YENİ BİR SAYFA İLE DÖNECEĞİM DEDİM VE DE DÖNDÜM!!!!

[İhsan Şahin]

SÜNDÜRME BENİ
(Adnan Ayaz beyefendiye)



Dost dediğin hisseder dostunun acısını
Merasime gerek yok, söze yendirme beni
Gönül Allah’tan diler hastanın şifasını
O günleri bilirim , geri döndürme beni

İmtihan dünyası bu; işte senin finalin
Ne söylersen söyle çok büyütür vebalin
Hastalara iyi bak şen olsun istikbalin
Hayal-i sukut olup, dosta yandırma beni

Ağaç yıkılmayınca belli olmuyor yeri
Şehid kanından temiz, ana babanın teri
Pişman olsan fayda yok, giden dönmüyor geri
Bir sevdadır yanarım sakın söndürme beni

[İhsan Şahin]

Dargınım

Her şeyiyle kelepir satılıyor bu vatan
Bakıpta göremeyen gözlerime dargınım
Haksızlık karşısında şeytandır sessiz kalan
Kimseye ulaşmayan sözlerime dargınım

“İnat geldi göz karardı” tanımam kimseyi
Doğruyu söylemeyen dillerime dargınım
“İnat gitti yüz kızardı” kapadım perdeyi
Mühürü yanlış vuran ellerime dargınım

Son durakta son kez, son otobüse binerken
Geride bıraktığım izlerime dargınım
Vatan millet bağırıp sokaklarda yürürken
Ağrıyıp sızlamayan dizlerime dargınım

Anıt diktim kalbime henüz gonca çağında
Bildik reha vermeyen güllerime dargınım
Ne gül kaldı ne de gülistan gönül bağında
Umudumu bitiren güzlerime karşıyım

[İhsan Şahin]

İş işten geçtikten sonra


Yakamız yan yana gelir mi bilmem
Milleti bu şekil gerdikten sonra
İçimde biriken kinimi silmem
Bunca rezilliği gördükten sonra

Demokrasi dedik sattık toprağı
Gerilim yaratır indir bayrağı
Kürt’lere buyurun açılım kıyağı
Amerika emir verdikten sonra

İşçiler yürüyor memur ayakta
Ekonomi bizde zaten batakta
Ağalarla beyler panik atakta
Beyimiz ”has-tir” i yedikten sonra

Kim demiş bu işler düzelir diye
Milletin umudu kayboldu niye
Suçları yükledik siyah kediye
Fareler ambarı deldikten sonra

Hacaloğlu derki yaşımız elli
Soyumuz sopumuz çok şükür belli
Bundan sonra neye yarar teselli
Müebbete mahkum olduktan sonra

[İhsan Şahin]

Ordu Millet el ele


İstanbul’u fetheden bu ordu değil miydi
Peygamber övmüştü ya, şimdi size ne oldu
İslam’ın son ordusu, bu ordu değil miydi
…..Peki ne oldu şimdi, dillere doladınız
….Yargısız infaz ile mahpusa yolladınız

Saldırın şu orduya, emir büyük yerlerden
“Taraf”oldu bir kısmı, mason biraderlerden
Asrın nemrut’u dedi karanlık köşelerden
….Size verdiği emir; bu orduyu bitirin
….Bu ordu Türk ordusu şerefini yitirin

Dört bir koldan sardınız, dinli ile dinsizler
Öndeki densiz ile arkada edepsizler
A.B.D kucağında oturan şerefsizler


….Keser döner sap döner, elbette devran döner
….Hainlik ve ihanet asla değildir hüner

Ordu dediğin nedir, bir ülkenin namusu
Vatana düşman olan hainlerin kabusu
Elbette ki ondadır bu ülkenin tapusu
….İşbirlikçi siyaset pazarladı vatanı
….Orduya saldırırken sızlamadı vicdanı

[İhsan Şahin]

