KUŞMER yaylamız geçmişte büyüklerimizin maddi manevi çok büyük uğraşıları ve fedekarlıkları sonucunda köyümüze kazandırılmış bir yayladır.KUŞMER yaylamızın hernekadar köyümüz ana sayfasında tarihçesi ile ilgili kısada olsa bir tarihçesi varsada bende kısaca bu tarihçeden bazı alıntılarla başlamak istiyorum.Babmdan aldığım bilgiler ışığında;Şahinkaya köyü ayrılmadan evvel yani şinek harheş ve şur birlikte bir köyken bizim en eslki ortak yaylamız Sarıkaya yaylasıydı.Osıralar şuandaki kuşmer yaylamızda Rızeliler yayla yapıyormuş.Sonradan Rizeliler bir şekilde bu yayladan ayrılmak zorunda kalınca Kuşmer yaylasını bizim köylülere tavsıye ederek bu yaylada yaylacılık yapmamızı söylediler.Bilerde şuanda BALESTAR denilen mevkide konuçlanarak yaylacılığa başlayarak belli bir zaman Gümüşhaneli Pulur beylerinden kiralanarak yağ peynir karşılığı kira ile Kuşmerde yaylacılığa devam edilmiştir.Kısa olarak yazmak istiyorum.Daha sonraları bazı mülkiyet sorunları ile yoğrularak 1900 'lü yıllara kadar gelinerek yanılmıyorsam 1939 yılında İsmet paşanın cumhur başkanlığı döneminde adam başı (bir rivayete göre)20 kırmızı lira verilerek yaylamızın tapusu dönemin bakanlar kurulu kararıyle köy tüzel kişiliği adına yayla olarak tesçil edilerek bu günekedar mülkiyeti muhafaza edilmişltir.Muhtarımız Adil AYALDAN aldığım bilgilere göre 366 kişi tarafından bu yaylamıaz satın alınarak bizlere miras olarak bırakılmıştır.Kuşmer yaylamız her şurlunun gerçek tutkusu ve yaşantı biçimidir.....!!!!
YAYLAMIZIN TARİHİ GELENEK VE KURALLARI....!!!
1-)Kuşmer yaylamız yalnız şahinkayalılara aittir:Kuşmer yaylasında başka köyden veya beldeden kimse gelip ev yapamaz,inek getirip yaylatamaz...!!!Bu yaylayı satın alan o 366 kişinin nesli ve sülalesi bu yaylada ev yapabilir ve hayvan yaylatabilir.Bu insanların dışındaki insanların hayvanları'ELMALI'diye anılır ve yaylaya sokulmaları kesinlikle yasaktır ve çok ağır müeyyideleri vardır.Örneğin:Kuşmer yaylasının alımında katkısı olmayan bir kimse bizim köyde otursa bile ki o sülaleler köy ihtiyar heyetince bilinir;eğer kuşmere gelip gizli saklı inek getirilirse önce sert bir şekilde uyarılır ve para cezası kesilir...Tekrarı halinde o inekler tesbiti halinde köy ihtiyar heyetince elkonulur ve kesilerek o hayvanın eti satılır ve parası sahibine iaade edilir...!Burada isim detayına girmiyorum ama ben hatırlıyorum böyle bir olayı.Yaylayı satın alan bu 366 kişinin dışındakiler ancak kuşmere misafir olarak gelip kalabilirler.Yaylacılık gayasiyle aslaaa....!!!
2-)Kuşmerimize mallarla kararla çıkılıp inilir:Yaylamızda yaylanan mallar köy ihtiyar heyetince imzalı alınan bir kararla çıkılır ve inilir.Yayla çıkım zamanı heyet kararını köyün uygun biryerine asarak ilan eder ve okaradan birgün evvel dahi yaylaya çıkılmaz.Hatta büyüklerimizden dinlediğimiz anılarında:Hasbel kader 1-2 sat önce kuşmer sınırına gelıp ertesi günün başlankıcı olan gece 0024 'den evvel sınıra girilmez beklenir saati gelince yaylasınırına girilirdi.Aksi durumda erken girenlere mal başına ceza kesilirdi.Şunuda belirtmek isterimki bu cezalar asla gereksiz değil mutlaka haklı bir mantığa dayanıyordu,Şöyle:Eskiden hayvanlar çok olduğundan bazı açık göz köylüler önceden gelipde yaylanın yaylimini(otunu) bitirmesin diye alınan haklı bir karardı.
