1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

ANAMUN GUNLUĞİ 4 (YAYLAYA ÇİKTUK)

MesajGönderilme zamanı: Sal Haz 26, 2007 10:07 pm
gönderen Naci Altuncu
Bu sene da yaylaya çiktuk. Çiktukta çikana kadar çektuğumuzi bir ben bilirum bi da Allahum.Aslinda hiç yazmayacağidum habu çikimi. ama bizden soraki çecuklere haksuzluk olur diye düşundum. Onun içün gene yazayirum
Bu sene mezirelerde çekmeduğumuzi çektuk.Havalar bozuk,çise duman soğuk.Bi gün görmeden mezireciluğu biturduk.
Köy eğtiyar heyeti gene mayisun yirmibeşinde yaylaya çikim karari aldi. Gene furtunayi yeduk. Her sene boyle yaparler. Bi hafta sora çiksak dünya yikulur sanki. Şinekliler , paçanlilar, gene dalga geçtiler bizile. “oho hooo şurlilar gene yedunuz furtunayi. Hiç akillanmayacasunuz.”
Kararda cumağaortesi sabah açmadan mal yaylaya girmeyecek dendi. Bizda hazurluğumuzi ona göre yaptuk Kaynatam sali güni eksuklerumuzi aldi. Eğtiyarlari çarşamba güni araba ile alttan yolladuk. Dağa kadar arabayla gittiler. Radara kadar. O soğuk suyun ordaki kürtuği geçemediler. Radardan oyana yurudiler. Bu sene şanslari var idi. Çoği seneler derebaşindan yokari yürürdiler. Yurusunler beyuk iş.
Bende olari yolci edup mezireye çiktum. Hazirluklara başladum Habu adam çoktan koyinlar ile sarikayaya çikmişti. İşler kaldi başuma. Neyise çecokler okuldan geldiler bira rahatladum. Ağirda ne kadar ağbin var ise çikardum taşidum. Çayira serdum. Havada çiseli çecukler kemreleeri ezerek çayira ğriçz ettiler. Sora frağtilari taşidiler ağir altina yiğdiler. Ben da karşuki kabanlarrun ğalevlerini demir trumuği ile trumukladum. Tikenleri biraz açtum.İrmağa döktüm. Siğirlari çikardum. Taradum. Ayaklarindaki kemreleri yikadum.
Mezireyi kiy bucak suburdum. Yaylaya grduregeklerumi sebedume yerleşturdum. Biraz azuk hazirladum. Akşam sağduğum suti kaynattum. İçine misir ekmeği ufattum. Çecukler ile yeduk. Erkenden yattuk.
Sabah dörtte kalktuk. Millet çoktan yola girdi bile. Biz da çiplağa bi atsak gerisi kolay. Kardaşum muhamet ile Sultanmuratta birleşeceğuk. Olara baktum. Kadunastan kalktiler Kunilarda gideyuler.
Eee Çsiyondormi gene biraktuk garipluği. Allaha emanet. Sağisek vodanlarda burdayum. Kediiir hayde. Ben biraz erken koptum. Çiplağa çikana kadar habu benum buzak dayanacak diye korkayurum. Yokuşe gitmese verecğum oni habu uşağa indursun oni köye Yazun köyde bakarum oni. Ne edeyim.
Güneş vurmadan Çiplaği devirduk. Barma dan uşaği geri çevirdum. Kazanci Kedir da yetişti. Barabar yola devam. Arkadan hava dumanladi. Madur daginun üstinden siyah bir dsuman hizla bütün goği kapladi. Vartan ustinde bi sağnak vurdi geçti. Eyi islanduk. Sultan Murat tan ekmek alup şinek tarafindan kopanlarla birleştuk. Yola devam.
Habu adam ğaber brakti. Leman suyinda buluşururuk. Orda Ğani ayarlarum dedi. Anlaşilan orada yatacağuk. Herkes bi yerde yatacak. Yurt yaylasinda . Oküzli yaylasinda . Leman suyinda. Fileste yatacak çok insan var. Çoği da gece yarisi kopacak. Yaylaya kadar surecekler. O da zor iş . Dağlarun furtinasina gece dayanmak cok zor. İnşallah Furtuna çikmazda, sağ selim olarda gelur. Bulari düşünurken yol nasil geçti anlamadum. Kucuk Şineğe gelmişuk. Oturduk Biraz yeduk. Herkes azuğinda ne var ise çikardi. Yeduk içtuk. Allahuma çok şükür. Karnumuz doydi.Nemazlarumuzi kilduk. Biz gelinler ayri. Bir tarafa çekilduk. Birazda dedikodi yaptuk.
Lanetleme den yokari alduğumuzde duman sardi. Çise başladi. Bizum buzak kulaklari asti. Ha dayandi ha dayanacak. Kardaşum ikide bir “eba kaseyim oni “ demeğe başladi. “eeeh çok emek verdum oğa, çokta seveyurum oni. Boğaldurma beni e uşak beydoğa ederum sana” dedum. Neysa zor bela yokuşi çiktuk. Lanrtlemeden aşağa Böyük Şinek düzine enduk. Az kaldi ha gayret Leman suyina bir atsak orda zaten yatacağuk. Sabah erkenden yaylaya ulaşuruk diye düşündüm.
Oyle da oldi. Koyinlar ile ve habu adam ile Leman suyinda buluştuk. O akşam orada Ğanda kalduk. Files te yatacakler surdiler. Anemoraşta furtunayida yediler. Ğalaz, doli, soğuk rüzgar, Panduki den aşağa filese zor duştiler. Bizda az yemeduk öyle furtunalar.
Gece hep barabar deduk , gülduk. Yeduk içtuk .Kari,lar bi tarafa erkekler bir tarafa çekilduk yatuk. Temcit vakti kalktuk yola çiktuk. Hava basti açti. Ay işiğinda gideyuruk. Ey gidi dağlar. Gene şenlendunuz. Bağirmak haykirmak, turki , nağra kirla…
Sabah ellhuekber Kemerden Kuşmer topraklarina ayak bastuk. Siğirlarda yayla topraklarina basinca coştiler. Yetişmek ne mimkun. Bi saat tutmadi dört nala yaylaya indiler. Be defa biz dayanduk. Siğirlara yetişemeduk.
Yaylaya gelduk. Eğtiyarlar evde. Haman siğirlari ağıra koydum. Ağirdaki peynir ve turşi küplerini uste ğanekaya çikardum. Peynir çok eyi oldi biberli gibi. Yedukçe yeyesun geluyur. Turşilari dersan yeni yaptum. Havlilari, su burdum. Sulari aldum. Bahçede biraz çaliştum. Güzden vurduğum tezekleri topladum.
Kuymaği yaptum. Yeduk . Akşami zor ettum.
İşte yaylaca çikimun eziyetei, yorgunluği, Seneye bakalum. Ya nesip. Ne olur bilinmez.
Yazacak takedum kalmadi. Hayde iyi geceler…

MesajGönderilme zamanı: Prş Haz 28, 2007 10:15 am
gönderen Sami Ayan
İnsan okurken yoruluyor. Ne zorlu bir hayat mücadelesi vermiş geçmişlerimiz. Hepsi karnını doyurabilmek uğruna fazlası lok. Hatta o bile doğru dürüst yok. Yeni doğmuş bir buzağı ile 12 saatlik yaya yoluna çıkmak ne demek? Bunu inandırmak ğüç şimdiki insanlığa. Teşekkürler Naci ağabey bu güzel belgesel için. Keşke bu yayla çıkımının bir kaz fotoğrafına da ulaşabilseydik.

MesajGönderilme zamanı: Prş Haz 28, 2007 9:10 pm
gönderen İlkay Güvercin
Ellerine sağlık Nacı ağabi.Dikkat ettim bazı dönemlerde çıkımlarda yollarda mola verme durumu söz konusuydu.Ama bizim çocukluk dönemimizde İkindi vakitlerinde kazankırandan yola çıkılır,Sabaha karşı yaylaya varılırdı.Gerci şimdi yaya çıkan varmı bilmiyorum.Selamlar.

MesajGönderilme zamanı: Pzt Tem 02, 2007 1:46 am
gönderen Bülent Altuncu
Yanıt yazılmaması, en azından bir teşekkür edilmemesi ayıp olacak bir başlık daha geldi Naci Altuncu dan. Çünkü "anamun günlüğü" ile anlatılan yerler, insanlar, yaşam, doğa, yerel dil ve daha nice ayrıntı bir daha başka biri tarafından aktarılamayacak yazılı belgeler. Bir yerel kültürün yazılı aktarım belgesi bunlar. Belki bunları hatırlayanlar vardır, ama belki bilgisayara yazma şansları yoktur veya bu kadar ayrıntılı hatırlamak için zamanları veya istekleri veya yazma yetenekleri , ama şu bir gerçek ki Naci Altuncu nun kuşağından sonra bizim kuşak dahil kimse bunları bu kadar ayrıntısı ile bilemez. Bizden sonrakiler içinse tam bir kaynak olma yolunda ilerliyor "anamun günlüğü". Hem böyle bir kaynağı sitemize ve köyümüze kazandırdığı için hem de devamını getirmesi için teşekkürü borç biliyorum.

Başka bir başlıkta başka bir konuda "ayıp ettiniz" dedi diye de bunu yazmıyorum. Özellikle yazmadım şu ana kadar bir yanıt. Çünkü bu ara nerde bişe dedi isem sitede anlaşılmaz tepkiler aldım. Altuncu culuk yaptığım söylendi paragata yazdığım bi yazıdan dolayı, o yüzden bu yazıya yanıt vermek için bekledim. Şenlikle ilgili 8 kişi bişeler düşündük yazdık siteye ve duyuralım dedik fikrimizi ve insanların fikrini alalım, (ne kendi adımızı, ne site adını kullanmadık), kırk kişi atladı vurdu yerden yere ki kime sordunuzda karar aldınız diye (ortada alınmış bir karar olmadığı halde, sadece gelin konuşalım demiştik o anlık), yazıyı hemen kaldırdık çektik elimizi ayağımızı şenlik işinden, şimdi başka birileri aynı bizim yazdıklarımıza benzer bir şekilde ilan vermiş ( umarım iyi bişeyler yaparlar), paragat cumartesiye alınsın dedi biri, ben de yazdım siteye ne dersiniz bu işe diye,paragata bir kez olsun katılmayanlar bile geldi benim dediğimin uygun olmayacağını yazdı ( halbuki bu da benim isteğim değildi, paragat için inanılmaz emek sarfeden ve artık dörtlük yazma konusunda tarihi bir yer edinecek dörtlükleri olan Muzaffer Altuncu nun isteği idi), bu şekilde üyelere sorduğum, rica ettiğim bir çok konu ve bunların dışında anlatmaya değmez, anlatsam komik gelecek bir çok tepki aldığım için hemen yazmaktan çekindim bu başlığa.

Bu sitede ne yazdımsa, ne yaptımsa site için yaptım. Altuncu olmaları hiç önemli değil, verdiğim örnekte ki Muzaffer Altuncu ve konu olan Naci Altuncu site için, kültürümüz için önemli isimlerdir. Bu siteye özelliğini kazandıran kişilerdendirler. Yoksa oyunları ve diğer içeriklerini yazmak istemediğim bir çok gereksiz başlığı ve konuyu her sitede bulabiliriz ama yukarda dediklerimi ancak bu sitede bulabiliriz. O yüzden teşekkürü borç bilirim diyorum tekrar tekrar.

MesajGönderilme zamanı: Pzt Tem 02, 2007 2:05 am
gönderen Bülent Altuncu
Bu arada, yönetim bu yazıyıda önceki "anamun günlükleri" gibi "önemli" yapıp yukarı taşısa iyi olur.Herhalde görülmüyor yeni yazı olduğu halde. Diğer taraftan Muzaffer amca bu akşam sitenin Altuncu ları listesi yapmış bir başlıkta ( benim yazdıklarımdan haberi olmadığının da farkındayım) , az önce gördüm , inşallah toptan atmazler bizi burdan :D

MesajGönderilme zamanı: Pzt Tem 02, 2007 7:52 pm
gönderen Muzaffer Mustafa Altuncu
Evet amcamın oğlu ne diyeceğimi bilemiyorum.Dilerim sağlıklı kalır ve hep bize böyle şeyler yazarsın.....

Yazdıkların birşeyleri o kadar güzel izah ediyorki..........

Eline-koluna yüreğine sağlık............................................

MesajGönderilme zamanı: Çrş Tem 04, 2007 1:14 pm
gönderen Fatma Ozbilgi
NACI AMCA YUREGINIZE SAGLIK.. ANNELERIMIZ NE YORUCU HAYAT YASAMISLAR BU YASAMI KENDI ANNEMIN AGIZINDAN BIR COK SEFER DINLEDIM HER DINLEDIGIMDE HUZUNLENDIM ONLAR ADINA UZULDUM..
BOYLE GUZEL YAZILARINIZIN DEVAMINI BEKLIYORUZ IYIKI VARSINIZ..

MesajGönderilme zamanı: Cmt Ağu 18, 2007 11:47 pm
gönderen Yusuf Uysal
naci amca yüreğine ve emeğine sağlık.bu yazın bizim için belkide bir kitabe niteliğinde,geldiğimiz yolları bilip gideceğimiz yolları seçmek için.Lütfen devam et

MesajGönderilme zamanı: Pzr Ağu 19, 2007 12:00 pm
gönderen Arslan Kamaoğlu
Naci kardeş,
Allah sana uzun ömür versin.
Annenin yaşamından bir kesiti kaleme döktün.Allah Nurlar içinde koysun.
Çocukluk yıllarıma geri döndürdün.Bu senaryonun içinde bende bir fikuran rolu kendimce canlandırdım sayende. Çok emek vermişsin.Allah razı olsun.Kaleminin mürekkebi hiç bitmesin.Ellerine sağlık.