YENİ BİR SAYFA İLE DÖNECEĞİM DEDİM VE DE DÖNDÜM!!!!

Üyelerimizin yazdığı şiirleri bu bölümde toplayalım mı? Ne duruyorsunuz!.. Kaleme sarılma zamanı gelmiştir...

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Adnan Ayaz

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzr Şub 15, 2009 4:51 pm

Yanık kokusu geldi misk-i amber bu değil
İnadına dostluklar bunlar sağlıklı değil
dost dediğin yamulmaz vefasız asla değil
ara yere kullanmam dostuma direk derim

kolay kolay unutmam biten ile olanı
geçen hafta verdiniz muharebe ilanı
kırıp ta geçiyorum siz toplayın kalanı
kalemle vuruşmaya buyurun gelin derim


bu nasıl mahkemedir ne hakim var ne savcı
yerli değil şahitler onlar bile yabancı
bilip te söylemeyen susan diller yalancı
yalancının şerrinden koru Allah’ım derim

uzun zaman okudum bu dua CEVŞEN size
HAK TEALA önünde isterim gelin dize
Lal-i ekbem oldunuz bende ki doğru söze
Nicesi dergahumda sizi bekleyur derum


İki nokta üst üste usta ile kalfası
Üç noktada yan yana küsüratı tayfası
Bu kitabı okudum bitti bunun sayfası
Başladum yenisine adsını sonra derim


Şiir dersi veremem muallimler dururken
Her adımda yüz kusur asfalt yolda yürürken
Bir türlü sapmaz sağa doğru yolu bilurken
Allah’ım islah etsin cahildir kulun derim


Bu benim yazdıklarım birer derstir hayata
Okuyupta anlamak dahil değil fiyata
Yeni açtum paketi kalan yoktur bayata
Bu ocakta ısınun sefil olmayun sderim


Sakın ola üzülme “hendeseci” ey Paşa
Kurmayluğun kesindir sitemizde çok yaşa
Bir uzmanluk beratı verursun arkadaşa
Kırılmasın hiç kimse bir bildiği var derim
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzr Şub 15, 2009 6:22 pm

ÖCALAN’A DOKUNAN YANIYOR
YAKALANAN DA İÇERDE YAKALAYANLAR DA
BU SİZLERE HİÇ BİR ŞEY İFADE ETMİYOR MU EY MİLLET
15 Şubat 1999 tarihinden bu yana tam 10 yıl geçti. Bu tarih, Öcalan’ın Kenya’da yakalanarak, Türkiye’ye teslim edildiği gündü. Öcalan, şimdi İmralı Adası’nda bulunuyor. İşin çarpıcı yanı ise; Öcalan’ı yakalayan, Türkiye’ye getirilmesini sağlayan ve sorgulayan komutanların bugünkü durumu.



Bildiğiniz gibi şu anda Türkiye’nin gündeminde Ergenekon ve Apo’nun Ergenekon içindeki bağlantıları var. Son dönemlerde PKK içerisindeki Ergenekon’un varlığından söz edilirken, şu anda asıl mağdur olanların Abdullah Öcalan’ı İmralı Adası’nda sorgulayan, buraya getirilmesini sağlayan, İmralı Adası’ndaki duruşmaların gerçekleşmesi için çaba gösteren ve adanın güvenliğinden sorumlu olan komutanlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon bir dönemin 15. Kolordu komutanıydı. İmralı Adası da, Kocaeli merkezinde bulunan bu kolordunun bölgesi içerisindeydi. Ve Hurşit Tolon, İmralı Adası’nda mahkemenin sağlıklı yürütülebilmesi için, her türlü önlemi alan bir komutandı. Gerçekten yargılama sürecine baktığımızda, dünyaya örnek olacak bir duruşma olduğunu ve Abdullah Öcalan’ın duruşmalarının yasaların emrettiği bir şekilde gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Abdullah Öcalan 16 Şubat tarihinde İmralı Adası’na getirildiği zaman, onu sorgulayan bir komutan vardı. Bu da şu anda cezaevinde bulunan Atilla Uğur’dan başkası değil. Atilla Uğur Ergenekon kapsamında gözaltına alınıncaya kadar kimse onun İmralı’daki sorgulamalarda yer aldığını bilmiyordu. Ama enteresandır; Ergenekon olayı bu durumları da ortaya çıkarıyor. Bakıyoruz; Atilla Uğur’un gözaltına alınmasının daha ilk dakikalarında ‘Abdullah Öcalan’ı sorgulayan asker’ diye hemen bir yerlerden bu durum deşifre edildi. Yine: Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye getiren komutanlardan biri olan Levent Göktaş. Özel harekât komutanlığında çok önemli görevlerde bulunmuş, muharebelerde üç kez altın madalya kazanmış olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tek mensubudur. Ayrıca 180 civarında takdirname alan ve üç üniversite mezunu olan, 22 ayrı özel eğitimi bitirmiş bir kişidir. Bu kişi aynı zamanda avukatlık yapıyor. Çok enteresandır, gözaltına alındığı gün PKK’nın sitesinde ‘vatanına hoş geldin Levent Göktaş’ diye bir manşet yer aldı. Bunu biraz düşündüğümüz zaman, ne anlama geldiğini hatırlayabiliriz. Gökyüzünde Abdullah Öcalan Türkiye’ye getirilirken, uçak Türkiye semalarına girdiği zaman ‘vatanına hoş geldin Abdullah Öcalan’ diye bir ses duymuştu. İşte sanki o sözlere nazire yapmak için, ‘Levent Göktaş’ın vatanının cezaevi olduğu’ izlenimini vermek için PKK’nın sitesinde ‘vatanına hoş geldin Levent Göktaş’ deniyordu. Daha ilginç olanı, Levent Göktaş hakkında tutuklama kararı verilmeden, sadece gözaltında olduğu bir zamanda bu manşetin geçmesidir. Daha sonra basına hemen el altından bir servis yapıldı. “Ve Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye getiren komutan Levent Göktaş gözaltına alındı” denilerek bu kişi de deşifre edildi.

