gönderen Bülent Altuncu » Sal Kas 27, 2007 11:11 pm
Bir ulusun dili o ulusun duygu ve düşünce şeklini ve paylaşımını gösterdiği gibi bundan daha önemlisi direk olarak o ulusun zeka düzeyini gösterir. Ne kadar çok kelime o kadar iyi düşünme demektir. Ama burada söz konusu kelimeler o ulusun geçmişten gelen ve kök-türev ilişkisi içinde çoğaltılmış kendi öz kelimelerinin çokluğudur. Yabancı kelimeler dilimize ne kadar yerleşse de bunları kullanmak papağanlıktır çünkü o an havandaysan hatırlarsın ama öz kelimeleri hatırlamak için buna gerek yoktur. Örneğin “görmek” ten türeyen onlarca kelime vardır. Görmek, gözlem, görüntü, gözcü, görüş, gözaltı vs gibi onlarca kelime ve bunun yanında yüzlerce deyim. Ama örneğin” görüntü”nün yerine Türkçe olmayan fakat dilimize iyice yerleşmiş “manzara”yı kullanmak için hatırlamak daha zordur, çok alışık olanlar hayır diyebilir ama sonuçta manzaranın algılanışı çok daha yüzeyel ve ezbercidir. Bunun yanında zorlama kullanılan sayısız Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca kelimelerde vardır onları hatırlatmak bile istemiyorum. Bu gün dilimizde ki erozyonun sebebi sadece son dönemki iletişim kolaylığına değil çok daha eskilere dayanmaktadır. Ben bir doktor olarak mesleğimde dilimizi ne kadar dışladığımı aynaya bakarak gözlemliyorum, herkes de kendi açısından baksın. Şimdi doktorların yaptığının benzerini yıllarca din adamları yapmıştır bu topraklarda. Başka meslek ve kurumlarda vardır tabiî ki ama şimdi açmayacağım. Daha sonra tekrar bu konuyu açabilirim şimdi uzatmayayım.
Diğer önemli ulusal değerimizden biri de türkülerimizdir. Ulusal, milli, mukaddes, kutsal nasıl derseniz deyin bu değerlerin maddesel karşılığı yoktur. Dünyanın tüm zenginliklerini bize verseler ama deseler ki siz daha türkü demeyeceksiniz, türkülerinizi biz diyeceğiz, dünya umurumda olmaz kabul etmem. Düşününce türkülerimizi atıyorum Araplar veya Fransızlar söylüyor, hayatta kaldıramam, yaşamanın bu topraklara basmanın benim için hiçbir anlamı kalmaz. Bu milletin en az dili kadar duygu ve düşünce dünyasının göstergesidir türkülerimiz. Bunların yitip gidişinden rahatsız olmayan biri bana milli değer öğretemez. Bu konuda o kadar uç düşünürüm ki bir örnek vereyim; 20 yıldır türkü dinlerim ve çoğu TRT sanatçısından fazla türkü bilirim ve söylerim ama hala daha hakkıyla bir tek uzun hava söyleyemedim. Bu yüzden derim ki uzun hava okuyabilen biri ne düşünürse düşünsün bu ülkede vatan haini ilan edilemez diye anayasaya kanun konmalıdır. Çünkü uzun hava okuyabilmek demek bu toprağı ve insanını sevmeyi, anlamayı ve çok iyi tanımayı gerektirir. Bu kadar yıldır beceremediğime göre çok derinlerde bir şeydir uzunhava.
Şimdi dille türkülerimizi birleştirince şunu demek zorundayım. Mutlaka her insanın birbirinden öğreneceği çok şey vardır ama mili değerlerimizin erozyonunu önleyecek biri benim bildiğim türkü sayısının yarısı kadar değil türkü Türkçe kelime bilmezse önce aynaya bakmalı. En azından türküleri yaşatanlara saygı duymalı. Dilimizde ve türkülerimizde ki erozyon da sadece dış güçlerden değildir heralde ?