İşte Duayen Gazetecilerimiz

"Düşünebilen bir nesil yaratmak ve düşüncelerimizi özgürce paylaşmak için" burada buluşalım.

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı, Özgür Hasan Altuncu

İşte Duayen Gazetecilerimiz

Mesajgönderen Caner Kama » Cum Tem 18, 2008 1:10 pm

Bugün okuduğum ilginç bir haber, sizlerle paylaşmka istiyorum. İşte medyanın şapkasının altındaki kel !.. Tabiki doğruluğu tartışılır ama bilinmeye değer bir konu...

...


Ergenekon sızıntısı sürüyor! Bu kez Ergenekon tutuklusu emekli Orgeneral Eruygur'un ofisinden çıktığı iddia edilen bir belge yayınlandı. Belge de medyada adı ön plana çıkan yazarların hemen hemen hepsi kişisel özellikleri ve muhtemel destekleriyle birlikte sıralanmış. İşte Eruygur'a ait olduğu iddia edilen fişleme listesi;

Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanıp cezaevine konan eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur'un ofisinde ele geçirilen belgeler arasında 1998 yılından 2004 yılına kadar medya dünyası hakkında tutulan ayrıntılı raporlar da ele geçirildi.

Patronlar en ince ayrıntılarına kadar analiz edilmiş!
Eruygur'un ofisindeki belgeler arasında, başta Aydın Doğan, Dinç Bilgin ve Mehmet Emin Karamehmet olmak üzere birçok medya patronu hakkında ayrıntılı analizler yer aldı. Medya patronlarının bütün ticari faaliyetleri ve şirketlerinin yanı sıra, yatırımları, borçları, özelleştirme sonucu elde ettikleri şirketler ve bunlarla ilgili bilgiler de raporlarda ayrıntılı olarak yer aldı.

Mektuplarla korku yaratmak!
Eruygur'un ofisinde medya patronlarının yanı sıra TSK'yı eleştiren birçok gazeteci ve köşe yazarına Jandarma tarafından yazılmış, içinde "aşağılama" ve "korkutma" içerikli bilgilerin yer aldığı mektuplar da ele geçirildi. Sert bir dille kaleme alınan mektuplarda, "Sizi jandarmayı daha yakından tanımaya davet ediyoruz" ibareleri de yer aldı. Bu bağlamda gazetecilerden çizgi değiştirmeleri de istendi.

Gazeteciler birer birer sınıflandırıldı!
Ofiste ele geçirilen bir başka belgede ise Türkiye'deki gazetecilerin önemli bir bölümünün "1'inci ve 2'inci Derecede Önemli" başlıklarıyla sınıflandırıldıkları ortaya çıktı. 1'inci Derecede Önemli gazeteciler üzerinde çalışma yapılması önerilirken, 2'inci Derece gazetecilerle ilgili herhangi bir çalışma yapılmasına gerek duyulmadığı vurgulandı.

Gazetecilerin dış bağlantıları
Eruygur'un ofisinde ele geçirilen belgeler bunlarla da sınırlı kalmadı. Gazetecilerin "Dış ilişkiler" bağlantılarıyla fişlendiği, bazı ülkeler tarafından "enforme" edildikleri iddia edilen raporlara da Eruygur'un ofisinde el kondu. Ergenekon dosyasında yer alan bu belgede en fazla fişlenen kurum ise Doğan Grubu ve gazetecileri oldu. Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 2004 yılında hazırlandığı anlaşılan bu listeler arasında Hükümet tarafından tasfiye edildiği söylenen gazetecilere de yer verildi. İşte 2004 yılında Eruygur'un Jandarma Genel Komutanı olduğu dönemde hazırlattığı ve ofisinde ele geçirilen "Gizli" ibareli medya fişleme belgesinde ismi geçen gazeteciler ve haklarında yapılan açıklamalar.

İşte fişlenen gazeteciler;

• Ertuğrul Özkök: Hürriyet Gazetesi. Her zaman iktidarın merkezine yakın olma stratejisi izler. AKP iktidarı ile birlikte medya dengeleri ile oynayabilecek bir konuma gelmiştir. Daha önce ABD-İngiltere ekseninde iken, Aydın Doğan'ın etkisiyle Almanya etkisine girmiştir. Doğan Medya Grubu'nda Ankara bürokrasisini en iyi bilen isimlerden biridir. Amerikan Büyükelçisi Eric Edelman'ın toplantılarına da katılmıştır.

