1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

SARIKIZIN DARBESİ

MesajGönderilme zamanı: Prş Nis 05, 2007 1:25 pm
gönderen Özgür Hasan Altuncu
“Sarıkız darbesi” deyince benim aklıma babaannemin çok sevdiği ineği geliyor.

Sarıkız sinirlenince öyle bir çifte atardı ki, kimse yanına yaklaşamazdı.

Bizim Sarıkız, çok acımasızdı. Sadece Rahmetli Babaannemin sözünü dinlerdi.

Sarıkız darbecileri içinde aynı şeyler söyleniyor.

Ama kimin sözünü dinledikler belirsiz.

Meclis eski başkanı İzgünün mü ? Cumhurbaşkanı Sezer’in mi ?

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Haksızlık etmeyelim, Sarıkız darbecileri trene bakmıyorlardı.

Rayların yönünü değiştirmeyi düşünecek kadar ince eleyip sık dokuyorlardı.

Başlarına çoban bulmak için çabaladılar ama bizim Sarıkız kadar başına buyruk oldukları için başaramadılar.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Bizim Sarıkız’ın çiftesiyle; Sarıkız darbesi arasındaki en büyük benzerlik, istenmeyen adam konusundaki tutarlılıktı.

Bizim Sarıkız sinsilere, Sarıkız darbecileri de dincilere darbe vurma peşindeydi.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Bizim Sarıkız başarılı sayılır. Çocukken gizlice arkasına yaklaşmaya çalıştığım sırada yediğim darbeyi hala unutamıyorum.
Sarıkız darbecileri de gizli planlarını unutmamak için not tutarak, dincilere karşı sinsi planlarını uygulamada başarısız oldular.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Sarıkızın darbesi ile sarıkız darbesi arasında gidip gelen ben, son sözü rahmetli Babaanneme bırakıyorum. “Sarıkıza yemini vermezsen, dayağı yersin”.

Re: SARIKIZIN DARBESİ

MesajGönderilme zamanı: Pzr Nis 15, 2007 5:34 pm
gönderen Caner Topaloğlu
14 Nisan 2007 Türk tarihinin en büyük yürüyüşünden sonra vakit gazetesinin attığı başlık

"Sarıkızcılar yürüdü"



Yazacak o kadar çok şey,edilecek o kadar çok küfür var ki

MesajGönderilme zamanı: Pzr Nis 15, 2007 5:45 pm
gönderen Kardaş Ersezer
Görüntülerini de koyalım madem öyle

http://www.youtube.com/watch?v=z5Qh12H_egM

MesajGönderilme zamanı: Pzr Nis 15, 2007 8:43 pm
gönderen Naci Altuncu
OĞLUM. SEN HİTLER'İN ANILARIYLA İLGİLİ SAHTEKARLIĞI ARAŞTIR , OKU VE "SARIKIZ" OLAYINA ÖYLE İNAN.SANA HİÇ YAKIŞMADI.
BİZDE ÇOK GÜZEL BİR ÖZDEYİŞ VARDIR. "nağır kayboldi sen alaca danayi arayusun"
Sen ki gazetecisin. Nağırı bilinçli bir şekilde ağırlarında gizleyenler size alaca dana aratıyorlar.
Haydi kolay gelsin...

MesajGönderilme zamanı: Pzr Nis 15, 2007 8:47 pm
gönderen Naci Altuncu
NOT . eksik bıraktım. baban şur köyünü temsilen o "sarıkız mitingi"ndeydi.

MesajGönderilme zamanı: Pzr Nis 15, 2007 10:59 pm
gönderen Sami Ayan
Bu konuda herkes istediği tarafta yer alabilr. Nihayet siyasi bir tutum ve anlayıştır. Ama birşey var ki; küfredenler söyleyecek sözü kalmayanlardır. Herkes bizim gibi düşünmek zorunda değil. Kimse devletimi en çok ben seviyorum iddiasında da bulunmasın. Onun derecesi de şartlar vuku bulduğunda belli olur. Bir yerleri dışlarken neyi referans aldığımız önemli..

MesajGönderilme zamanı: Sal Nis 17, 2007 4:52 pm
gönderen Özgür Hasan Altuncu
Bir gazeteci olarak asla duygularımı kullanamam. Objektif olmak zorundayım. Bir dergi ve o dergide çalışan meslektaşlarım, sırf bir ihbarı değerlendirip haber yaptıkları için, ajanlıkla suçlanmışlarsa, onları savunmak benim birinci görevimdir. Bir gazetecinin başarısı yaptığı haberin etkisiyle ölçülür. Sarıkız darbesi haberi başarılı bir haberdir. Etkileri ortadadır. Bu bir ihbardır. Savcıların yapması gereken gerekli incelemeyi başlatmaktır. Adı geçen kişiler hakkında kovuşturma yapmaktır. Eğer ihbar asılsızsa dosya kapatılır. Peki ne yapılmıştır ? İhbarcı yani “Nokta” dergisi polis baskınına uğramıştır. Şunu da belirteyim, “Nokta” dergisinin kadrosu kesinlikle Demokrattır. Gerekli bilgileri Savcılığa ilettikleri halde, son sayıyı polis baskını altında çıkarmak zorunda kalmışlardır.

Ankara’daki Cumhuriyet mitingine katılanların Demokratlıklarından da şüphem yok. Ancak atladıkları çok önemli bir gerçek var. Bir milyonla ifade ettikleri kalabalığın sesi belki gür çıkmıştır ama en az 9 milyonluk daha büyük bir kalabalık sessizce karşı bir duruş sergilemiştir. İşte bu çok tehlikeli bir sürecin başlangıcına işarettir. Bu tehlike adı geçen şahsın Çankaya’ya çıkmasından daha büyük bir tehlikedir.

Ankara’ya gidemeyen ancak mitinge destek verenler, evlerine bayrak astılar. Evet koca İstanbul’u işim gereği sık sık dolaşıyorum. Üzgünüm ama bayrak asanlara sadece Nişantaşı’nda, Beşiktaş’ta, Levent’te, Kadıköy’de rastlıyorum. Milyonların oturduğu semtlerde bayrak yerine malum şahsın adaylığına destek pankartlarıyla karşılaşıyorum. Yani bugünkü iktidarı 15 yıl boyunca yerelde zirvede tutan yığınlar, hala desteklerini sürdürüyorlar. Yani şunu üzülerek söylemek zorundayım. Cumhurbaşkanlığı seçimi, halk oyuyla olsaydı, bu miting seçimden sonra yapılırdı. Bilmem anlatabildim mi ?