ERMENİ SORUNU

"Düşünebilen bir nesil yaratmak ve düşüncelerimizi özgürce paylaşmak için" burada buluşalım.

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı, Özgür Hasan Altuncu

ERMENİ SORUNU

Mesajgönderen Kayhan Durgun » Çrş Eki 04, 2006 11:42 pm

Tarihsel olarak ermeni sorunu Türklerin Anadolu ya gelmeden öncesine dayanır.Taki ermenilerin araplarla birlik olup Türklerle savaştıkları 600 lü yıllara kadar.Ermenilerin Türklerden daha önce bu topraklarda yaşamış olması onları bu davalarında haklı kılmamaktadır.Ermeni tarihide işbirlikçiden öte övünebilecek oldukları bir tarihte değildir.İşlerine gelince Osmanlıdan yana sessiz kalırlarken,en küçük menfaatleri uğruna her türlü kalleşliği yapmaktan geri kalmamışlardır.

Önümüz 12 ekim,fransızlar yine fransızlığını yapacak,bizlerse satılmış bir kaç aydın bozuntusunun ekranlardaki nutuklarıyla karnımızı doyuracağız.Kuşkusuz bu ülkenin gerçek aydınlarıda konu ile ilgili birçok söz söylüyor ama hangi medya ne ölçüde bunları bizlere sunuyor.

Ermeni sorunu tüm gerçekliğiyle ,üstelik bizim çabalarımızla tartışılmalıdır.Aksi durumda emperyalist güçlerin dayatmalarıyla karşı karşıya kalacağız.Haklılığımızı kanıtlamamız için masaya oturtma konusunda biz bastırmalıyız.Ama masaya bu ülkeyi seven,ulusal bütünlükten yana ,medya aydını değil gerçek aydınlarla oturursak.Biz geç kalırsak yarın bir başka Elif Şafak çıkacak bir başka Orhan Pamuk bu ülkeyi satma adına gerekeni yapacaktır.

Sözde ermeni soykırımı ,birinci dünya savaşında yaşanmıştır.O tarihlerde dört cephede savaş halinde olan Osmanlı ,doğuda çarlık rusyasıyla işbirliği halindeki ermeni çeteleriyle başa çıkamıyordu.Çünkü ermeniler düzenli ordu halinde değil,bir çok yerde çete halinde Türk ve kürt köylerine saldırıyor,çoluk çoçuk dinlemeden katliam yapıyordu.Osmanlı bu olaya çare olsun diye 15 nisan 1915 de Van ve yöresindeki Türk ve kürtlerin katledilmesiyle başlayan ermeni ayaklanmasının ileri gelenlerini 24 nisanda İstanbulda tutuklar.Aynı tarihte yöredeki tüm ermenilerin Suriye tarafına sürgün edilmesine karar verilir.(ermeniler bu nedenle 24 nisanı soykırım anma günü ilan etmiştir.).Bu sürgün esnasında doğa koşulları ,hastalıklar derken sürgüne gönderilen yaklaşık bir milyon insanın yarısı ölür ve öldürülür.Aynı dönemde doğuda rus ve ermenilerle savaş halinde olduğumuz unutulmamalıdır.Ve her iki tarafında katliam yaptıkları tarihi belgelerle kanıtlanmıştır.

Soykırım tanımlaması ilk olarak faşist almanyanın 2. dünya savaşında yahudileri yok etmek için giriştikleri katliamların özel adıdır.Soykırım 2. dünya savaşından sonra suç sayılmıştır.B.M.kararına göre katliamın soykırım olabilmesi için ;
---katliamın herhangi bir etnik yada dini gruba karşı devlet politikası olarak yapılması gerekir
---katliamın tek bir yerde değil o gruba mensup bireylerin olduğu her yerde yapılması gerekir
---katliamın bir kez değil süreklilik arzetmesi gerekir.

