ŞAHİNKAYA KÖYÜ FORUMU

El değmemiş koca bir dünya. Zenginliklerin sonu yok. Cennetin ortasına düşen beyaz adamlar şaşkın mı şaşkın. Yerliler savunmasız.

Önce savunmasız olanları hakladılar, sonra da zenginlikleri yağmaladılar. En güzel yıllarını yaşadı beyaz adam. Uçsuz bucaksız araziler, bereketli topraklar, ilk kazmasını vurduğu altın yatakları, hepsi onundu.

Ama iş artıkça emeğe gereksinim de arttı. Zenginlikle kandırılan, silahla zapturapt altına alınan Afrikalılar, yeni dünyaya götürüldü. Kölelik yüzyıllar sonra yeniden ortaya çıktı.


Ve gün geldi insanın insana kulluğu, isyanı ateşledi. Beyaz adam ikiye bölündü. Önce tartışmalar, sonra da kanlı boğazlamalar yaşandı. Vahşi, ilkel ama öğretici….

Çok değil birkaç yıl sonra başka bir kıtada iktidarı belirleyen güç, sadece kirli bir güç oldu. Siyasi kavgalar, ayrışmalar, sokak kavgalarına dönüştü. Siyasi birliğini sağlayanlarsa savaş meydanlarının celladı oldu. Milyonlarca insan öldü. Şehirler yerle bir oldu. Vahşi, “çağdaş” ve yine öğretici, bir büyük acı…

Aynı tarihlerde dünyanın ortasında, dünyanın en eski medeniyeti, kardeşlik ve huzur içinde “ama mutlu ama çağdaş” yaşamını sürdürüyordu..

Dünya tersine döndü, bir zamanların vahşet coğrafyalarında artık demokrasi var, insana saygı var, zenginlik var, düşünceye özgürlük var, en önemlisi insan var… Peki eski parlak günlerini arayan dünyanın ortasındaki, dünyanın en eski medeniyetinde ne var ?

Ben üşenmedim siz de üşenmeyin :Yoksulluk var, adaletsizlik var, hukuksuzluk var, adam kayırma var, yalan var, çete var, mafya var, kirli televizyonlar var, katiller var, ihale zenginleri var, yağma var, hortumcu var, sahtekar var, ayrılıkçılık var, kışkırtıcılık var, etnik faşizm var, fuhuş var, kaçakçılık var, kötü olanla övünme var, başkasına tahammül edememe var, saygısızlık var, yağma var, ruhsatsız villa var, yasadışı göç var, karayoluna mahkum edilen bir ulus var, kavga var, hırsızlık var, gasp var, tecavüz var, unutma var, gurursuzluk var, aşağılanma var, küçük görme var, böbürlenme var, rüşvet var, yağlı şişkin göbekler var, inanç tacirliği var, tekelcilik var, dedikodu var, üretmeme var, tüketme var, kan var, gözyaşı var, kardeş kavgası var, terör var, komplo var, rant var, Polat var, Çakır var, skandal var, kanunsuzluk var, banka boşaltma var, kanundan kaçma var, yakalanmama var, işsizlik var, intihar var, laila var, reina var, şatafalt var, ısraf var, özenti var, seçilememe var, seçtirilme var, şövenizm var, kafatasçılık var, kimliğinden utanma var, ajanlık var, vatanı satmak var, vatan adına cinayet işlemek var, ab fonlarından zengin olanlar var, köşe dönmecilik var, bencillik var, bana dokunmayan yılan bin yaşasın var, liberal aldatma var, gerici yozlaşma var, sosyal faşizm var, terörist var, hisse senedi var, üç kağıt var, borsa var, düşen var, kaldırılan var, vuran var, ölmekten beter olan var, ajdar var, enflasyon canavarı var, faiz var,haram var, bezirganlık var, haramilik var, yoksulu soymak var, zengine vermek var, Seda Sayan’ı izlemek var, binbir yalan var, utanma var, küfür var, reyting var, kara para aklama var, iftira var, yaralama var, bahane bulma var, var da var ! Peki ne yok ? Varın siz söyleyin…

Ülkemizde "var"lar gerçekten çok Hasanın saydığı gibi, olmayan birşey var sadece o da rezil olmak .Kim demişti hatırlamıyorum ;"bu ülkede herşey olabilirsin sadece rezil olamazsın".Çok güzel sıralamışsın Hasan.

