ŞAHİNKAYA KÖYÜ FORUMU

Merhaba arkadaşlar;

Neden kürt konusu üzerinde ısrarla durduğum eleştirileri alıyorum.(tlf ve özel mesajlarla).Daha öncede yazdığım gibi eğer bu ülkede her gün bir şehit cenazesi veriliyorsa ,kürt sorunu geçmişten günümüze mutlaka konuşulup paylaşılmalıdır.

Önemli her kürt isyanının kimler tarafından yönlendirildiği,kimlerin ne şekilde oyuna geldiği ve o dönemde ne şekilde bastırıldığını zaman zaman sizlerle paylaşmaya çalışacağım.(Konuyla ilgili eksik yada yanlış bilgi verme durumumda ,uyarılarınız ve katılımlarınızı bekliyorum).Kuşkusuz her olay yaşanıldığı zaman ve koşullar göz önünde bulundurularak düşünülmeli.Ülkeyi yönetenlerin isyanları bastırırken izledikleri yöntemleri o günün koşullarına göre değerlendirmek gerekmektedir.

Bu gün sizlere bilgi vermeye çalışacağım isyan ,başlangıç tarihi ve bastırılma yöntem şekliyle en önemli kürt isyanlarından birisi olan Koçgiri isyanıdır.

Koçgiri aşireti çoğunluğu alevi olan ,Türkçe ve kürtçe konuşan yaklaşık 40.000 civarında bir topluluk.İngiliz casus nowel in kışkırtmasıyla doğudaki bazı yerleşim bölgelerinde ,istanbul dan gönderilen baytar nuri öncülüğünde 'kürt teali cemiyetleri' kurulur.Yellice kasabasında 'Hüseyin Abdal' tekkesinde düzenlenen bir toplantı sonrası alınan karar şudur;Sevr antlaşması derhal uygulanmalı Diyarbakır-Van-Bitlis-Dersim bölgesinde bağımsız kürdistan devleti kurulması için herkes hemen silahlandırılmalıdır.

1920 de başlayan (yani ulusal kurtuluş şavaşı yapmaya hazırlanan bir ulus 4 cephede savaş hazırlığı yaparken,içte de ayaklanmalarla uğraşmak zorundaydı) koçgiri isyanının ilk icraatı 1 binbaşı ve 6 erin şehit edilmesiyle 100 e yakın subay ve askerin rehin alınmasıdır.(bugün ki gibi torunları da atalarından öğrenmiş)Ardından Refahiye nin işgali.Başka aşiretlerinde katılımıyla daha da güçlenen isyancılar yeni bir toplantı yapıp alınan kararları bir ültimatom şeklinde Ankara hükümetine bildirirler.
-------İstanbul hükümetininde kabul ettiği 'kürdistan muhtariyeti' nin Mustafa Kemal tarafından da kabul edilip edilmediği
--------tutuklu tüm kürtlerin serbest bırakılması
--------kürt bölgesinde kürt valilerin görev yapması,Türk memurların geri çekilmesi ,yerlerine kürt memur atanması.
--------bölgeye gönderilen birliklerin derhal geri çekilmesi
Eğer istekler 24 saatte yerine getirilmezse 'bu parmaklarımla senin gözlerini oyarım' tehditinide eklemeyi unutmamışlardır.

Zamanlama gerçekten mükemmeldi.Daha bir kaç yıl öncesine kadar fransız ve ingilizler tarafından ayaklandırılmış ermeni çetelerine ve ordularına karşı omuz omuza savaşmış Türk ve kürtler bu kez yine bir ingiliz oyunuyla karşı karşıya getirilmişti.(bir dip not olarak belirtmeliyimki;alevi kürtler Yavuz döneminden beri kendilerini İran a yakın hissederken,sunni kürtler daima Osmanlıya sadık kalmıştır.Taki 1908 de 2. Abdulhamitin tahttan indirilmesine kadar.1908 de 2. Abdulhamit tahttan indirilince (ki kürtler kendisini çok sever ve sayardı)kürtler ayaklanmıştı.)

Ulusal kurtuluş savaşının başlamasına az bir süre kala M.Kemal paşa isyanın bastırılması için bir taraftan aşiretin ileri gelenlerinden Diyap ağa (ki yanyana çekilmiş fotoğrafları bile vardır)ve Meço ağanın millet vekili olmasını sağlarken diğer yandan eşkiyalıkta direnenlerin malına el koyup,öldürtüp,köylerini yerle bir ettirmiştir.

Sonuç olarak konuyu iki şekilde ele alabiliriz.Birincisi eşkiya ile pazarlığa oturulup aşiret ileri gelenlerinin millet vekili yapılarak isyanın bastırılması yöntemi doğrumudur.Cumhuriyet sonrası 25 kürt ayaklanmasının olduğunu düşünürsek ,acaba kürtler bundan güç almış olmasın.
-ikinci olarak ;yıllarca emperyalist ülkelerin bu bölgedeki kışkırtmalarını biliyoruz.Her dönem bu bölgeye zehir akıtıp ,bu bölge insanını kullanarak binlerce insanın ölümüne neden olmuşlardır.Ülkemizi yönetenler bu zehire karşı olan panzehiri neden günümüze kadar üretememiştir?

