Altmışbir hane orda kalmadı çok yaşlısı..

Her tarafta Şurlu var helede İstanbulda,
Üçyüz haneye yakın köylüm vardır orada..

Hadidan isterseniz üsten dönelim geri,
Hadinin her yanında bu uşağın izleri..

Lazkırandan zoroşa oradan bobayrosa,
Her zaman söylemişim köyde bir evim olsa..

Zoroşun karşısını güzel kırma süslüyor,
Bilseniz bu gariban köyü nasıl özlüyor..

Bobayrostan öncesi oraya derler raşi,
Baçan ile orası duruyor karşı karşı,

Raşida aziz dostlar vardır büyük mezarlık,
Köyümün ortasında nazarlıktır nazarlık..

Çamur mahle zurduhli geçelim karşılara,
Orada uğrayalım sevilen komşulara..

Şurun yarısı bitti inelim aşağaya,
Feğmenosu geçerek varalım fosiyaya..

Eskiden oralarda patika yollar vardı,
Çok zor gezerdik orda çünkü yollar çok dardı..

Aşağı Şur güzeldir manzarası Çaykara,
Çok fazla gidemezdim giderdim ara sıra...

Gezinti sona erdi bak indik Çaykaraya,
Nasip olur gider mi bu Altuncu oraya..

Eskiden oralarda toplu işler olurdu,
Irğatluk derler ona herkes neşe bulurdu..

Güz ayları geldimi dökülürdü yapraklar,
Kofin ile beraber eve taşınır onlar..

Şelek yükleri ile taşınırdı burmalar,
Yollarda oynanırdı çeşit çeşit horonlar..

Sülenden su içerdi odun taşıyan kızlar,
Mezire yaylalarda geçiyor bütün yazlar..

Köyüm güzel ismini almış kayalarından,
Şahinkaya tepesi geçilmiyor nazından..

Küçük küçük ormanlar ona diyoruz koruk,
Şahinkaya taşları orada yüksek doruk..

Köyde tahsil yapanlar önemli bir yer tutar,
Trabzonspor sevgisi hep gönüllerde yatar..

Köyümde son yıllarda yetişmiş sanatçılar,
Hepsini de severim çok başarılıdır onlar..

Köyümde hayli fazla sayıda sülale var,
İnşallah bir gün garip onları tek tek sayar..

Köyümün yaylasına Kuşmer adı verdiler,
Orada buluşuyor yerliler gurbetliler..

Sizlere hatırlattım köyümün her yanını,
Sıkıyor hasretliği bu uşağın canını..

İnanın ki oralar hiç çıkmıyor akıldan,
Gurbet elde olanlar ölüyor efkârından..

Günlerce yazsam dostlar yine bitmez satırlar,
Gönül her zaman için oraları hatırlar..

Dilerim oralarda yaşantı güzel olsun,
Muzafferden dostlara sonsuz selâmlar olsun..

Altmışbir ikilikle oldum ben karşınızda,
Bol bereketler olsun sofrada aşınızda..


10.10.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

BELLİ;
Kararından dönme sen nasıl olsa burdasın,
Kaç defa dedim sana sen çok büyük ustasın,
Küçük bir kusurun var ne yazık ki hastasın,
Kırıkhandan bilirim senin amacın belli..
*********
Seni taşla vuranı ekmekle vuracaksın,
Sabır ederek dostum yerinde susacaksın,
Sevenler diyarında vakurlu duracaksın,
Sana kızamıyorum senin amacın belli…
*********
Aman gitme can dostum gözyaşımı tutamam,
Artık yaptıklarını hiç kimseye anlatmam,
Ama sakın düşünme kalman için yalvarmam,
Anlıyor bütün dostlar senin amacın belli…
*********
O gönül senin olsun işime hiç yaramaz,
O gönül hiçbir zaman tatlı dostluk kuramaz,
O yürek sende iken sözünde de duramaz,
Olsun ne diyeyim ki senin amacın belli…
*********
O dost brakıp gidemez herkes bunu biliyor,
O Demirel misali dört gitti beş geliyor,
O ıslah olsun elbet herkes bunu diliyor,
Olamaz hiç duruşu onun amacı belli…
*********
Sakın unutma beni çünkü unutamazsın,
Sen benim resimleri yırtıpta atamazsın,
Ben burada olmasam sen neşe bulamazsın,
Ben tekrar ediyorum senin amacın belli…
*********
Kararı vermek elbet sana bana hiç düşmez,
Kabir azabı neyse Cehennem hiç es geçmez,
Korkarım cehaletten aziz dost kiri süzmez,
Kibirli olma dostum senin amacın belli…
*********
Kim yanlış yaptığını ancak Yaratan bilir,
Kim sabır yapar ise elbet ecrini alır,
Korkarım yaptığından geriye izi kalır,
Kaçma oyan buyana senin amacın belli…
********
Şu sözleri söyleyen üstadıma baksana,
Nasılda suçu örter maharete baksana,
Nefsini frenleyen şu dostuma baksana,
Şaşırtma dostlarımı senin amacın belli…
*********
Allah kalpleri bilir ona göre de verir,
Baksanıza aziz dost kendini ele verir,
Saltanat kurmak için nasıl gayret gösterir,
Sen beni silemezsin asil amacın belli...