Türkiye’de devletin yıllarca gizli tutmayı başardığı bilgiler -nasıl oluyorsa- bir davanın daha başlangıcında veya bir gözaltı olayı sonrasında hemen deşifre ediliyor. Bu çok çarpıcı bir durumdur. Yine aynı döneme bakalım: Bilindiği üzere; İmralı Adası Bursa il sınırları içinde olan bir yer. Bu bölgenin güvenliğinde bir dönem Tuğgeneral Levent Ersöz yer alıyordu. Ersöz, o dönemde jandarma bölge komutanlığını yapıyordu. Levent Ersöz de bildiğimiz gibi Ergenekon davası sanıkları arasında yer alıyor. Bunu dışında Levent Göktaş, Atilla Uğur, Hurşit Tolon gibi isimlerin akıbetine baktığımızda, sanki “Abdullah Öcalan’a dokunan yanıyor” gibi bir sonuç ortaya çıkmış oluyor
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Pzt Şub 16, 2009 12:46 pm

Sevgili kadim dostuma!
Biliyorsun uzun zamandır meşguliyetim yüzünden gereği gibi görüşemedik.Yoğunluk hala devam ederken bir fırsat bulup önce MSN'mden bana gönderilen iletileri okudum.Tabiiki sizinkileri de.Bizlere döndüğün sayfanızda yazılanların tamamını okuyamadım.Zaman zaman okuma fırsatı buluyorum.Ancak sizin kadar bu konulara eğilemediğim için bunu bir eksiklik kabul ediyorum da bu vakitten sonra ne kadarını telafi ederim bilemem.Yalnız benimle direkt ilgili olan bölümleri inceleyip gereğini yapmaya çalışacağıma inanıyorum...
-Nasip olur da bir oturum gerçekleştirebilirsek belki daha iyi önemli gördüğümüz mevzuları konuşuruz.Bu kadar uzun yazabildiğinize göre zaman sorunu yok demektir.İnşallah önemli bir meşguliyetin olmaz da yazmaya devam edersin.
-Bir özlemi gidermek amacıyla kısacık da olsa görüşme talebim oldu.(9.sayfanızda belirttiğiniz gibi).Gizli bir şey bırakmadın herşeyi deşifre ettiniz.Sağolun.Telefonumda kayıtlı olan yüz küsür kişiden biri olarak belki de en çok toleransı size tanıyıp beş dakikalık görüşme talebimi de deşifre ettiniz.Ayrıca gördüğünüz rüyaların açıklkamasını da yapmış oldunuz yine sağolun."Allah hayırlara vesile etsin".Bu ve buna benzer rüyaları nedense çokca görmektesin.Rüya tabirlerine bakmayacağım.Zaten ayan beyan görüyorsun.Her şey sana malum olduktan sonra buna da gerek yok diye düşünüyorum...
-Sizin sayfanızda sizi size anlatmama gerek yok.Herşey gönlünüzce olsun.Biz yazamazsak da en azından sizin yazdıklarınızı okuyarak bilgileniyoruz.Ayrıca teşekkür ederim.
-Hikmet Uygun'la karara vardığınız "vaybeni" konusu netleşti mi?Bilmiyorum.O konuyu tekrar görüşmemiz lazım.Benim cihaz bozuk olduğu için akşamları açamıyorum.En yakın zamanda görüşmek dileğiyle selam ve sevgilerimi bildirir işlerinde kolaylıklar dilerim.
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Mesajgönderen Hikmet Uygun » Pzt Şub 16, 2009 10:28 pm

Bu sayfaya yazan başta ihsan şahin olmak üzere adnan ayaz beye ve herkese selam eder saygılar sunarım. Cenazem olduğu için buraya yeteri kadar yazamadım onun için ihsan abi kusura bakmasın adnan beyin dediği gibi vaybeni sayfasında bende ısrarcıyım birinci neden paragafın olduğu yerde vaybenide olmalı çünkü bir biriyle bütünleşir diye düşünüyorum ikinci neden ise sanki birileri paragafa kendileri hakim miş gibi geliyor bana ornek sen paragafa devamlı yaz ama vaybeni sayfası olmasın diye düşünenler var benim gorüşüm nedeni paragaf zayıflar halbükü her iki sayfada gerekenden daha çok ilgi gorür diye düşünüyorum eğer bu vaybeni sayfası açılmaz ise burada ihsan şahin ve bana kasıt olduğunu var sayacağım burdan ilan ediyorum yonetici beyler lütfen gerekeni yapsınlar herkese saygılarımla selam ederim.
Kullanıcı avatarı
Hikmet Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 746
Kayıt: Sal Mar 06, 2007 1:44 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen İhsan Şahin » Cum Şub 20, 2009 6:29 pm

