Sevgil İlkay
Çok güzel bir başlık açtın. Bu konuda benim anılarım bile var
Yılmaz Erdoğan tiyatroları ve son zamanlarda da filmlerini keyifle izlediğim ve taktir ettiğim bir sanatçı idi. Ürettiği eserler çok güzel. Hepmizce malum kürt asıllı. Yılmaz Erdoğan gibi gelişmiş olduğunu düşündüğüm biri , komik gelebilir ama çevresinde çok daha güzel ve entellektüel düzeyi yüksek kadınlar varken çıkıp bir kürtle evlenmesi bence bilinç altını yansıtıyor. Sıradan bir kürt kardeşim (ayrılıkçı ve terörö le bağı olmayan hepsi kardeşimdir) bunu yapabilir. Ama Yılmaz Erdoğan gibi topluma mal olmuş bir sanatçı yaparsa bu anlam kazanır. Bence bilinç altının yansıması bu. Tesadüf değildir ve sizler gibi bu toplumun bireyi olan bende bunu sorgularım.
Benim esas değinmek istediğim Serkan ında üstünde durduğu konu. Bir yaşanmış örnekle anlatacağım.
Sanırım 1996-98 yılları Hatay Dörtyol da çalışıyorum. Evdeyim, saat 24 civarı yatmaya hazırlanıyorum. O sırada gayri ihtiyari (derlerya )tv de kanalları zaplıyorum. TRT2 de bir halk oyunları gösterisi ile karşılaştım. Çok sevmiş olmalıyım ki, yine farkında olmadan koltuğa oturdum ve saat 3 e kadar izledim.
Bu izlediğim program Devlet Halk Dansları Topluluğunun Anadolu halk oyunlarını bir arada sergilediği bir program idi. Yani Mustaf Erdoğan ın Sultanların Dansı gösterisinin aynısı. Ondan daha önce yapılmış ve bence daha otantik ve çok daha güzel idi.
Şimdi bu adamın sanatçılığına gelelim. Sen kalk kopyacılık yap ve bunu bütün dünyaya izlet, gizli güçler seni desteklesin, çok ünlü ol ve bundan çok para kazan. Çık sonrada topluma ben sanatçıyım diye kendini tanıt. Milette bunu senin ürettiğini sansın sende rol yapmaya devam et. Bunun adının sanatçılıkmı yoksa başka bir şeymi olduğuna sizler karar verin.
Aklıma HADİ ORDAN demek geliyor.

. Yani sanat camiasında kuşatılmışlığın çok güzel bir örneği.
Sevgi ve saygılar