KUŞMERDE GÜZ BİR BAŞKADIR-EKİM 2006 KUŞMER İZLENİMLERİM

[Sami Ayan]

Sami AYAN
samiayan@mynet.com
samiayan61@hotmail.com



OY DAĞLAR GARİP DAĞLAR!

Güz gelince bir başka olur yaylalar. Garip, sessiz ve hüzün dolu... Hele de hava iyiyse bir başkadır yaylalar. Sanki tüm yaz boyu sakladığı güzelliklerini yaylaya samimi sevdalıları için özenle sergiler güz günlerinde. Tüm izinlerini ağustos ayında kullanan kültüründen emzirdiği evlatlarına nazire yaparcasına güz aylarında kendini yalnız bırakmayan vefalılarına ziyafet gibi sunar güz yaylacılığını. Tıpkı ninelerimizin ambarlarında çocuklarından gizleyebildikleri fındık, kuru üzüm, bisküvi, filobida gibi şeyleri beklenmedik bir misafir geldiğinde çıkarıp ortaya sunması ve her saklananı bulan çocukların "bunları nereye sakladı da bulamadım" manasında bakması gibi.
Geçen hafta sonu yaylalardaydım gene. Alışkanlık ettiğim gibi hemen her hafta sonu -biraz da Şahinkayalılara haber ulaştırma sevdasının kişisel yayla tutkumla buluşmasıyla- yaylaya çıktım bu yaz. Son olarak geçen hafta (7-8 Ekim Cumartesi-Pazar) bu yılın yayla finalini yaptım. Şansıma ve ulaştıracağım resimlerden de göreceğiniz gibi şansınızaki mükemmel bir hava denk geldi bu yayla gezimde. Öğlene doğru İlhan dayımı da alarak eşim ve bizim ufaklıkla koyulduk yayla yoluna doğru. Gökyüzünde bir tek bulutun dahi görünmemesi bu yayla gezimizin en azından hava muhalefetine maruz kalmayacağının göstergesi gibiydi. Önce uğradığımız Yakrop'ta tek başına komculuk yapan ve belki bu geleneğimizin son jenerasyonu, komşuları ile birlikte son temsilcisi olan babama uğradık ayak üstü. Biraz torununu sevdi biraz lafladık ve ramazana özel getirdiğimiz pideleri bırakarak geçtik iznini de alarak yaylaya doğru. "Gel beraber gidelim" demedik. Zira hiçbir zaman vefasızlık yapmadığı hayvanlarının ona ihtiyacı vardı onları yalnız bırakamazdı. Daima göstermelik kavgalı olduğu anamı sormadan geçemedi gene. Bir ümit hafta sonunu beraber geçiririz düşüncesiyle olsa gerek. Köyde işleri olduğunu ifade ettik ve bir isteği olup olmadığını sorarak ayrıldık yanından. "İki kilo toz şeker ve radyoya üç büyük pil getirirsiniz dönüşte, iftar proğramlarını ordan takip ediyorum" dedi. Yakrop'tan Görnek yoluyla ayrılırken Zihni hoca ve Mahmut ustayı selamladık yolda. Güzel havanın da etkisiyle yayıldıkları çimende gelip geçen araçları durdurup sorguya çekiyorlardı ki biz de sorgusuz kalmadı.
-Oleaaaaaaaaaa! Nereye haburdan yokari?
-Yaylaya.
-Yok yaho. Ciddi mi?
-Gerçekten hayden beraber gidelim.
-Ola habu havada vallahi yaylaya gidilur. Helal osun size. Bizum içun da bakun dağlara.
Ayrılıp devam ediyoruz. Görnek'e kadar yolda tek bir araç ve tek bir insan ile karşılaşmıyoruz. Görnek de sakin. Bir korna ile selamlayıp devam ediyoruz. Barma'da ot yüklü bir kamyon sesizliğini bozuyor dağların. Bir de çayırda otlayan birkaç sığır. Hava sıcak ve tamamen açık. Kardelenler fışkırmış çayırlardan. Müthiş bir sessizlik ve sıcak olmasına rağmen -bilenler bilir- rengi güze dönmüş bir güneş eşliğinde devam ediyoruz yolculuğumuza. Vartan'a uğramadan geçmiyoruz. On beş hane tüttürüyor bacasını Vartan'da ve "bayrama kadar buradayız" diyorlar. Benim bir çok hatıram olan bu güzel yaylama ilk defa bu mevsimde uğruyorum. Ve bir başka güzel olduğunu görüyorum bu mevsimde. Hep orada güzlemeyi hayal etmekle haklı olduğumu tastikleyerek komşularla birkaç muhabbetin ardından devam ediyoruz Kuşmer'e doğru. Sultanmurat'ta dükkanların çoğu kapalı. Açık olan üç dükkanın önündeki birkaç kişi iftar hazırlıkları yapıyor. Etrafta otlayan koyunlar güzel havanın tadını çıkarıyor adeta. Dağların seyrine ise doyum olmuyor. Deyim yerindeyse her kareyi fotoğraflamak, bu güzelliği ömür boyu dondurmak istiyor insan. Şehitler tepesi, Mavreyas, Küçük Şinek, Yeni Yayla hüzünle selamlıyor bizi, biz de onları. Limonsuyu'na bir fotoğrafla merhaba diyoruz. Hemen alttaki İspatan'a bakıp önümüzdeki kış için yardım diliyoruz onlara Mevla'dan. Hava iyiyken buralar nefis ama çevirdiği zamanı da biliriz hani.