• Hadi Uluengin: Hürriyet Gazetesi. Eski Maocu, yeni liberallerdendir. İngiltere ve İsrail tarafından enforme edilmektedir. Yetişme tarzı ve geleneği ile Fransız etkisi ile de hareket eder. Neo-liberal politikaların destekçisidir.

• Mehmet Altan: Sabah Gazetesi. ABD ve İngiltere tarafından enforme edilmektedir.

• Gülay Göktürk: Sabah Grubu, Vatan Gazetesi. Eski solculardaki liberalleşme eğilimlerinin önde gelenlerindendir. İngiltere tarafından enforme edilmektedir.

• Leyla Umar: Sabah Gazetesi. İngiltere ve İsrail tarafından enforme edilmektedir.

• Sedat Sertoğlu: Sabah Grubu. ABD ve İsrail tarafından enforme edilmektedir.

• Mehmet Barlas: Sabah Gazetesi. ABD ve İngiltere tarafından enforme edilmektedir. Fetullah Gülen'in güdümündedir. NTV'de Mustafa Balbay ve Emin Çölaşan'ın yerine getirilerek konumu daha da güçlendirilmiştir.

• Fehmi Koru: Yeni Şafak. ABD ve İngiltere tarafından enforme edilmektedir. Fetullah Gülen'in güdümündedir. NTV'de Mustafa Balbay ve Emin Çölaşan'ın yerine getirilerek konumu daha da güçlendirilmiştir.

• Ahmet Hakan Coşkun: Sabah Grubu, Kanal 7. ABD tarafından enforme edilmektedir. Fetullah Gülen'in güdümündedir. Zaman Gazetesi'nden transfer edilmiştir.

• Cüneyt Ülsever: Hürriyet Gazetesi. ABD, İngiltere ve Yunanistan tarafından enforme edilmektedir. Bir nevi zemin hazırlayıcısıdır. Sahaya konacak oyunun emareleri ÜLSEVER üzerinden takip edilebir. TRT'de Ümit Zileli'nin yerine getirilerek konumu daha da güçlendirilmiştir.

• Güntay Şimşek: Sabah Gazetesi. ABD tarafından enforme edilmektedir. Fetullah Gülen'in güdümündedir. Zaman Gazetesinden transfer edilmiştir.

• Fatih Altaylı: Hürriyet Gazetesi. Medya çevrelerinde MİT yazarı olarak bilinir. ABD ve İngiltere tarafından enforme edilmektedir. Doğan Grubunda öne çıkarılmış olup, Ertuğrul Özkök'ün yerine getirilebileceği değerlendirilmektedir.

• Güneri Cıvaoğlu: Milliyet. ABD, İngiltere ve İsrail tarafından enforme edilmektedir.

• Ali Kırca: Sabah, ATV. AB tarafından enforme edilmektedir.

• Nazlı Ilıcak: Tercüman Gazetesi. İngiltere tarafından enforme edilmektedir.
• Cengiz Çandar: Tercüman Gazetesi. ABD ve İsrail tarafından enforme edilmektedir.

• Metin Münir: Vatan Gazetesi. İngiltere ve Yunanistan tarafından enforme edilmekte olup, Cüneyt Ülsever'le irtibatlı olarak çalışmaktadır.

• Mehmet Ali Birand: Posta Gazetesi. ABD, İngiltere ve AB tarafından enforme edilmektedir. Türkiye'deki mason çevrelerle de sıkı ilişkilere sahiptir. Medyanın, sahibine en sadık kalemlerindendir.

• Taha Akyol: Milliyet Gazetesi. İngiltere ve İsrail tarafından enforme edilmektedir.

• Hasan Cemal: Milliyet Gazetesi: ABD, İngiltere ve İsrail tarafından enforme edilmektedir.

• Meral Tamer: Milliyet Gazetesi. İsrail tarafından enforme edilmektedir.

• Zülfü Livaneli: Vatan Gazetesi. ABD, İngiltere ve İsrail tarafından enforme edilmektedir.

• Sedat Ergin: Hürriyet Gazetesi. ABD ve İsrail tarafından enforme edilmekte olup, MOSSAD'ın Ankara'daki en güçlü kontaklarından biri olduğu medya çevrelerinde bilinmektedir.