B.M.kararındanda anlaşılacağı gibi bir soykırım olayı asla gerçekleşmemiştir.Ancak en çok güvendiğimiz,en büyük müttefik olarak gurur duyduğumuz A.B.D.de bile 18 eyalette okullarda ülkemizde bir ermeni soykırımının olduğu okutulmaktadır.Bu gün soykırım kabulü yarın tazminat ödememizi,sonrasında ise ermenilere o bölgedeki toprakların verilmesini gerektirmektedir.Çok kısa olarak olayın özünü yansıtmaya çalıştım.

Yıllarca ermeni örgüt ASALA nın Türklere karşı giriştikleri eylemleri unutmadık.Asala nın ilk örgütlenmeye başladığı ülke olan LÜBNAN ı da unutmadık.Sözde ermeni soykırım yasasını ilk kabul eden ülke olan LÜBNAN ı da unutmadık.Unutmadığımız içindirki yüksek ülke çıkarlarımız için yarın Lübnan a gideceğiz.
Kayhan Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 139
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 1:35 pm
Konum: ankara

ESRA SELÇUK

Mesajgönderen Esra Selcuk Kazancı » Prş Eki 05, 2006 1:45 am

YAZILARINIZI MERAKLA TAKİP EDİYORUM VE HERSEFERİNDE DE BİLMEDİĞİM Bİ ÇOK KONUDA AYDINLANIYORUM SAYENİZDE! SAĞOLUN!!
ERMENİ SOYKIRIMI BİZ GENÇLERİN ÇOK UZAK KALDIĞI BİR KONU VE YANLIŞ BİLİNÇLENMEMİZDE BUNDAN SANIYORUM. AÇIK KONUŞUYUM SİYASETİ SEVMEDİĞİM VE DOĞRU BİLGİ ALACAĞIM İNSANLAR OLMADIĞI İÇİN YAKIN ÇEVREMDE BİLMEM GEREKEN BİÇOK ŞEYİDE ÖĞRENEMEDİM VEYA ÖĞRENMEDİM! AMA YAZILARINIZ SAYESİNDE BİÇOK KONUDA BELLİ ŞEYLER ÖĞRENDİĞİMİ HİSSEDİYORUM!
ÜLKEMİZ VE BİZ TÜRKLER YAPMADIĞIMIZ ŞEYLERDEN SORUMLU TUTULMAYA ÇALIŞILIYORUZ SANIRIM!
TEKRAR TEŞEKKÜRLER!
Kullanıcı avatarı
Esra Selcuk Kazancı
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 474
Kayıt: Çrş May 03, 2006 8:04 pm
Konum: TRABZON

Mesajgönderen Mehmet Aydinli » Çrş Eki 11, 2006 11:08 am

Bir Osmanlı bürokratı olan BOGHOS NUBAR PAŞA'nın yazdığı mektup Ermenilerin 1.Dünya Savaşı sırasında Fransızlar ve Ruslar ile Osmanlı'ya karşı işbirliği içinde olduğunu gösterdi.

İşbirliği Belgesi
TTK 1. Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu'na nasıl ihanet ettiklerini bir kez daha belgeledi.TTK Bir Osmanlı bürokratı olan Boghos Nubar Paşa'nın yazdığı mektupu ortaya çıkarıp Ermenilerin 1.Dünya Savaşı sırasında Fransızlar ve Ruslar ile Osmanlı'ya karşı işbirliği içinde olduğunu gösterdi.

TTk " 1.Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin masum olduuğnu iddia edenlere ithaf olur" tümcesiyle ,Nubar Paşa'nın dönemin Fransa Dişişleri Bakanı Stephan Pichon'a yazdığı 30 Kasım 1918 tarihli mektupu yayımladı.Boghos Nubar Paşa o dönemde aynı zamanda Ermeni Milli Komitesi Başkanlığı görevini yürüyüyordu.Fransa'da "Fransız Milli Arşivleri,Doğu Serisi ,Ermenistan,Cilt 2,Sayfa 47,3 Aralık 1918"belge numarasıyla saklanmış olan mektupta şu ifadeler bulunuyor.

