YENİ BİR SAYFA İLE DÖNECEĞİM DEDİM VE DE DÖNDÜM!!!!

Üyelerimizin yazdığı şiirleri bu bölümde toplayalım mı? Ne duruyorsunuz!.. Kaleme sarılma zamanı gelmiştir...

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Adnan Ayaz

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzr Nis 26, 2009 7:02 am

Devrin birinde bir Padişah varmış,
Ülkesi,
Yokluk karışıklık,zam,zülüm,işkence,faili mechül,rüşvet torpil,pahalılık, kıtlık,işsizlik,siyasi çalkantılar,cinayetler vesair gibi sebeplerden dolayı çok zor durumdadır.
Padişah ferman çıkarır;
-Kim bu ülkeyi üç ayda huzur ve refaha ulaştırmayı taahhüt ederse onun yedi ceddini hazineye ortak ederim. Ama eğer beceremezse kellesini vururum.
Nice siyasetçiler,proflar,akademisyenler,mühendisler,doktorlar bu işi beceremediler ve kellelerinden oldular.
Dağda koyunlarını otlatırken,kurdun talanına uğrayan sürüsü telef olunca çoban eve gider
-Hanım şu benim valizimi hazırla ben Padişah olmaya gidiyorum der.
-Ulan herif sen kim padişah kim. Üç tane koyunu bekleyemeyen adama ülkeyi teslim etmezler otur oturduğun yerde…
-Hanım geldim çoban gidiyorum çoban bari üç ay Padişah olayımda öyle öleyim
…..
Çoban sarayın kapısına dayanır.
Fermanın herkesi kapsadığından hareketle padişah olmaya geldiğini ve beceremezse kellesinin vurulacağını kabul ve beyan eder.
….
Koltuğa oturur. Hizmetliyi çağırır
-Bundan böyle her sabah Vezirlerim makamlarına geçmeden huzuruma çıkacaklar ve elimi eteğimi ayağımın altını öpecekler. Kendilerine ilk emrimi tebliğ et.
Padişah hemen yanında ki odaya bir Cellat oturtur. Ona
-Buraya kimi gönderirsem kellesini vur. Merak için ben bile başımı uzatırsam kellemi vur.
Tamam der Cellat
-Padişahım bu benim makam odamın ismi ne olsun
-Hazine odası.
İkinci gün Vezirler kendi aralarında durum değerlendirmesi yaparlar. On vezir kesinlikle öpmeyiz… İkinci on vezir karasız geri kalan on Vezir ise kendi aralarında konuşurlar
-Akıllı olun el öpmekle dudak aşınmaz Devletin ihaleleri elimizde, istediğimiz her şeyi yaptırıyoruz. Tayinler elimizde her şey elimizde. Ya bizi görevden alırsa…Bu on Vezir öpmeye karar verirler Veee öperler
Padişah
-Aferin benim vezirlerime sizi Devletin hazinesine ortak ediyorum harcamanız sınırsızdır. Alın hazinenin anahtarlarını sizler benim has adamlarım oldunuz Geçin şimdi birer birer yeni tahsis ettirdiğim “Hazine” odasına (kapısında cellat bekliyor)
Öğle mesaisine gitmeden yirmi kişilik bir yemek masası hazırlatır. Üzerinde ne istenirse bulunmaktadır.
-Çağırın Vezirlerimi onların şanına bu yemeği tertipledim. Buyursunlar.
Yemek biter ama herkes tam kalkmak üzereyken Vezirlerin önüne birer tabak daha konur. Tabaklara da (özürlerimle) hatırı sayılır miktarda insan b..ku koydurur.
-Yiyin… yiyeni ihya eder hazineye ortak ederim.. yemeyeni de görevden alırım.
On Vezir
-Sabah elini ayağını öpmedik şimdi önümüze b..k koydu,akşam kim bilir ne yapacak. Bu boğazdır ne koyarsan gider. Uzatmayalım bu on Vezir de b..ku yerler. Hazine odasına giderler
Geri kalan on Vezir istifa dilekçelerini yazar ve Padişaha
-Biz senin uşakların değil bu milletin Vezirleriyiz diyerek istifa ederler.
Padişah
- Kardeşlerim ben bu işlerden anlamam. Ben bir çobanım alın şu mühürleri bu ülkeyi kurtarın. Diğer Vezir arkadaşlarınızı öldürttüm.
Fıkra ya
Eski padişahın tanıdığı süre içerisinde ülkeyi kurtarırlar. Ve eski Padişah tebdili kıyafetle on gün önceden ülkeye girer ve bakar ki her şey eskisinden iyi
….
Çoban abasını sırtına alır ve esas Padişahı ve akibetini kapıda bekler.
Eski Padişah
-Gel kardeşim gel… sen bu işi becerdin. Dile benden ne dilersen. Çoban telef olan koyunları kadar koyun ister.
-Kabul de ben bir daha aynı hataya düşmemek için ne yapmam gerekiyor. Yani kısacası sen çoban halinle bu işi nasıl becerdin
Çoban
-PADİŞAHIM hatır için EL ETEK ÖPENLER İLE hatır için B..K YİYENLER olduğu sürece memleket idare edilmez demiş.
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Cmt May 02, 2009 3:45 pm