Şahinkayalılar nokta com. Tıkla gardaşım
Ana sayfa açılır başka bir şey değildir
“Şur”li isen bilhassa; ihmal etme gardaşım
Net görürsün herkesi gözün şaşı değildir

“Tanışma kaynaşma”da günlük sohbet ederler
Gidersen yanlarına seni buyur ederler
Düz yazı eğri yazı illa şair ederler
Bunlar gönül sesidir anka kuşu değildir


Her ne kadar çoğumuz iyi tanımasa da
Teknik patron “fadime” oturuyur Fransa’da
“feğmenos” kıralında güzelluk olmasa da
Kafa ayrı bel ayrı… oynak kişi değildir


Akılsız başın cezasını ayaklar çeker
Grıp oldu üşüttü burnunu yukarı çeker
Altunci’nun huyları sanki “lolipop” şeker
Patladı patlayacak sabır taşı değildir


Kadim dosta yazayım, sözüm beğenecek mi ?
Biraz da takılırsam acap gücenecek mi?
Sözüme değer verip “haklısın” diyecek mi?
Farklı düşünür ama hizip başı değildir

Saatçı gardaşımla mesefe var arada
Benim gözüm yok ama… onun gözü parada
Bilmem ki Azrail kimi yazdı sırada
Umarım ki İnşallah… bu son kışı değildir
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Cum Şub 20, 2009 7:54 pm

148. paragaf proğramına yazılmıştır
20/02/09


Son sözü söylemedim bağlamayın dosyayı
Bakalım ne olacak bekleyelim haftayı
Abdestsiz ve namazsız defnederim mevtayı
Kendim korum mezara ellere vermem seni

Bu bizim mahkememiz reddi Hakim ederim
Yeter ki HAK bileyim tek başıma giderim
Kadim dost Adnan Ayaz gözlerinden öperim
Ne kadar kızgın olsam carmıha germem seni

Dosyamıza avukat Kırıkhan’da biri var
Bu dünyanın bir üstü… bir de bunun altı var
Aynı hazla güdülmez… dostun var düşmanun var
Onları güldürüp te yerlere sermem seni

Ne bileyim sevenler nasıl sever tipini
İlk fırsatta gardaşım çekeceğim ipini
“buyendune vudero” ne doldurdun küpuni
Sofralarda bal olsan, ekmeğe sürmem seni
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Cum Şub 20, 2009 7:55 pm

Bir kuş olsam da konsam “feğmenos kıranına
Misafir ederler mi “Aydinli” konağına
Bir öpücük kondurdum Mahmut’un yanağına
Mutlu olsun dostlarum üzülmesun isterim

Yağmur olsam da yağsam “silandoz” yasanina
Bir iki gün aksaydım Adnan’ın “taylanına
Büyük balık kaçınca tak edeyur canına
Bağladum dillerumi üzülmesun isterum

Bir çığ olsam da aksam İstanbul’da Hikmet’e
Verir mi adresini koysam onu zahmete
Hakkını helal etsun brakmasun kıyamete
Çok sevduğum dostlardan helalluği isterim

Rüzgar olsam da essem Ünye Ordu Fatsa’ya
Kamil Şahin ziyafet dizdirmiştur masaya
Bekle beni (gelemem) bir daha ki haftaya
Hasretliğim bitmesin devamını isterim

Deprem olsam sallasam şu Gölcüğü yeniden
Bir helalık isterim o günahkar faniden
İrfan ile Muzaffer dostluğumuz eskiden
Bozulmasun muhabbet özellikle isterim

Bulut olsam da düşsem Kırıkhan ovasına
Saatçi’da bakarduk paragaf davasına
Zannetmesun gardaşum giderum havasina
Eğri duran her şeyun belasini isterum

Deniz olsam ulaşsam Başşehir Ankara’ya
Yeğenim Coşkun ile giderduk Çaykara’ya
Gökhan söyledi bana O kıyamaz paraya
Yalvaruyur bankalar kredi kartı isterum
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen Hikmet Uygun » Cum Şub 20, 2009 9:25 pm

Kıymetli ihsan abi satırlarıma başlarken selam eder saygılar sunarım inşallah iyisinizdir sizin yazılarınızı okumak inanın ders veriyor insana tabi anlayana benim sizde hakkım yoktur varsada helaldir şur köyüde sizingibi en direk adama daha raslamadım lafı hakedene şöyleyen ben size rasladığım için şanslıyım birşeyler öğreniyorum bu yazımı başka okuyan arkaşlar darılmasın insanlar göründüğü gibi olmalı yapmacık olmamalı diye düşünüyorum.Benim her zaman başımın üstünde yerin var beklerim tekrar selam ederim saygılarımla.

ADRES. ÇAM ÇEŞME MAH.SEHER SOK NO.7

PENDİK.KAYNARCA.İST.