“Birisi geldi; bir dostun, bir sevgilinin kapısını çaldı;
sevgilisi, kimsin a güvenilir er, dedi.
Adam,’benim’ deyince, git dedi; şimdi çağı değil;
böylesine sofrada ham kişinin yeri yok.
Ham kişiyi ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir,
ikiyüzlülükten ne kurtarabilir?
O yoksul gitti; tam bir yıl yollara düştü;
sevgilinin ayrılığıyla kıvılcımlar saçarak cayır cayır yandı.
O yanmış-yakılmış kişi pişti; olgunlaştı.
Geri geldi, gene sevgilinin evinin çevresine düştü.
Yüzlerce korkuyla, yüzlerce defa edebi gözeterek
kapının halkasını çaldı; ağzından edebe aykırı bir söz
çıkacak diye de korkup duruyordu.
Sevgilisi, kapıdaki kim? Diye bağırdı.
Adam, a gönüller alan, dedi, kapıdaki ‘sensin’.
Sevgilisi, madem ki ‘ben’sin, gel içeriye gir, dedi.
Ev dar, iki kişi sığmıyor.”
(Mesnevi, c.1, sh.3068-3075)

Yahu hasan varları biliyodukta bukadar olduklarını bilmiyodum.Mubarek yedi çüceleri geçti memleket hani derlerya biz yedi çüceleriz bizde herrenk bulunur.Bülent sende doğru diyon aslında bu ülkede bir rezil olamazsın.Ama bukadar varın olduğu bir yerde sanırım rezil kelimeside iltifat olur. Yani olunan sıfatı belirtecek kelime henüz dünya kelime lukadında yok.Var oğlu varda bu kadar üstün sıfatların olduğu memleketinde, karekterlerinde tanımı yok.Böyleda cennet bir ülkede yaşıyoruz Birde fırsatlar ülkesi Amerika derler nerde fırsatlar ülkesi bolca var ı olan Cennet Türkiye.Gel kardeşim, bak kardeşim, bu fırsatlardan sende yararlan kardeşim, hadi acele edin bitti kalmadı, gelen bulmadı.Bu kadar vardan faydalan kardeşim sende seç birtanesini nasıl olsa yarın musellada yattığında imam sorduğunda herkes iyi biliriz deyecek herkes hakkımızı helal ettik deyecek.Ey benim yurdum insanı daha neyi beklersiniz

Selamalar oncelikle!

Yahu kardeslerim size ne yazalim da anlayasiniz bilmiyorum.
Kotulukleri rehber edinirseniz tabi ki guzel seyleri goremezsiniz.
Bu varda var lar aslinda toplumun yapisini yansitmaz.
Bu mumkun degildir.
Bu varda var lar acaba kendimizde var mi?
Cengiz mesela sende var mi?
Ilkay da olabilirmi?
Tabii ki hayir.
Mesela rahatlikla soyleyebilirim bende yok.
Bence madalyonun bu yuzunu bilelim ama obur yuzunu cevirelim.
Niye boyle toplumu kotuleyeylim ki?
Kendimize iyi yi guzeli rehber almaliyiz ki bir duzelme olsun.
Varsa bir egrilik tabii ki.
Bu kotulerin Yani varda var larin anasi biliyorsunuz:
ickidir,
abdestsizliktir,
dinden uzaklasmadir,
Allah korkusuzlugudur.
Bunlarin olmadigi yerde varda var larimiz dolup tasacak.

Herkese
ickisiz
Dinle icice
Allah korkulu
gunler diliyorum.

Hasret UYGUN
MOSKOVA

ben şimdi moskovada olucam ve içmiycem.pöhhh

mehmet şahin yazdı:ben şimdi moskovada olucam ve içmiycem.pöhhh

Mehmet Şahin sen zaten içmeden sarhoş olan zatü muhterem değilmisin.Selamlar

teşekkürler ilkay bey ,en azından ortam paylaştığım birisi olarak sen bilirkişisinya......rahatladım.

Güzel temennilerin için saol hasret abi.Hiç birşryin eksikliğini yaşamıyoruz inaçlarla ilgili.Beş vakit namaz kılıp camiden çıkmayıp etrafına ehli namus görünüp ama kalbinde her türlü fitneliği,fesatlığı barındıranlarla aynı ortamda bulunmaktansa, tertemiz, yüreğisevgi dolu insanlarla içki masasında olmayı tercih ederim.Moskovanın güzelliklerinden faydalan abi

Din istismarcılığı da var.