AMERİKAN KÖPEKLERİ


Köpeksiz köy buldular geziyorlar değneksiz
Başa bela oldu Amerikan köpekleri
İhanete ortaktır saltanatta nesepsiz
El ele verdiler Amerikan köpekleri

Coni’ye dosttur Türk’e düşman bozuk mayası
Her taşın altından çıkar yoktur hayası
Yağcılık yalakalık şerefsizin dünyası
Hanemize girdiler ! Amerikan köpekleri

Eğer icazet aldıysan sünnetsiz Coni’den
Top bile yıkamaz vursa seni on ikiden
Bu millet bu tarihi yazar diye yeniden
Tehlikeyi gördüler Amerikan köpekleri
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Cmt May 02, 2009 3:54 pm

UTANMIYORMUSUNUZ
BU BEYAN KANINIZA DOKUNMUYOR MU




HAYDİ !!! SIKIYSA BUNLARA DOKUNDA GÖRELİM SENİ
İşte Ergenekon !!!! DOKUNSANA HAYDİ




Herkes teröristleri ‘dağlarda’ arıyor.
Oysa teröristler, TBMM’de oturuyor.
DTP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, 8 Ocak 2009 tarihinde yaptığı bir konuşmada aynen şöyle diyordu:
- “[u]Bu halkın dilini, kültürünü ve kimliğini kabul etmeyenler, 20 yıl içerisinde verilen mücadele sonucu bunu kabul ettiler. Eğer böyle devam ederse, yakında bu toprakların adını da kabullenecekler.” [/u]
DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ise 27 Nisan 2009 tarihinde Hakkari’de yaptığı konuşmada aynen şu ifadeleri kullandı:
- “29 Mart 2009 seçimlerinde Türkiye içerisindeki Kürdistan sınırlarını belirledik. Yani Van’ı aldık. Siirt’i aldık. 86 yıllık geleneği bozarak Iğdır’ı aldık. Hakkari’de yüzde 90’lara varan oy oranına ulaştık. Bu coğrafya Kürdistan coğrafyasıdır. Bugün bu ülkede sayın Abdullah Öcalan, bu halkın iradesidir. Gücünüz varsa önce bize dokunun.” Peki bu konuşmanın ardından, “Ne diyorsun sen ulan edepsiz” diye birisi ortaya çıkıp da kendisine ‘dokunmaya’ kalkıştı mı?
Bir Cumhuriyet Savcısı çıkıp yakasına yapıştı mı?
Ne yazık ki hayır
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Cmt May 02, 2009 10:22 pm

TARİHİN HİÇ BİR ZAMAN AFFETMEYECEĞİ (ZAMAN VE İNSANLAR) VARDIR

ERGENEKONDAN ÇIKIŞ DİYE BİR ROMAN OKUDUK ÇOCUKLUĞUMUZDA!!!


O silahlar kimin?
Silahlı güç deyince herkesin aklına hemen asker gelir... Peki, ya polis?..
Genelkurmay Başkanı da diyor ki:
- Bu silahlar bize ait değil...
Bir de rakam veriyor:
- 1988 yılında MKE (Makine Kimya Endüstrisi) Kurumu’nun ürettiği 3300 el bombasının 300’ü orduya, 3 bini polise verildi... O zaman akla ne geliyor?..
Orgeneral Başbuğ, bulunan silahların TSK’ya ait olmadığını, bu silahlardan Emniyet’te de bulunduğunu açıkladığına göre... Emniyet Genel Müdürlüğü’nün de bir açıklama yapması şart görünüyor. Yer altındaki silahlar kime ait? Soru yanıt bekliyor...
Bu silahları Ergenekon savcısına bağlı polisler gidiyorlar elleriyle koymuş gibi buluyorlar. Sonra da bu silahların saatlerce televizyonlarda gösterisi yapılıyor ve işin ucu Türk ordusuna dayandırılıyor. Bu silah ve mühimmatın ne olduğu konusunda Sayın Başbuğ’un bir açıklama yapmasını istemiştik. Başbuğ paşa geniş ve duru bir açıklama yaptı. Bu silahların Türk Ordusuyla bir ilgisi yok. Öyleyse bu silahları o dağ başlarına kimler gömdü ve niçin gömdü?
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Çrş May 20, 2009 9:33 pm

değerli dostlarım,
sitemizde aktif olmama kararım için bazı arkadaşlar bana sitemde bulunuyorlar. bu konu hakkında kendimi savunma ihtiyacı hissettim.
siteden kopmam mümkün değildir. bunu böyle bilelim... sadece MUZAFFER ALTUNCU hocama( şahsiyetine ve adap ve edebine asla ve haşa değil) ...ama edebi kişiliğine olan tepkimi ortaya koyarak kendi kendime- bir yıl süre ile- Muzaffer hocamın yazı yazdığı hiç bir başlık altına yazmama ve Muzaffer hocanın dahil olduğu hiç bir etkinliğe katılmama kararı aldım.
baba dostum ile sanal alemde tartışmak istemiyorum. bu vesile ile sitemizi yakından takip edeceğim ama dediğim gibi elimi taşın altına koymayacağım. bu noktada da kimseye karşı kendimi savunma içinde olmayacağım.
bu noktadan sonra sitemizde hiç kimseyi rahatsız etmek istemiyorum.
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Prş May 21, 2009 9:39 am

