1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Nedir bu Türkçenin başına gelenler?

MesajGönderilme zamanı: Prş Şub 22, 2007 3:36 pm
gönderen Cüneyt İbrahimağaoğlu
1953 yıllarından sonra cıkan dayatmalarla veya yalanlarla yabancı dilin önemi vurgulanmış, dünya dili olduğu söylenen (ki külliyen yalandır, en köklü ve zengin dünya dillerinin ilk sıralarında Türkçe gelmektedir) ingilizce dayatılarak öğretilmeye çalışılmıştır.

Artık okulların çoğu ingilizce eğitim vermekte ve bununla beraber sürekli olarak televizyondaki çocuk kanallarında bile ingilizce konuşturulan tuhaf bebekler yayınlanmaktadır.

1980 sonrası gençleri için söylenecek pek fazla şey yok aslında; yaşanan onca sıkıntıdan sonra bir yıkım gibi üstümüzden geçildi. Bu cocuklar ne siyaseti öğrendi, ne de ondan öncesi öğretildi. Kulaklarına bile fısıldanmadı; onlar çakmaktaş, şirinler, ninjalar gibi çizgi filmlerle büyüdü. Kimisi leonarda oldu, kimisi michelangelo… Bu iki dost kaplumbağanın, rönesans devrinin iki deha sanatçısı olduğu kime öğretildi, kimler öğrendi? Hatta bilir misiniz ki ikisinin birbirine ne denli düşmani duygular içerisinde olduklarını?

1990 sonrası gençlerine gelirsek, ki bunlara aslında 1985 sonrası gençliğini de ekleyebiliriz gönül rahatlığıyla, durum gerçekten içler acısıdır.

Yalanlarla dayatılan bir ingilizce!

Güya dünya dili ingilizce...

Güya ilerlememizin kalkınmamızın tek şartı...

Gençleri ingilizceyle yetiştirmeliydik güya... Hatta okullardaki bütün dersleri ingilizce yapmalıydık daha iyi öğrenmelilerdi…

Öyle bir noktaya geldik ki hiçbir yabancı kaynak Türkçeye çevrilmiyor artık... ingilizceniz yoksa vay halinize? Ama bir dakika, şanlısınız, telefon bayisi gibi tercümanlık bürosu var heryerde...


• “v” harfi yerine “w” kullanmayın.
• “z” harfi yerine “s” kullanmayın.
• “g” harfi yerine “q” kullanmayın.
• Türçe konuştuğunuz gibi türkçe yazmaya özen gösterin.
• “!” yerine "!!!" veya “?” yerine “???” ve “.” Yerine “....” veya "..." yerine "....." yazınca daha mı anlam kazanıyor bu anlamlı noktalama işaretleri!

(Alintidir)


Daha temiz bir forum için elele…


http://www.tdk.gov.tr/TR/YazimKlavuz...FF3F96B01BD67B

MesajGönderilme zamanı: Prş Şub 22, 2007 5:10 pm
gönderen Mustafa Demir Özaslan
güzel bir konuya değindin cüneyt,yıllardan beri söylenip gelen bir türkü bu aslında,oktay sinanoğlu değindi en kapsamlı şekilde bu konuya ama onun değinmesi yetmedi.Dil insanlar arasında iletişim aracıdır ve kültür taşıycılarının en önemli aracıdır,onu koruyan topluluklar,kültürlerinide korur,birliğinide...Türkçemizi korumak için öncelikle onu iyi öğrenmeliyiz,bu noktada eğitimcilere önemli bir pay düşüyor.Bilirmisniz ingilizler ya da sömürge devletleri işgal ettikleri bölgelerde yaşıyan insanların öncelikli olarak dillerini değiştirmişlerdir,çünkü dilin kültür üzerindeki etkisinin farkındaydılar,dil değişince diğer kültür öğelerini değiştirmek çok daha kolay olacaktı.Kültür dediğimiz şey sözlü ve yazılı kültür diye ikiye ayrılır,sözlü kültürün içersinde,bir topluluğun asırlardan beri elde ettiği kazanımlar;örf-adet,gelenek-görenekler ve sözlü edebiyata dair unsurlar yer almaktadır.Türkiye ve Türk Kültürü neden bu haldedir? Bence düşünmeye pek fazla gerek yok,cevap gün gibi ortada,dilimiz yobazlaştıkça bizlerde yobazlaşıyoruz.Kırıkhan belediyesine,kadim dostum Mehmet Ali Pehlivanoğlu bu konuda bir öneri sunmuştu,Kırıkhanda'ki dükkan isimleri Türkçe olarak yazılsın diye,bu konuda Kırıkhan kadın kollarından da destek almıştı ancak beklenen şey olmadı malum üzere.Ne yapmalıyızın cevabı,dil konusunda bilinçli olmaktan geçer.

MesajGönderilme zamanı: Prş Şub 22, 2007 5:15 pm
gönderen Mustafa Demir Özaslan
cüneyt, attığın imzanı bize verdiğin örneklere göre düzeltmekle işe başlayalım ne dersin? Paylaşımın için ayrıca teşekkür ederim.

MesajGönderilme zamanı: Prş Şub 22, 2007 6:31 pm
gönderen Caner Topaloğlu
Kimseyi kırmak istemedim şimdiye kadar ama sitemizde de Türkçe'nin kullanımı çok hoş değil.karadeniz ağızıyla yani okunduğu gibi yazılma olayını kastetmiyorum o işin espirisidir(orijinali espri değil espiridir sakın laf atmayın :D ) elbette.Ama gençlerimizin değil yerin "deyil",eğlence yerine "eylence",düğün yerine "düyün" kullandığına çok kez şahit oldum.

Dil toplumların birlikte oluşunun,yenilikler üretmesinin en önemli aracıdır.Dilimizi de yavaş yavaş kaybediyoruz.

Medya ve eğitimsizlik aklıma gelen ilk faktörler ama okuma alışkanlığımızın olmaması da çok önemli.En azından günde 3-5 köşe yazısı okumak kimseye birşey kaybettirmez diye düşünmekteyim.

Mustafa Demir Özaslan'a da katılıyorum.

MesajGönderilme zamanı: Cum Şub 23, 2007 1:26 pm
gönderen Özcan Onat
yerel diller(ne olduğunu bildiğimiz yada bilmediğimiz :?: )
.
.
.
.
.lazcaya
rumcaya(romeika diyenler de var)
.
.
.türkçe
.
.
.
ingilizce

yukardaki sıralama nekadar kronolojik oldu bilmem ama buyuk paluk kucuk paluğu yutayui :!:

nasıl bölgemizdeki yerel özellikteki kelimelerimizi inkar edip kullanmaktan imtina edip çoğonluğa uymaya çalısıyorsak....
küreselleşme denen şeyle dünya ortak dilini belirledi:İNGİLİZCE
Bizler de türkçeyi unutup ingilizceyle-türkçe kırma bir dili zamanla kendini ne amerikan nede ingiliz(british) olan bir ingilizceye bırakacak şekilde bir oluşumun içindemiyiz.bu biraz bizum rumce deduğumuz dilin olusumu gibi geldi bana :wink:

MesajGönderilme zamanı: Cum Şub 23, 2007 9:56 pm
gönderen Cüneyt İbrahimağaoğlu
evt dil konusunda toplum yabancı ülkeleri çok örnek alıyor zaten bir kampanya düzenlendi belki internette duymuşunuzdur ok yerine tamam diye öyle bir ismi vardı gerçekten güzel bir kampanya gençlik hep ayrıcalık farklık arıyor bunun içinde bende varım aslında doğru birşey değil türkçemiz varken mesela tvler tam bir rezalet dilimizi rezil ediyorlar herşey var eskiden öylemiydi tv ye çıkmak için aşamlardan geçerdin trt gibi kanal yok bence ama trt bence o kadar ilgi bulmuyor şimdi yoldan geçen herkes tv ye çıkıyor bu toplumun bundan sonra aklının başına gelmesi epeyhi bir süre alır değiştikten sonra eski günler belki hiç gelmez ama bilemem...

MesajGönderilme zamanı: Cum Şub 23, 2007 10:26 pm
gönderen Dilek Aydınlı
Güzel ve önemli konu.Ben de özellikle 'tabiki de' kelimesinden çok rahatsızlık duyuyorum.Kelime olarak sayarsak.

MesajGönderilme zamanı: Cmt Şub 24, 2007 12:20 am
gönderen İlkay Güvercin
Bu başlıtan en son bahsedilecek site burası olduğunu düşünüyorum(!).işin şaka kısmı tabi ki.Çoğumuz bu konuda ihmalkar davranıyoruz.En azından genç arkadaşlarımız bu işi sıkı tutup kendilerini geliştirmeleri lazim.Yabancı kelimeler ve imla kurallarında hakikaden büyük sorunlarımız var.Sitede bu tür yaklaşımların bulunması bizleri memnun ediyor doğrusu.Selamlar.

MesajGönderilme zamanı: Pzr Şub 25, 2007 10:39 pm
gönderen Mehmet Aydinli
Emperyalizm denince ,bizler sadece ekonomik sömürüden ibaret olduğunu ,ekonomik bir terim olduğunu sanırız veya öyle sanılır.Aslında en büyük emperyalizm kültürel ,sosyal acıdan toplumlara yapılanıdır.Emperyalizmin bu kadar dünyaya hakim olmasının nedeni, toplumları ,ülkeleri kültürel ,sosyal yönden sömürerek ekonomik sömürü sistemi kendiliğinden gelişmesidir.Bugün dünyada kaç ülke ingilizce konuşuyor?ingilizlerin amerikalıların gittiği yerleştiği ve geri çekildiği her yerde ingilizce konuşuluyor,ingiliz kültürüyle ,alakası olmayan batı denilen sözde batı kültürüyle yaşıyorlar.Asıl emperyalizm o zamanlarda başlamıştır.İşte bizler de ülkemizde ingilizce dünya dili diye ingilizceyi öğrenme gayreti içerisine girdik.Kendi dilimizi unudur olduk.Tüm mağaza ve dükkanların isimleri ,lokantaların yani tüm işyerlerinin isimleri yabancı isimlerle ,levhalarla yazılması kültürel sömürüye ne kadar maruz kaldığımızın göstergesidir.
Bu konu hakkında daha öncede başlık açılmış , güzel yorumlar yapılmıştı.

MesajGönderilme zamanı: Sal Şub 27, 2007 4:47 am
gönderen Bülent Altuncu
"msn" den görüştüğüm arkadaşlarımın sanırım hepsi artık farketmiştir bu zamana kadar; görüşmelerimizin sonunda karşımdaki ne kadar "ok", "by" gibi harfler (kelime dahi diyemiyorum) ile görüşmeyi kapamaya çalışsada, hiçbirine kolaycılığa kaçıp aynı türden harflerle bir kez olsun yanıt verememişimdir bu güne kadar.Üç harf bile fazla olsa mutlaka "tamam" diyerek kapatmışımdır "msn" yi. Ha bu bakın "ben ilkeliyim taviz vermiyorum türkçemden" ukalalığından değil sadece bu kelimeleri hissedememem, benimseyememem, yakıştıramamam, vicdanen kabullenememin bir sonucudur. Ki iyi hatırlarım "teşekkür etmek" i bile, böyle demiş olmakla karşımızdakine ne etmiş oluyoruz sorusuna yanıt bulamadığım için 16-17 yaşlarına kadar yeri geldiysede ses olarak çıkartmayı becerebileceğim halde söylememiştim. Halen daha da duyduğum halde kullanmayı beceremediğim çok kelime vardır.