TEL.0538.943.98.38.
Kullanıcı avatarı
Hikmet Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 746
Kayıt: Sal Mar 06, 2007 1:44 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzr Şub 22, 2009 9:52 am

BAŞBAKAN’IN OĞLU BURAK’IN VİLLA OFİSİNİ KİM, KAÇA ALDI?

İstanbul’un güzide semti Emirgan sırtlarında Reşit Paşa adında bir muhit var.
Muhitte, Aykan Sokak 10 numarada da güzel bir villa vardır.
Bir genç adam, bir gün Aykan 10 numaradaki villayı gezer ve pek beğenir.
Kısa süre sonra bir başka adam gelir ve villa sahibine “Kaça satarsınız” diye sorar.
Villanın sahibi bir Avusturyalıdır. Avusturyalı, mülkünü satmak niyetinde olmadığını için uçuk bir fiyat söyler: “Bir milyon yedi yüz bin dolara satarım.”
Alıcı, hiç üstelemez ve pazarlık yapmaz, “tamam” der.
Avusturyalı mülk sahibine 500 bin dolar nakit ön ödeme yapar. Villanın içinde kiracı vardır, çıkması beklenir ve nihayetinde tapu devri de yapılır. Devir esnasında bedelin bakiyesi, yani bir milyon 200 bin dolar ödenir.
Dikkat edin, paralar hep nakit ödeniyor.
Genç adam çok mutlu olur ve ortağı olduğu şirket villaya taşınır.
Bu genç adam Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük oğlu Ahmet Burak’tır.
Ahmet Burak Erdoğan’ın ortağı olduğu hangi şirket Aykan 10 numaraya taşınır?
Şirketin adı: Bumerz Denizcilik ve Ticaret Anonim Şirketi.
İyi güzel de, bir milyon 700 bin dolarlık bu şirketin sermayesi ne kadardır dersiniz?
Şirket sermayesi, Aykan 10 numaraya taşınırken 1 milyon liradır. Yani villanın fiyatı, şirket sermayesini aşıyor. Peki, paraları nakit ödeyen kim? Burak Erdoğan mı yoksa bir büyüğü mü?
Şöyle bir itiraz gelebilir. Şirket belki de çok iyi kazanıyordur ve villayı kendi parasıyla satın almıştır. Bu da mümkün ancak bunun için şirket tarihçesini incelemekte fayda var.
Bumerz şirketinin ilk adı Turkuaz’dır. Aralarında Burak Erdoğan’ın bulunduğu beş ortak, 10 Nisan 2006’da bir milyon lira sermaye ile Turkuaz’ı kurar. İlk adres Üsküdar İmrahor mahallesindedir. Ortaklar arasında Başbakan’ın ağabeyi Mustafa Erdoğan, eniştesi Ziya İlgen ile 2001 yılında Burak Erdoğan’ın kayınpederi olan Osman Ketenci yer alır.
Burak Erdoğan, 250 bin liralık sermaye ile şirketin yüzde 25’ine sahiptir. Yüzde 25’er pay sahibi diğer iki isim ise büyük enişte İlgen ile amca Erdoğan’dır.
Aradan 5 ay geçer, olağanüstü genel kurul toplanır.
Genel kurul, plakçılar çarşısı olarak bilinen Unkapanı’ndaki IMÇ 2’inci blokta gerçekleştirilir. Şirketin yeni unvanının Bumerz’e dönüştürülmesi ve şirketin bir milyon 750 bin dolara satın alınan Aykan 10 numaradaki yeni mekanına taşınması kararı alınır. Resmi kayıtlara göre bu tarihte şirket sermayesi halen bir milyon liradır.
Aradan 6 ay geçer, ortaklar yeniden bir araya gelir.
Bumerz’in 2006 yılı olağan genel kurulunu 7 Şubat 2007 tarihinde toplar. Şirket sermayesi bir milyon liradan iki milyon liraya yükseltilir. Burak Erdoğan’ın sermaye taahhüdü de 250 bin liradan 500 bin liraya yükseltilir.
Ne tempo değil mi?
Nisan 2006’da bir milyon lira sermaye ile şirketi kur. Beşinci ayın sonunda bir milyon 750 bin dolara villa ofis al. Altı ay sonra da sermayeni 2 milyon liraya çıkar.
İlginç olan ise, Şubat 2007 tarihinden sonra sermaye artırımı filan olmaması. Oysa işe son derece hızlı başlamışlardı. Acaba işler mi pek iyi değil?
Unutmadan küçük bir not daha aktaralım. Burak Erdoğan’ın villa komşuları arasında Remzi Gür ile Sudan ve İran’da petrol ve gaz kuyuları alan çok zengin bir başka aile dostu daha bulunuyor.
Odatv.com
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzr Şub 22, 2009 1:46 pm