3-)Kara güzünde yayladan inimde aynı ortak kararla inilir.Bundada muhtar ve heyet ortak bir kara alınırve imzalanıp ilan edilir.Bu karardan önce inenler yine hayvan başına para cezasına çarptırılırve tahsıl edilir.Bu karardaki mantık şudur.Kimse kafasına göre erkenden inip henüz kesilmemiş köy çayırlarına zarar verip komşusunu rahatsız etmemekti.Ancak zaruri hallerde(hastalık,ölüm) illaki ineklerle inilmesi gerekiyorsa muhtardan izin alarak vede köyde ineğini ahırda saklamak kaydıyle inebiliyordu.
4-)Yayla çayırı ortaktır.Yaylayı ilk önce satın alan 366 kişinin sayısı kadar hisse vardır.Bu sayı haşa kuran ayeti gibi değişmez değiştirilemez..Yıllardır 366 kişi olarak gelmiştir.Bu sayı ne 365, nede 367 kişi olabilir...Bu sayının artımı çok çok yüksek maddi değerlerlede artamaz.Bu durum geçmişte bu yaylayı bin bir meşakatle alınan kişilere çok anlamlı bir saygıdır,bir değerdir....Yayla çayırında herkesin hissesiksdar yeri var ama hiç kimsenin yeri belli değildir... Ben bu duruma tam sosyalist düzen diyorum.Sanırım bu gelenek 250 senedir devam ede gelmiştir.Yanı sovyet rusyadan önce sosyalizm bizim yaylamızda uygulanıyordu...Kimbilir belkide ozamanki sovyet rusya belkide bizim KUŞMERDEN bu doktrinin temelini almıştır(!!!!!).Yayla çayırı kocakarı çayırı,orta çayır ve aşağıki çayır diye üçe ayrılır ve sıraile kesilir.İlk önce koca karı çayırı kesilir.Bu çayıra kocakarı çayırı denmesinin esprisi daha çürük çayırı tam başlamadan yanı asıl köydeki kızlar gelmeden yayladaki yaşlı nenelerimiz kesmeye başladığından 'KOCA KARI' çayırı adını almıştır.Yayla çayırımız kesilirken mahalle mahalle ayrılarak kesilir.Buna'pardiya' denir.Aynı anda başlanır kesilmeye.Kim erken padiyasını bitirirse silahla mermi atar hem kutlar hemde erken bitirdiğini ilan ederek diğer 'PARDİYALARA' hava atar.Her pardiyanın bir onbaşısı olur ve opardiyadaki düzen ve oteriteyi sağlar.Çalışmayanları kaytaranları ıkaz eder,hatta çalışmamaya devam edeni çayırdan men eder ve hissesine düşen otu alamaz.Herkes hissebaşına çayıra bir kişi göndermek zorundadır. Eğer iki hissesi var ise iki kişi göndermek zorundadır.Bu kişiler iş görebilen yani ya orakla kesen olgun bir kadın yada kerenti lile kesebilen ergin bir erkek olmak zorundadır.Yani hisse başına çoluk çocuk iş göremeyen küçük fertlerin gelmesi halinde onbaşı ıkaz eder ve senaileden git daha iyi iş gören biri gelsin diye ikaz eder..Bundaki espride şudur:Adaletli olmak;Yani:Hisse başına bir aile yetşkin birini gönderirken diğeri açık gözlük yapıp iş görmeyen birini göndermesini adaletsizlik olarak görüp müdahalesidirki buda çok isabetli bir durumdur.Pardiyalar çayırda bölünürken bu konuda uzman ve deneyimli kişilerden oluşan bir heyet marifetiyle çayırın bütünü incelenir ,ot durumu bakılırve adaletli birşekilde bölünme yapılır ve buna rağmende yinede adaletli olsun diye pardiyalar arasında kura çekilerek yerler belirtilir...!!!Dikkat edilirse her kural mutlaka adaletli olunması için getirilmiştir...Buda çok manidardır.Her pardiyada kesim ve ot bağlama işleri tamamlandıktan sonra desteler sırayla peşpeşe dizilir ve pardiyanın hisse ismi listeye göre çağrılarak hisse başına kaç deste düşüyorsa dağıtılr ve herkes ot yükünü sırtına alarak yaylaya gider.Her yıl hisse başına muhtarlığın belirlediği bir çayır parası vardır.Bu hisse başına belirlenen parayı vermeyen hisse sahipleri bizzat çayır kesmeye katılsalar bile bu belirlenen çayır hissesi parasını muhtarlığa vermek zorundadırlar.Vermeyenler ot dağıtımı yapılmaz.Belirlenen çayır parası çayır korukçusu ve diğer çayır giderleri için(ARK AÇMA,ÇAYIRDAN TAŞ TOPLAMA....gibi) giderlerdirler.Yaylamızın ortak çayırı ben bildiğim kadarıyle cıvar yaylalada olmaya çok ilginç dediğim gibi tam bir sosyalıst düzen geleneğini andırıyor.Bu adetin kayıt altına alınması gereken önemli ve çarpıcı olaydır.