Bu tutuculuğumun nedenleri ne kadar derinlerdeyse, tersine duydukları her kelimeyi kolayca kabul edenlerin bu durumlarının nedenleri de o kadar derinlerdedir. O yüzden dildeki yozlaşmaya karşı alınacak önlemler kampanyalarla, kelime reklam ve vurgularıyla başarılı olamaz. Bunun için toplumsal kültürel yapımızı, üretim ilişkilerimizi psikososyal, ekonomik tüm yönleriyle irdeleyip bilinçli ve köklü kültürel bir devrim gerekir.

Bu arada aklıma geldi, yazmadan bırakamayacağım bir kelime de "tusunami". Bir deniz depremi oluyor medya "tsunami" diye duyuruyor sabah herkesin ağızında bu kelime. hatta insanların bir kısmı olayın bir deprem olduğunu bile düşünemiyor.Hani bildiğimiz depremlerden olmasada bir yeraltı hareketi olmasından hareketle bir isimlendirme yapılabilecek bir durum. Ama sanki ilk kez olan, ismi tanrı tarafından vahiyle gönderilmiş, nedeni niçini sorgulanamaz bir durummuş gibi anında kelime dillerde.İnsanlar düştükleri dramatik durumun farkında olmasalarda olayın vahametini unutup kelimeyi kabullenişlerinde ki hazımsızlıklarını kelimeyle ilgili kurguladıkları şeyleri anlatırken ki yüz ifadelerinden görebiliyorsun. Çünkü hiçbiri korku ve dehşetle değil aksine komik birşeymiş gibi canlandırmalar yaptılar kendi yöreleriyle ilgili( ilk gün hariç) olabilecek felaket hakkında. İşte "tusunami" yerine depremden, selden, denizden, fizikten, dinamikten, jeolojiden, acıdan, felaketten ve daha başka birçok çağrıştıran kelimeden hareketle bir tanım yapılsaydı ne böyle komik hallere düşerdik ne de bu doğa olayını kavrayamayacak aptal konumuna ne de insani tepkimizi koyamayacak bir duruma. Bir dil içindeki kelimeler, bir çiftçinin avucuna aldığı buğday tanelerini toprağa ekerken ki serpiş şekli gibi yukardan aşağa alın bunları kelime diye kullanın diye toplumların önüne atılmıyor. Çok uzun bir zaman diliminde o toplumun üretimsel, sosyal, ekonomik, kültürel ilişkilerinin üzerinde ve bir düşünce sistematiği temelinde gelişiyor. O toplumun yaşamı, insanı, doğayı, ilişkileri algılayışını ve sonuçta malesef zekasını belirliyor. Düşünce sistematiği kalmamış toplumumuzda da "tusunami" kelimesi doğal olarak bu kadar kolay kabullenildi. Biraz daha bu tarz kelimeler ( saymaya gerek yok sayfalar yetmeyecek kadar çok var) öğrenirsek kelime dağarcığı geniş bir papağan topluluğu olacağız.Ama zeka olarak papağanlardan geri mi oluruz ileri mi ona bişe diyemem.

MesajGönderilme zamanı: Sal Şub 27, 2007 2:07 pm
gönderen Osman Nuri Sarı
evet

Malesef dünyada anadilini bizim kadar aşağılayan başka bir ulus yoktur. Bir toplumun millet olabilmesinin temel şartlarından biri olan "dil birliği" malesef yok olmaya başlamıştır. Allah hepimizin yardımcısı olsun.

Bülentin anlattığı "msn" olayına bir örnek de ben vermek istiyorum. Sitenin ilk kurulduğu günlerde Sayın Sami Ayan ile "msn"de konuşurken , ona sürekli olarak "ok" diye yazmama kızdı. Bunun üzerine bana:
- Bir edebiyatçı olarak "ok" yazmayı size yakıştıramıyorum. deyince, ben de ona:
-Sami, bu şekilde daha kısa oluyor. dedim
Bana demesin mi ki:
-Kısa olması için tamam yerine "ok" yazma da kısaca"TM" yaz. Olmaz mı?

Bunu hiç unutamıyorum.

Evet. toplum olarak dilimize sahip çıkalım ki, MİLLET olalım.


saygılarımla