Burada birbirlerine zaman zaman kırıcı sözler sarf etmiş olan arkadaş ve kardeşlerimin: Bir araya geldiklerinde burada kırıldıkları ya da alındıkları sözleri unutarak yazdıklarını önemsemeyecek şekilde bir birlerine yapmacıksız samimi davranacaklarına inandığımdan bu lafların öncelikle gereksiz olduğunu sonra da dikkate alınmaması gerektiğini düşünmekteyim.
Ama yine de:
İnsanlara yazı aracılığıyla yaşamlarına mutluluk katmak, yaşamlarını emekle kolaylaştırmak, bilgilendirmek, düşünce sorunlarına yardımcı olabilmek, sevinçlerimizi, çözüm yollarımızı paylaşmak ortak amacımız olmalı. Yoksa ukala çağrışımlar yapacak metinlerle kafa yormaya çalışmanın yeri burası olmamalı.
Yazı yazma eyleminin var-olmanın cesaret isteyen, tehlikeli bir çabası olduğuna inanıyorum. Yazmak soylu bir davranıştır. Yazmak yeri geldiğinde bilinçaltı kazısına dönüşmeli. Kendi kendini inşa atölyesine dönüşmeli...
Sitedeki yazıların genelde okuyucularca yanlış değerlendirildiğine inanıyorum. İnsanları eğlendirmek için yaşanmış komik anıların anlatılması, geçmişte paylaşılan oyun, eğlence vb. faaliyetlerin dile getirilmesi/yaşatılmaya çalışılması benim ve birçoğumuzun hoşuna gidiyor olabilir. Ancak güzel bir faaliyet içerisine girmiş olan bizlerin birbirimizi güldüren, eğlendiren ya da gururumuzu okşayıcı sözler dışında da söyleyeceği/yazacağı emek mahsulü hediyeler olması gerekmez mi? “Evet, gerekir” diyen üç beş kişi: “Düşünce Platformu” nu tercih etmişlerdir. Bu bölümde yazı yazan herkese teşekkür etmek istiyorum. Ancak bazen yazmak, eleştirmek istediğim konular olduğu halde arkadaş ya da kardeşlerimin alınabileceğini düşünerek fikirlerimi beyan etmekten birçok kere çekinerek arkadaşlığımızı, kardeşliğimizi tercih ettim. Benim gibi sanırım birçok kişi böyle davranmaktadır.
İtidali, sağduyuyu, sabrı, kardeşliği paranteze alarak bunun yerine kısasa kısas, madem öyle işte böyle tavrıyla hareket ettiğimiz müddetçe kaybedecek olan düşman değil; bu coğrafyada yaşayan kardeşlik uğruna mücadele hevesinde olan bizler olacağız. Bu oyuna / tuzağa düşmemeliyiz.
Bu tarz yaklaşımlarla çıkış yolu bulamayız. Tıkanacağımız tartışmaların bizlere zaman, emek, maddi ve manevi kayıptan başka bir şey kazandırmayacağı aşikârdır.
**
Yılmaz’ı konusuna hâkimiyeti, yaşamındaki samimiyeti konusunda olduğu kadar bazen, bazı konu ve kişiler konusunda aşırı hassasiyet göstermesini anlıyor ama yine de doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Her şeye rağmen tahammül ve sabır... Her şeye rağmen yazdığı için teşekkür.
Caner kardeşimin birçok yönden bizlere örnek olacak davranış, sabır ve gayretle hareket etmesini takdirle karşılıyorum.
Maksat hasbıhal ise Bekir kardeşime de alınmayacağını düşünerek yine de yazılarında daha titiz davranmasını isteyeceğim.
Ahmet Hamdi ve İlkay Güvercin kardeşlerimden de katkılarının devam etmesini diliyorum.
İlkay Durgun kardeşim bana göre siz de farkında mısınız bilmiyorum kızgın yazıyorsunuz yazdığınız zaman. (Bu cümleyi çekinerek yazdım) Önemli alıntılarınız ve yaptığınız eleştiriler için teşekkürler.
Bu bölümde yazılarıyla çıtayı yükselten İhsan ağabeye de teşekürlerimi sunmak isterim.
…
Üslup istemeden vaaz verir gibi olduysa özür dileyerek sevgi ve selamlarımı sunarım.