Allah sonumuzu hayir etsin..

"Düşünebilen bir nesil yaratmak ve düşüncelerimizi özgürce paylaşmak için" burada buluşalım.

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı, Özgür Hasan Altuncu

Allah sonumuzu hayir etsin..

Mesajgönderen Cüneyt İbrahimağaoğlu » Çrş Nis 18, 2007 2:02 pm


Allah sonumuzu hayir etsin..

Adnan Kahveci- Eski Maliye Bakanı.

Dedi ki; "Bizim bağımsız olmamız için Amerika ve IMF'den kurtulmamız
lazım."
2 gün sonra trafik kazasında öldü.

Bedri İnce Tahtacı - Saadet partisi Gaziantep milletvekili.
Dedi ki; "Amerika en büyük engeldir bu ülkeye; istediğini basbakan yapar,
istediğini cumhurbaşkanı yapar"
5 gün sonra Antep'e giderken trafik kazasıdan öldü.

Turgut Özal - Cumhurbaşkanı.

Dedi ki; "Musul ve Kerkük bizimdir alacağız"
10 gün sonra öldü.

Eşref Bitlis - Jandarma Komutanı.

Dedi ki; "Amerika'nın İncirlik'ten kalkan uçakları PKK'ya yardım atıyor"
4 gün sonra -eksi 60 dereceye kadar dayanıklı olan helikopter ile Siirt'e
giderken helikopteri düştü ve öldü..!
Kaza nedeni helikopter motorların buzlanması! Oysa Siirt'te o esnada hava
soğukluğu -11 idi

Recep Yazıcıoğlu- Denizli Valisi.

Denizli'de kanun çıkardı; "Artık bundan sonra cafe ve benzeri yerler
İngilizce isim kullanmayacak,yani cafe değil kahve yazılacak" dedi vee..
1 hafta sonra Ankara'ya giderken trafik kazasında öldü.

TBMM -

1 Mart tezkeresine red oyu verdi.

3 gün sonra İstanbul un göbeğin de bombalar patladı.Kaç kişi öldü..!

NASIL UYUTULUYORUZ..!

Medyaya yansıyan ATO (Ankara Ticaret Odası) raporu, çarpıcı bir verinin
altını bir kez daha çiziyordu.

Veri şu : TBMM Akaryakıt Kaçakçılığını Araştırma Komisyonu'nun
çalışmasına
göre, sadece son iki yılda Türkiye'ye sokulan kaçak akaryakıtın miktarı 7
milyon 814 bin ton.

7 milyon 814 bin ton !.. Dile kolay... 780 bin küsur karayolu tankeri
yükü
!..

Yani, yaklaşık 10 milyon m3... yani, 10 milyar litre.... yani, 1 500 000
(birbuçuk milyon) arabanın deposunu iki yıl süresince haftada bir
"full"lemeye yetecek kadar.

Muazzam bir rakam değil mi ?

İki yılda 780 bin ( ya da günde ortalama ikibin küsur) tanker yükü
yakıtı,
Doğu'daki kaçakçıların katır sırtında ya da Irak'a gidip gelenlerin
kamyonların gizli bölmelerinde sokmuş olmaları mümkün mü ?

Peki, ülkeye bir şekilde girdikten sonra, nasıl pazarlanabilir ki? Gizli
gizli, yol boyu mendil satan çocuklar eliyle pet şişelerde ya da kentin
arka sokaklarında tenekelerle satılacak bir miktar değil ki...

Miktarın büyüklüğüne bakınca, insanın aklına bu yakıtın ancak benzin
istasyonları aracılığı ile pazarlanmış olacağı geliyor.

İnsanın aklına gelen, neyse ki, Devlet'in de aklına geldi.

Bu kaçakçılıktan iki yılda 10,7 milyar YTL (bir-iki rafineri ve
demir-çelik tesisi özelleştirme bedeli kadar)
vergi kaybı olduğunu saptayınca, ülke çapındaki benzin istasyonlarında
büyük çaplı bir operasyon yapıldı.

Toplanan yakıt örneklerinin tahlil sonucu henüz belli değil. Ama...

... "lisanssız" istasyonlara, daha önce uyarılmış olmalarına rağmen, halâ
yakıt vermeye devam eden dağıtım şirketlerine bu kanun dışı davranışları
nedeniyle ceza kesildi.

Kesilen cezanın toplamı; 1 milyar 666 milyon 935 YTL

Rekor ve bu özelliğiyle tarihî bir ceza...

1 milyar 666 milyon 935 YTL ...

Dağıtım şirketlerinin "yürütmenin durdurulması" istemiyle Danıştay'a
yaptıkları başvuru reddedildi...
ve ödeme için kendilerine verilen 30 günlük sürenin dolmasıyla birlikte,
EPDK şirketlere haciz uygulanması için Maliye Bakanlığı'na başvurdu.