GARDAŞIM sAATÇI İLE HASBİHAL



Bu Saatçı Muhammed’un ne bu dünyada ne de öteki dünyada yatacak yeri yok.
Şimdi aklıma geldi …
Sene 1968-1969 yılları… Orta okul yıllarımız… Benim değil de akranlarımın bir dizi yaramazlıklarının hat safhada olduğu yllar.
Saatçi Muhammed, Çaykara’dan okul dönüşü, Rıza Papuç Emice’nun incir ağacının altında ikindi namazını kılıyordu. Ben de gizliden gizliye incir ağacına çıktım ve onu izlemeye başladım . Namazını bitiren Saatçi daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başladı.
- "Allahım sen namazımı kabul et."
Ben de yukarıdan
- "Etmem", dedim.
Saatçi şaşırmış. Tekrarlamış
- "Allahım sen kıldığım namazı kabul et."
- " Bende - "Etmem” dedim
Saatçının şaşkınlığı iyice artmış. Yine ,
- “Allahım sen namazımı kabul et", dedi
Bende - "Etmem", deyince,
- "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım." Dedi
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzr Şub 22, 2009 2:14 pm

ihsan şahin albümünden
21/02/1994 Kırıkhan
DUVAR YAZILARI ALBÜMÜ
Ey yükselen yeni nesil! İnin len aşağı!
Ayakkabının kalleşi, ayağı arkadan vurur!
Burası özgür bir ülke, bulutlar bile istediği yere gidebilir!
Gerçekçi ol; imkansızı iste!
Otelimizde hamam böceği bulunmaz! Fareler onları yemiştir!
Okusaydım adam olacaktım, şimdi milyarderim!
Seni ölüme mahkum ediyoruz yaşamaya 'tam teşebbüs' ten!..
Ey büyük umutları olmayanlar yarın sabah erken kalkmanıza gerek yok.
Kaz gelen yerden, ayrıntılı fatura da gelebilir!..
Karınızla aranızdaki ortak yanınız nedir? Aynı gün evlendik!
Sol kulağını kapatırsan sağ duyulu olursun!
Babama değerimi sordum, 'dünyalar kadar' dedi! Dünya'nın değerini sordum, 'beş para etmez' dedi
Kadınlar ikiye ayrılır! Bacaklarından!
Ben onu deli gibi sevdim, o beni deliyim diye sevmedi!
Benim sevgim olmasa, senin güzelliğini beş para etmez!
Sen hiç sensiz kalmadın ki, sensizliğin acısını nereden bileceksin?
Bir aptalın sizi öpmesine izin verin, ama bir öpücüğün sizi aptal etmesine asla!
Yasaklar çiğnenmek içindir!
Çalışmak eğlencelidir; ama şimdi eğlenmenin zamanı değil.
Çocuklar dövmek içindir! Sevmek için hayvan besleyin!
Acele işe; ben de işeyeceğim.
Aşk bir havuza benzer, içinde enayiler yüzer. Ama beni ittiler!
Beni bir tek o anladı. O da yanlış anladı.
Benzinden sonra sigara içmek, tehlikeli ve yasaktır!
Muzır kitaplar toz tutmaz!
Nüfus planlamasına katkıda bulun, bir leylek öldür!
Mate-matik yeni bir deterjan mı?
Futbolcular! Lütfen çimlere basmayın!
Seni deli gibi seviyorum, inanmazsan baş hekime sor!
Elbette bir kadın kocasını milyarder yapabilir, eğer daha önce kocası trilyonerse!
Sana bir tekme atardım ama dua et, hayvanları koruma derneğindeyim!
Eskiden kibirliydim şimdi tamamen kusursuzum!!!!
Enflasyonla mücadele et, zenginleri ye!
Benim aşağılık kompleksim seninkinden küçük!
Yatakta sigara içmek küllükte uyumak yasaktır!
İşe gitme yapacak çok iş var.
Okul çıkışı dikkatli sür! Bir öğrenciye çarpma, bir öğretmen bekle.
Bu araba yıkanmadan önce limuzindi (murat 124)
Tamamen kaytarabileceğin bir işi yarına bırakma
Durdurun dünyayı inecek var.
Bakışma ile aşık olunsaydı, öküzler trene aşık olurlardı.
Asansör bozuktur, en yakın asansör karşı apartmanda.
Bilmemek ayıp değil... Yeter ki çaktırma!
Hakan yarınki maçta forma giyemeyecek, çıplak oynayacak!
Dürüst ol! Borç alırken ödemeyeceğini baştan söyle!
Dünya delikanlı olsa yuvarlak olmazdı...
Aşk elma şekeridir, önce elmasını, sonra da kazığını yersin!
Kızlar hep basit şeylerden hoşlanır, mesela erkeklerden!
Unutma, unutulanlar, unutanları asla unutmazlar!
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen Ayhan Altuncu » Pzr Şub 22, 2009 9:08 pm

İşine gelmeyenin çok canını sıkar bu yazılar ama gerçek olduğu için tabiki......vatanını seviyorsan gönder herkese..





Bir süreden beri internette mail gruplarında dolaşan bir mail var. İçeriğine baktığınızda bir takım bilgilerin toplandığı ve bunların "ilkler" diye sunulmasından ibaret.
AKP Genel Merkezi'nin canını oldukca sıkan bu maili bugüne kadar tam 7 milyon internet kullanıcısı okumuş. Yahoo ve Gmail mail gruplarında şu sıra en popüler içeriklerden birisini bu mail oluşturuyor. ..
İşte AK Parti'nin canını çok sıkan o mail:

"Türkiye'deki icraatlarının unutulmaması ve bakar körlerin gak guk etmemesi
için Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP'nin Türk siyaset tarihindeki bazı
ilklerini hatırlatmakta yarar görüyorum.
1- İlk defa bir Başbakan " Tezkere geçmezse memura maaş ödeyemeyiz" dedi
2- İlk defa ekonomi büyürken işsizlik arttı
3- İlk defa cari açık verilirken döviz kuru arttı.
4- İlk defa bir Başbakan zam isteyen memura "İMF'yi ikna edin" dedi.
5- İlk kez ithalat 100 milyar doları aştı
6- İlk kez cari açığın üstünde borçlanma yapıldı
7- İlk kez Yunan kilise bankası Türkiye'de banka satın aldı.
8- İlk defa domuz, kesimlik hayvanlar arasına alındı
9- İlk defa düşük faizli dış borç yüksek faizli iç borç ile ödendi
10- İlk defa bir Başbakan ve Dışişleri Bakanı, islamiyeti yok etmeye yemin
eden bir Papa'nın heykeli önünde fotoğraf çektirdi.
11- İlk defa bir Başbakan " Toprak satılıyorsa alıp götürmüyorlar ya" dedi.
12- İlk defa bir cami kiliseye çevrildi.
13- İlk defa kilise ve havralar imar planında yer aldı.
14- İlk defa bir Başbakan Yahudi düşünce kuruluşundan " Üstün Cesaret Ödülü" aldı.
15- İlk defa Türk askerinin başına ABD güçlerince çuval geçirildi.
16- İlk defa bir Başbakan " bir dönem dini kullandık" dedi.
17- İlk defa petrol kanunu ile yabancılara 50 yıllık imtiyaz verildi.
18- İlk defa yabancı rantiyecilere vergi muafiyeti tanındı.
19- İlk defa iletişim sektörünün tamamı yabancıların eline geçti.
20- İlk defa tezkere ret edilmesine rağmen Dış İşleri Bakanlığı genelgesi ile silahlar Türkiye üzerinden geçti.
21- İlk defa bir Başbakan İslam dünyasının sınırlarını değiştirecek BOP'un eş başkanı oldu.
22- İlk defa bir Başbakan Müslüman topraklarını işgal eden ABD askerlerininevlerine sağ salim dönmeleri için dua ettiğini açıkladı.
23- İlk kez İsrailli bir işadamına çok gizli bir şekilde 800 milyon dolar kaynak aktarıldı.
24- İlk defa bir Başbakan yapılan ihalede önce uçak istedi ama sonra Mercedes'e razı oldu.
25- İlk defa fındık üreticileri en büyük mitingi yaptı.
26- İlk defa bir Başbakan Türkiye'yi pazarladığını açıkça itiraf etti.
27- İlk defa tarımsal üretimde dış ticaret açığı ortaya çıktı.
28- İlk defa bir Başbakan çiftçilere " Gözünü toprak doyursun" dedi.
29- İlk defa kap kaç diye bir sektör ortaya çıktı.
30- İlk defa zina suç olmaktan çıktı.
31- İlk defa bir Başbakan en fazla yurt dışı gezisi yaptı.
32- İlk defa bir Başbakan " Borç yiğidin kamçısıdır" diyerek borçlanmayı bir başarı olarak gösterdi.
33- İlk defa enflasyon % 10 artarken pancar fiyatları 99 kuruştan 88 kuruşa indi.
34- İlk defa çiftçi ve emekliden vergi alınması sözü verildi.
35- İlk defa bir Başbakan Danışmanı Amerikalılara Başbakan için "Bu adamı kullanın, onu rogara süpürmeyin " dedi.
36- İlk defa GSMH artarken KDV tahsilatı yerinde saydı.
37- İlk defa bir Başbakan TMSF katkısıyla bu kadar çok TV ve gazete yönlendirdi.
38- İlk defa Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı misafir olarak gelen bir kralın ayağına gitti.Hem de 10 Kasım günü...
39- "İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ÇİFTÇİYE "ANANIDA AL GİT" DEDİ...
40- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ŞEHİD ZİYARETTİNDE "ASKERLİK YAN GELİP YATMA YERİ DEĞİLDİR"DEDİ
41- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN 300 M LİK GEMİYE GEMİCİK DEDİ.
42- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ..... GAZETELERİNİ OKUMAYIN TELEVİZYONLARINI AÇMAYIN DEDİ.
43- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNEN İNSANLARI DİNSİZLİKLE SUÇLADI.
44- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN İÇİN CUMHURİYET MİTİNGLERİ YAPILDI.
45- İLK DEFA BİR HALK KENDİ LAİKLİĞİNDEN VE ÖZGÜRLÜĞÜNDEN OLMAKTAN KORKTU...
46- İLK DEFA ATAMI ANLIYORUM."