Sağ olunuz efendim



Sağ onlunuz efendim, sağ onlunuz çok yaşa
Nasihate ne gerek… musibet getirdiniz
Uyuyordu bu millet, aklı gelmiştir başa
Açlıkta sefalette hizaya getirdiniz

“Hamdolsun” “teğet geçti” gelmemiş yanınıza
Nice mülkler işlendi ailecek tapunuza
Karada ve havada ölüm yok topunuza
Gemiciği yükleyip karaya getirdiniz

Bir açılım tuttunuz yeni gelin hevesi
Mecanen kayırdınız Türk olmayan herkesi
Bu oyunu oynayın kapanmasın perdesi
Bir intikam hissini sıraya getirdiniz

Der Hacaloğlu, ne dindarsınız ne de dinli
Hafif meşrep kadın gibi, fazladan da zilli
Ne edep var ne haya, üstelik sivri dilli
Dini istismar edip paraya çevirdiniz

[İhsan Şahin]

Bu gençlik bizim değil




Bu nesil bizim değil, bu mu Asım’ın nesli
Bu milletin evladı bu kadar ruhsuz değil
Terbiyeden bi haber, saza caza hevesli
Fatih’in torunları böyle şuursuz değil

Bu gençler eğitimsiz, bu gençler sinir küpü
Patladı patlayacak sanki LPG tüpü
Fitili ateşleyen masum bir kiprit çöpü
Analarla babalar hepten kusursuz değil

“Ağaç yaşken eğilir” boşuna dememişler
Vatana dine dair, bir sevgi görmemişler
Uyu uyu yat uyu, okula göndermişler
Tek başına Türk genci böyle onursuz değil

Bir yol bul dön köşeyi, sen de hayata atıl
Kurallara bağlanma gönlüne göre takıl
Ne yapsın ki Türk genci böyle verilmiş akıl
Yavuz’un torunları böyle gurursuz değil

[İhsan Şahin]

Dinciler Müslümana benzemiyor ne dersin


İsterseniz buyurun birer birer sayalım
Din adına dinsizler çoğalıyor ne dersin
Dinci ile dindarı yan yana bir koyalım
Dinciler müslümana benzemiyor ne dersin

Her cemaat kendine ayrı ayrı din kurmuş
Ağlayıp sızlayanlar dininin şeyhi olmuş
Cahilden cüheladan bir sürü mürid bulmuş
Hakikati hiç biri sezemiyor ne dersin

Din adına dinsizler kuruyorlar tarikat
Hedefleri paradır değişmeyen hakikat
Çok geniş düşünürsek din önüne barikat
Kurdukları tuzaktır görünmüyor ne dersin

Her cemaatin yurdu sanki sultan sarayı
Nereden buluyorlar acep bunca parayı
Allah’ın dinini bölüp , kanatırlar yarayı
Saf Müslümanlar bunu çözemiyor ne dersin

Allah birdir, Resül hak, İslam bizim dinimiz
Bölene böldürene dinmez bizim kinimiz
Sizin olsun o yurtlar Cami bizim evimiz
Yurttan Camiye kadar gezemiyor ne dersin

[İhsan Şahin]

[b]Şiir okumak, şiiri yazmaktan daha önemlidir)


Yakar baştan başa alemi


Gözlerim dolu iken; ah etme mi diyorsun
Gayret edip tutarım içimde ki alevi
Gözümde tüten sıla ateşi biliyorsun
Bir kıvılcımı yakar, baştan başa alemi

On yıldır kanlı yaşlar döker benim gözlerim
Gün batımı nutkum tutulur çıkmaz sözlerim
Yeter artık yoruldum ben sılayı özlerim
Mazlumun ahı tutar, baştan başa alemi

Sılayı andıkça bir hararet basar öyle
Yedi deryayı içesim gelir bütünüyle
Vuslata dair bana ne olur bir şey söyle
Zalim gurbet yutar, baştan başa alemi