Saygılarımla.

Aziz dostlar.
Kurt isyanlari biraz uzak oldugum konu.Yani yeterince bakamadik.
Fakat tahminim mucubince Resmi ideoloji veya T.C kurt kardeslerimizi biraz yalnizliga itti gibi geliyor bana.
Ulus devletcilik anlayisinda bunun boyle olmasi dogal.
Ulus merkezli bir devlet yapisinda Kurt kardeslerimizi kucaklamak biraz zor tabii ki.
Mesele maalesef trajik ve tanimlanmasi zor bir mesele.
Artik kurtculuk boyutlarini asmis bir mesele.
Kurtlere taninacak veya onlarin elde edebilecegi bir bagimsizlik onlarin kesinlikle yararina olmayacak.
Tabii ki de bolgenin de yararina olmayacak.Onlar simdi serbestce dolandiklari Turkiye de dolanamayacaklar.
Alt yapisi eksik sanayi ve dogal kaynaklarin olmadigi bir ulke dusunun.
Ermenistan gibi.Tamamen isci dovizine mahkum bir ulke.
Iklim hic bir seye musait degil.Tarim arazisi yok,orman arazisi yok.Ne olabilirki.Hic bir sey.
Ama bunun boyle olmasi sorunu cozmuyor tabii ki.
Sorun sosyolajik.
Ve cozum kesinlikle ulus-devlet seklinde degil.
Bazilari kizabilir ama sorunun cozumu islam in kardesliginde.

Selamlar

Hasret UYGUN

ŞEYH SAİT İSYANI



Yeni kurulan Cumhuriyet in karşısına çıkartılmış ilk ciddi ayaklanmadır Şeyh Sait isyanı.Mondros mütarekesi gereği alınan karar, doğudaki sınır orduların bulunmuş olduğu yerde çizilecektir.O sırada Musul Türk ordusunun elinde bulunmaktadır.Musul petrollerini elinde tutmak için Lahey adalet divanından Irak ın hamiliğini alamayan İngiltere ,petrolün Türkiye nin elinde kalmaması için gerekli tüm hamleleri atacaktı.İngilizlerin uzman oldukları bir alandır ajanlık, kışkırtma ve kullanma.Bölgede sürekli çıkacak isyanlarla ,Birleşmiş Milletlere;bölgenin , güvenliği sağlayamayan Türk denetiminde kalmaması gerektiğini kanıtlamalıydılar.Öncelikle alışılageldik bir yöntem olan etkin aşiretlerin para ve silah olarak desteklenmesi sağlanmıştır.Ardından Ankarada kurulan devletin bir Türk devleti olduğu ,kürtleri dışladığı,padişahlığın kaldırılarak İslamiyetin reddedildiğini,kürtlerin en doğal hakkı olan bağımsız yaşama isteklerinin ellerinden alındığı propagandasını yaymışlardır.

Önceleri bu propaganda Kırmançi aşiretinin yoğun olduğu bölgelerde başlamış ancak Kırmançilerin 2.Abdülhamit zamanından kalma devlete bağlılıkları nedeniyle başarıya ulaşamamıştır.(konuyu dağıtmak istemiyorum ancak Osmanlının çöküşü konusunda sizlere tekrar anlatmaya çalışacağım bazı tarihi bilgiler vermem gerekir.Osmanlı ülkedeki Ortodoksların koruyuculuğunu Küçük kaynarca antlaşmasıyla Ruslara vermek zorunda kalmıştır.Ancak batılı devletler bundan duyduğu huzursuzluğu gidermek için Osmanlıyı Ruslara karşı sürekli kışkırtıp Kırım savaşı için desteklemişlerdir.Ruslar sıcak denizlere ulaşmak için karadeniz ve boğazları ele geçirmek zorundaydı.Tarihte Kırım savaşını Osmanlı kazanmış gibi gözüksede ,savaşı Ruslar ve Osmanlılar kaybetmiştir .Kazanansa batılı ülkelerdir.Çünkü savaş sonrasında Ortodokslar batılı ülkelerin himayesine geçerken,Osmanlı tarihinin ilk borçlanmasını yapmış ve sonun başlangıcını hazırlamıştır.Ruslar bu kez Azerbaycan-Ermenistan-İran-Irak yolunu kullanıp sıcak denizlere inmenin hesaplarını yapmaya başlayacaklardır.)Diğer taraftan Rusların desteğini alan Ermenistanın bağımsız bir devlet kurma tehlikesi ,İstanbul da okuyan Kırmançi aşireti gençlerinin Kürt Teali Cemiyeti ni kurmalarını hızlandırır.Bu cemiyet İngilizler tarafından desteklenirken sarayında olurunu alarak İngiliz mandası altında bir kürt devleti kurma düşüncesindedir.(konuyla ilgili sarayla imzalanmış bir antlaşma bulunmaktadır.)Kurtuluş savaşı sonrası bu dernek Ankara hükümeti tarafından kapatılmış,dernek kurucuları 'kürt istiklal cemiyeti' ni kurmuş ve eski milletvekili olan Yusuf Ziya nın desteğiyle,Palu kökenli şeyh sait te bu cemiyete katılmıştır.

