“Sarıkız darbesi” deyince benim aklıma babaannemin çok sevdiği ineği geliyor.
Sarıkız sinirlenince öyle bir çifte atardı ki, kimse yanına yaklaşamazdı.
Bizim Sarıkız, çok acımasızdı. Sadece Rahmetli Babaannemin sözünü dinlerdi.
Sarıkız darbecileri içinde aynı şeyler söyleniyor.
Ama kimin sözünü dinledikler belirsiz.
Meclis eski başkanı İzgünün mü ? Cumhurbaşkanı Sezer’in mi ?
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Haksızlık etmeyelim, Sarıkız darbecileri trene bakmıyorlardı.
Rayların yönünü değiştirmeyi düşünecek kadar ince eleyip sık dokuyorlardı.
Başlarına çoban bulmak için çabaladılar ama bizim Sarıkız kadar başına buyruk oldukları için başaramadılar.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Bizim Sarıkız’ın çiftesiyle; Sarıkız darbesi arasındaki en büyük benzerlik, istenmeyen adam konusundaki tutarlılıktı.
Bizim Sarıkız sinsilere, Sarıkız darbecileri de dincilere darbe vurma peşindeydi.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Bizim Sarıkız başarılı sayılır. Çocukken gizlice arkasına yaklaşmaya çalıştığım sırada yediğim darbeyi hala unutamıyorum.
Sarıkız darbecileri de gizli planlarını unutmamak için not tutarak, dincilere karşı sinsi planlarını uygulamada başarısız oldular.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Sarıkızın darbesi ile sarıkız darbesi arasında gidip gelen ben, son sözü rahmetli Babaanneme bırakıyorum. “Sarıkıza yemini vermezsen, dayağı yersin”.