15.10.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Kardaş (!)
Senin seviyene çıkamam elbet,
Senin dilinde yapamam sohbet,
Seninle burada asla muhabbet,
Sabır olmasa yapılmaz kardaş..
*********
Asla karşılık vermem diyordum,
Ama bu fikrimi yok ediyordum,
Azıcık insaf ben bekliyordum,
Açıktan bir kalp kırılmaz kardaş..
*********
Ben sana asla hakaret etmem,
Beni dövsen de geriye dönmem,
Bana yalvarsan da elimi çekmem,
Bu dost asla sana darılmaz kardaş..
*********
İki kelimeden nasıl kükredin,
İyiki sen bana bişe demedin,
İzmit Gölcükten beni sürmedin,
İstanbula böyle varılmaz kardaş..
**********
Rica etsem sana olur mu bilmem,
Rol icabı yüzün güler mi bilmem,
Rezil olmasak desem mi bilmem,
Reşit olan dost sıkılmaz kardaş..

16.10.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Ayağa Kalksın TRABZON;

Bu Altuncu çok yazdı kimse duymaz sesini,
Benim dostum yırtmasın Kırıkhanda fesini,
Bu kadar dedim ona tüketme nefesini,
Bir daha bağırayım ayağa kalksın Trabzon...
*******
Taraftar çok güzelde bazen yanlış yapıyor,
Takımın silahları bir türlü patlamıyor,
Takunya ayaklarda havaya hoplanmıyor,
Tek arzum vardır dostlar ayağa kalksın Trabzon...
*******
Almanya takımını beraber seyretmiştik,
Almanya takımına sahayı dar etmiştik,
Abdurrahim, İnteri biz Trabzonda yenmiştik,
Allaha dua edin ayağa kalksın Trabzon...
*********
Yediden yetmişe hep gönüllerde bu takım,
Yeniden başlayacak kuzeyden büyük akım,
Yendiği takımlara golleri salkım salkım,
Yıllar hep boşa geçmiş ayağa kalksın Trabzon...
*********
Avrupa kupaları şanın ile doluydu,
Anadolu insanı senin ile mutluydu,
Avni Aker stadı bir kapalı kutuydu,
Az takım yenmemişti ayağa kalksın Trabzon...
********
Çalışmayan öğrenci iyi karne alamaz,
Çelme yiyen futbolcu bir efsane olamaz,
Çalım yerse futbolcu nefes alıp doyamaz,
Çek kayıkçı küreği ayağa kalksın Trabzon...
********
Ben hafta sonlarını ip ile çekiyorum,
Bir bilseniz Trabzonu ben nasıl seviyorum,
Bu senede şampiyon olamaz biliyorum,
Ben her şeye razıyım ayağa kalksın Trabzon...
********
Bir takımı futbolcu ne olsa kurtaramaz,
Bir Yatara takıma ferdi bir şey yapamaz,
Bir takım oynu yoksa başarılı olamaz,
Bir ekolu olsun da ayağa kalksın Trabzon…
*********
Barcelonayı yenip nam salmıştı dünyaya,
Bak Urus takımını susuz gönderdi aya,
Bir de Aston Villa var yanında kalmış yaya,
Bu gariban diyor ki ayağa kalksın Trabzon…
*********
Altuncu buradadır gönlü ise Trabzonda,
Artık şampiyon olun akıl fikir hep onda,
Aşağılara düşme kalma sakın en sonda,
Artık titresin derim ayağa kalksın Trabzon…

21.10.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

GELMEZ (!)
Gece rüyamda gördüm bu takım düzelecek,
Geçikmeden başına Şenol Güneş gelecek,
Göreceksin o zaman bir boradır esecek,
Gurbetteyim ne yazık elimden bir şey gelmez...
*********
Gelince Şenol Güneş Fatih de gelir elbet,
Gökdeniz Rusyadadır yapıldı onla sohbet,
Galibiyet hasreti bir gün bitecek sabret,
Güneş doğmadan dostum takıma fayda gelmez...
*********
Geçmişle oyalanmak başka elde bir şey yok,
Garip taraftar derki bu takımdan hayır yok,
Gel sabır eyleyelim ondan başka takım yok,
Gönülde hep o takım başkadan hayır gelmez...
*********
Avni Aker cehennem gelirdi rakiplere,
Aşık idi taraftar o futbolcu gençlere,
Ah ne tabutlar yaptık Beşiktaş Fenerlere,
Artık belli oldu ki takımdan fayda gelmez...
*********
Nihat,Osman,Ogün,Cengiz bu takımı özleriz,
Lemi,Tolunay,Orhan onları da gözleriz,
Abdulah,Hami,Şota yanlarına ekleriz,
Ünalsız olurmu hiç başka akıla gelmez...
*********
Bu takım kaybetmişti doksanaltı senesi,
Şampiyonluk şarkısı demedi bir tanesi,
O sene perişandı Altuncunun hanesi,
Atık o ruh kalmadı takımdan fayda gelmez...
*********
Nasıl anlatsam size acaba gerçekleri,
Futbolcu bu gençlerin varmıdır yürekleri,
Ah nerde eski Hami yıkardı direkleri,
Alt yapı filiz vermez takımdan hayır gelmez...
*********
Her şeye rağmen dostlar tek yumruk olmalıyız,
Sevdiğimiz takıma biz sahip çıkmalıyız,
Trabzonun futbolunu iyi anlatmalıyız,
Bundan başka işlerden kimseye fayda gelmez...
*********
Altuncu Trabzon için yıllarını vermiştir,
Yazdığı dörtlüklerle göz önüne sermiştir,
Lig Tv de maçları moralsiz seyretmiştir,
İyi bir taraftarız elden başka şey gelmez...

22.10.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

BU ALTUNCU..
Eskiden fakirlik var herkes çile çekerdi,
O çileli yaşantı inanın çok güzeldi,
İyi bilirsin dostum insanoğlu şekerdi,
O yokluk günlerini arıyor bu Altuncu...
*********
Elektriğin yerine idare lâmba vardı,
Evler okul olmuştu ama saygı da vardı,
Cepte para yok ama gönülde huzur vardı,
Öyle değilmi dostlar soruyor bu Altuncu..
*********
O zaman ambulans yok sal ile hasta gider,
Arabayı görmeğe insanlar dürbün ister,
Çok şükür hastalık az afacan ölüm yeter,
Şimdi her imkân vardır bakıyor bu Altuncu..
*********
Koltuk yerine beke setüstü idi ocak,
Pantalona mutlaka yapılır idi kolçak,
Hoşot döşeği vardı yerde yatılır alçak,
Lüküs yerine fener yakıyor bu Altuncu..
**********
Göneşara kaşığı meşhur idi o zaman,
Tek tasa kaşık çalar bütün külfet o zaman,
Naylon çorap arardık bulamazdık o zaman,
Ortaokulda şapka takıyor bu Altuncu..
********
Televizyon hayaldı bilgisayar uzayda,
Radyo ile gramofon ender bulunur o da,
Ya telefon olayı insanlar elbet zorda,
Meşhur horozlu şeker yalıyor bu Altuncu..
*********
Kuruşlu dönemleri yaşadık o zamanlar,
Uzaktan ekmeklere çok baktık o zamanlar,
Sevgi ile saygıyı yaşadık o zamanlar,
O günler hayaliyle yaşıyor bu Altuncu..
********
Neşeliydi o günler dostluklar kurulurdu,
Delikanlı anlamlı sözünde durulurdu,
Horonlar oynanırdı kemençe vurulurdu,
O güzel zamanları yazıyor bu Altuncu..
*********
Çocukluk yıllarımız herkes herkese muhtaç,
O zamanın insanı yarı tok da yarı aç,
Aradan çok yıl geçti sormayınki sene kaç,
Bugünün insanına şaşıyor bu Altuncu..

29.10.2009
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-