"Sayın Bakan,
Ermeni Milli Komitesi adına ,şu hususları hatırlatarak aşağıdaki bildiriyi arz etmekle şeref duyarım:

Sizinde gayet iyi bildiğiniz gibi ,enbüyük fedakarlıklar ve sürekli ıstıraplar pahasına savaşın başından beri İtilaf Devletler'inin gayesine sarsılmaz bağlılığımızın bir nişanesi olarak;

Ermenilerin fiili bir şekilde savaşan taraf olduğunu;
Fransa'da ilk günden buyana hizmet eden gönüllülerinin Fransız bayrağı altında Yabancı Lejyonu'nda zafer elde ettiklerini;
Cumhuriyet Hükümeti'nin talebi üzerine Ermeni Milli Komitesi tarafından silah altına alınan Ermeni gönüllülerin Filistin'de ve Suriye'de ,Fransız birliklerinin hemen hemen yarısını teşkil ettiklerini ve General Allenby'nin zaferinde büyük payları olduğunu ,bunun da Allenby (İngiliz Komtanı)ve Fransız komutanlar tarafından resmen beyan edildiğini,
Kafkasya'da Rus imparatorluk ordusundaki 150 bin Ermenin'nin ayrı olarak komutanları Antranik ve Nazarbekoff'un komutası altında ,40 binden fazla gönüllünün bir kısım Ermeni vilayetlerinin kurtuluşuna katkıta bulunduğunu,
Lütfen Sayın Bakan,üstün saygılarımın teminatı olarak kabul buyurunuz.
Ekselans S.Pichon Başkan
Dişişleri Bakanı Boghos Nubar
Paris İmza".


NOT:Bu yazının her kelimesi tamamen alıntıdır.
saygılar ,sevgiler
Kullanıcı avatarı
Mehmet Aydinli
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 2166
Kayıt: Sal Kas 15, 2005 11:47 am
Konum: Trabzon

Mesajgönderen Mehmet Nuri Durgun » Çrş Eki 11, 2006 3:00 pm

Ermeniler Osmanlı nın sevilen ve ayrıcalıkları olan tebası iken, nasıl oldu da birden doğuda ve Kafkaslarda türk köylerine saldırıp katliamlar yaptılar.
O dönem Osmanlı nın zayıfladığı ve Çarlık Rusya sının Kafkaslar da etkinliğini artırıp daha güneye inebilme çabalarının yükseldiği dönemdi.
Bunun için en iyi aktör kim olabilirdi. Azeri ler olamazdı çünkü türk ve müslüman. Tabiiki Ermeni ler olacaktı.hemde Ermeniler osmanlı sarayı ile yakın ilişkileri olan bir millet. (azerilerden daha çok). Bu dönem Kayhanın da dediği gibi Ermenilerin Ruslara hizmet ettiği dönem idi.(yada maşası olduğu)
Daha sonra dengeler değişti. Çarlık Rusya sının yıkılıp yerine Sovyetler Birliğini kurulması ile birlikte kafkaslar batı (ingiliz ve fransızlar) için daha da önemli hale geldi.Batının amacı Osmanlıyı yıkmak, ama bu arada da Sosyalist bir tehtit var.Kafkaslarda (ingilterenin en iyi yaptığı şeydir cepheyi hep ilerde kurmak) Sovyetlerin önünü kesecek yada zayıflatacak bir devlet(kukla devlet), gerçi başamadılar Ermeniler Sovyetlerin etkisine girdi ama amaçları buydu. Kim olacaktı bu gene tabiiki Ermenlier olacaktı.
Katliamlar devam etti ve daha sonra bildiğimiz her gün konuştuğumuz olaylar oldu.
Bu konuda Rus arşivlerinden çıkartılan belgeler sorunu aydınlatır ve çözer nitelikte. Ermenistan ın ilk başbakanı Kaçaznuni (kendisi taşnak partisinden yetişmedir) nin itiraflarını içeren kitabı okumanızı salık veririm.
Merkezi Ermeni hükümetinin müslüman köylere (türk-kürt) saldırı emirleri ve gelen yanıtlar. Her şeyi açıklıyor. Ermeni Taşnak Partisi ve onun çetelerinin katliamları tek tek belgeli.
Ermenilerin aslında savunacak hiç bir şeyleri yok. Bunu bildikleri için, bir kaşık suda (emperyalist batıyı arkalarına alarak) fırtına çıkartıyorlar.
Biz bunuda aşarız ne ihanetler gördü Anadolu ve bu ülke. Ama hala ayakta ve hep ayakta kalacak..
Kullanıcı avatarı
Mehmet Nuri Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 75
Kayıt: Cum Nis 14, 2006 9:31 pm