'TASFİYE EDİLEN' GAZETECİLER
Eruygur'un ofisinde ele geçirilen belgeler arasında "Tasfiye edilen medya mensupları" başlıklı bölümde ismi geçen gazeteciler ve haklarında yapılan açıklamalar şöyle:

• Tuncay Özkan: Çukurova Grubu, Akşam Gazetesi, Show TV. Program yapımcısı. Hükümetin baskısıyla görevinden ayrıldığı...

• Hulki Cevizoğlu: Sabah, ATV. Ceviz Kabuğu programı yapımcısı. Hükümetin baskısıyla programının yayından kaldırıldığı...

• Emin Çölaşan: Hürriyet Gazetesi. Hükümetin baskısıyla NTV'de Mustafa Balbay ile birlikte programının yayından kaldırıldığı...

• Mustafa Balbay: Cumhuriyet Gazetesi. "Panorama" programının yapımcısı. Hükümetin baskısıyla TRT'deki programının yayından kaldırıldığı...

• Ümit Zileli: Cumhuriyet Gazetesi. Hükümetin baskısıyla TRT'deki programının yayından kaldırıldığı...

• Mümtaz Soysal: Hürriyet Gazetesi. Hükümetin baskısıyla tasfiye edildiği...
• Necati Doğru: Sabah. Hükümetin baskısıyla tasfiye edildiği...

• Erol Manisalı: Cumhuriyet Gazetesi. Hükümetin baskısıyla tasfiye edildiği değerlendirilmektedir.

www.gazeteoku.com ; Taraf
Kullanıcı avatarı
Caner Kama
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 226
Kayıt: Cum Mar 03, 2006 4:15 pm

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Cum Tem 18, 2008 4:29 pm

Bu haberin içeriğine ne diyorsun sen? Sence bu bilgiler doğru mu değil mi? Bir de bunlar gizli bilgiler mi? Karen Fogg'un e-mail'leri bir ara ele geçirilip yayımlanmıştı bilmem okuyan var mı? Orada Karen Fogg'un tüm bu "gazetecilerle" haber yazdırma ücret ödeme ilişkileri detaylı olarak bulunuyor. Sanırım Birand'a yazdığı mail'de son Türk devleti'ni yıkmaya az kaldı diyordu Fogg orada, nitekim süreç hızla yürüyor. Mail'lerinin yayımlanmasından sonra alelacele Türkiye'yi terketmişti ilgili şahıs ama mail'leri özenli bir şekilde saklanmıştı halktan medya tarafından. Mail'leri yayımlayanlar yargılanmıştı üstelik. Sadece o mail'leri okursanız kimin ne pok olduğunu anlayabilirsiniz. Başka hiç bir şey yapmanıza gerek yok, binlerce cilt kitaba, yüzlerce konferansa bedeldir o mail'ler, lütfen okuyunuz.

Bugün yalan üstüne yalan yazan, ergenekon belgeleri diye yasadışı ve uydurma belgeleri ortaya süren bu sefiller sürüsü Karen Fogg'un e-mail'lerinin basılmasını özel hayata saygısızlık diye eleştirmişler ve belgeleri yayımlayanların tutuklanmasını istemişlerdi. Taraf gazetesini çıkaran kadın memesine vatanını satacağını ilan eden şahıs ve avanesi de o mail'lerde bolca yer işgal ediyor.

Türk basını'nın düştüğü sefil hali rapor haline getirmiş Eruygur. Üstelik katıldığı her toplantıda bunu daha detaylı bir şekilde ifade ediyordu zaten. Burada gizli olan, yasadışı olan şey ne? Şu rapordan işbirlikçiler dışında, ajan faaliyeti yürütenler dışında kim rahatsız olabilir? Araya özel harp amaçlı sıkıştırılan "tehdit mektupları" masal sanırım sen de anlayabiliyorsun bunu.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Muhammet İbrahim Özen » Cmt Tem 19, 2008 6:13 pm

Korktuğum başıma geldi 28 şubatın baş aktörleri binlerce gençliğin geleceğini mahveden(bunlardan bir tanesi olarak) insanları darbelerle sindirmeye çalışan başörtülü insanların eğitim hakkını elinden alan bunuda bu gün birilerinin amerika tarafından israil tarafından destek aldığını söleyecek kadarda yüzsüzleşen bu insanların 28 şubatı onlardan aldığı destekle ve bu gazetelerin oluşturduğu zemine dayanarak yapanlar sanki bunlar değildi....
Kullanıcı avatarı
Muhammet İbrahim Özen
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 153
Kayıt: Cmt Şub 25, 2006 10:06 pm
Konum: DÜZCE

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Cmt Tem 19, 2008 8:39 pm

Türban taktığın için okula mı giremedin, nasıl karardı geleceğin?