Bu hızla Tayyip Erdoğan bu dönemde ülkemizde ki her şeyi özelleştirmiş olacak...
İş bu ya özelleştirmeye ve satmaya kafayı takmış olan başbakanımız en sonunda kendisini özelleştirir mi?
- Türk Telekom, Arap'ın.
- Telsim İngiliz'in.
- Kuşadası Limanı İsrailli'nin.
- İzmir Limanı Hong Konglu'nun...
- Araç muayene işi Alman'ın.
- Başak Sigorta Fransız'ın.
- Adabank Kuveytli'nin.
- İETT Garajı Dubaili'nin.
- Avea Lübnanlı'nın.
- Petkim? Ermeni'nin. (Kazak'a sattık, dediler. Kazağı bi çıkardık Ermeni...)
- Rakı, Amerikalı'nın.
- Finansbank Yunanlı'nın...
- Oyakbank Hollandalı'nın.
- Denizbank Belçikalı'nın.
- Türkiye Finans Kuveytli'nin.
- TEB Fransız'ın.
- Cbank İsrailli'nin.
- MNG Bank Lübnanlı'nın.
- Alternatif Bank Yunanlı'nın.
- Dışbank Hollandalı'nın.
- Şekerbank Kazak'ın.
- Yapı Kredi'nin yarısı İtalyan'ın.
- Turkcell'in yarısı Finli'nin Rus'un.
- Beymen'in yarısı Amerikalı'nın.
- Enerjisa'nın yarısı Avusturyalı'nın.
- Garanti'nin yarısı Amerikalı'nın.
- Eczacıbaşı İlaç, Çek'in.
- İzocam, Fransız'ın.
- TGRT(Fox) Amerikalı'nın.
- Demirdöküm Alman'ın.
- Döktaş Fransız'ın.
- Süper FM Kanadalı'nın.

Hepsi TÜRK' tü bir zamanlar... sadece 5.5 yıl önce. (yani AKP hükümetinden önce)
Önemli! Borla çalışan araba üretildi, Türkiye kıskaçta. Arabayı bor madeniyle çalıstıracak patentli 600 proje olduğu ortaya çıktı. Turkiye, dünya rezervinin yüzde 70`ine sahip."

--
AYDIN İNSAN ARAŞTIRIR, YARGILAR VE SONUCA VARIR.
CAHİL, YOBAZ; DUYAR, GÖRÜR VE HÜKME VARIR

YA BİR YOL BUL, YA BİR YOL YAP, YA DA YOLUMUZDAN ÇEKİL...
Kullanıcı avatarı
Ayhan Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 276
Kayıt: Pzt Mar 03, 2008 8:14 pm
Konum: TRABZON / ÇAYKARA

Mesajgönderen BOBAYROSLU » Cum Şub 27, 2009 7:25 pm

149. PARAGAFA

Muzaffer Altuncu'ya atfen



Hoş sohbetler ederdi …dili sanki anzerdi
Uzattı sakalları Müslümana benzerdi
Fırsatını bulunca gece gündüz gezerdi
Hanesine varınca orda “kışlar” geçeriz.

Sanalda olsa bile dostluğu bölüşürüz
Rabbim izin verirse yine de görüşürüz
Baba dostu can gardaş koklaşıp öpüşürüz
Kem gözlerle bakanı mutlak “taşlar” geçeriz

Yılbaşında kutladık, girdi yetmiş yaşına
İşleri düzgün gitmez bela oldum başına
Sitemizin “Pir”idir demediler boşuna
Saygısızlık edeni hemen “çüşler” geçeriz

Kim demişse söylemiş hem” İrfan hem Arifsiniz”
Bu sitenin özünde siz bize tarifsiniz
Bin üyenin içinde numune zarifsiniz
Saygı ile eğilir sizi “dinler” geçeriz
BOBAYROSLU
 

Mesajgönderen Ayhan Altuncu » Pzt Mar 02, 2009 10:09 am

GEÇMİŞTEN BİR CİNAYET VAKASI
(BAŞKA ALTERNATİFİ YOK DİYEN UNUTKANLARA!!!)
Ünlü zatın oğlu kırmızı ışıkta
durmadan geçiyor, peşine takılan ekipten kurtulmak için hızlanırken

ilerde ünlü bir sanatçıya çarpıyor...


Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan sanatçı 6 gün sonra
ölüyor. Karakola götürülen delikanlıya polislerin ehliyet
sormaması sanatçının eşinin dikkatini çekiyor.
Polislere hatırlattığında:
Siz ukalalık etmeyin
biz ne yapacağımızı biliriz,
gibi bir cevap alıyor.


Kazadan sonra belediye arazözleri kazanın
olduğu mahalle gelip caddeyi baştan aşağı
yıkıyor ve 35 metrelik fren izini tamamen siliyorlar.
Delikanlıya kazadan sonra,
üç ay önce verilmiş gibi ehliyet ! düzenleniyor.
Sanatçının kocası hakime
çocuğun ehliyeti olmadığını,
düzmece ehliyet verildiğini söylediğinde adam
'ne siz koskoca belediye başkanını sahtecilikle mi suçluyorsunuz?',
diye azar işitiyor...
Olayı gören tanıkların hepsi tehdit edilip korkutuluyor.
Sanatçının kocası aile meclisini topluy! or.
Bakıyorlar ki polis, adalet, belediye
hep birlikte olmuş üzerlerine geliyor.
Mecburen olayın peşini bırakıyorlar.
Sonuçta mahkeme trafik canavarı
genci 3 ay hapse mahkum ediyor...
O da 1998' in fiyatıyla
540 BİN Lira cezaya çevriliyor.
Sen sağ, ben selamet;
güzide sanatçı
Sevim Tanürek
gitti gider.
Bu olayı Sevim Tanürek'i n esi,
Emin Çölaşan'a yukarıdaki

satırlarla anlatmış Sözü geçen katil delikanlı
İstanbul' un o zamanki
belediye başkanı

Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu...