Ermeni Sorununa Bakış

Mesajgönderen Mahir Maraşoğlu » Prş Kas 02, 2006 10:11 am

Yukarıda da belirttiğini gibi ermeni sorununa istinaden yapmış olduğum ve ilk olarak İstanbulda Sayın Emin AYAN'ın sayesinde kısmen okuma fırsatını bulduğum Ermeni Taşnak Partisinin yapmış olduğu toplantı notları ile ilgili olarak kısa bir araştırma neticesinde aşağıda hazırlanan özet rapora ulaşabildim.İlginizi çekeceğine inandığım bu yazıda ermeni sorunu tamamen İlk ermeni Başbakanı tarafından itiraf edilmektedir.

Sözü edilen bu kitap Ermenistan'nın ilk Başbakanı Kaçaznuni'nin 1923'te
parti konferansında sunduğu tebliğ metni olarak Mehmet Perinçek tarafından
Rus arşivlerinde bulunmuş ve Kaynak Yayınları tarafından kitap olarak
yayınlanmıştır. Bildiğim kadarı ile su anda İngilizce ve Fransızca olarak ta
yayınlanmış, Almanca çevirisi de bitirilmiş olabilir. Daha bir kaç dile
çevrileceğini de biliyorum. Hatta İsçi Partisi bu kitabi Avrupa'da
parlamenterlere gönderiyor. Umarım devlette ya da sivil toplum örgütlerinde
birileri akıl eder de böyle bir kitabı her dilde çevirip tüm dünya yayın
organlarına, AB meclisi üyelerinin ev adreslerine, sivil toplum
kuruluşlarına, kitapçılara, kütüphanelere gönderirler. Önemli olan dünyanın
bilmesi.
Türklere biz savaş açtık
Burhaneddin AYDIN 11/09/2006
ERZİNCAN (İHA) - Uluslararası faaliyet gösteren Ermeni lobilerinin sözde
soykırım iddiaları, Ermenistan'ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni tarafından
yalanlandı. Kaçaznuni'nin 1923 yılında Bükreş'te yapılan Ermeni meselesi ile
ilgili Taşnak Partisi toplantısında sunduğu rapor gerçekleri bütün
çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Kaçaznuni'nin Osmanlı döneminde
yaşananları anlattığı kendi imzasını taşıyan rapor, Türk Hava Kurumu (THK)
tarafından Rusça'dan Türkçe'ye tercüme edilerek kitap haline getirildi.
Kitapta yer alan bilgiler Türkler'in Ermeni soykırımı yaptığı iddialarını
kesin bir dille yalanlarken, kitap Türkiye genelindeki bütün kütüphanelere
ulaştırıldı. Kaçaznuni'nin yakın tarihe ışık tutan belge niteliğinde
sözlerinin yer aldığı kitap, Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu'na karşı
nasıl bir ihanet içinde olduklarını da gözler önüne serdi. Yıllarca sözde
soykırıma uğradıklarını iddia eden ve dünya kamuoyunu baskı altına almaya
çalışan Ermenilerin bütün tezlerini çürüten ilk başbakanları, 128 sayfalık
raporunda şu çarpıcı ifadelere veriyor:
Operasyona katıldık
1914 sonbaharında, Türkiye henüz savaşan taraflardan birine katılmadığı
dönemde, Güney Kafkasya'da büyük gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni
gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı. Sadece birkaç hafta içerisinde
Ermeni devrimci Taşnaksutyun Partisi hem bu birliklerin kurulmasına hem de