Yaşlarım boşanır göğsümün dağı üstüne
Sanki yağmurlar düşer çorak toprak üstüne
Bülbülün nağmeleri kırmızı gül üstüne
Bir demet güle satar, baştan başa alemi[/b]

[İhsan Şahin]

ÖZLERİM BİRER BİRER ESKİ ANILARIMI
(Şiir okumak, şiiri yazmaktan daha önemlidir)


Yine akşam oldu, gece sessiz ve karanlık
Bu bitmeyen geceler tüketir dermanımı
Gönül muhabbet ister bulamadı seyranlık
Anarım birer birer eski anılarımı

Bu hayat kavgasında çilelerle dolmuşuz
Bir dilim ekmek için özümüzden kopmuşuz
Hani nerede gençlik, biz ihtiyar olmuşuz
Sorarım birer birer eski anılarımı

Masumane o günler şimdi geçer mi ele
Ambarları tükettik borca da girdik bile
Pişmanlıktan başkası artık gelmiyor dile
Yoklarım birer birer eski anılarımı

Bu mudur medeniyet, teknoloji dünyası
Saygısızlık diz boyu edepsizlik furyası
Maddeye bağlı çıkar bu zamanın rüyası
Yazarım birer birer eski anılarımı

Hep helali aradık düşünmezdik haramı
Arsıza ,hırsıza , ruhsuza vermezdik selamı
Gurbet elde naçarım sıla deşti yaramı
Özlerim birer birer eski anılarımı

[İhsan Şahin]

Beledi-ye, Mali-ye, Türki-ye


Yeyin beyler siz yeyin doyurun karnınızı
Sizin ki rüşvet değil,bizden size hediye (!!!)
Reis bey tınlamayın yürütün şanınızı
Kim koymuşsa tam koymuş ismini Beledi-YE

Paranın babasıdır dağıtır kısım kısım
Yatırımda, teşvikte eş dost akraba hısım
Yeyin beyler korkmayın olmayız size hasım
İsmi ile müstesna bunun adı Mali-YE

İçeriden biz yedik dışarıdan ecnebi
Yedik yedik bitmiyor nedir bunun sebebi
Bu milleti çalanın ne dini ne mezhebi
Yeyin domuzlar yeyin, size kaldı Türki-YE

[İhsan Şahin]

Nasihat
(şiiri okuyabilmek, şiir yazmaktan daha önemlidir)

Bir nasihat yazayım kara kaplı kitaptan
Evlenince kız alın, dul almayın ocaktan
Öncesiyle üç olur atılırsın yataktan
Kavradıysan bu sözü ikinciye geçelim

Paran yoksa kimseye sakın olasın kefil
O sürer sefasını sende olursun sefil
Dalga geçer dostların ederler seni rezil
İki küpe kulakta üçüncüye geçelim

Dost arkadan konuşmaz darılma ona sakın
Bir meclise girersen önce edebin takın
Namert ile görüşme uzak dur olma yakın
Yüzün kaldıysa artık dördüncüye geçelim

Dibi görünmeyen sinsi kuyudan uzak ol
Karıdan gelen mala tutma, ondan uzak ol
Yıldızı solmuş hafif meşrep duldan uzak ol
Anlamadıysan artık beygirciye geçelim

[İhsan Şahin]

Sabır
(şiiri okuyabilmek, şiir yazmaktan daha önemlidir)
Karanlıkların gizlediği göz yaşlarıma
Issız köşelerden yankılanan sözdü sabır
Moral oldu cesaret geldi umutlarıma
Hayatın gerçeklerine diyorum ki ya sabır

Nefsimizin bitmek bilmeyen arzularına
El ve gözümüzün sayısız günahlarına
İns ve cinsin kurduğu şeytan tuzaklarına
Yılmadan yıkılamadan diyorum ki ya sabır