Yedi Çukurler ve Banduki'yi aşıp Kemer sırtında durana kadar sadece iki araç rastlıyoruz ki onların da biri Bayburt plakalı. Kemer sırtından geriye doğru bakınca güneşin de dönmesiyle oluşan Yedi Çukurler manzarasını yazıya dökmenin imkanı yok herhalde. Oradaki hafif rüzgarın uğultusunu, çimenlerdeki güze dönmüş, sararmış garipliği ve hüznü oradan oturup bakmaktan başka nasıl aktarabilirim ki?
Devam edip Küçük Kemer'den Kuşmer bizi tüm ihtişamıyla karşıladığında saatlerimiz 15:30 civarındaydı. Yaylaya inip konakladıktan sonra klasik yayla ziyaretinin ikinci adımı caminin yanına uğramaktır ki biz de onu yaptık. Turkcell ekibinin aşçısı Delemer'un binasında iftarlıklarını hazırlarken açık olan yaylanın dükkancısı Adnan Kerahmet'i selamladık. İyi ki inmedin? Soru imalı cümlemize: "Habu Turkcellcileri bekleyurum ineceğum" cevabı geldi. Zaten boşalan dükkan raflarının asgari ihtiyaçlara bile tam cevap veremeyecek durumda olması inmeye hazır olduğunun göstergesiydi. Kasap İslamoğlu Osman bir ciğeri Murut Zekai'ye pazarlamakla meşguldü. Oradan çayıra doğru indim. Küçük Kemer'de inip kestirmeden çayıra geçen dayımla buluşacaktık çayırdaki çeşmenin yanında. Kamali'da açık olan Enver Yarımağa ile lafladık. Ne zaman iniyorsun dedim. "İneceğum artuk iki gün sora" dedi. Hava iyi, kalmayacak mısın? diye üsteleyince: "Havaya bakma! Bilsem hep boyle kalacak yayladan hiç inmem ama bundan sonra ne olacaği belli olmaz. Bakarsun birden karişur ortaluk" diye cevapladı. Hayvanlarıyla risk almaya gerek yoktu ki haklıydı. Kamali'dan Çuğuyurdi'ya doğru biraz yürüyüp yaylayı resimledikten sonra çayıra dayımla buluşmak için sözleştiğimiz noktaya doğru gittim. Güya keklik buluruz diye dolaştık ama kanatlı bir canlı, bir sinek bile rastlayamadık. Celep deresinde terkedilmiş arıcı kulubeleri, Çatmada sararmış armut ağaçları ve kevenleri izledikten sonra döndük yukarıya doğru. Cumartesi olması nedeniyle yaylanın şenlendiği, balık avlamak için dereye doğru gelenlerden belli oluyordu. Tekrar yaylanın girişine çıktığımızda Güner Ayal'ı elindeki tor ile balık avlamaya çalışırken görüntüledik. Bir şey tutamadı ama vakit geçirmiş oldu iftara kadar. Yaklaşık otuz yıl sonra yaylada açacağımız ilk iftarın heyecanı ile eve çıktık. Kuşmer'de gün batımı eşliğinde ve Bayburt saatine göre yaptığımız iftarın menüsünün bir önemi yoktu. Yaylada olması yeterliydi. Ama menü de fena değildi doğrusu.
İftar sonrası Moldova maçı ve gece üçe kadar süren muhabbet... Ardından nefis bir yayla uykusu. Sabah biraz geç kalktık ama itiraf etmeliyim ki o güzel havada uyuyarak geçirdiğimiz her saniye zarar hanemize işledi. Dayımı uykuda bırakıp dağlara doğru çıktım kalkar kalkmaz. Önce baz istasyonunun olduğu yerden, sonra Komarluktan baktım Kuşmer'e ve fotoğrafladım Şurlular için. Yukarıdan bakıldığında sararmış ağaçlardan ve dağların sararmış ve sığırlardan yoksun olmasından başka bir güz emaresi yoktu. Ip-ıssız Cumavank'a karşı Kuşmer oldukça şenlikti. Sadece yirmi hane şenlik olmasına rağmen günübirlik ziyaretlerle cıvıl cıvıldı. Doğrusu yaylanın içerisinde kapalı pencereler olmasa güz olduğunu anlamak güçtü. Hele Pazar günü caminin yanı yaylanın yaz günlerini aratmayacak derecede şenlikti. Öğleden sonra yavaş yavaş boşalmaya başlayan yayla kararlı ve istikrarlı yaylacılarına kalıyordu gene bir hafta sonunun ardından. Doğrusu hava böyle sürdüğü müddetçe Kuşmer'de kalanları kıskanmakta her Şurlu sonuna kadar haklıydı. İftara iki saat kaldığında Kuşmer'e Kemer'den bir daha baktık ve köye doğru yol tuttuk. Seneye kadar özlem biriktirmek üzere...

[Fatma Ozbilgi]

Sami ne yalan soyleyeyim acayip kiskandim seni, yerinde olmayi herseyden cok isterdim, herseyi okadar guzel ifade ettinki yuregine saglik diyorum, resimleride eklede tam olsun.........

[Sami Ayan]

Yazı ile ilgili resimler www.sahinkayakoyu.com ana sayfasında.

[Mustafa Mechul Ayal]

merhaba araştırmacı-yazar sami ayan, resim yazı ve benzetmelerinle olayı çok iyi anlattın bizlere daha yeni ayrıldık oralardan ama gene gariplanduk oraları, ne dersun yani brakalum işi güci yerleşelum yaylaya mezireyemi. dağlara garip deyusun ama asıl garip olan insanlar gibi geluyu bana. evet biz hissedemesekte dağlarında kendine ait bir garipliği vardır ama esas beşer gariptir, yazı ve resimlerinle herkesi soktun şizofren bir hale. hade bakalum bu sefer ne zaman çıkaruk melankolık durumdan. yaylaya gidemesenda yakroba gidersun oranun resimlerini yolla bize orasıda bir nevi yayla sayılur. bu arada güner balık tutamadı deyusun. benden sana demesi o güner kesin tuttuğu balukları sizden gizledi. akşam tek başına yemiştur oları. kendine iyi bak dasvidanya(Allaha emanet ol)

[sabahattin yazar]

slm ben dayı ben sabahattin çok güzel bir yorumdu fakat resimlerinide koysaydın iyi olurdu oralardan yeni gelmeme ragmen oraları özledim
dagların resimlerini koyarsan çoooooooook sevinirim

[Fatma Ozbilgi]

Sami galiba usenmis resimleri buraya eklemye anasayfaya ekleburaya ekle bizde cok sey istiyoruz ha,samiye yardim edeyim dedim ve resimleri ansayfadan kopyaladim ve buraya ekliyorum................

[Sami Ayan]

Fatma hanım zahmetin için teşekkür ederim. Ama bizim üyelerin az bir emek sarfedip ana sayfayı bir turlamasını istemek çokmu. Bu kadarını da yapmak zor geliyor bazılarına maalesef.

[Fatma Hicran Toplaoğlu]

Sami Abi haklısın..

Ama eminim bunu okuyan üyeler gidip ana sayfadan resimleri bakmıştır en azından ben öyle düşünüyorum. Ama anasayfadan sana teşekkür edemedikleri için burdada görmek istemişlerdir resimleri.. Sen elinden geleni zaten yapıyorsun.. UZak memleketimizi bize yakın ediyorsun. Allah senden razı olsun başka ne denebilirki çok hoygeresun..

Resimler çok güzel yorumlerın çok güzel..Emeğin için sonsuz teşekkürler..

Saygılar

[Murat Mutlu Kazancı]

Çayırlıdan Heskese selam resimler güzeldi.

ellerinize sağlık.

[Fatma Ozbilgi]

Merhaba sami inan benim icin hic zahmet olmadi seve seve ekledim, haklisin uyelerimiz resimleri gormek icin anasayfaya bakabilirlerdi, ama yazinin altinda olmalari bence daha guzel ondan buraya ekledim daha baska anlamli oldu yazin...

[Mehmet Zeki Sarı]

abi on numera resimler valla ellerine sağlık yayalayı hiç bu kadar esrarengiz ve güzel görmemiştim teşekkürler

[Caner Topaloğlu]

anasayfada görmüştük resimleri ama hazır başlığı da bulmuşken bi teşekkür edelim dedik....

Resimler çok güzel.Eline emeğine sağlık....

daha çok var di mi yaza

[Cevdet Durgun]

Sevgili Kardeşim Sami;

Aslolan niyettir. Eğer yürek samimiyse; gözler ve sözler niyetleri dışa vurur. Bu fotoğrafları çeken ve bu yazıyı yazan gözlere ve yüreğe hürmetlerimi sunarım.

Saygılarımla.