Her çeşit üçgen olduğu gibi(ikizkenar, eşkenar da dahil) tarikat-siyaset-ticaret üçgeni de var

Ac durgun kardesim.
Benzetmene sasirdim kaldim.
Ucgen benzetmene yani.
Ben bundan sunu anliyorum.
Siz Kilise gibi cami, hiristiyanlik gibi bir Islam arzu ediyorsunuz.
Ama boyle Islam yok maalesef.
Din ile iliskisi olanlar siyaset yapmasin.
Tarikat dersi alanlar ticaret yapmasin.
Az cok Islam ile iliskisi olanlar bu dunyada bir seye karismasin.
Ticaret yapmasin siyaset yapmasin.
Niye?
Makul ve mantikli bir cevap yok.
Olamazda.
Yanlis bir seyin dogru cevabi olabilirmi?

Bence
Islami birlik partisi
Islamda birleselim partisi
Islam demokrat partisi
Alevi dayanisma partisi
Hakk partisi
Kurulmali.


Hasret UYGUN
MOSKOVA

Sevgili Hasret Abi,

Biz (ya da ben) din ile ilişkisi olanlar siyaset yapmasın demiyoruz. Öyle olsaydı meydanı ateistlere bırakıp bir köşede (üçgen köşesiyle karıştırılmasın) kendi işimize bakmamız gerekirdi.

Biz tarikat dersi alanlar ticaret yapmasın da demiyoruz. Ne iş isterlerse onunla uğraşsınlar.

Bizim karşı olduğumuz dini inançların siyasete alet edilerek insanların dini duygularının sömürülmesi, böylelikle hem dinin kirletilmesi hem de siyasetin sığlaştırılmasıdır. Bizim karşı olduğumuz insanların cemaat ilişkilerini kullanarak devlet kadrolarına yerleştirilmeleridir. Bizim karşı olduğumuz yürütmenin başında siyaset yaptığını düşünen insanların kendi cemaatlerini devlet kaynaklarından nemalandırmaları; ülkenin kaynaklarını sömürmeleridir. Sağa sola “buğday akıtmalarıdır”.

Bizim karşı olduğumuz sanayi devrimini ve ardından da aydınlanma devrimini geçirmiş dünyada, 21. yüzyılda halen daha tarikat ya da cemaat gibi toplulukların toplumsal hayatta yer edinmeleri; hatta bazı çevrelerce de bu durumun desteklenmesidir.

Bizim karşı olduğumuz yalnızca bireyle Tanrı arasında kalması gereken dinin birilerince en yüksek siyaset kurumu olarak gösterilmesidir. Camilerin örgüt evi, İslam’ın da ideolojileştirilmesidir.

Biz tapınak gibi tapınak, din gibi din istiyoruz.

Biz insanları dini ya da mezhepsel inançlarına göre ayıran siyasi partiler istemiyoruz. Biz insanları bazı ortak paydalarda birleştiren partiler istiyoruz. Biz sağduyulu siyaset yapan partiler istiyoruz.

Biz Türk toplumunda “var” olan bütün bu toplumsal gerçeklikleri milletin “cenabetliğiyle” değil de akla ve somut verilere dayandıran ve yine bunları kullanarak çözümler üreten bilinçli yurttaşlar istiyoruz.

Biz üçgenleri eskiden oynadığımız tebenek oyunuyla hatırlamak istiyoruz, siyasetle değil…

Saygılarımla….

Sevgili Ahmet Cemal, saygını bozmadan büyük bir olgunlukla ve objektif olarak güzel açıklamalarda bulunuyorsun sitede.Ama 3-4 ayda bir yazarsın siteye gelirde hep bu Hasret abini bulursun :lol: .

Sevgili Bülent Abi,

Siteyi her gün iki-üç kere kontrol edip takip etmeme, yazılanları okumama rağmen iş yazmaya gelince biraz ağırdan alıyorum. Artık üşengeçlik mi dersin bilmem ama bazen zaman olmuyor yazmaya, bazen içimden gelmiyor bazen de kafamdaki düşüncelerin hepsini sıraya sokup düşüncelere dökemiyorum.

Hasret Abi'ye de gelince o da benim durgunluğumu fark edip "Ya Ahmet uzun zamandır bişeyler yazmıyosun. Ben birazdan bi yazı yazacam sen de bir cevap yaz ona!" diye mesaj gönderiyor ben de öyle yazıyorum.

Şaka bir yana da ben de sen söyleyince fark ettim bu durumu. Umarım bir yanlış anlaşılmaya neden olmaz. Kimseye özellikle de Hasret Abi'ye karşı kötü bir tutum sergilemek istemem. Düşüncelerin örtüşmesi başka şey; saygı ve sevgi başka...

Saygılarımla...