Muzaffer Hoca kadar başına taş düşmesin emiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii !!!!!!!!!!
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

Mesajgönderen İhsan Şahin » Cum Haz 05, 2009 5:49 pm

SİZ SİZE YAZIN DURUN BEN DÖNEMEM SÖZÜMDEN
BİR DEĞİL İKİ DEĞİL YARALANDIM ÖZÜMDEN
"İKRAH" ETTİM DÜNYAYI HEP DÜŞTÜNÜZ GÖZÜMDEN
CAHİL DOSTUN OLURSA DÜŞMANLARA NE GEREK
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzr Haz 07, 2009 6:55 pm

Dostlar
Malumunuz sitede ki bir yıllık kendi kendime verdiğim ceza (sayın Muzaffer Altuncu hocamın bulunduğu hiçbir yazı bölümünde ve etkinlikte bulunmayacağım) devam ediyor. Ancak bazı dostlarımın tatlı sitemleri var …
Bu dostlarım gerek “vaybeni” sayfasında ve gerekse de “er meydanı” nında damardan girerek beni zorluyorlar.
Bu anlamda en son MELTEM yeğenim dokundurdu…
Herkese teşekkür ederek kararımı değiştirmeyeceğimi belirtmek istiyorum. Ancak sitemizden hiçbir şekilde kopmuş değilim. Her akşam gece saat 11 de bile olsa yazılanları takip ediyorum.
“PARAGAF” i kaçırmıyorum. Açılış saatinden sonuna kadar takip ediyorum. Sizde dikkat ettiyseniz PARAGAF SAYFASI ARTIK “TANIŞMA KAYNALŞMA” SAYFASINA DÖNÜŞTÜ. Ben bunu aylar önce ikaz ettiğimde çok bilen ulema takımından tepkiler almıştım. Al sana şimdi PARAGAF SAYFASI… ne diyorlar şimdi tatile girelim… o da kurtarmaz.
Ben uyarılarımı zamanında yapmıştım. Haklı çıktığıma gerçekten üzüldüm.
TEKRAR İKAZ EDİYORUM
BÖLÜM YETKİLİLERİ DEĞİŞSİN HER BÖLÜM İÇİN KURALLAR KONSUN
.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar]” Kovulmadan ben gittim…
Ben bu sayfadan
Yazmaya devam ediyorum. İsteyenler buyursun hasbihal olalım. Herkese selam olsun
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzr Haz 07, 2009 7:00 pm

İşte böyle dostlar
Hısım akrabaya petrol kuyuları dağıtılyor, devlet bankaları imkânları ile gazete ve televizyonlar, çoluk çocuğa gemicikler alınıyor, sonra da çıkıp, “Bize ak demeyen ahlaksızdır” tehditleri savruluyor.
Öksüz ve yetimler açlıktan inler babaları işsizlikten intihar ederken ve “Anamız ağlıyor” diye feryat edenlere, “Ananı al da git” nasihatı verilir, çiftçiye, “Gözünü toprak doyursun” bedduası yapılırken, devletin imkânları ile uçak üstüne uçak alınıyor, o uçaklara binenler 140 çeşit yemekten canlarının çektiğini yiyor, İspanya kraliçesi kafir Sofia 20 dolar verip İngiltere’ye tarifeli uçakla giderken, bizimkiler hamama (kaplıcaya) bile maaile devletin uçağı ile gidiyor, gittikleri ilin valisine şöyle bir uğrayıp, “Biz buralara devlet için geldik” , diyerek, kılıf üretiliyor, sonra da dönüp, Hazret-i Ömer adaletinden, her gün birkaç Mehmetçiği şehit eden, halk otobüsünde işinden evine gedenleri molotof kokteylleri ile yakanların hamileri de barıştan, kardeşlikten bahsediyor.

Hayatî her şeye olağanüstü vergiler konulurken ithal mücevherde KDV sıfırlanıyor ve daha dün yüksek tahsilini başkalarından aldığı bursla yapmak zorunda kalan hükümet erbabı çocukları, gelinleri alnı secdeli, ağzı dualı, eşleri türbanlı hacı amcaların duaları eşliğinde, birkaç yıl içersinde gemi(cik) ve havaalanlarında mücevher satış noktaları sahibi haline, kimi belediyeler PKK’nın yayın organı Roj tv’nin temsilciliği, Avrupa’dan Türkiye’ye pek çok noktada uyuşturucu ve haraç tahsil noktası haline gelmiş bulunuyor.

510 kilometrelik sınır mayınların temizlenmesi karşılığı İsrailli bir firmaya, “İzak yatırım yapacak, Hasan-Hüseyin çalışacak” diye 49 yıllığına devredilmek isteniyor, millet ayaklanınca, faşist damgası yiyor. O mayınları o sınıra döşeyen emekli asker, “Bu işi ben yaptım, ben temizlerim” dediğinde, “Sen de kim oluyorsun, otur oturduğun yerde” diye azarlanıyor. Birileri çıkıp demokrasi yukarının aşağıya değil aşağının yukarıya haddini bildirmesidir demiyor, diyemiyor.

Dağlıca baskınını düzenleyen teröristlerin Dağlıca’ya nasıl geldiklerini, Türk askerini nasıl şehit ettiklerini, Mehmetçiğin nasıl çaresiz kaldığını anlatan Türkü eşliğinde DTP kongreleri yapılıyor.. Bu ülkede birilerinin evlatları bir şekilde askerden kaytarmanın yolunu bulurken birileri şehide kelle, terörist başına sayın diyor, vatan için can verenlere de, askerlik yan gelip yatma yeri değildir, aklı veriyor..

“Dolandırıldık” diyen, Yimpaş, Kombassan ve Almanya’daki Deniz Feneri mağdurları Başbakan tarafından, “Bana sordun da mı para verdin” diye azarlanırken, Deniz Feneri dosyasında adı geçen RTÜK Başkanı ve Kanal 7 sahiplerinin, “kaçırmasınlar” diye mal varlıklarına mahkeme ihtiyati tedbir kararı koyduğunda, Ergenekon sanıkları için savcı kesilenler üzerlerine avukatlık cübbesi geçiriyor.
Bu ülkede bir A KePe bir de PKK’nın Meclis’teki sesi DTP var
Türkiye’de her ne oluyorsa bunların dediği oluyor. Olup bitenlere dikkatle bakıldığında ise, kavgalı gibi görünseler de, Meclis’ten çıkan kanunların ruhu okunduğunda, aslında, DTP ile AKP’nin aynı şeyleri söylediği ve aynı yol haritasını hayata geçirdikleri apaçık görülüyor. Siz râzıysanız mesele yoktur efendim..
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Cum Haz 12, 2009 7:14 pm

Meltem Nacar yeğenime

Gelenler vurdu gitti, geç kaldın sen torunum
Haddini bilen ile olmaz benim sorunum
Çok bedeller ödedim bu da aynı görünüm
Senden bana taş gelmez öyle sezer dururum

Bak tıkandı sayfalar giden geri gelmiyor
Sebebini sorarsan kimse bir şey bilmiyor
Tel tel oldu döküldü muhabbet tad vermiyor
Bu minval sitemlerden inan bezer dururum

Kim dedi hatır için el ayağı öperim
Hak bildiğim her yolda tek başıma giderim
Yanlış yapan kim ise haritadan silerim
Eğer gücüm yetmezse ”nefsi” ezer dururum


Bir kişi aynı anda her şeyi bilir ise
Olur olmaz her yere burnunu sokar ise
Ana cadde üstünde 10. Noter ise
Meydanlara inmeden boşta gezer dururum

Bu üçüncü isyanım artık yama kaldırmaz
Rica ettim kaç kere esamesi okunmaz
Su derinden bulandı bir senede durulmaz
Hayaller denizinde her gün yüzer dururum
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen Meltem Ayal Nacar » Cum Haz 12, 2009 8:26 pm

İhsan Amca bir dörtlükle cevap vermek isterdim.Ama yazacak cesareti bulamadım kendimde.Öncelikle teşekkür ederim yazdığınız şiir için.Fikrinize ve kararınıza saygım var.Bu konuyu gündeme getirmeyeceğim bundan sonra.
Ama ben sizlerin yazdıklarını takip etmekten mutluluk duyuyordum.
Hayırlısı...
Tekrar teşekkür ederim......
Meltem Ayal Nacar
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1329
Kayıt: Çrş Kas 08, 2006 9:40 am
Konum: yılda 20 gün çaykara diğer günler elazığ:)

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzr Haz 14, 2009 10:03 am

BUNUN İÇİN BİR YIL PARAGAFTA YOKUM
MUZAFFER HOCAMIN CANI SAĞOLSUN
MEYDANI BOL OLSUN… HEM ÇALSIN HEM OYNASIN


157. paragafın 15. sayfasında Fatma hanım;

herkesin derdi baska durur icerisinde
herkes bildigini okur cozum bulun bu ise
duz yaziyi yazana girmeyin bu meclise
demek yakisik
almaz bunu herkes anlasin.. (demek ki anlamadılar)

Bende 17. sayfada Fatma hanına destek bazında

KİM DEMİŞ Kİ GELMESİN LÜTFEN DİKKAT EDELİM
SARFEDİLEN SÖZLERİ USULÜNCE BİLELİM
KAHRAMANLIK CAĞI MI ÇIĞIRTKANLIK EDELİM
HADDİNİ BİLSİN HERKES KIYMETİNİ ANLASIN
yazdım

18. sayfada
A hamdi şöyle bir ifade kullanmış
ihsan şahin demiş

vallaha ihsan abi sizleri site içerisinden tanımaya çalışıyorum ama sanırım bu dörtlük bana ..ben haddimi biliyorum siz meraklanmayın ,kahramanlık peşinde de değilim..
ne alaka kurdunuz vallaha pes yani..

sayfa 18

MUZAFFER HOCA (bana atfen)
Senin kalemin bazen kağıdı karalıyor,
Haliyle kalbimizi derinden yaralıyor,
O zamanda bu mekan azacık daralıyor,
Dilerim aziz dostlar bizi güzel anlasın
sayfa 19
muzaffer hoca (yine bana atfen)
Senin yazdıklarını ben anlarım bilesin,
Kırdığın kalpler için göz yaşını silesin,
Ben diyorum İhsan'ım bir şeyleri gizlesin,
Siteyi seven dostlar yazanları anlasın...




Sayfa 19
İrfan
Amaç birbirini kırmak değil,daha yakın olmak niyetimiz olmalı ,şimdi bu gecenin bir anlamı kalmadı sizden ricam birbirinizi üzmeyin küsmeyin arayın tatli olun bizleri üzmeyin,bir ceviz kabuğunu doldurmayan şeylerle üzmeyin üzülmeyin hep tatli olun,size teşekkürlerimi yolluyorum (kavgacı ilan ediliyoruz)
Muzaffer
Sevgili İhsan Şahin ve Sevgili Ahmet Hamdi Hoca...
Sizleri çok seven birisi olarak sabır ile bu işi burada kapatmanızı istiyorum...
Yazılanlar sizi üzmesin,dostlar arasında olur böyle şeyler ,,,,,,,,,,,

ve sayın iyilik ve reklamsever muzafferden inciler......



Sevgili İhsan,
Burada özür dilenecek bir durum yok...Sadece yazılanlardan bir yanlış anlama oldu o kadar...İşi büyütmeye gerek yok ki...Hem ben ne dedim ki işin tatlıya bağlanmasından başka...

BİZİ KAVGACI İLAN EDEN KADİM DOST MUZAFFER HOCA Kİ(BU ÜÇÜNCÜ OLUYOR)

AHMET HAMDİ BEYE BAKIN NASIL ÖZEL BİR MESAJ GEÇİYOR
Muzaffer Altuncu
Bölum yetkilisi



Kayıt: 04.02.2006
Mesajlar: 10961
Şehir: GÖLCÜK Tarih: Cmt Nis 25, 2009 11:04 am Mesaj konusu:


________________________________________
Sevgili Ahmet Hoca,
Seni çok iyi anlıyorum,sen gerekli tepkiyi göstermişsin...Ama fazla kafanı yorma ne olur... Biz burada dostlar için varız... Sabır ve iyi niyetle herkese sevgi verip herkesten sevgi almaya çalışıyoruz...


BANA TEPKİ!!! GÖSTERENE TEBRİK VE TEŞEKKÜR MESAJI YAZAN ADAMLAR İLE AYNI SAFLARDA BULUNMAKTAN UTANDIĞIM İÇİN SAYIN ALTUNCUNUN BULUNDUĞU HİÇ BİR ORTAMDA YOKUM....
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzt Haz 15, 2009 6:00 pm

Dayım aradı beni çıkamadım huzura
Suç mu büyüktür, af mı büyük çaresiz kaldım
Sebebi malum olan Mü’min oğlu hınzıra
Dostlar hatırına yine de selamı saldım

Bilmediğin işlerde Arif olursan eğer
Bir olur iki olur dostların vermez değer
“Adam gibi adam olmak” ne zor imiş meğer
“Sırat-ı Müstekim” deyip Hak kelamı saldım

Sevgi babında –haşa- hatam olmaz Dayıma
Sevmelerde ilk sıra başlar isem sayıma
Hakkıma razıyım ben ne düşerse payıma
Hayırları cem edip (O’na) belamı saldım

Söz vardır rezil eder hem de bozar adamı
Vezir olan her kimse gelsin tutsun yakamı
İster avamda,ister gökte kulun makamı
İslah olsun diyerek kalkıp duamı saldım

Benden bu kadar dostlar Dayımın hatırına
Yazmaz oldu kalemim “paragaf” satırına
Buğuz ettim bir kere destursuz yazarına
Helalleri kendime (O’na) haramı saldım
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen Ayhan Altuncu » Sal Haz 23, 2009 7:37 am

TOPRAKLAR YAHUDiYE VERiLECEK


İşte Cumhurbaşkanı’nın hem hükümeti hem de Türk milletini uyarmayı amaçlayan açıklamaları



* SEVR’de çizilen Ermenistan, Kürdistan ve İsrail haritalarının birbiri üzerine nasıl oturduğunu ve o zaman Osmanlı’dan İngiliz marifetiyle alınan toprakların nasıl Yahudilere teslim edildiğini göreceksiniz.



* HAKİMİYET eğer kayıtsız şartsız milletinse gelin hep beraber milletin sesini dinleyelim ve yabancı güçlere, emperyalist ülkelerin Ortadoğu bölgesindeki güçlerine hep beraber “Hayır!” diyelim.



* İSRAİL; uluslararası destekle bölgeye yerleştirilmiş, işgalci ve yayılmacı bir devlettir. İsrail, bugünkü konumuna gelmek için yakın geçmişinde, terör dahil her türlü aracı kullanmış bir ülkedir.



* ERMENİSTAN’ı sıkıştırmak, barışa zorlamak için bu ülkeye karşı enerji ambargosu uygulandığında adeta bu ambargoyu Türkiye delmek istemiş, Ermenistan’la enerji yardımı anlaşması yapmıştır.



* TÜRKİYE’nin Avrupa Birliği’ne giremeyeceği kesindir... Çünkü AB bir Hristiyan Birliği’dir. Siz Avrupa’nın Zenginler Kulübü’nün köşkünde, “Bahçedeki bir barakaya girdik” diye seviniyorsunuz.



* AVRUPA Konseyi Parlamentosu, Türkiye aleyhine bir platform haline geldi. Avrupalının kafasında olan şey, Türkiye’yi bölmek ve Osmanlı’ya dikte ettiremediği şeyleri Türkiye’ye dikte ettirmektir.



* BUNLAR (Amerikalılar, İngilizler, Fransızlar) müttefik, dost diyorsunuz. Dost bildiğiniz kişilerden, ülkelerden bu şekilde ihanet bekliyorsanız oturup anlaşmaları gözden geçirmek zorundasınız.


Gül’den bombalar...
Çoğunluğun itirazına rağmen Mayın Yasası’nı onaylayan Cumhurbaşkanı Gül, Çekiç Güç’ün görev süresinin uzatılmasını eleştirirken, topraklarımızın Yahudilere teslim edileceği uyarısında bulunmuştu


Suriye sınırındaki arazileri mayınları temizleme karşılığında yarım asır yabancıya devreden Mayın Yasası’nı muhalefetin ve kamuoyunun tepkisine rağmen hiç bekletmeten onaylayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, 15 yıl önce söyledikleriyle tezata düştüğü ortaya çıktı. Refah Partisi’nden Kayseri milletvekili olarak parlamentoya giren Abdullah Gül, Çekiç Güç’ten rahatsızlık duyduğunu ifade ederken, ülke topraklarının Yahudilere teslim edilebileceğini söylemişti. İşte Gül’ün, o dönemde skandal yaratan sözlerinden bazı kesitler:

Yeni devlete yataklık edecek
19 Aralık 1991 ve 24 Aralık 1992 tarihlerinde TBMM’de kürsüye çıkan dönemin Refah Partisi Kayseri Milletvekili Abdullah Gül, Çekiç Güç’ü şu sözlerle eleştiriyordu: “Ülkemizin bu hassas bölgesinde, emrivakilerle karşı karşıya kalmamak için milli menfaatlerimizin tersine konumlara düşmemek için, bu yabancı gücün varlığına son vermek gerekmektedir. Şu açık bir gerçek ki bu yabancı askeri güçler üzerinde, Türkiye’nin ciddi kontrolü mümkün değildir. Ne zaman ve hangi koşullarda bu güçlerin kullanılacağı, Ankara’dan değil, Washington’dan kararlaştırılır. Kim ne derse desin, bugün Çekiç Güç kuvvetleri bir ana rahmi gibi sınırlarımızda yeni bir devletin doğuşuna, oluşumuna yataklık yapmaktadır.”

Yahudilere teslim edilecek
“Çekiç Güç’ün başından beri bölgedeki işlevi, Sevr Antlaşmasının o zaman gerçekleştirilemeyen hükümlerinin, bugün gerçekleştirilebilmesi için ortam açmaktır, meydan yaratmaktır. Sevr Antlaşmasının üçüncü kısmının 62, 63, 64’üncü maddelerindeki Kürdistan sınırlarını ve yine aynı Antlaşmanın altıncı kısmının 89 ila 93’ncü maddelerindeki Ermenistan sınırlarını bir kez daha gözden geçirirseniz, Sevr Antlaşmasında çizilen Ermenistan, Kürdistan ve bugünkü İsrail haritalarının birbiri üzerine nasıl oturduğunu gayet açıklıkla göreceksiniz. O zaman Osmanlı’dan, İngiliz marifetiyle alınan toprakların nasıl bugün Yahudilere teslim edildiğini göreceksiniz.”

Emperyalist güçlere ’hayır’ diyelim
Abdullah Gül, 28 Aralık 1993’te Ortadoğu’da konuşlanmak isteyen emperyalist güçleri şöyle eleştiriyordu: “Bu bölgede, Ortadoğu’da bu yabancı güçlerin, bu emperyalist güçlerin durmalarına evet veya hayır diyebilmeniz için, tarihi gerçekleri göz önüne almamız gerekir. Hakimiyet eğer kayıtsız şartsız milletinse, gelin hep beraber milletin sesini dinleyelim ve yabancı güçlere, emperyalist ülkelerin Ortadoğu bölgesindeki güçlerine hep beraber hayır diyelim.”
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powel ile imzaladığı 2 sayfa ve 9 maddelik anlaşma konusunda hiçbir açıklama yapmayan Abdullah Gül, 1992 yılında hükümeti şu sözlerle eleştirmişti: “Bunlar (Amerikalılar, İngilizler, Fransızlar) müttefiktir, dosttur diyorsunuz. Peki dost bildiğiniz kişilerden, ülkelerden, kuvvetlerden bu şekilde ihanetler, bu şekilde düşmanlıklar bekliyorsanız, umuyorsanız, tahmin ediyorsanız, bu ülkelerle oturup bütün anlaşmaları tekrar gözden geçirmek zorundasınız.”

AKP hariç, tüm partilerin sert muhalefetine karşı Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesini öngören yasayı onaylayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kendisini “Popülizm yapamazdım. Milli menfaatlere aykırı bir durum yok” sözleriyle savunmuştu.

Avrupa bölücülük için hürriyet istiyor
Abdullah Gül, 8 Mart 1995 ve 2 Mayıs 1995 yıllarında yaptığı konuşmalarda Avrupa Birliği için sert ifadeler kullanmıştı: “Türkiye’nin AB’ye giremeyeceği kesindir... Çünkü Avrupa Birliği bir Hıristiyan Birliği’dir. Siz o profesörün (Erol Manisalı) dediği gibi, Avrupa’nın Zenginler Kulübü’nün köşkünde, bahçedeki bir barakaya girdik diye sevinerek geldiniz... Sizi o zenginler köşkünün, üzülürek maalesef söylüyorum, kendi ülkem adına, bahçesindeki bir kulübeye böyle koyarlar işte...

Dikte ettirmektedir
Avrupa Konseyi Parlamentosu bir nevi, Türkiye aleyhine her şeyin konuşulduğu bir platform haline gelmiştir. Avrupalının kafasında olan şey, Türkiye’nin bölünmesi ve o zaman Osmanlı’ya dikte ettiremedikleri şeyleri Türkiye’ye dikte ettirmektir. Avrupa’nın ve Avrupa Konseyi’nin Türkiye’de gerçek anlamda demokratikleşme istediğine, gerçek anlamda düşünce ve fikir özürlüğü istediğine inanıyorsanız, kesinlikle yanılırsınız. Türkiye’de bunlar sadece bölücülük için bir hürriyet istemektedirler. Türkiye’de gerçek anlamda bir hürriyete kesinlikle taraftar değillerdir.”



İsrail, işgalci ve yayılmacı bir devlet
Abdullah Gül, 11 Nisan 1996 günü, Türkiye’nin hava sahasının İsrail savaş uçaklarına açılmasıyla ilgili olarak yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı: “İsrail, yabancı bir güç ve kültür olarak, uluslararası destekle bölgeye yerleştirilmiştir; işgalci ve yayılmacı bir devlettir. İsrail, bugünkü konumuna gelmek için,yakın geçmişinde, terör dahil her türlü aracı kullanmış bir ülkedir. Rejimler geçicidir, milletler ise bu bölgede kalıcıdır. Son yıllarda ve özellikle de son aylarda Türkiye tarafından alınan kararlar, Ortadoğu’nun tabiî dengelerine, dinamiklerine ve ülkemizin uzun vadeli çıkarlarına ters düşer bir şekilde gelişmektedir.”

Ambargoyu Türkiye delmek istemiş
Ermenistan sınırının açılmasını isteyen Abdullah Gül, bundan tam 16 yıl önce hükümetin Ermenistan ve Azerbaycan politikasını eleştirirken parlamento kürsüsünden şöyle sesleniyordu:
“Azerbaycan’ın Ermenistan’a verdiği savaşta, Türk hükümeti güttüğü politikayla maalesef Elçibey’i zaafa uğratmıştır. Ermenistan’ı sıkıştırmak, barışa zorlamak için Ermenistan’a karşı enerji ambargosu uygulandığında, adeta bu ambargoyu Türkiye delmek istemiş, Ermenistan’la enerji yardımı anlaşması yapmıştır. Fakat daha sonra Türkiye’den ve Azerbaycan’dan gelen tepkiler üzerine bu anlaşmadan vazgeçilmiştir.
Kullanıcı avatarı
Ayhan Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 276
Kayıt: Pzt Mar 03, 2008 8:14 pm
Konum: TRABZON / ÇAYKARA

