Asıl acınası yanımız; bürokratik oligarşi ile sivil oligarşinin sanki bir çıkar çatışması içinde olduğunu sanmamızdır.Burada taraf tutmaya zorlanmamızdır.Bu oligarşinin içinde kimlerin olduğu konusunda, aklımızın karışmış olmasıdır.Bu oligarşinin içine girmek isteyen, sıfatı "İslami" olanların masum olduğunu yada, kendine yapıştırdıkları bu sıfatın hürmetine, hürmete layık olduğunu sanmamızdır.
Ortada oynanan "demokrasi" adlı oyunun fantastik bir öykü olduğunu unutup,bunun iyiyle kötü arasında bir savaş olduğunu sanmamızdır.Zira, amerikan fantastik filimlerinde bu tema hep vardır.Herkes kendini iyinin temsilcisi olan karakterlerle özdeşleştirir.Amerikan halkı bu filimleri çok sever.Ortadadoğuyu( ki bu kavramıda onlardan alıp kullanırız hiç utanmadan.ben dahil) bu filimlerle öğrenir mesela ve iyi amerikan askerleri kötü olan herkesi yeryüzünden kazımaktadır.
İktidar olan parti herkezle uzlaşırken,diyelim ABD ile, diyelim AB ile, kendi ülkesinin diğer partileri ile uzlaşmaz.Acaba bundan bir mana çıkarmalı mıyız? Acaba bunun yaklaşan seçimlerden oy almak için kriz çıkarmaktan başka hiç bir tutar şeyi olmadığı sonucunu çıkarmalı mıyız?Bu krize eşlik eden anamuhalefet partisininde aynı tutarsızlıktan beslenmek hevesini görmeden geçmeli miyiz? Bu iki partininde oligarşinin temsilcileri yada, beslemeleri ile dolu olduğunu, iyi ile kötü oyununun buradan sürdürüldüğünü unutup, o okuduğumuz koca kitapları niye okuduğumuzu düşünmemeli miyiz?
Kaçınılmaz olandan kaçmak mümkün değildir.Yanı başımızda öldürülen altıyüzbin müslüman,bizden, bizim gibi insan öldürülürken,birbirini öldürmek için şeytani akıllarla tuzağa düşürülürken,biz kendimizle uzlaşmaz bir kavganın içinde nasıl olabiliriz? Nasrallah'ın korumalarının komünist partisi üyesi olduğu bize bir ders değil midir? Bu birlikteliğin Lübnan'da İsrail'in yenilgisine yol açması bize ders değil midir?Irak'da aydınların öldürülmesi yada ülke dışına çıkarılmaları bize bir ders değil midir? Ki Amerika'nın aklı selimin dışlanarak orada akıl dışılığın hakim olmasını istemesi bize ders değil midir? Ki bu akıl dışılık etnik ve mezhepsel çatışmaların engellenmemesi için desteklenmektedir.
Aynı akıl dışılık ülkemizde de desteklenmekte değil midir? Aydınımızın aklı karışıktır.Çok şükür halkımız henüz çıldırmamıştır.Bu çıldırmayacak demek değildir.Okuduğumuz o kalın kalın bin yılların bilgisiyle beslenen kitaplar bu akıl dışılığı önlemeyecekse onları yakmanın zamanı değil midir? yoksa; onları okuyup okuyup bu akıl dışılığı besleyen bizlerin kendimizi yakmasının zamanı mıdır?
Başka bir dünyayı kuracak hayallerimiz,enerjimiz,aklımız,bilgimiz yoksa,bunu aramayacaksak ,hayata seyirci kalıp,müdahil olmayacaksak,gidelim buralardan...
Hiç olmazsa bu mavi gezegeni kirletmeyelim.
İlkay Durgun