Askerlik Beyanı (dağdaki çobanla bir askerlik yapmayanlara)

"Düşünebilen bir nesil yaratmak ve düşüncelerimizi özgürce paylaşmak için" burada buluşalım.

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı, Özgür Hasan Altuncu

Askerlik Beyanı (dağdaki çobanla bir askerlik yapmayanlara)

Mesajgönderen Caner Kama » Pzr Nis 20, 2008 9:42 am

aşağadaki yazı radikal gazetesi yazarı perihan mağden'in; meydanlarda damarları pörtleyinceye kadar bağıran, şehitlik edebiyatı yapan insanların iş kendi çocuklarına ve kendilerine geldiğinde nasıl düşündüklerine dair güzel bir yazısını alıntı yapıyorum....

Kırca'nın oğulları nerde askerlik yaptı?
Askerlik beyanı

Hollanda Genel-kurmay Başkanı'nın oğlu, Afganistan'da yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlamasıyla öldü.
Geçtiğimiz kasım ayında Yeni Zelanda'nın Savunma Bakanı'nın teğmen yeğeni de Afganistan'da pusuya düşürülüp öldürülmüştü.
Prens Harry'nin (Charles'ın oğlu) birkaç ay boyunca Afganistan'da görev başında olduğu (asker olarak) ordaki varlığı keşfedilince, İngiltere'ye geri yollandığı da malum.
Tabii ki Hollanda Genelkurmay Başkanı'nın oğlu da ölmesin,
Yeni Zelanda Savunma Bakanı'nın yeğeni de.
Hiçbir muasır medeniyet ülkesi; el âlemin ülkesine (ne kadar 'iyi niyetlerle' ambalajlanmış söylemlerle de olsa) asker yollamasın ayrıca!
Neo-emperyalizmin dayatılmış insan (hakları) severliğine, karnımız tok.
Ve fakat Gelişmiş Ülke Genelkurmay Başkanı Oğlu'nun 'şehit' düşmüş olması oralarda; akla ister istemez bizim Şehit Edebiyatçıları'nı düşürüyor.
Ordumuz'da üst kıdem mensuplarının evlatlarının askerlik görevlerini nerelerde yaptığına dair, ya da çürüğe çıktıkları için nerelerde yapmadığına, bir liste var. Bir zaman önce korsan bir internet sitesinde yayınlandı.
Ama Medyalamamız itibar etmedi bu listeyi yayınlamaya.
Özel hayata giriyormuş!
Bence hiç de girmiyor.
Son on-on beş yılın üst düzey tümmm askeri yetkilileri evlatlarının nerelerde askerliklerini yaptıklarını açıklasalar bir.
Şöyle bir liste yayınlasalar.
Sonuç olarak 30 yıldır bitirilemeyen, yurdumuza yüz milyarküsur dolara patlamış bir iç savaş söz konusu.
Ve insan Güneydoğu'da 'Siyasi çözüm de şart. Çözüm de şart!' papağanlayıp siyasi çözüme dair en ufak bir adım atılmaya yeltenildiğinde, 'Vatan elden gidiyor! Yetişin: milliyetçiler- imdaaat!'ı basanların, yani savaşın devamından bunca yıldır medet umanların genleriyle Bu Savaş'a 'katkılarını' merak ediyor.
Bütün bakanlarımız, başbakanlarımız, milletvekillerimiz DE
açıklasa oğullarının nerelerde, hangi koşullarda vatani görevlerini 'gerçekleştirdiğini.'
Netice olarak: ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ!
Ama şehitlerin hep fakirin fukaranın, rençberin, cahilin, köylünün çocuklarından verilmesi, insanda Bu Vatan'ın vahim bir Eşitsizlik Duygusu'yla bölünmüş olduğu hissini yaratıyor. Ali Babacan'ın yeğeni şehit düştüğünde gazetelere doğal olarak haber oldu.
Hem olmayacak bir şeydi bu.
Hem de olmayacak bir şeydi.
Ali Babacan'ın (Allah sabır ihsan etsin) ailesine düşen ateş dışında, ben hiçbir Mühim Pozisyon Sahibi'nin geçtim çocuğundan/oğlundan hısım ve akrabaları arasından dahi şehit düştüğünü hatırlamıyorum.
Siz hatırlıyor musunuz?
Ayrıca 'Evladın Nerde Askerliğini Yaptı Beyanı' bence askeri komutanlarımız, politikacılarımızla da sınırlı kalmasın.
Mesela Şov Haber'e geçti geçeli, handiyse Askeriye'nin ve İç Savaşın Reklam Kuşağı gibi çalışan (askerlikten/darbecilikten atılma) Ali Kırca'nın iki oğlu acep nerde yaptı askerlik görevini? Yoksa onlar daha
o yaşa gelmediler mi?
Master mı yapıyorlar? Filan.
Bütün genel yayın yönetmenleri, köşciler, ellerine kalemi alınca ortalığı 'Sevr! Misak-ı Milli! Vatanın bir karış toprağı!' diye inim inim illetenler böyle bir Evlat Beyanı, Hısım-Akraba Beyanı'na tâbi tutulsalar.
En başta da kendi vatani görevlerini nerde ifa ettiklerini açıklasalar.
Meydanlarda bağrışmaktan boyun damarları pörtlemiş 1 Vatan Kurtaran Şaban'ın, 28 günde enseleyerek yaptığı askerliğini biliniyor; mesela.
Onlarca yıl daha hicap duysak vakti zamanında siyasetimize yaptığı katkısızlıklardan yetmeyecek; yine pek milliyetçi/sağcı/köylücü bir hanım politikacının oğlu, bacağındaki platinin 'paslanma ihtimaline' karşı hastaneleyerek yapmıştı askerliğini. Diyelim.
İş başkasının evladına gelince böylesine gönlübol, böylesine ağızdan köpürmeli şehit edebiyatçılarının Askerlik Beyanları'nı görelim, bir. Ya da sonsuza dek Savaş Taraftarlığı Çalçeneliği'nden malûlen emekliye ayrılmalarını talep edelim.
Medya baronlarından/bezirgânlarından üst üst düzeylere: Bekâra karı boşamak kolay- El âlemin çocuğunu ölümlere sürmek de.
Barış götürmen gereken topraklarda lümpenlenirken, ağzından çıkanı kulağın duyacak!
Kürt partileri illa billa kapatılmak istenirken de. Yargı Darbeciler ordan başlamışlardı. İşe.
Savaşı bitirmek işine gelmeyenlerin, 'genç' subayların mütemadi rahatsızlanmalarından başlamaları gibi.
Kullanıcı avatarı
Caner Kama
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 226
Kayıt: Cum Mar 03, 2006 4:15 pm

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Pzt Nis 21, 2008 1:25 pm

Londra'dan Türk milletini insanlık tarihinin ilk soykırımını gerçekleştirmekle suçlayan, Türk halkıyla, Türkiye ile, fakir fukara ile hiç bir bağı bulunmayan bir emperyalizm sözcüsü neden böyle bir yazı yazar???
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Caner Kama » Sal Nis 22, 2008 8:06 am

demek ki dengeler değişmiş ki bir emperyalizm uşağı böyle bir yazı yazmış.... heralde amacı siyaseti ve askeri yıpratmak olmalı.....eee bu ülkede dokunulmazlara dokunmaya çalışırsan eleştirirsen yıpratan oluyorsun...!

perihan mağden e bunu çok görmüyorum ona gelinceye kadar ne insanlar dün başka bugün başka olunca, perihan mağden hiç gözüme batmıyor doğrusu...

ben de merak ediyorum bu maşanın yazdıklarına ne diyecekler; sanırım bu da hiç gündeme bile gelmeden kaybolacak.....

tansu çiller in oğlunun yazlıklarında askelik yaptığını, holding patronlarının yazlıklarda (cem boyner antalya'da yaptı mesela) askerlik yaptığını da biliyoruz, asker evlatlarının asker olmayanlarının da rahat rahat yan gelip yatarak askerlik yaptıklarını da görmesek de biliyoruz... mjeydanlarda vatan,millet,sakarya edebiyatı yapanların da nasıl askerlik yaptıklarını da bilmek isterim,zira benim ailemde askere gidenler çoğu doğu da kar altında,çatışmalarda,eziyet içinde askerlik yaptılar ben daha askere gitmedim ama gidersem de gideceğim yer belli illaki doğuda bir yer zira benim hiçbir akrabam ne asker ne de zengin.....tıpkı diğer anadolu evlatlarının olduğu gibi.....doğuda yine biz ölecez,askerde yine biz hakaret görecez( egosunu tatmin etmek isteyen hasta ruhlu insanlar çokmuş-gidenler hep onu söylüyor) biz ölecez onlar sefasının sürecek; biz ölecez kız kardeşimiz başörtüsü ile okuluna gidemeyecek,biz ölecez ailemin boğazındaki nafakayı kodamanlara bölüştürecekler, biz ölecez öldüğümüzle kalacaz sadece bize şehit diyecekler bu kültür de olmasa kim bu ortamda askere gitmek ister????
Kullanıcı avatarı
Caner Kama
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 226
Kayıt: Cum Mar 03, 2006 4:15 pm

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Sal Nis 22, 2008 9:57 pm

Adı : Ahmet Burak.
Baba Adı : Recep Tayyip.
Ana Adı : Emine.
Doğum Tarihi : 04.07.1979.
Medeni Hali : Evli(23.02.2001).
Askerlik Durumu : ÇÜRÜK...
Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük oğlu Ahmet Burak Erdoğan, aldığı çürük raporuyla askere gitmedi. Rize Güneysu Askerlik şubesi’ne kayıtlı Ahmet Burak Erdoğan, 2000 yılında Kasımpaşa Deniz Hastanesi’nden verilen raporla çürüğe ayrıldı.
Buraya kadar herşey normal görünüyor. Ancak çürük raporuyla ilgili ölçütler açısından Ahmet Burak Erdoğan'ın durumu biraz tartışmalı. Rapora göre, Ahmet Burak’ın hastalığı testis kanseri. Uzman hekimlerin verdiği bilgiye göre, testis kanseri tedavi edilebilir bir rahatsızlık. O nedenle, ciddi bir kanser türü olarak görülmüyor. Burası önemli, çünkü çürük raporu, asker adayı açısından ancak iş görme gücünün yüzde 60’ını yitirmesi durumunda veriliyor. Tedavi edilebilir hastalıklardaysa durum farklı. Hastalığın tedavi edilmesinin ardından kişi, askere alınıyor. Ahmet Burak Erdoğan’ın testis kanseri tedavisi gördüğüne dair herhangi bir bilgiye ise ulaşılamıyor. Askerlik yapamıyor Erdoğan ama gemi alabiliyor, çalıştırabiliyor, ticaret yapabiliyor. Konu Başbakan Erdoğan’a yazılı olarak soruldu. bir cevap alınamadı.
Yasemin Çongar bunu bilmez mi? Bilir elbette. Ama işte konu başlığı da yaptık, hainler aptal olur.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Caner Kama » Çrş Nis 23, 2008 8:26 am

yılmaz abi evet bu olayı biliyorum, daha dün akşam bir şehit haberi daha geldi ama hala ankara daki otokratlar,türkiye nin kaymak tabaka insanları o ölen insanlar sayesinde hala para kazanıp insanların ekmeği ile pirinci ile emeği ile özgürlüğü ile oynayıp halkı, halkın evlatları sayesinde eziyor,kırıyor......

ihsan şahin abimin bir başlığı şimdi aklıma geldi bu ülkede ne solcumuz solcu ne islamcımız islamcı......

paranın dini imanı olmaz; gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını sallar.....ne güzel demiş atalar.........
Kullanıcı avatarı
Caner Kama
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 226
Kayıt: Cum Mar 03, 2006 4:15 pm

Mesajgönderen Muhammet İbrahim Özen » Cum Nis 25, 2008 8:41 am

Türkiyedeki bütün kurumlardaki düzensizlik ve adaletsizlik gibi tsk da da bu olay var. Türkiyede hiç bir kurum doğru bir sistem oturtamamış ki tsk da bunlardan biri... bizde ölene şehit kalana gazi gazıyla gençlerimiz zorla askere alınıyor (tabi bunlar torpili olmayan kardeşlerim için geçerli). Askeriye ye tonlarca para aktarılıyor ama ne teknoloji nede profesyonel asker ihtiyacımız bir türlü karşılanamıyor.Buradada bizim paralarımız ne yazıkki havaya gidiyor.
3 aylık acemi eğitimiyle dağa çıkıyor ve gerilla taktiği yapan 3-5 teröriste karşı her zaman şehit veriyoruz. daha silahı tutmasını bilmeyen ateş sesinde yere can havliyle atlayıp gazi olan askerlerimiz de cabası.... acaba bu uygulama kaç ülkede var merak ediyorum.
Bence biz ne yaparsak yapalım bu kodomanların ve torpillilerin çocukları her zaman bi şekilde bu işten kaçacak en azından bunlardan paralı asskerlikle yüklü bir mebla alınsa bunların açığınıda alınan bu paralarla profesyonel askerlik yapan gönüllü elemanlar(paralı asker) yetiştirilse, bennebilim teknolojiye yatırım yapılsa en azından ağlayan anaların sayısı azalır diye düşünüyorum. ve belkide dağdaki teröriste karşı sıcak çatışmalarda daha etkili olabiliriz.
Neyse dayımınoğlu sen yinede askere git ben yapmışım elin licesinde sen niye yapmayacan hem korkma kötüye bişi olmaz :)
Kullanıcı avatarı
Muhammet İbrahim Özen
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 153
Kayıt: Cmt Şub 25, 2006 10:06 pm
Konum: DÜZCE


Dön DÜŞÜNCE PLATFORMU

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 8 misafir

cron