Çayır kesiminde bunu dışında çok değişik sosyal diyaloglarda vardır.Çayır kesilirken özellikle gençler horon oyunu oynarla.Buhoron oyunu akşamları çayırdan dönerken belli yerlerdeki horom düzlerinde durarak kızlı erkekli yapılan horonlardır.Çayır yolunda üç adet horon yeri vardıki bunlar:Aşağı horon düzü Gağur kullesinin hemen yanında;Orta horom düzü;Palestar ırmağının kanarında;Birde yukarı horom düzü;Yaylanın hemen çayır çıkışında koca karı çayırını karşısına kalıyor.Bu horon düzlerinde horom yapacak gençler çayırdaki işlerini biraz ağırdan alarak birazda yolda gelirken yavaş yürüyerek anne baba amca dayı ve diğer yaşlıların önden gidip yaylaya varmalarının saygının bir göstergesiydi.Hatta yakın akraba ve yaşlılarda bilerek birazda aceleci adımlarla bu horon yerlerinden geçerek giderlerdiki gençler rahar oynasın ve sıkılmasınlar.İşte böyle karşılıklı anlayış ve jestlerden sonra horomyerine toplanan gençlerin belli bir düzen içinde kızlarla horom edebilmesi için sözü dinlenir erkeklerden bir gardiyan seçilerek horom düzeni kurulur.Horomda kural olarak üç kız seçilerek ayağa horom için kaldırılır.Eğer kız sayısı yeterli ise ikinci hatta üçüncü posta kız kaldırılırki her genç horom edebilsin ki fazlada geç kalınmadan yaylaya gidilecek.Çünkü hernekadar büyükler bu horom oyununa izin verselerde çok geç kalınmasınada sıcak bakmazlardı.Bundenle fazla kız postası erkeklerin daha fazla horom yapması demekti.Üç kişilik posta halindeki kızların eline heriki baştan birer erkek delikanlı belli bir usturup içinde kızın eline girer vehorome devam ederdi.Belli bir horom zamanından sonra başka bir erkek delikanlı posta başındaki kızın elinde horom oynarken arkasına gelipyumuşak bir elhareketi yaparak artık yeter senden sonra benim sırada diyerek kızın elini alır ve oyuna devam ederdi.Tüm bu hareketve organizasyonlar horonu yöneten gardiyan denen patronun bilgisi dahilinde olur, kimse kendiliğinden kafasına göre kız postalarında oyun oynayan kişiyi sen ayrıl ben oynıyacağım diye değiştiremez.Üçlü posta halinde oynayan kızın eline giren delikanlı kesinlikle kuraldır iki parmağından fazlasını tutamaz.Tutarsa kızda bunu kabullenmezse oyun oynayan kız oyunu bırakır ve oyun bozlurdu.Eğer düzeni sağlıyan gardiyan gardiyan böyle uygunsuz bir hareketten dolayı oyunun bozulduğunu hissederse kavgaya kadar giden hoşnut dışı olaylar olur ve seyir dağılır vede okişiye birdaha oyılki horonlarda oyun oynatılmazdı.Eğer postada oynayan kız eğer eline giren kişiyle sevda bazında gönül ilişkisi varise üç parmağını kimseye çaktırmadan verir ve oyuna devam edilir kimsede buna müdahele edemezdi velevki üç parmak fark edilse dahi ;Okızın tercihi denilerek oyuna devam edilirdi....
5-)Kuşmerde bulunan inekler başı boş otlatılmaz mutlaka birkaç çoban marifetiyle beklenilerek otlatılırdı.Yaylada bulunan ineklere heryıl 3 veya 4 sığır çobanı tutulur ve yönlere göre otlatılırdı.Yani kimsa kendi isteğine göre ineğini istediği yöne gönderemez.Hersabah çoban başı yüksek biryere çıkarak o gün hangi yönü beleirlediyseler o yöne hayvanların gitmesi için ilan yapılır.
-SOKOMARLUK ELAMSİDE SO KOMARLUUUUUUUK.....!!!!
Yaylamızda hayvanların münavebeli yani sıra ile düzenli otlatmak için 5-6 yön vardır.1-ÇUKUYURDİ 2-KEMER 3-KOMARLUK 5-AMBARTAŞI Birde çayırlar kesilince 6-BOĞAZ...Hersabah belli yönlere nahır yönlendirilerek meralar otlatma yönünden tahribat fazla olmuyor ve meraların ot verimi yayla sezonu boyunca süreklilik arzetmektedir ki buda atalarımızın koyduğu bu düzen kuralı ziraat fakültelerinde des konusu olarak okutulmaktadır....Çobanlara herhane her sabah yemek vermesi bir diğer gelenektir.Çobanların ilan ettikleri yönün dışında ineklerini gönderen evlerin kaybolan sığırlarından mesul olamazlar.Ancak çobanın dediği yönde giden ineğin kaybolması veya akşam eve gelmemesinden çoban sorumludur ve hane sahibi ile kaybolan ineği komşu yaylalar dahil bulanakadar gezmek ve aramak zorundadırlar..Çobanlara heryıl belli bir para inek sayısı ve çobanlığın maddi pazarlığına göre sığır başına bölünerek toplanır ve verilir...
6-)Yayladaki evlerden hane başına belli bir para toplanıp kışın yaylayı bekleyecek yayla korukçısın verilir. Ev parası toplanırken evin büyüklüğü ve konforuna göre üç tip ev şekli seçilerel( A ),(B),(C) katokorilerine göre bedel alınmaktadır.Yayla ıssızken evlerden kaybolan eşyalardan korukçu sorumludur gerekirse tazmini yoluna gidilir yani alacağı paradan kesilir.
7-)Yaylada yapılan evlerin bahçelerinin büyüklüğünde köy ihtiyar heyetince belirlenen alan kadar bahçe ve ev yeri ayrılabilir.Buda 250m. karedir.Yani ev ve evin yanındaki bahçe 250m. kareyi geçemez. Geçerse duvar derhel sorgusuz sualsız yıkılır.(ancak yaylada eksik olan bir kural varki oda mutlaka yaylamıza kat sınırlaması getirilmesi lazımdır,herkes heryere istediğikat kadar atmamalıdır.Ev yeri tesbitinde muhtarlığın gösrediği yerler dışında ev yapımıda yasaktır.

9-)30-35 Sene evvel yaylamıza çalışan üstü açık kamyonlar Cumartesi ve Çarşamba günleri düzenliyaylaya yük veinsan taşırlardı.Köye ait olmayan kamyonlar yaylaya yük taşıyamazlardı.Buda yaylamızın önemli kurallarındandı....!!!!
Sevgili hemşerilerim....
Burayakadar KUŞMER yaylamız ile ilgili öteden beri gelen örf,adet;gelenek ve göreneklerimiz ile yerleşik tarihi kuralları dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım.. Bu kurallardan unutulan veya şuan işlerliği olmayanlarda olabilir.Ama geçmişte atalarımız bu kuralları köyümüzün ve yaylamızın menfaatı ve sağlıklı geleceği için tavizsiz uykulamışlardır.Bunların unutulmaması ve gelecek kuşaklara nakli için ve de faydası olur düşüncesiyle acizane kaleme aldım. Unutulan veya eksik yazılan veya benim hatalı bildiğim kurallarda olabilir..Mühim olan bunların yazılıp arşivlenmesidir.Bende bu amaçla emek vererek yazmaya çalıştım...!!!AslındaŞahinkaya derneğeimize yazdığım dilek ve isteklerdede bu yaylamızın gelenek ve görenekleri ile unutulmaya dönmüş kurallarının kitaplaşarak birazdaha kapsamlı yazılı belgelenmesiydi...!!İnşallah kabül görerek yazılı metin haline getirilir..Aslında bu gibi değerlerin ve yerel kültürel bilgilerinde basılarak yani nesile dağıttırılıp okutulmalı ve köyümüz ve yaylamızın kültürü devam ettirilmeli ve yaşattırılmalıdır acizane kanaatimdeyim....!!!
Soluyacak temiz birhavanın,içebileceğimiz temiz bir suyun gittikçe azaldığı vede önem arzettiği çevresel felaketlerin kapıda olduğu bir zamanda tarihi değeri olan KUŞMERİMİZİN değerini bilelim ve ona sahip çıkalım.....!!!!!!!!