Şeyh Sait ayaklanmasında ilk hedef Diyarbakır ın ele geçirilmesi ardından İstanbulda 'Din elden gidiyor'propagandasıyla halktan destek almak ve isyanın Bursa-Konya-İzmir bölgelerine yayılmasını sağlamak.Böylece Ankara hükümeti hem doğuda isyan bastırmayla uğraşırken hemde batıdaki karışıklıklarla başedemeyip amaçlarına ulaşmaktır.Sonuçta Şeyh Sait isyan bastırıldıktan sonraki yargılanma sürecinde amaçlarının bir kürt devleti kurmak olmadığını söylemiş, isyanın tamamen kendisi tarafından organize edildiğini ve tek nedeninin hilafetin kaldırılması ve dini duygularının istismar edilmiş olduğunu söyleyecektir.

Doğuda bulunan şeyhlerin herbirinin siyasi lider olduğunu söyleyemeyiz.Ancak siyasi lider olanların çok büyük bir kesimi mutlaka şeyhtir.Çünkü aşiretler antlaşmasının gerçekleşmesi ancak şeyhler arasında olabilmektedir.Bu şeyhlerin tamamına yakını da Nakşibendi şeyhleridir.Siyasi şeyhlerin nakşibendi tarikatından olmasının da en önemli nedeni Irak ve İran tarafındaki en büyük güç bir nakşibendi ailesi olan BARZANİ lerdir.Barzanilerin yıllardır İngilizler tarafından beslendiğini ,aynı bölgeyi elde tutmak isteyen Ruslar tarafındanda bilinmektedir.Bu nedenle ruslar bu bölgede ermenilere tam destek verirken aynı zamanda diğer kürt aşiretlerine ve Nasturilere destek vermektedir.Şeyh sait ,dışta Barzanilerin ve İngilizlerin tam desteğini alırken ,içtede diğer Nakşibendi şeyhleriyle başka aşiretlerinde desteğini almıştır.Kuşkusuz Şeyh Saitin en büyük gücü, damadı olduğu bölgenin en zengin ve nüfusluaşiret olan Cibran aşiretidir.Üstüne üstlük Şeyh saitin tartışılmaz ikna kabiliyeti ve konuşma üslubu cabası.

1924 yılında şeyhler arası yapılan toplantı sonrası şeyh sait lider seçilir.Gerekli hazırlıkların ve propagandanın yapılmasına fırsat tanınması açısından, harekat için bir yıl sonrasına karar alınır.1925 yılı başlarında yapılan toplantıda özellikle Bingöl bölgesi şeyhlerinin (Cibran aşireti Bingöl dağlarını elinde tutmaktadır)ayaklanmanın başarılı olamayacağını söylemesine rağmen,Şeyh Sait geri adım atılamayacağını söyler ve 13 şubat 1925 de Piran da isyan başlar. Kısa sürede şeyh ibrahim ve hasan Bingöl ü,şeyh şerif elazığı işgal etmiş Malatya ya yönelmiş,şeyh abdullah Muş ve Vartoyu işgal edip Erzuruma yönelmişti.Ergani yi alan şeyh sait Diyarbakır üzerine yürümüş ,8 mart sabahına kadar süren çatışmalarda isyan bastırılmıştır.14 Nisan 1925 tarihine kadar kaçan şeyh sait bu tarihte teslim olmak zorunda kalmıştır.Kendisine 'Savaşanların efendisi'yakıştırmasını yapan şeyh sait in sonuda idam sehpası olmuştur.

Emperyalist güçlerin kendi halkından olmayanlar için hiç bir zaman dil din ırk gibi düşünceleri yoktur.Onlar için sadece sömürü ve kendi ırklarının çıkarı vardır.Ne gariptirki aynı emperyalist güçler ,(kendi devlet yönetim biçimi ne olursa olsun) çıkarları uğruna ,hem şeriat yanlılarını,hem milliyetçilik akımlarını hemde marksist düşüncede olanları desteklemiştir.Ürettikleri silahlar aynı ülke insanları elinde ateşlenmiş,gelişmemiş ve gelişmekte olan tüm dünya ülkelerinde sadece kardeş kanı dökülmüştür.


SAYGILARIMLA.

Hiç şüphe yokki yeni kurulan bir devleti içte ve dışta bir çok sorunlar beklemekteydi.Savaştan yeni çıkmış bir ülke yeniden yapılanmalıydı.600 yıllık bir devlet geleneği değiştiriliyor,çağdaşlaşma adına bir çok adımlar atılıyordu.Kuşkusuz geçiş dönemi bir çok sancılanmaya gebeydi ancak ülkemiz sadece doğu bölgesinden oluşmamaktaydı.Batıdaki vatandaşlarımızda savaş sonrasında doğudakilerden çakta zengin değildi.Onlarda yoksulluk içindeydi.Ama nedense doğuda kaynayan kazanlar durulmak bilmiyordu.Toprak ağaların elinde olduğundan ,aşiretlerin ve şeyhlerin bölgedeki söz sahipliği devletin etkin kılınmasına engeldi.Parayı veren emride veriyordu.

