1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

KISA BİR BAŞBAKAN ANATOMİSİ

MesajGönderilme zamanı: Pzt Eyl 08, 2008 4:10 pm
gönderen Özgür Hasan Altuncu
Başbakanı dinliyorum. “Aynı kalemden çıkan, aynalı cama yansıyan sıradan sözler bunlar” diyorum. “Daha kaç kez dinleyeceğiz bunları “ diye takılıyorum yanımdakilere. Vurgular, salondaki dalgalanmalara göre, bir iniyor, bir çıkıyor. Yıllardır böyle bu adam. Gerçi iki eliyle dengeleyip tuttuğu Türkiye Cumhuriyeti Başlıklı kâğıtlarda yazan notlarına baktığını da görmüşlüğüm var. Anlatmak istediğim bu değil, pek çok kişinin tanık olduğu ancak pek azının bildiği bir özelliği var, bu Başbakan’ın.

Hafif sırıtmaya başladıysa, badem bıyıklarını buruşturup, ardında da alaycı bir bakış atmaya başlamışsa, işte orada bir durmak lazım. Yılların Başbakan dinleyicisiyim nede olsa. Hele eline telsiz mikrofonu almışsa, hele volta atmaya başlamışsa kürsüde, bilin ki yürüyen bir mayın gibidir artık. Bizden çok o aynalı camın yazarları, danışmanları pür dikkat kesilir. Çünkü yazılı metnin dışına çıktığında Başbakan, olacakları kestirmek güçtür. Bu en yakınındakiler için de böyledir.

Haddimi aşıp, bir bilen olarak diyorum ki, bu kendine münhasır siyasetçi, espri de yapabilir, telsiz mikrofona geçtiğinde kendisine uyum sağlayamayan sesçiye de kızabilir, salon görevlilerine baygınlık geçiren bir vatandaşın yerini de gösterebilir. Ama en çokta, varsa bir eleştiren, haddini bildirmek derdindedir. İşte o zaman Başbakan ceketini çıkarıp, Kasımpaşa delikanlısı olur. Belki de en çok bu tavırları oy getirdiği için, bütün bunların sonunda garip bir gülümseme yüzünde belirir.

Ama üzülerek söylemeliyim ki, böyle zamanlarda Başbakan’ın ağzından bir tek gün olsun, Demokrasi, Adalet, eşitlik lafı çıkmış değildir. Bir kez olsun, Avrupa Birliğinden, İşsizlikten bahsetmemiştir. Kurmalı bir başbakan olarak kötü metinlere bağımlı olduğunda ağzından düşürmediği kelimeler, eline telsiz mikrofonu alıp, Kasımpaşalı kimliğine büründüğünde artık yoktur. Bastırdığı dili su yüzüne çıkar, demokrasinin yerini “bana mı sordun”lar alır, barışın yerini , ‘sevsinler seni alır’, artık ahlakın yerinde “ananı da al git”ler vardır. Böyle bir Başbakan’a sahip olduğumuz için sevinenlere, sırf bu özelliklerinden dolayı halk desteği kazanıyor diyenlere, tek bir soru sormak istiyorum, ‘ mahkemelerin lisanı var mıdır ?

MesajGönderilme zamanı: Sal Eyl 09, 2008 11:55 pm
gönderen Erhan Ayal
Güzel hikaye

MesajGönderilme zamanı: Cum Eyl 12, 2008 8:57 am
gönderen Hakan Durgun
Dokununca işi şamataya vurmak çok mu yaratıcı kılıyor birilerini...
Konu başka birşey olsaydı ne çok ''Demokrat''çıkıverirdi piyasaya.

MesajGönderilme zamanı: Cum Eyl 12, 2008 3:48 pm
gönderen Bekir Kiran
cok sukur birileri yazmış.Asıl dokunacak olanlar ergenokon davası sonuclanınca olucak.bakalım kımlere dokunur. beklıyoruz sonucunu

MesajGönderilme zamanı: Cum Eyl 26, 2008 12:25 pm
gönderen Caner Kama
Özgür Altuncu, teşekkürler bu tahlilin için gerçekten de tam yerinde tespit...Başabakanı 2. dönemdir seçtiren onun bu üslubu belki de; ama şu bir gerçek bir işsiz olarak beni onun o Kasımpaşalı tarzı etkilemiyor, ben ekmeğime bakarım ve de şu ana işsizsem bunu da hükümetten bilirim, yanlış devlet politikalarından bilirim. Başbakan ne zaman muhalefetle ağız dalaşına girse veya Kasımpaşalı damarını gösterse hemen aklıma ülkede ekonomi kötüye gidiyor duyguları uyanıyor.
Seçim meydanlarında 5 yılda yaptıklarını göğsünü gere gere anlatan başbakan muhalefetin damara basma tahriklerine bile kulak asmadan "durmak yok, yola devam!" nidaları ile muhalefeti adeta kaale almıyordu. Ne zaman ekonomi kötüye gitmeye başladı, sektörler yavaş yavaş patlamaya başladı, işsizlik, enflasyon 5 sene öncesine dönmeye başladı işte o zaman başladı başbakanın perdesiz lafları....

MesajGönderilme zamanı: Cmt Ara 27, 2008 11:47 am
gönderen Muzaffer Mustafa Altuncu

Sevgili Özgür Hasan,
O güzel yazılarınla sitede aramızda olmanı arzu ediyorum.. Biliyorum meşkuliyetin fazla ama boş kaldığın zaman illaki vardır..O boş zamanı seni sevenler arasında değerlendirirsen memnun olurum..
Selam ve sevgilerimle.....