Yaşlanan ana baba ve atalarımıza
Allah’tan şifa bekleyen hastalarımıza
Yanlış yola saptırılan evlatlarımıza
Şefkat ve merhametle diyorum ki ya sabır

Gözlerin şahit olduğu maskeli yüzlere
Kim nankörlük ederse verilen nimetlere
Kulluğu unutup ta anka görünenlere
İslah etsin yaratan diyorum ki ya sabır

Hacaloğlu sen yazdın çatlarsa sabır taşı
Bu zaman ahır zaman oynar gözüyle kaşı
Yalan dolan hilenin artık kalmadı yaşı
Sen bozma ihlasını diyorum ki ya sabır

[İhsan Şahin]

Nasihat


Bir nasihat yazayım kara kaplı kitaptan
Evlenince kız alın, dul almayın ocaktan
Öncesiyle üç olur atılırsın yataktan
Kavradıysan bu sözü ikinciye geçelim

Paran yoksa kimseye sakın olasın kefil
O sürer sefasını sende olursun sefil
Dalga geçer dostların ederler seni rezil
İki küpe kulakta üçüncüye geçelim

Dost arkadan konuşmaz darılma ona sakın
Bir meclise girersen önce edebin takın
Namert ile görüşme uzak dur olma yakın
Yüzün kaldıysa artık dördüncüye geçelim

Dibi görünmeyen sinsi kuyudan uzak ol
Karıdan gelen mala tutma, ondan uzak ol
Yıldızı solmuş hafif meşrep duldan uzak ol
Anlamadıysan artık beygirciye geçelim

[İhsan Şahin]

Biz bir orman gibiydik eskiden
(şiiri okuyabilmek, şiir yazmaktan daha önemlidir)

Bir beden küçük dünya, sığamadık içine
Yıllar yılı gurbete mahküm eyledi bizi
Tövbe olsun karışmam şu feleğin işine
Yollara taşlar koydu, duvar eyledi bizi

Bir ormandık eskiden el ele dallarımız
Vurdu kırdılar bizi, dal oldu sallarımız
Yüz bir parça eyledi, ayrıldı yollarımız
Yakamızdan düşmedi, adres belledi bizi

Biz izin vermeseydik güneşin ışığına
Kim hayat verecekti memleket toprağına
Şimdi kargalar konar bahçesina bağına
Her önüne gelene tuttu söyledi bizi

Karşılıksız sevmiştik bu mübarek vatanı
Bir tuttu namussuzlar, tutan ile satanı
C-5 lerde Mamak’ta hiç günahsız yatanı
Yağlı urgana takıp, ipte salladı bizi

İdealist insanlar ya öldü ya asıldı
Yarısı dönek oldu sermayeye katıldı
Küçük dünyamız bizim karış karış satıldı
Din üstünden gidenler geldi solladı bizi

[İhsan Şahin]

İsmin Küçüldü
(Süt kardeşim Saatçı Muhammed'e son söz)

Bir hamlede çıktın yüce dağlara
Sen büyüdün amma resmin küçüldü
Gurur seni taşıdı üst katlara
Sen büyüdün amma ismin küçüldü.

Burnun düşse yere durup almazsın
Kanayan yaraya merhem olmazsın
Nerden geldiğini bile bilmezsin
Sen büyüdün amma resmin küçüldü.

Anlamadın bir kez, bu nasıl bir hâl
Senin için haram helal de doğal
Bir elinde kaymak ötekinde bal
Sen büyüdün amma ismin küçüldü.

Yüksekten bakarsın kandaşlarına
Badeler sunarsın yandaşlarına
Suyu çok görürsün gardaşlarına
Sen büyüdün amma resmin küçüldü.

Anla artık, nerden geldiğini gör
Kimsin, kimliğini bir bilene sor
Nereye gidersin biraz kafa yor
Sen büyüdün amma ismin küçüldü

Hacaloğlu
08/01/2010