Dini duyguların sömürülmesi ve şeyh saitin intikamının alınmak istenmesi bölgede isyanların dinmemesinin bir başka nedenidir.Tarihe ŞEMDİNLİ ayaklanması olarak geçen, babası şeyh saitle asılan seyit abdullahın sırf babasının intikamını almak için ayaklanması ilginç bir örnektir.Hemde köyünde düzenlediği şenliklere 6. hudut taburu subaylarını davet edip öldürterek gerçekleştirmiştir.Yine şeyh sait isyanından sağ kurtulup Ağrı dağına sığınanların daha sonra intikam amaçlı ayaklanması vardırki BIÇAK ayaklanması olarak bilinen bu ayaklanmanın sonucu 2 bin isyancının ölümüyle sonuçlanmıştır.

Aşiretler, ağalar ve şeyhler o kadar güçlüdürki , devletin aşiretlerde silah arama isteği (Reşkotan ve remon ayaklanması)bile ayaklanmalara neden olabilmektedir.Yada herhangi bir davada ,ya bilgisine başvurmak yada tanık olarak dinlenmek (Pervari ve zilanlı resul ağa ayaklanmaları) bile ağaların ayaklanma çıkarmak için yeterli neden oluşturabilmekteydi.

Devletin çözüm yolu bulma konusunda tıkandığı tartışılmazdı.Ancak bölgede yaşayanların doğup büyüdüğü,ata memleketlerinden ülkenin başka coğrafyalarına göçe zorlanmalarıda çözüm olmayacaktı.Göç olayında güç sahiplerinin bu gücü kaybetmeyi göze alması mümkün değildi.GÜYAN ve HACO ayaklanmaları zorunlu göçe karşı yapılmış ayaklanmalardır.

Tüm bunların yanında sırf devlete vergi vermemek için çıkmış bir KOÇUŞAĞI ayaklanması,şapka giymemek için çıkmış bir Tutaklı Ali Can ayaklanması,hele hele yol vergisi yüzünden çıkmış birde BUBAN ayaklanması vardır.Bölgeye yol yapmak için insanlardan yol vergisi isteyebiliyorsunuz.Paranız yoksa devlet malınızı satıyor ,o da yoksa bir hafta devlet yolunda taş kırıyorsunuz.Devlet daha insancıl bir çözüm yolu bulabilmeliydi.

Bu küçük ayaklanmalara son iki örnek ise ,yine dış güçlerin etkisiyle oluşturulmuş ayaklanmalardır.Birincisi ermenilerin desteği ve aktif katılımlarıyla, 6 kürt aşiretinin ortaklaşa düzenlediği ZEYLAN ayaklanmasıdır.İkincisiyse ingiliz kışkırtması sonucu ve BARZANİ lerin aktif katılımıyla oluşturulan ORAMAR ayaklanmasıdır.Her iki ayaklanmanın nedeni de kürt muhtariyetinin kurulmak istenmesidir.

Saygılarımla.

AĞRI AYAKLANMASI


1926 yılında HOYBUN cemiyetinin desteğiyle başlamış ve 4 yıl sürmüştür.Hoyban cemiyeti (yani kürt ermeni işbirliği cemiyeti) rus,ingiliz ve fransızların desteğiyle kurulmuştur.Şeyh Sait isyanı ve idamlardan sonra bir araya gelen aşiret reisleri ve şeyhler,yaptıkları durum değerlendirmesi sonucu en güvenli yerin Ağrı dağı olduğuna karar vermişlerdir.Ağrı dağındaki binlerce mağarada barınan bu insanlar sonuçta Hoybun cemiyetinin eline düşmüştür.İngiliz ajanı yüzbaşı İhsan Nuri ve Ermeni Zilan ,hoybun cemiyetinin emriyle Ağrı dağına gelerek burdaki kuvvetlere askeri eğitim vermişlerdir.Yine hoybur cemiyetinin çıkardığı broşürlerle halktan destek sağlanmaya çalışılmıştır.

Doğu Beyazıtta bir köyden hayvan çalınmasıyla başlayan isyan ,İran tarafından gelen,İngilizlerin desteklediği bir grubun katılımıyla devam etmiştir.İsyancılar sıkışınca İran tarafına kaçıyor,fırsat yakaladıklarında jandarma birliklerine saldırıyorlardı.4 yıl kadar süren bu isyan ,batının genç Türkiye Cumhuriyeti ni yıkmak için ilk ciddi devirme girişimidir.



DERSİM AYAKLANMASI



Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen en kanlı ayaklanmadır.Bu kez kürtler İslami nedenler yada intikam gibi bir gerekçeyle değil ,ilkkez 'kürtçülük'gerekçesini kullanmışlardır.Aynı dönemde Hatay ın Türkiye ye verilmesini istemeyen Fransa ,Musul un verilmesini engellemeye çalışan ingilizlerin kışkırtmalarıyla başlatılan bu ayaklanmaya yaklaşık 4 bin kişilik bir kuvvet katılmıştır.1937 deki bu ayaklanma yine hoybun cemiyetinin öncülüğünde, Ermeni Bogos ve baytar Nuri kışkırtmalarıyla alevlenmiştir.

Cumhuriyet döneminde büyük küçük 25 ayaklanma gerçekleşmiştir.Bu ayaklanmalardan anlam adına öne çıkanlardan söz etmeye çalıştım.İlginç olan,ayaklanmaların tamamı Atatürk döneminde gerçekleşmiştir.1938 den sonra emperyalistlerin amacı değişmemiş ancak yöntem olarak farklı bir tarafa yönelmişlerdir.İster istemez isyanların Atatürke karşı yaptırılmış olabileceği düşündürtülüyor.Siz ne dersiniz?.

Kayhan abi bende Hasret abi gibi bu konularda pek bir araştırma yapmışlığım yoktur.Senin yazdıkarını baz alarak kendi düşüncelerim doğrultusunda yorum yapmaya çalışacağım.

İlk olarak yazmış olduğun Koçgiri ayaklanmasının kurtuluş savaşı öncesi-sırasın da oluşması kanımca Düşman devletlerin ki hepsi malumumuzdur Ankara Hükümetini doğudanda sarıp her yönden bir çıkmaza sokma niyetinin neticesindendir.Bu konuda Atatürk'ün yapmış olduğu hamleyi yanlış değerlendirmememiz lazım.Çünkü o yıllarda isyancılarla masaya oturmak bence en kısa ve en masrafsız bir hareketti.Sonuçta verilen iki millet vekilliği sadece o günü kurtarmak değil ilerde kurulacak ve beraber yaşaması zorunlu olan iki milletin bir anlamda anlaşma olayıdır.
Kurtuluş savaşı verilip devlet kurulduktan sonraki isyanlara verilen tepkileri zaten yazınızdan okuyoruz.Şehy Sait,Ağrı,Dersim isyanlarının bastırılmasında siyasi değil tamamiyle güç kullanılmıştır.Artık bir devletsin öyle üç-beş çapulcuya papuç bırakamazsın.Atatürk'te bu durumda öyle düşünmüş olmalıdır.
Şeyh Sait ve devamındaki isyanlarda bir taraftan din bir taraftan etnik yapı ısrarla kaşınmıştır.Elbette Düşman devletler çok kısa zamanda bu kadar iş başaran bir topluluğun ilerde neler yapacağını;kazanılmasına kesin gözü ile bakılan bir savaşın sonunda perişan olmuş bir psikoloji ile düşünerek telaşa kapılmışlardır.Halkı kışkırtarak,isyanlara sevk ederek sahada alamadıkları sonucu masada almaya çalışmışlardır.Sizinde bahsettiğiniz gibi meydana gelen 25 kadar isyan sonucunda anlamıştırlarki bu iş güç ile olmayacak.Başka siyasetler oluşturmak gerekir.
Maalesef Atatürk'ün ölümü ile adım adım planlarını uygulamaya başlamışlardır.Karşılıksız yardımlar,gizli gizli anlaşmalar,vatan haini yöneticiler,darbeler,liboşlar,satımışlar,paparaziler derken Şeyh Saitin yapamadıklarını korkarım yakın zamanda yapacaklar.



Elbette hazırlanışları yapılışları ve sonuçları ile konu çok geniş.Benden bu kadar.Sonuçta sitede 400 küsür kişi var onlarında diyecekleri vardır.



Sonsuz saygılarımla...

GEZİNİRKEN SİTEDE GÖNÜL RAHATLIĞIYLA
ZİRA KİMSECİKLER YOK ŞU ANDA SİTEDE
HERYERE GİRDİM ÇIKTIM

baktım kürt meselesi
baktım hassas konu


400 küsür kişi var onlarında diyecekleri vardır.
özcanaydınlı da böle deyince ben de yazayım bişeyler dedim

üniversitede oda arkadaşım vardı
malatyalı
kürttü
türk değilim der dururdu bu konuyu konuştuğumuz da
aleviydi de
böyle söyleyince aslan kesilirdim
(çok severim kendisini)

ben böyle değildim
beni ünv bozdu
eskiden dindar ve milliyetçiydim

kızardım arkadaşıma
ne var canım türküm desen

şimdi düşünüyorumda
adamlar kürt
ayrı bi ırk millet olduklarını söylüyorlar
öle yada böle onlar öyle inanıyorlar
şimdi bu adamlara zorla ne mutlu türküm diyene dedirmek ne kadar anlamlı

ya da şöyle düşünelim türk olmayı elbet kendimiz seçmedik
allah muhafaza ya kürt olarak dünyaya gelmiş olsaydık
her sabah ne mutlu türküm diyene demek kolay olur muydu
hele hele yıllarca itilip kakılsaydık
kendi dilimizi konuşmamız yasak olsaydı
çocuklarımıza kendi dilimizde isim veremiyo olsaydık
terör sorununun tek suçlusu olarak sürekli infaza maruz kalsaydık
dağdaki eli silahlıyla ovadaki asker arasında ki onun da elinde silah var kalsaydık
yada nesiller önce doğduğun büyüdüğün öldüğün topraklarda insan muamelesi görmemeğe başlasaydık
ya da giderrr

geçmişteki isyanların suçlusu kim bilmem
tarihe de tarihi kaynaklara da pek güvenmem
ama günümüz isyanların en büyük suçlusu devlettir bana göre
ne dağa çıkan teröristler
ne onları kışkırtan yaban eller
devlet
eğer bi insanın karnı tok sırtı pek olursa
onuru huzuru korunursa
o insan pek de isyan edebileceği bişey bulamaz yaşadığı topraklarda

biz zaten beynimizde bölmüşüz bu vatanı
kürt diye itelemişiz onları
hiç unutmuyorum
kendi ablam
atatürk boşuna dememiş kürtün tavuğunu bile bulsan öldüreceksin
demişti
(atatürkün böyle bişey dediğine katiyen inanmıyorum)

ama canım ablam bunu bi kitapta okumadı
çocukluğundan böle yerleştirildi zihnine

çalıştığım yerde bi arkadaşım mahallelerindeki kürt çocuklarla oynatmıyo oğlunu
neden diye şaşkınlıkla baktığımda o daha büyük şaşkınlıkla bakıyor bana
ne demek neden der gibi


off sıkıldım ben bu konudan

Bilmem başka ne denebilir ki ? Ozan diyeceğini demiş !!!!!!!!!!

Sabırla tıklayıp,dinleyelim,,,,

http://www.youtube.com/watch?v=yU_qFvOsZ1A


Benim ayrıca Yorumum yok ,,,,,

su an zaten kürt sorununu dıle getıren bır kac soytarı.evet kurtler cok genıs bır kıtle ama onalrın belkıde yuzde biri ancak vatana ihanet edıyor.

üniversite okuyan arkadaslar cok ıyı bılır.bazı kurtler vardır pkk yı her ortamda savunur.sızın sınır katsayınız o kadar artarkı kalemı adama sokasınız gelır.okulda baska delıcı alet yok .

pkk yı savunan kurt kısılere cok karsı cıktım.bır kere otobuste savunuyordu.madem dedım sız şöyle böyşesınız neden benım devletımın unıversıtesınde okuyorsun. neden benım devletımın arabasına bınıyorsun.otobusten ın yaya gıt dedım.yada senın önder dedıgın kısıler sana okul acsın orda oku.benım okulumda okuma dedım.

ama ne kadar dogruyu anlatsanızda adamların kafası sabıtlenmıs.atların gözune takılan perdelık gıbı onlarında beyınlerı donmus.ne etsenız yaranamazsınız.

osmanlı yıkılıs dönemınde ısyanlara çözmek ıcın basa gecen vezirler isyan cıkartan herkesın , devlete karsı gelen , laf söyleyen herkesın ipe dızdıler.isyanların cogu vezıler tarafından böyle bastırıldı.tarıhcı arkadaslar daha ıyı bılcektır.

yukarda seyh sait ile SAİD NURSİ yı bırbırıne karıstırmayalaım.seyh saıt isyanı cıkaran kısıdır. SAİD NURSİ ise yüzlılın alımı olarak adlandırlır.kurtulus savasında talebelerı ıle keçeliler di sanırım bır grubu vardı vede kurtulus savasında cok hızmetlerı gecmıstır.bu ıkı sahsı aynı kişi olarak görmeyelım.ıkısıde kurttur ama SAİD NURSİ devlet yanlısı kurttur.Hatta Ataturkun davteı ıle meclıste konusma bıle yapmıstır

....bu konu başlığı altındaki yazılara bakarken kendimi adeta bir tarih yüksek lisans dersinde buldum.....bu kadar ağır, müfredatlı açıklama yapılmasına gerek yok, nihayetinde buradaki herkes tarihçi değil....
....walla bu konu hakkında yazacak şeyleri kafamda toparlıyorum ama inanın bu kadar uzun yazıyı ekranda okumaya sabredemiyorum....yazıyı okumak içimden gelmiyor......keşke biraz az ve öz anlatılsa da biz de birşeyler geveleyebilseydik...

...ama yine de birşeyler yazmak istiyorum. ben bu isyanlardan çıkış nedenlerinden çok dtp ve onun silahlı uzantısı olan pkk nin kürt kemalizmi ne kayan yönlerine vurgu yapmak isterim....nedir peki bu kürt kemalizmi; pkk kendini kürt halkının tek savunucusu olarak göstererek (tek parti kemalizmi) siyasal ve askeri alanda tek ses olma....
.....bir başka özellikleri, "bağımsız devlet" modeli aydın despotizmine dayalı, tepeden inmeci ve seçkin bir modernleşmeyi eksen alan titpik bir kemalist modeldir...1930'lar türkiyesi'nin ideolojik kurgusunun aynısı yine bu düşünceye sahip kürt aydınlarında görüyoruz.
....kemalizmin kürt milliyetçilerindeki yansımaları şöyle özetlenebilir;" kürt halkı geri dini hurafelerin pençesinde, aydınlanmanın uzağındadır. Kendi hallerinde bırakıldıkları zaman gerici oluyorlar. kürt halkının seçkinleri hem kürt halkını bağımsızlığa ulaştıracak hem de gerilikten kurtararak modernleştirecek." Öcalan'ın bu sözleri kemalist modeli öven, laikliği ön plana çıkaran sözlerinin dtp li siyasetçiler tarafından sık sık dile getirilmesi bunun bir yansımasıdır...
....ayrıca Mehdi Zana'nın "islamiyet öncesi kürt din" olarak zerdüştlüğü göstermesi ile 1930'lardaki 5.000 yıllık türk tarihi tezi aynı anlam tezi ile yola çıkmaktadır....
.....özetlemek gerekirse; devletimizin temel unsuru olan kemalizm ideolojisi,günümüzde hatta pkk başlangıcından beri kürt millliyetçilerinin de çıkış noktası olmuştur..........
.....tabiki bu yazım sadece son kürt isyanı olan pkk hareketinin bir değerlendirlimesidir. önceki kürt isyanları hakkında bir yorum yapmıyorum zaten yukarıda ayrıntılı anlatılmış....


[mümtazer türköne] nin bir makalesinden yararlandım,sizlerle de paylaşmak istedim....

Oh ne ala be...eline kazmayı alan "Kemalizm " adı altında;tam bağımsızlıkçı düşünme biçimine vurup duruyor.Hep aynı yerlerden, hep aynı tür zorlama yorumlar yapılması hiç şaşırtıcı değil artık...Diyelim Radikalle,Zaman gazetesi hep aynı yere vurup duruyor.Diyelim,Mümtaz Türköne ile Murat Belge hep aynı yere vuruyor.Büyük ittifak.

Çok şükür ortada ne tam bağımsız Türkiye,nede bir"Kemalist" ideoloji kalmadı artık.Bir "Kemalizm" olsa bile o Mustafa Kemal ile birlikte öldü.Bütün halk arkasından yas tuttuk.Zaten her 10 Kasım tarihinde de ben her ikisi için de yas tutuyorum.

Ama bu topraklarda "Kemalizm" hala prim yapıyor.Alın işte şimdi de PKK'nın ideolojisi oluverdi.Ah "Kemalizm" ne büyülü şeymişsin sen böyle...Bu çevreler yıllarca "Kemalizm" diye bir ideoloji olmadığını bağıra bağıra söylediler.Şimdi ise her şeye Kemalizm katıyorlar.

Size bir tavsiye; çorbanın üstünede katarlar bu Kemalizmi,Köfte harcınada iyi gider.Yakında yemek kitaplarınada kemalizm bulaştırırlarsa şaşırmayın...

Kemalizm artık vatan hainlerinin sosu oldu.Yazık!

Kürt milliyetçiliğinin çıkış noktası olarak Kemalizm ideolojisi olarak değerlendirirken(?)ki öyle bir şey olmadığı gibi ,Türklüğün ve Türk milletinin düşmanı olan 1327 yılında Kürt Teali cemiyetinde faaliyette bulunan,yine o tarihlerde kurulan ”Kürdistan Azmi Kavi” cemiyetinin mümessili olarak İstanbul’a gitip Kürtçe tedrisat yapan mektepler açılması için gayret gösteren ve “uyan ey Selahattin eyyübinin torunları Kürtler diyerek “tahrik ve teşviklerde bulunan ,memleketin bütünlüğünü bozmayı amaç edinen Said-Nursi için neden bahsetmiyorsunuz.?Yoksa sizde Bekir Kıran kardeşimiz gibi mi düşünüyorsunuz?Kurtuluş savaşında çok hizmetleri geçmiştir diye düşünüyorsunuz öyle mi?Kürt isyanlarının hepsini destekleyen ,vatanın bölünmesini amaç edinen hizmet etmiş mi oluyor?
Lütfen arkadaşlar yazı yazarken biraz dikkat edelim!
Kemalizm’i yanlış yorumlayarak,yanlış bilgi edinerek , kendi çıkarları için ,egemenliklerini sürdürmek isteyen burjuvazi ,toprak ağası ,şeyh ,terör örgütü ,dışardan beslenen Türkiye ve Türk halkı düşmanlarına prim vermeyelim.

yazıda kürtçülüğün çıkış noktası kemalizm dir diye bir ibare yok...okuduğumuzu iyi anlayalım....sadece öcalan ile birlikte ideolajik olarak kemalizmden ilham alındığını bir göstergesi bazı örneklemeler ve alıntılarla anlatılmış..............
........
...........said nursi ile ne alaka var ben almadım, benim bildiğim kadarıyla said nursi kürt millliyetçisi değil islamcı bir din adamı ve düşünürdü........
......
.......ilkay durgun kemalizm atatürk ile öldü dedi. bilmiyorum samimmi mi dedi ama ben samimi olarak ona katılıyorum ewet kemaliz 10 kasım 1938 de önderle beraber toprağa girdi.........
...
.....elelştirmeden önce biraz tarihi birikimle olaya bakın; yazımda alıntı yaptığım türköne nini ortaya koyduğu örnekler ile ittthatçı veya cumhuriyetçi aydınların savunduğu görüşler aynı merkezden ilham almaktadır, bu durum da kürt milliyetçiliğini ideolojik bir zemine kaydırılmasını sağlayan öcalan sayesinde olmuştur isteyen yazını tamammını zaman gazetesinin sitesiden okuyabilir, ne bilim ben orta mantıklı gerekçeler gördüm.........

Said Nursi ile alakasını Bekir Kıran kardeşimizin yazısına istinaden yazdım.
öcalan ile birlikte ideolajik olarak kemalizmden ilham alındığını bir göstergesi bazı örneklemeler ve alıntılarla anlatılmış diye yazıdan söz ediyorsunuz.
Öcalan Kemalizmi hiç okumamış aksine öğrenciliğinin ilk yıllarında tarikatlardan hiç dışarı çıkmıyordu.Said Nursi tarikatından kürt milliyetçiliği ilhamını almış olmasın.


Manevi duygu sömürüsü yaparak her kötü olayın çıkış kaynağı olarak Kemalizm ideolojisi ile her şeyi bağdaştırmaya çalışan bir gazetenin yazılarını bize lütfen referans göstermeyin.
"Atatürk öldüğü gün ben doğmuşum" diyen,bir numaralı Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı bir kişinin sahip olduğu gazetenin yazılarıyla, her kelimesi ve cümlesinde Atatürk,Kemalizm düşmanlığı yapan yazılar ile dolu bir gazetenin yazılarını lütfen bize referans göstermeyin..

İYİ MUHABBETLER .HERKESE SEVGİLER.

Caner Kama demişki;

yazıda kürtçülüğün çıkış noktası kemalizm dir diye bir ibare yok...okuduğumuzu iyi anlayalım....sadece öcalan ile birlikte ideolajik olarak kemalizmden ilham alındığını bir göstergesi bazı örneklemeler ve alıntılarla anlatılmış..............

Bende önceki yazımda "Kürtçülüğün" çıkış noktasının Kemalizm olduğundan bahsetmedim hiç.PKK nın ideolojisinin "Kemalizm" olduğunu söylemiş, alıntısını yaptığınız Mümtazer Türköne.Dolayısı ile okuduğumu doğru anlamak gibi bir sorun yok ortada.Ama sizin için bir sorun olduğu muhakkak.

Bu tamamiyle art niyetli bir yorum.(Türköne'nin yorumu)Bu yorumun neden yapıldığınıda az sonra değiniceğim.

Öncelikle PKK nın kuruluş ideolojisi sol bir ideolojidir ki, PKK nın türkçe açılımı "Kürdistan İşçi Partisi"dir.Zamanla PKK sol çıkışından hızla uzaklaşarak, daha çok emperyalistlerin bölgemize dayattığı milliyetçiliğe kayarak,kürt milliyetçiliği ideolojisine kaymıştır.Artık hiç bir söyleminde sol yoktur.

Şimdi; Türköne, bayram değil seyran değil ,neden PKK nın ideolojisinin "kemalizm" olduğunu söylemiştir.Bunun altında yaklaşan yerel seçimler ve bölgede DTP ile girdiği rekabet yatmaktadır.AKP bölge halkınada; laik/anti laik gerilimini yansıtmaya çalışıyor.Bu aydın! tezleride onun uzantıları.Bölge halkının dini duygularını sömürmek için,çok tutan bu Laik kemalizm öcüsünden, bölgede de yararlanmak istiyor.

Zaten son günlerde "bakın işte DTP li kadın millet vekiller de çok laik görüntü içinde ordu niye bunlara karşı çıkmıyorki .Bakın işte! meclise dahi girdiler, ordu ses çıkarmıyor bunlara " gibi dedikoduları halk arasında dolaştırmaya başladılar.

AKP nin en büyük propaganda mucizesi işte bu; akıl,namus,ahlak yoksunu dedikodulardır.AKP her yerde yaptığı bu belden aşağı vuran dedikodu biçimini bölge halkı arasında da kullanıyor.

Bu alıntısını yaptığınız Mümtazer Türköne ile Ahmet Hakan Aarasındaki son günlerde devam eden polemikten öğreniyoruzki,Tüköne Ciller'inde baş danışmanıymış ve ogünlerde Çiller'in söylediği "kurşun yiyende kurşun atanda" viciz! sözünün yazarıymış.Bu sözü Çiller'in eline yazıp veren bu zat-ı muhteremmiş.Dün öyle söyleyen bu zat-ı muhterem! bu gün AKP danışmanı olarak bölge halkına demokrasi dağıtıyor.Bunu "dönekliğin raconu " adı altında açtığım başlıkta ayrıntılı olarak göreblirsiniz ,Ahmet Hakan'ın yazısıyla.

Muhabbetle...