Türkiye'ye karşı gerçekleştirdikleri askerî operasyonlara aktif biçimde
katıldı.
Barışı sabote ettik
Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile. Artık
hepimiz Türkler'in düşmanı olan İtilaf devletlerinin kampındaydık.
Türkiye'den 'denizden denize Ermenistan' talep etmekteydik. İtilaf
devletlerinin ordularını Türkiye'ye göndermeleri ve hâkimiyetimizi temin
etmeleri için Avrupa ve Amerika'ya resmî çağrılar yaptık. Nihayet şu da var
ki, var olduğumuz sürece aralıksız olarak Türkler'le savaştık. Öldük ve
öldürdük. Artık, Türklere ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki?
Gerçekleri göremedik
Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya'ya bağlandık. Tehcir
doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz.
Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız
büyük bir hataydı. Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması
gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize
vadettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiç bir zaman devlet
olamadık. Türkiye Ermenistan'ı diye bir devletin hayalden öte olmadığı
gerçeğini göremedik.
Aklımız dumanlanmıştı
Biz Ermeniler kayıtsız şartsız Rusya'ya yönelmiş durumdaydık. Herhangi bir
gerekçe yokken zafer havasına kapılmıştık. Sadakatimiz, çalışmalarımız ve
yardımlarımız karşılığında Çar hükümetinin Ermenistan'ın bağımsızlığını bize
armağan edeceğinden emindik. Aklımız dumanlanmıştı. Biz kendi isteklerimizi
başkalarına mal ederek, sorumsuz kişilerin sözlerine büyük önem vererek,
kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle, gerçekleri anlayamadık ve hayallere
kapıldık.
Türkler doğru yaptı
1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tâbi
tutuldu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını
gerektirecek bir husus bulunmamaktadır. Bu yöntem en kesin ve uygun
olanıydı. Kızgınlık ve korku içinde bulunan biz Ermeniler, 'suçlu' arıyorduk
ve bu suçluyu Rus Hükümeti ve onun kalleşçe politikaları olarak belirledik.
Siyasal açıdan olgunlaşmamış ve dengesiz insanlara özgü bir şaşkınlık
içinde, bir uçtan diğerine savrulmaktaydık. Rus Hükümeti'ne karşı dünkü
inancımız ne denli körü körüne ve temelsizse, bugünkü suçlamalarımız da o
denli körü körüne ve temelsizdi. Siyasal bir parti (Taşnaksutyun) olarak
biz, meselemizin Rusları ilgilendirmediğini ve onların gerektiğinde
cesetlerimizi çiğneyerek geçip gidebileceklerini unutmuştuk.
Barış teklifini reddettik
1914-1918 yıllarında emperyalistlere karşı savaşlarında bozguna uğrayan
Türkler, direnerek iki yıl içerisinde tekrar kendilerine geldiler. Yeni genç
ve milliyetperver duygularla hareket eden bir nesil ortaya çıkarak,
Anadolu'da kendi ordusunu yeniden organize etmeye başlamıştı. Türkiye'de