(Hani şu gemiciği olan)

ve son olarak: başbakan recep tayyip erdoğan'ın, ses
sanatçısı sevim tanürek'e otomobiliyle çarparak ölümüne neden olan oğlu
ahmet burak erdoğan için 'tamamen kusursuz' raporu vererek
beraatini sağlayan adli tıp trafik ihtisas dairesi başkanı
eyüp çakmak, türkiye denizcilik işletmeleri' ne
genel müdür yardımcısı olarak atandı.( 21.10.2004 )


Böyle bir baba tabii ki en az 3 çocuk ister. Yavrularını her türlü kaza, bela ve hatad! an koruyabiliyor.
Peki vatandaş çocuklarını onlardan ve onlar gibi .....lerden nasıl koruyacak

ASKERLİKTENDE KAÇTI .Rize Güneysu Askerlik şubesine kayıtlı Ahmet Burak ERDOĞAN, 2000 yılında
KASIMPAŞA DENİZ HASTANESİNDEN verilen rapor ile ÇÜRÜĞE ayrılıyor.
Rapora göre,
Ahmet BURAK ERDOĞAN'ın hastalığı TESTİS KANSERİ!...
Uzman hekimlerin verdiği bilgiye göre, testis kanseri TEDAVİ EDİLEBİLİR bir rahatsızlık. Burası çok önemli, çünkü
ÇÜRÜK RAPORU , asker adayı açısından ancak iş görme gücünün %60'ını yitirmesi durumunda veriliyor.
Tedavi edilebilir hastalıklardaysa durum farklı. Hastalığın tedavi edilmesinin ardından kişi, askere alınıyor.

Bu bilgilere ulaşan ve haftalık yayın yapan ULUSAL bir dergi, farklı kaynaklardanda bu bilgile! rin doğru olduğunu
teyit ettikten sonra, yetinmeyip 2 Mayıs 2007 tarihinde Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'A yolladığı yazılı soruya
herhangi bir cevap alamıyor. Daha sonra Başbakanlık Basın Müşaviri Sayın Akif BEKİ'ye telefon ile bu konu hakkında
bilgi istenildiğinde 'kişisel hayatı' ilgilendirdiği gerekçesi ile cevap verilemeyeceği söyleniyor...

Daha sonra askere testis kanseri olduğu için gitmeyen ve ÇÜRÜK RAPORU alan Ahmet Burak ERDOĞAN ne gariptir ki
bir yıl sonra 23.02.2001 tarihinde gönül rahatlığı ile evlenebiliyor...

Yani 2000 yılında Kasımpaşa Deniz Hastanesinde Sedyeye YAN GELİP YATARAK, babalar gibi ÇÜRÜK RAPORUNU almış.
Oysa hepimizde biliriz ki Türk Milleti askere gitmeyeni yarım adamdan sayar, çürük rapora ihtiyacı olan bile onuruna yedirip de
bu raporu almak istemez, sakat ise sakatlığını saklar.

Fakat gelin görün ki o yıllarda babası İstanbul Büyükşehir, Belediye başkanı olan Ahmet Burak ERDOĞAN yaşıtlarından farkl! ı
düşünmüş!...
Şu meşhur, her birisi 4-5 milyon dolar eden gem i sahibi Ahmet BURAK bundan 9 yıl öncede 1998 tarihinde İstanbul Şişlide de
bir çoğumuzun hatırlayacağı şarkıcı Sevim TANÜREK adlı bir bayana spor otomobili ile çarpmış ve onun ölümüne sebebiyet vermişti.
Bunun üzerine iki yıl sonra ÇÜRÜK RAPORU alacak Ahmet Burak o günlerde İngiltere de dil öğrenimi için yurtdışına gitmişti...

Acaba
Ahmet BURAK askere gitseydi ŞIRNAK da mayına basarak şehit olduğunda Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN şehitlere yakıştırdığı
'KELLE' tabirini oğlu içinde kullanabilirmiydi?!...

Yada
style='FONT-WEIGHT: bold'>Sayın Emine ERDOĞAN her şehit anası gibi, 'VATAN SAĞOLSUN'
diyebilirmiydi?!...

Bunların ne diyeceğini elbette ki bilemeyiz!...
Fakat bildiğimiz bir şey var ki, Sayın BAŞBAKAN çok
haklı.

'...Asker değil, fakat birileri ve özellikle de büyük oğlu Ahmet YAN GELİP YATMIŞ!...





Şimdi bu çürük çocuğun trilyonluk gemiciği var,ve evli.......




Not:

Bu maili herkes görmeli bence.
Siz de bu maili tüm tanıdıklarınızı bilgilendirin.


DURMAK YOK YOLA DEVAM (!)
Kullanıcı avatarı
Ayhan Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 276
Kayıt: Pzt Mar 03, 2008 8:14 pm
Konum: TRABZON / ÇAYKARA

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Pzt Mar 02, 2009 12:59 pm


Gönül alması kolay şeyhim onu biliyor,
Bazen sevindiriyor bazen beni üzüyor,
Fazlaca olmasada Altuncu hep geziyor,
Bir yerlere giderken sana uğrar geçeriz...
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

ÖncekiSonraki

Dön ŞAİRLERİMİZ VE ŞİİRLERİ

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir

cron