Şimdi gelelim konunun "bam teli"ne... Bu ülkede birilerine (gecikme
faizleri hariç)
1.000.000.000 <http://1.000.000.000/> <http://1.000.000.000/
<http://1.000.000.000/> (bir milyar) Dolar'ı aşkın ceza tahakkuk
ettiririlecek ve
bu
cezanın tahsili için harekete geçilecek, ama gündem bununla
çalkalanmayacak. Bu konu, bir kadının Hülya'nın müzmin kocası Kaya 'dan
yavrulaması ya da Pınar 'ın en son kiminle kültür-fizik yaptığı kadar
haber
olmayacak?

Aklınızın bu durumu hazmetmesi için, ceza yiyen akaryakıt dağıtım
şirketlerinin belli başlılarını bir sıralayalım :
- 46 milyon YTL : Shell
- 60 milyon YTL : Termopet
- 62 milyon YTL : Total

- 65 milyon YTL : BP
- 88 milyon YTL : Aytemiz
- 100 milyon YTL : Erk

- 113 milyon YTL: Turcas
... ve ... ve...

- 499 milyon YTL : Petrol Ofisi
Petrol Ofisi gibi üçüncü sıradaki Erk'in de Aydın Doğan'ın olduğunu göz
önünde tutarsanız, bu olayın çapına kıyasla MEDYAMIZ TARAFINDAN neden bu
kadar sessiz geçiştirilmeye çalışıldığını anlayabilirsiniz.

Kısırlaştırma bombası atıldı

Tek tip boğucu gündemden uzaklaşıp satır aralarına gömülen ve bence
ulusal
güvenliğimiz üzerinde birinci dereceden tehdit algısı yaratan bir konuyu
dikkatinize sunmak ve de dikkatinizi çekmeyi başarır isem de sonucu
değiştirmek adına daha fazlasını isteyeceğim bugün sizden ey aksiyonel
okur. Bu öyle bir konu ki yaratacağı ekonomik yıkımın dışında,Türk
neslinin KISIRLAŞTIRILMASI, tedavisi imkansız olan ölümcül alerjiler,
bilinmeyen hastalıklar ve doğadaki görülmemiş değişimler tehlikesini
içeriyor.

a.. Geçtiğimiz ay Meclis'ten geçen Tohumculuk Yasası'ndan bahsediyorum.

Bu yasayla devlet tohumculuk alanından tamamen çekiliyor, piyasa başta
İsrailli firmalar, Syngenta, Pioneer, Monsanto gibi çokuluslu tohum
şirketlerine teslim ediliyor, çiftçimiz sizlere ömür ve de biraz önce de
belirttiğim gibi hepsinden önemlisi de yasa ile Genetiği
Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) girişine ve ekimine olanak tanınıyor.
Böylece de insan sağlığı üzerinde başta KISIRLIK,alerjik reaksiyonlar,
antibiyotik dayanıklılık gibi hemen ve uzun vadede öngörülemeyen ciddi
sağlık riskleri yaratıyor.

a.. Yasanın arkasında AKP'nin içindeki Güneydoğulu vekiller lobisinin
önde
gelen ismi, Tarım Bakanı Mehdi EKER durmakta ve... Noktaları yine siz
doldurun ey bilen okur.

a.. Bu aradahemen eklemem gerekiyor; Avrupa Birliği, Genetiği
Değiştirilmiş Organizmaların (GDO'lu) AB'ye girmesine izin vermemekte,
peki ya KISIRLAŞTIRMA, neslimizin tüketilmesi ve diğer tehlikeler altında
olan siz Türk Milleti şimdi ne yapmayı planlıyorsunuz?

a.. Konuya farklı bir uzman yorumu getirelim; Hafta sonu çok değerli bir
çiftin konuğu oldum, Özbekistan'ın sürgündeki muhalif lideri Muhammed
SALİH ve eşi Dr. Biyolog Aydın SALİH Hanımefendi ile uzun uzun sohbet
ettik, nereden nereye... Aydın Hanım, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar
ve
Tohumculuk Yasamızın içerdiği tehlikeler ve yakın geçmişten günümüze
tespitlerle dolu önemli bir yorum yaptı ('konu Türk dünyası olunca
hepimiz
tek ses oluruz' diyerek) bu stratejik konuyu-ulusal tehdidimizin boyutunu
Sayın Aydın SALİH'in incelemesinden aynen aktarıyorum;

a.. 'Son dönemde zaten Türkiye tarım ürünleri (sebze, buğday, mısır,
ayçiçeği vs.) tohumlarının yüzde sekseni dışarıdan ithal edilmeye
başlanmıştı. Bu tohumların GENETİK OLARAK DEĞİŞTİRİLMİŞ tohumlar
olduğunun
bilinmemesi mümkün değil. Her GENETİK OLARAK DEĞİŞTİRİLMİŞ tohum, içinde
terminatör geni ihtiva eder. Bu terminatör kendi neslini yok etmeye
programlanmıştır. İşte bu nedenle de genetik olarak değiştirilmiş tahılın
verdiği ürün tohumu KISIRDIR. Yani, her ekim yılı/mevsimi için yeniden
tohum almak gerekecektir. Bu durum, sadece gıda açısından dışarıya
bağımlı
hale
gelmekle kalmayacak çok daha vahim sonuçlar doğuracaktır.

a.. Dışarıdan bakınca sadece ticari amaçla yapıldığı sanılan bu işin
arkasında ise çok vahim bir stratejik hedefin yer aldığı görülüyor. Bu
tip
tohum politikasına bağımlı kalan Türkiye, sadece ekonomik değil, genetik
tuzağa da düşmüş olur.

a.. Genetik olarak değiştirilmiş tohumları istenilen menfi ya da müspet
yönde programlamak mümkündür. Ve böylece GDO'lu ürünlerle istenilen her
toplum yönlendirilebir. Bu yöntem bir milleti ve onun yaşadığı ortamı yok
edebilecek kadar tehlikelidir. Mesela bu program, kısırlaştırma
(sterilizasyon)
erkek ve kadınlarda KISIRLAŞTIRMA programı olabilir. Veya tedavisi
imkansız olan ölümcül alerjiler, bilinmeyen hastalıklar ve doğadaki
görülmemiş değişimler olabilir. Yani GDO bünyesinde otomatik olarak ve
sonsuz bir şekilde çoğalabilen GENETİK BOMBALAR taşıyabilir.
Ancak ne yazık ki Türkiye'ye sokulan bu GDO'ların ne gibi sonuçlar
doğurabileceğinin tespitini yapabilecek bilimsel altyapı mevcut değil.'

a.. Evet, tehlikenin boyutu ortada, neslimiz, sağlığımız, ülkemize
'Genleri Değiştirilmiş Tohum' biyolojik silahı ile vurulmak üzere,
yediğiniz her lokmada aklınıza gelsin; işgal sizce kaç türlü olur ey
tehlikedeki okur?

Ömer VANLI
İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü
Maslak
Tlf : 212-2856222
Fax : 212-2856169
vanli@itu.edu.


( ALINTI ( Bİ ARKADAŞIMDAN ) )
Kullanıcı avatarı
Cüneyt İbrahimağaoğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1358
Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 11:51 am
Konum: SAMSUN

Mesajgönderen Cüneyt İbrahimağaoğlu » Cum Nis 20, 2007 2:46 pm

gerçekten paylaşıma çok değer veriliyor bu sitede 24 kişi baktı ve 1 yorum bile yapılmadı yinede saol'un... :cry:
Kullanıcı avatarı
Cüneyt İbrahimağaoğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1358
Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 11:51 am
Konum: SAMSUN

selam

Mesajgönderen Muhammet İbrahim Özen » Cmt Nis 21, 2007 8:33 pm

şimdi ben sana bir kaç anlamadığım noktayı sormak istiyorum bu yazıda ilk önce türkiye için gerçekten çalışan insanların öldürüldüğünü(amerika tarafından) aktardın daha sonra bu hükümetin amerika yanlılığı ile bilinen aydın doğanın ve diğer petrol şirketlerinin büyük bir maddi cezaya çarptırıldığını aktardın, daha sonra da bu hükümetin bir bakanı olan kişi hakkında da (.. Yasanın arkasında AKP'nin içindeki Güneydoğulu vekiller lobisinin önde gelen ismi, Tarım Bakanı Mehdi EKER durmakta ve...Noktaları yine siz doldurun ey bilen okur.)aktardın ne yalan sölim ben fazlaca bir şey anlayamadım kafam karıştı...???

Tabiki böyle bir işin yapılması türkiye açısından çok ama çok zararlı ama ben zannetmiyorum bu tür olaya bu devletin(hükümetin) işe bu yönüyle yardımcı olmak isteyeceğini böyle bir olayın önünü kapamayacağını...Üretilecek olan bu tohumlar sonuçta tarım bakanlığı tarafından incelenecektir...Bilmiyorum yada ben bizi yönetenlere çok güveniyorum.
Kullanıcı avatarı
Muhammet İbrahim Özen
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 153
Kayıt: Cmt Şub 25, 2006 10:06 pm
Konum: DÜZCE

Mesajgönderen Cüneyt İbrahimağaoğlu » Pzr Nis 22, 2007 6:18 pm

ben bunu arkadaştan aldım ilk bende inanmadım ama doğru değil mi baştakiler bu türkiyede birşeyleri değiştirmek isteyenlerdi ve hepsi öldü...

Kurtlar vadisi pusu'da ilk bölümde polat alemde bile benim yazdıklarıma değindi o dizi diyip geçmeyin sonuçta o dizi gerçekleri anlatıyor...

Ben hükümetimize o kadar güvenmiyorum daha doğrusu hükümeti yönetenlere en üstlerde olmasa alt kademelere o kadar güvenim yok bizim bilmediğimiz o kadar şey varki ama bulmacanın parçalarını yerleştirince gerçekler ortaya çıkıyor buda o gerçeklerden biri...
Kullanıcı avatarı
Cüneyt İbrahimağaoğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1358
Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 11:51 am
Konum: SAMSUN


Dön DÜŞÜNCE PLATFORMU

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir

cron