O yana bu yana sallanmaya gerek yok, horon etmiyoruz.
Soru çok net: Üstteki bilgiler doğru mu değil mi?

Doğru ama umrunuzda değilse de bunu ifade edin, bu da bir fikirdir, tartışılır.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Bekir Kiran » Cmt Tem 19, 2008 10:55 pm

muhammet özen turban takmasına gerek yok.dinen zorunlu degıl erkek oldugu ıcın 8) .sorun bayanlarda.bunu sen cok ıyı bılıyorsun abi.neden bılmemezlıge vuruyorsun anlamadım.
Kullanıcı avatarı
Bekir Kiran
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 463
Kayıt: Pzr Oca 15, 2006 12:22 pm
Konum: KIRIKHAN

Mesajgönderen Caner Kama » Pzr Tem 20, 2008 10:09 am

Muhammet devletin militan yuvası olarak gördüğü, bir siyasi partinin arka bahçem deyip geleceklerini karartığı devletimizin "imam hatip lisesi" mezunudur. Maduriyeti de diş hekimliğini kazanabilen normal vatandaştan fazla ham puan almasına karşın uğradığı haksızlık sonucu ancak bir üniversiteye girebilen bir madurdur. Madur olmak için illaki başörtülü ve kadın olmaya gerek yok.

Bugün Eruygun bey'in (Paşa demiyorum; devrim yasalarına göre bu suçtur!) fişlediği bu yazarların, hiçkimse hepsinin hirli birşey olduğunu iddia edemez. Dün 28 Şubat gibi ordumuzun laiklik üzerine harp akademisinde eğitim alıp generalliğe kadar yükselmiş komutanlarının her fırsatta ortamı germek için attığı nutukları manşet yapanlar yine bu gazeteciler.O gün de sanırım kurmaylar kimin ne halt yediğini nereden beslendiğin biliyordu ama kullandıklaır için sanırım birşey demiyorlardı, ama şimdi...

Halk ile aralarına duvar ören, ördüren kurmaylar bugün halktan ordu yıpratılıyor tepki gösterin açıklamaları geliyor. Bunun sonucu da 2-3 bin kişilik ADD eylemleri oluyor halbuki Türkiye 72 milyon. Zamanında halk ile arana duvar örmesen bu satılmış kalemleri kullanmasan da kendin halk ile bütünleşsen ne bu satılmışlara ihtiyaç duyardın ne de halkı ve değerlerini karşına alırdın. Ama o zaman halk askerine tam güven duyardı bu da sanırım emperyalistlerin işine gelmezdi ki, uzakytan kumanda ile buradaki kurmayları konuşturup yönlendirip durumu bu hale getiriyıorlardı.....
Kullanıcı avatarı
Caner Kama
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 226
Kayıt: Cum Mar 03, 2006 4:15 pm

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Pzr Tem 20, 2008 3:34 pm

Sorumun cevabını gene tam olarak alabilmiş değilim.

"Bu satılmışlar" derken üstteki analizin doğru olduğunu kabul etmiş gibi konuşuyorsun, "hiçkimse hepsinin hirli birşey olduğunu iddia edemez" derken de doğru olmadığını. Bu konuda bir karar vermekte fayda var. İnsanların basındaki şahısların çizgisi ve yönlenişi hakkında kararda bulunmasına analiz, bunu devletin organlarının yapmasına fişleme denir. Emekli bir orgeneralin dosyasında (velev ki bulundu ise, doğru ise) bu tür bir analiz bulunmasında darbecilik aramak saçma oluyor.

İmam Hatip liselerinin 12 Eylül darbecileri tarafından ve ABD'nin emri ile "Türk-İslam sentezi" ideolojisi çerçevesinde Türkiye'nin her tarafında açıldığını ve milyonlarca "imam" yetiştirildiğini bilmemek için çok bilmez olmak gerek. Meşhur yeşil kuşak operasyonunun bir parçasıdır bu okullar. Eğri doğru bugün bu ülkenin bir gerçeğidir kabul edelim, bu durumda da şunu sormakta fayda var: İmam olmak istiyorsanız imam hatip lisesine gidersiniz değil mi? Bu kararınız sonrasında mağduriyetten bahsetmek ne demek? İmam olmak istiyordunuz imam hatip lisesine gittiniz oldunuz, eee? İmam hatip liseleri tüm toplumu abd'nin çizdiği eksende "imam" etme projesi değilse (gerçek imamları tenzih ederim), Türkiye toplumunun imam ihtiyacını karşılamak amaçlı kurulmuş okullar ise neyin mağduriyeti? Ben de liseyi bitirince matematik mühendisi olmaya karar verdim, gittim okudum oldum, pişmanım ama bunun için ortalıkta zırlanmıyorum ve bir haksızlığa uğramış gibi ortalığı vaveylaya vermiyorum.

Ordu'yu homojen bir yapı gibi görüyorsunuz ve hata yapıyorsunuz. Ordu'da aynı devletin diğer organizasyonları gibi, halk gibi heterojen bir yapılanmadır. İçinde Amerikancı, AB'ci, ırkçı, Türkiye'ci, ahlaklı, ahlaksız, temiz, alçak farklı ve pek çok unsur bulunmaktadır. Dönem dönem bu unsurlar arasında güç dengeleri değişmekte ve farklı yönelişler gelişmektedir. Genel bir ordu düşmanlığı ile sizi siz edenlere de haksızlık yapıyorsunuz. Reva mıdır? 12 Eylül ve 12 Mart darbeleri olmasaydı siz siz olabilir miydiniz?

Gündelik hayatta hepimiz pek çok sorunla uğraşıyoruz. Hayat bir takım çelişmeler barındırıyor bünyesinde. Hepimizin ama maddi ama manevi bir takım sıkıntılar yaşaması normal. Gündelik hayatımızda bizi saran bu sorunlara karşı mücadele ederken hangisinin tüm diğer sorunlarımızın çözümüne yardımcı olacak ana sorun olduğunu tespit edip onun üstüne giderek hayatımızı yürütürüz. İşi olmayan evine para sokamayan adamın, eşi ile, çocukları ile sorun yaşaması, borçlarını ödeyememesi, huzursuz olması, gergin olması, bu gerginlik sebebi ile dostarı ile gerginlik yaşaması vs..vs.. Bunların hepsi tek tek önemli sorunlardır, önemli çelişmelerdir ancak baş çelişme işsiz olmasıdır kişinin. Çözülmesi gereken ana mesele budur. Bu sorunun çözümü diğer sorunların çözümünün ana halkasıdır. Bu sorun çözülmeden yapılacak tüm diğer müdahaleler sadece süreci ağırlaştırır, kaçınılmaz sondan korumaz. Siyasette ve ülke sorunlarında da durum aynıdır. Baş çelişmenin doğru tespiti ve çözümüdür Türkiye halkının önünü açacak olan. Hata yaptığınız ve tıkandığınız yer tam burası. Tali sorunlarla boğuştuğunuz ve o sorunun kaynağını doğru tespit edemediğiniz için bocalayıp duruyorsunuz. ABD ve AB sizi türban meselesi ile, Kürtleri etnik milliyetçilikle ve dieğr pek çok politik grubu nabza göre şerbet vererek istediği gibi yönlendirip duruyor. Türkiye halkının baş çelişmesi ABD ve AB emperyalizmi iledir. ABD ve AB çizgisinden, köleliğinden kurtarmayan, kurtulmayı amaçlamayan her talep, her mücadele hikayedir. Lübnan Hizbullah'ını devrimci, Fettullah ve benzerlerini işbirlikçi yapan gerçek budur. İslamcılık yapacak iseniz bunu ABD ve AB'ye karşı yapacaksınız, onunla işbirliği yaparak değil. Türkiye'de hangi ideolojik çerçeve içinde kendini ifade ederse etsin yurtsever olanlar emperyalizme karşı mücadele edenler, işbirlikçi olanlar da kaderini onunla birleştirenlerdir.

Milyonlarca insan aç Türkiye'de. İşsizlik had safhada. Gümrükleri ABD ve AB'nin büyük tekellerine açarsanız olacak olan budur. Koskoca ABD ekonomisi köylüsünü yabancı üreticilerin saldırısına karşı koruyor da biz neden gümrüklerimizi indirip yabancı peynir, süt, meyve, sebze tüketiyoruz? Köylümüzün ürettiği tütün ve şeker'i almayıp neden AB stoklarını tüketiyoruz? Neden tüm büyük işletmelerimiz yabacılar tarafından 3 kuruşa satın alınıyor? Neden Gap topraklarımızın %30'u israil'lilerin elinde? Neden akdeniz ege sahillerimiz yabancılara peşkeş çekiliyor? Müslümanız ama neden Irak'ta 2 milyondan fazla müslümanı katleden ABD ile birlikte hareket ediyoruz? İran ürettiğimiz üreteceğimiz tüm tahıl ürünlerine talip olduğunu ilan ederken biz neden buna yanaşmıyoruz ve tarımımızı desteklemiyoruz? Allah'a nasıl hesap vereceğiz?

Tüm bunlar dururken tek derdimiz Türban öyle mi? Üstelik bu sürece müdahale etmek isteyen ve ABD AB'ye direnen yurtseverleri Türban üzerinden ezeceğiz ve yok edeceğiz. Ayıp değil mi? ABD'nin oyunu değil mi bu?

Hangi ideolojik çerçeveden bakarsak bakalım dünyaya, sizin, bizim hepimizin bugünkü temel sorunu ve gerçek düşmanı ABD'dir dostlarım. Ne kadar gücümüz ve enerjimiz varsa vurmamız gereken şeytan o'dur. Onu ve AB'yi bu topraklardan söküp atmadan kazanabileceğimiz hiç bir şeyimiz yok. Özgürlüğümüz, bağımsızlığımız, vatanımız, her şeyimiz elimizden yitip gitmekte.

Sevgiler...
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Muhammet İbrahim Özen » Pzt Tem 21, 2008 6:33 am

Anlaşıldı biz yine amerikancı olduk...Daha dün Amerika izni olmadan bu ülkede darbe olamayacağını söyleyenler şimdi 28 şubatı darbesini yapanları amerikaya karşı olduklarını söyleyip onları vatansever gösteriyor...Güleyim mi ağlayayımmı....Ha sorunuzun cevabı caner gibi bir çoğuna inanıyorum ama o sayılan isimler 15 yıl öncede bu insanlara istedikleri başlıkları atan yazıları yazan yazarlar da değilmi...15 yıl önce şener eruygurun istediklerini yazarken bunlar amerikancı değildi herhalde sonradan oldular...



Bu ülkede işsiz olanların içerisinde bu okullardan mezun olanlar ve baı örtülü olan insanlarda var ... 28 şubatla birlikte hem imam hatiplerin mevcudu azaltıldı hem başı örtülü olanlar okula giremedi hemde 8 yıllık kesintisiz eğitimle birlikte kuran kursları kapatılacak duruma getirilmeye çalışıldı tabii büyük ölçüde de başarıldı....




Bana ve benim gibi arkadaşlara yapılanların haksızlık olduğunu düşündüğümden ötürü buraya bir kaç bişi yazdığım için zırvalıyorsam size bir şey söylemiyorum...Siz hakkınızı işstediğiniz gibi arayın istediğiniz kadar zırvalayın ama biz susalım nede olsa a desek amerikancı b desek emperyalist güçlere bilerek veya bilmeyerek hizmet edenler sınıfına giriyoruz...Allahtan siz varsınız bende desem bu ülke bu zamana kadar neden yok olmadı....
Kullanıcı avatarı
Muhammet İbrahim Özen
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 153
Kayıt: Cmt Şub 25, 2006 10:06 pm
Konum: DÜZCE

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Pzt Tem 21, 2008 11:46 am

Zırvalıyorsun demedim kardeş, zırlamak dedim ve o başka bir şey...

Şu bahsi geçen isimlerin tamamı 28 Şubat sürecinde de sizin yanınızda idiler, aslında sizin de değil ABD'nin ve AB'nin yanında idiler, gene öyleler. İstersen yazılarını teker teker inceleriz, balık hafızalı bir toplum olduğumuz için unutulmuş olabilir.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Bekir Kiran » Çrş Tem 23, 2008 8:32 am

muhammet gene sen amerıkancı oldun.bana emperyalıst . işbirlikçi ajan , amerıkan uşağı,, bazı larıda yobaz aşırı dinci dedi. :) birtek mubarek bunlar.sütle yıkanıyorlar.ciltlerı bozulmuyor. :D ne dıyeyım. yılmaz abi sinirli bu aralar. baskanı içerde ya , ondandır sanırım. Vatanı kurtaracak adamlar , vatanı satmaya calıstı.sonrada amerıkancı bızler olduk.hadı hayırlısı bakalım daha neler oluruz
Kullanıcı avatarı
Bekir Kiran
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 463
Kayıt: Pzr Oca 15, 2006 12:22 pm
Konum: KIRIKHAN

Mesajgönderen Caner Kama » Çrş Tem 23, 2008 8:36 am

Türkiye'nin en büyük sorunun tabiki işsizlik, milli gelirin adil dağıtılmaması. Türk ekonomisi son 5 yıldır 2 kat büyüyüp 400-500 milyar dolar hacmine yaklaşmasına rağmen milli gelirde dün koç,sabancı,doğan...v.b. ailelere 200-300'er bin kişi yazılırken şimdi sadece koç ailesine 1 milyon insan yazılıyor. Yani koç ailesinin kazandığı para 1 milyon T.C. vatandaşının geliri, ondan sonra da milli gelir 2000 dolardan 7000 dolara çıktı deniliyor, ne kadar gerçekçi?

Cumhuriyet kurulduğundan bu yana sadece Atatürk döneminde kapsamlı büyük yatırımlar yapılmış, tarıma önem verilmeye çalışılmış istihdam sağlanmaya çalışılmıştı. İşte sonrasında ise o dönemde yapılanlara yeni bir şey eklenememiş özellikle Marshall yardımları ile ülke ABD'ye yavaş yavaş bağlanmaya başlamıştı. Alınan yüksek faizli borçları kapatmak için daha yüksek fazili borçlanmalara gidilerek borç döngüsü sağlanmaya başlamıştı. Taaaa, o günlerden gelen borç geleneği sayesinde sağolsun yetenekli(!) ve ileri görüşlü(!) siyasilerimiz T.C. ekonomisinin belini kırıp felç ettiler.

En büyük sorun bugün de işsizlik; suç oranlarının artması, radikal fikirlerin taraftar toplaması hepsi.... Şu da bir gerçek gelecekleri hakkında kararı velilerin verdiği çocuğun zenci muamelesi görmesi size garip gelmiyor mu? Bunu hemen kılıfına uydurdunuz "yeşil kuşak" projesi, diğer taraftan "kızıl kuşak" projeleri her zaman toplumumuza dışardan ısmarlama giysi giydiriliyor.

İş başvurularında cv ye imam hatip lisesi yazdın mı 5-0 malupsun kafadan zaten; başörtün varsa 10-0 alupsun, ne yapacak bu insanlar kendileri gibi değil de başkasının istediği gibi mi yaşayacaklar? Ekonomi önemli bir sorun, çözülmeli ama bunu siz de biliyorsunuz ki, Türk ekonomisini düze çıkarmak biraz zor. Şimdi ekonomi hallolunamadı diye kızlarımızı gençlerimizi dışlayacak mıyız, " siz bekleyin önce bir ekonomiyi halledelim" mi diyeceksiniz? Kadınları üretim hayatına katılmasını savunacağız iş vermediğiniz,okutmadığınız kadınlarınızı çocuk üretiminde mi kullanacaksınız?

Bu ülkede en çok imam-hatip lisesini Ecevit açmıştır, ben onun sosyaldemokrat bilirdim (son zamanları hariç)

Sen istediğin okula gittimişsin, sonra pişman olmuşsun ama okuduktan sonra pişman oldun peki binlerce genci okumadan neden pişman ediyorlar. Bir yorumumda demiştim ABD II.Dünya Savaşı sırasında zencileri askere bile almıyordu. 50 yılda artık ABD başkan adayı bir zenci üstelik babası müslüman. Yasaklar gün gelir kalkar, geride yasaklarda direten yobaz fikirler ve onun mücadelecilerinin beyhude çabaları gelecek için bir miras olabilir ancak.

Bu ülkede liselerde din dersleri haftda 1 saat, ilköğretimde bilmiyorum. İnsanların bazı ahlak kurallarını ,inandığı dinin ritüellerini bilmesi evvela insan hakkı olan birşeydir. Haftalık 1 saatlik kültür eğitimi ile çocuklarının haklı olarak birşey alamayacaklarını bildikleri için çocuklarını MEB'nin okullarına yönlendirdiler. Bu okulların müfredatı MEB tarafından denetleniyor. Ağır arapça derslerin yanında pozitif bilimler ve yabancı dil eğitimi bile veriliyor. Sırf insanların tercihi yüzünden onları yeşil kuşakçı, şeriatçı addetmek heralde sığ bir demokratlığa uyar.

Bu yazarlara gelince, evet yazarların yüzde 95'i birileri tarafından finanse edilir. Onlara enformasyon sağlanır ve bunlar sipariş üzere yazı yazar, manşet atarlar. Eruygur'un evinde bulunmaları darbe planları ile tabiki açıklanamaz,genelkurmayın da birçok dönemde basına sızdığı gibi basın andıçları hazırladığını biliyoruz. Başbakanlığın bile böyle andıçları var. "Gavurun ekmeğini yiyen, gavurun kılıcını sallar!"
Kullanıcı avatarı
Caner Kama
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 226
Kayıt: Cum Mar 03, 2006 4:15 pm

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Çrş Tem 23, 2008 12:42 pm

İçeriğine kısmen katılmak kısmen katılmamakla birlikte bir fikir yazısı, bu tarz sana çok daha uygun, sağolasın.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Muhammet İbrahim Özen » Prş Tem 24, 2008 6:52 am

Türkiyede imamhatip liselerini en çok açan ecevit ama onları şu anda bu duruma getirende rahmetli ecevit....Ne hazin bir çelişki veya da değişim!!!Askerde kütüphanede okuduğum ama ismini hatırlamadığım yabancı bir yazarın türkiyede ki din ve laiklikle ilgili kitabını okudum.Kitapta imamhatiplerin kuruluş amacının laik devlete uydun din adamları yetiştirmek amacıyla açtırıldığını yazmıştı...Zaten imam hatipdeki haftalık 2 şer 3 er saatlik dini derslerle( ki bunlarda not kaygısıyla ezberlenilen dersler) topluma din bilgisi ihtiyacın verebilecek nitelikte imamlar yetiştirmesi imkansızdır...


Böyle olduğundan da allahın kelamını düğünlerde cenazelerde atatürk resimli kağıtların dolu olduğu zarfı görmeden açmayan imamlarla doldu taştı.....Ha bunun sebebi imam hatipler değil bu okullardan sadece temel dini bilgi içeren derslerle imam yapmak isteyen sistemin suçudur...Ama çok şükürki şu son 4-5 yılda diyanet ilahiyat mezunları imam olarak atamayı akıl etti de imamlarında kalitesi biraz arttı :)..Ben bu yüzdende bu okulları imam olmak isteyenler seçmelidir anlayışına tamamen karşıyım.. Bu okullar sadece ailelerin çocuklarından uzak olduğu bir ortamda onlara gerekli dini bilgileri verecek bunu alırkende bir öğretmen bir doktor bir mühendis olmasını isterdiklerindendir...


Bu okullar 90 lı yıllarda imamlardan çok türkiye dereceleri yapan geleceğin mühendislerini doktorlarını çıkartmıştır...Siz eğer bu okulların sadece imam olmak isteyenlerin gitmeleri gerektiği bir okul olduğunu düşüyorsanız düz liseleri çocuklarını gönderen velilerin dini eğitimlerinide almalarını isterler ancak düz liseler bunu karşılayamaz ve şimdi sizlerin istemediği cemaatlerde bu boşluğu doldururlar ne yazıkki...


NOT: MUSTİ samsunda boş boş duracağına buraya gelde şu evi taşımama yardımcı ol...Hamallara vereceğim parayı beraber burada yeriz...Hem yapacağım(inşallah) şark köşesinde kendi ellerimle çay yapıp içireceğim sana bak çalacağın kemençeyide dinlemeye katlanırım....:) YILMAZ abi ben düzcedeyim eğer yolun düşerse gelmene sevinirim....Hem caner burada iken gelirsen şark köşemde çay eşliğinde kozlarınızı paylaşırsınız:):):)
Kullanıcı avatarı
Muhammet İbrahim Özen
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 153
Kayıt: Cmt Şub 25, 2006 10:06 pm
Konum: DÜZCE

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Pzt Tem 28, 2008 10:07 am

:) Sağol kardeş, umarım bir gün çayını içerim. Sen de Istanbul'a düşersen beklerim, şark köşem yok ama demlik 24 saat ocağın üstündedir.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Caner Kama » Pzt Tem 28, 2008 10:27 am

Buradan bülent Altuncu abinin kulaklarının çınlatmak istiyorum onun imza yazısında cezmi ersöz'ün "çay, herşey bitmedi demektir" yazısı aklıma geldi.... :)
Kullanıcı avatarı
Caner Kama
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 226
Kayıt: Cum Mar 03, 2006 4:15 pm

Sonraki

Dön DÜŞÜNCE PLATFORMU

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 7 misafir

cron