millî bilinç ve kendisini savunma içgüdüsü uyanmıştı. Onlar küçük Asya'da
istiklâllerini hiç olmazsa bir şekilde temin edebilmek için Sevr
Antlaşması'na askerî güçle karşı koymak zorundaydılar. Bizim bu dönemde
barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Çok geçmeden
sınırlarımıza askerî operasyonlar başladığında, Türkler bizimle bir araya
gelmeyi ve görüşmelere başlamayı teklif ettiler. Biz ise onların bu
teklifini geri çevirdik. Bu büyük bir hataydı. Bu, görüşmelerin kesinlikle
başarıyla sonuçlanacağı anlamına gelmezdi ama bu görüşmelerde barışçı bir
sonuca ulaşma ihtimâli vardı.
Herkes bizi kandırdı
'Kaderden şikayet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda
aramak acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) millî psikolojimizin
karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun Partisi de bundan
kaçamamıştır. Sanki uzak görüşlü olmamız bir kahramanlıktı, çünkü isteyen
herkes, Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar, Gürcüler, Bolşevikler tek
kelimeyle bütün dünya bizi kolayca aldattı, atlattı ve ihanet etti. Oysa
bizler safça bu savaşın Ermeniler için yapıldığına inandırılmıştık.'
Barışı sabote ettik
Osmanlı'dan, Akdeniz'e uzanan bir Ermenistan talep ettik. Derhal gönüllü
birlikleri oluşturduk, Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. İsyanımızın
temelinde İtilaf Devletlerinin bize vaadettiği Ermenistan hayali vardı,
gerçeği göremedik.
HALAÇOĞLU: Bu itiraflar gerçeğin ta kendisidir
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr.
Yusuf HALAÇOĞLU, Ermenistan'ın ilk başbakanı Kaçaznuni'nin itiraflarının
gerçeğin ta kendisi olduğunu söyledi. Halaçoğlu, '1923'te başbakanlık
görevine gelen Kaçaznuni, aynı yıl Bükreş'te Ermeni meselesinin ele alındığı
Taşnak Parti Konferansı'nda, şimdi Türk Hava Kurumu tarafından kitap hâline
getirilen 128 sayfalık raporu tebliğ olarak sunmuştur. Bu konferansa katılan
SSCB ve Avrupalı delegasyonun huzurunda Kaçaznuni, bütün gerçekleri
açıklamıştı. Kaçaznuni, buradaki konuşmasında, 'İtilaf devletleri bizi hep
Anadolu'da bir Ermenistan hayaliyle kandırdı. Bu boş hayale kapılarak Taşnak
çeteleri kurup, 7 cephede savaşan Osmanlı ordularına silah ve mühimmat
götüren birliklere saldırdık. Sonuçta İtilaf devletleri verdiği sözü
tutmadı. Biz de Osmanlı'ya ihanetimizin bedelini tehcir ile ödedik. Böyle
yapmasaydık belki de bu tehcir olayı başımıza gelmezdi' diyerek bugünkü
sözde soykırım iddialarını ortaya atanlara tokat gibi bir cevap vermiştir.
Türk Hava Kurumu'nun bunu kitap hâline getirmesi sözde soykırım iddialarını
savunan devletlere de ibret olacak bir harekettir. Bunda emeği geçenleri
takdir ediyorum ve kendilerini destekliyorum' diye konuştu.

alıntı...
Kullanıcı avatarı
Mahir Maraşoğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 58
Kayıt: Cum Eki 28, 2005 11:35 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Cmt Kas 04, 2006 10:26 am

Merhaba Arkadaslar

Soykirimla itham edilebilecek en son devlet Osmanli dir.Turkiye dir.
Amerikalilar kizilderilileri
Fransizlar Afrikalilari
Italyanlar Libyali habesileri
Ingilizler butun dunya milletlerini
.
.
.
Bu boyle uzatilabilir.....
Soykirima tabii tutmustur.

Ermeni meselesinde bizim yaklasimimiz yanlis oldugu icin bu konu basimizi agirtmistir.
Once biz bu soykirimi degil olaylari inkar ettik.
Sonra da birakalim bu isi tarihciler yapsin dedik.
Bu konularda devletlerin goruslerini muhatap almamak en dogrusudur.
Hukumet sozcusunuz yapacagi bir Dunya Soykirim tarihi aciklamasi her seye yetecek ve artacaktir bile.
Fransadan istedigimiz konuda tamamen sacmadir.
Cunku bizim anayasamizda bazi dusunceler suc unsuru oluyorken Orda olmamasini istemek ayip kaciyor.

Selamlar
Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Mehmet Nuri Durgun » Pzt Kas 06, 2006 2:34 am

Mahir, verdiğin bilgiler için teşekkurler. Ayrıca Ermeni olayları konusunda araştırma yapmış tarafsız bakabilem Ermeni tarihçiler de var. Osmanlının yaptığı vatan savunması idi ve doğru idi diyebiliyorlar.

Hasret yazının ilk bölümüne olduğu gibi katılıyorum.

''Soykirimla itham edilebilecek en son devlet Osmanli dir.Turkiye dir.
Amerikalilar kizilderilileri
Fransizlar Afrikalilari
Italyanlar Libyali habesileri
Ingilizler butun dunya milletlerini
.
.
.
Bu boyle uzatilabilir.....
Soykirima tabii tutmustur.''

İkinci bölümde yazdığın 'Bizim Fransa dan istediğimiz tamamen saçmadır.Çünkü bizim anayasamızda bazı düşünceler suç unsuru oluyorken orda olmamasını istemek ayıp oluyor.

Lütfen biz Fransadan ne istedik, bizde yasak olup onlarda olmayan nedir.
Açıklarsan sevineceğim.
Kullanıcı avatarı
Mehmet Nuri Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 75
Kayıt: Cum Nis 14, 2006 9:31 pm

Mesajgönderen Kayhan Durgun » Çrş Oca 17, 2007 3:13 pm

Merhabalar;



Düşünün ,şur köyünün her mahallesinden ( kabul edin ki en cahilleri ) birer kişi alıp bir komisyon oluşturalım.Adınada' Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Komisyonu' diyelim.Bu komisyonun görevide , ülkemizde soykırım olduğunu iddia eden veya kabul eden ülkelerle konuyla ilgili belge alış verişi olsun.

Sonuç ne olur?


En kötü olasılık kocaman bir SIFIR olur.Yani bundan daha kötü bir olasılık söz konusu bile olamaz.


Yani tıpkı Abdullah Gül başkanlığında oluşturulmuş,içinde eğitim,iç işleri ,dış işleri ,kültür,adalet bakanlıklarından,Mit ten,Genelkurmaydan,Türk tarihten vs.vs,oluşturulmuş kurul gibi.

Tam 3 yıldır bu komisyonun yap(a)madığı çalışmama sonucu da aynı kocaman SIFIR.Öyle veya böyle yinede bizim köylümüz başaramasa bile birşeyler yapmak için uğraşırdı.Ancak bu komisyon birkez bile toplanmamıştır.


Geçen gün sayın GÜL;'ARŞİV ALIŞ VERİŞİNDEN BİR SONUÇ ELDE EDEMEDİK'diyebilmiştir.Tıpkı 'ERMENİ SOYKIRIM YASASINI ENGELLEMEMİZ ARTIK ÇOK ZOR' diyebilecek kadar rahatlıkla.

Sevgili arkadaşlar ; AB sevdamız ve kişisel,bir kesimin siyasi çıkarları uğruna verilen tavizler artık sonuçlanmak üzere.Amerika kongresinde artık sözde ermeni soykırımına EVET denmesine kesin gözüyle bakılıyor.Son bir umut olarak YAHUDİ lobisinden yardım istenmiştir.İsteyen AKP iktidarı.


Amannn boşverin. Biz türkümüzü söyleyelim.

.................manda yuva yapmış söğüt dalına..........
Kayhan Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 139
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 1:35 pm
Konum: ankara

Mesajgönderen Serkan Birinci » Çrş Oca 17, 2007 11:14 pm

acaba bu manda AMERİKAN MANDASI olabilir mi?
yoksa türkiye şartlarında melezlenmiş bir MANDAMI DIR?


HAAAAAAAAAA........
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara


Dön DÜŞÜNCE PLATFORMU

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron