Pink Floyd
Bu yazdıklarım okunur mu bilmem...yada ben anlatmak istediğimi iki cümle ile nasıl anlatırım onuda bilmem...
Ama denemeye değer

Bence kapitalizmin en büyük yıkımı, aynı zamanda varoluş biçimi,yada çaresizliği mi desek;tüketimdir.
Sürekli ihtiyaçların sonsuz tarifini yaparak, tüketimi sonsuzlaştırarak,başka bir kulluk rejimi ortaya çıkarıyor;Kitlesel üretim mekanizması.
Herkes bu kitlesel üretimin parçası haline geliyor.Üretim kutsallaştırılıyor.Bunun aynısını sosyalist deneyimde de gördük.Kitlesel üretim kutsallaştırıldı.İnsanların aklı,zihni,bağımsızlığı,özgür düşünce bu kitlesel üretime kurban edildi.Dolayısı ile sosyalizm deneyi,kapitalizme kökten bir eleştiri getirememiş oldu.
Eğer siz insanları kitlesel üretim içine alırsanız,onlara bir ahlak,özgür akıl veremezsiniz,insanlar o kitlesel üretimin bir parçası,doğal sonucu olarak da ,tüketimin bir parçası olmak ister.Sosyalist deneyin çöküşünün bu ahlaktan,özgür akıldan yoksun, tüketme isteği olduğu kanısındayım ben.Bunun örneklerini sosyalist deneyin son günlerinde çok bariz gördük.İnsanlar mağazalara hucum ettiler,batıdan getirilen her şeye çok büyük bir iştahla saldırdılar.Çünki onlar; batıdaki eş değerleri gibi kitlesel üretim içindeydiler, ancak onlar kadar tüketemiyorlardı.Bence rejimin sonunu bu hazırlamıştır.Yoksa bürokratik oligarşi değildi sebep.
Bu yüzden insanlığın önündeki en büyük hedef;bu tüketimi tetikleyen,kitlesel üretimden vaz geçmektir.
Gandi'nin dediği gibi;
"çıkrıklarınıza sahip çıkın,onlar bağımsızlığınız ve özgürlüğünüzdür"
Kitlesel üretim insanda ,giderekde insanlıkda ne ahlak,ne özgür akıl bırakıyor...