Mesajgönderen Ayhan Altuncu » Sal Haz 23, 2009 7:39 am

AKP ile yükselen değer; eşcinsellik

Eşcinsellik, AKP iktidarı sayesinde adeta yükselen bir değer haline geldi.
‘Yiğitliği’ ve ‘cesareti’ ile bilinen bir milletin evlatları, sinsi, planlı bir şekilde Allah’ın lanetine maruz kalan ‘Lut kavmi’nin sapkınları haline dönüştürülmek isteniyor.
‘Erkek’ diye ortalıkta dolaşan nice kişi, ne yazık ki ‘kişilik erozyununa’ uğrayıp ‘beyin eşcinseli’ haline geldiklerinin farkında bile değil.
İlahiyatçı Prof. Dr. Hayrettin Karaman, tehlikenin hangi boyutlara ulaştığının farkına varmış olacak ki, son günlerde bir gazetedeki köşesinde ‘eşcinselliği’ konu alan yazılar yazmaya başladı.
‘Kur’an-ı Kerim’ ve ‘hadislerden’ verdiği örneklerle, İslam dininin ‘eşcinselliği’ kesinlikle yasakladığını belirten Karaman, eşcinselliği sıradan bir olgu gibi göstermeye çalışanları da uyarıyor.

* * *
Karaman, 28 Mayıs 2009 tarihli “Kur’an eşcinselliği yasaklıyor” başlıklı yazısında şöyle diyor:
- “Yüce kitabımızda ‘nikah, tezvîc, zevc, zevce...’ gibi ilgili kelimeler istisnasız olarak kadınla erkeğin evlenmesi manasında kullanılmıştır. Cinslerin kendi aralarında cinsel ilişkilerine ve karşı cins ile nikahsız ilişkilere ise cezalar koymuştur.”
31 Mayıs 2009 tarihli “Eşcinsellerle aynı toplumda yaşamak” yazısında ise şu vurguyu yapıyor:
“Ayıp ve günah açıkça işlendiğinde Müslümanlar önce bunu, bizzat veya ilgili mercilere başvurarak engellemeye çalışırlar. Bu mümkün değilse öğüt vererek, kınayarak, iknaya çalışarak önüne geçebilirler. Bu da olmuyorsa o kimselerden uzak dururlar, onları cesaretlendirecek, ayıbı ve günahı tabii hale getirecek davranışlarda bulunmazlar.”

* * *


Eminiz ki, bir Allah’ın kulu çıkıp da kendisine şu soruları soramayacak:
İyi güzel diyorsun da, peki eşcinsellik kimlerin iktidarı döneminde ‘gizli’ bir tercih olmaktan çıkarak, adeta ‘açık’ bir sektör haline geliverdi.
Türkiye’de ilk defa ‘Gay ve Lezbiyen Filmleri Festivali’ düzenlenmesine onay veren, ilk defa bir ‘eşcinsel oteli’ açılmasına önayak olan kimlerdir?
Kendilerini ‘muhafazakar eşcinsel’ olarak tanımlayan eşcinselleri baş köşelerde ağırlayıp, THY’den PTT’ye kadar bütün devlet ihalelerini ayaklarının altına serenler kimlerdir?
Okullarda Aile Sağlığı adı altında ‘eşcinsellik’dersleri verdirmeye kalkışanlar kimlerdir?
“Darbelere hayır” deme adına Taksim’de ‘eşcinseller’ ile kol kola yürüyenler kimlerdir?

* * *
Avrupa Birliği’nin genişlemeden sorumlu komiserlerinden Olli Rehn şöyle diyordu:
“Üye ülkelerde olduğu şekilde, aday ülkelerde de lezbiyen, gay, eşcinsel ve transseksüel hakları örgütlerinin varlık ve faaliyetlerinin güvence altına alınmasının takipçisiyiz. Türkiye’nin bu konuda gerekli adımları atmasını bekliyoruz.”
Kol kanat gerdiğin, üzerine toz kondurmadığın AKP iktidarı, şimdi bu talimatı ‘tereyağından kıl çeker gibi’ yerine getirmenin yollarını arıyor.
Yazılarında hep ‘sinekler’ ile uğraşıyorsun da o sinekleri üreten ‘batakhanelerin’ önünü açanlara karşı bir tek kelime etmiyorsun.
‘Haksızlıklar’ karşısında susan, ‘dilsiz şeytan’ değil midir?
Lütfen abdestini tazele Hoca.

İsrafil KUMBASAR
YENİÇAĞ
Kullanıcı avatarı
Ayhan Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 276
Kayıt: Pzt Mar 03, 2008 8:14 pm
Konum: TRABZON / ÇAYKARA

ÖncekiSonraki

Dön ŞAİRLERİMİZ VE ŞİİRLERİ

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir