MUZAFFER ALTUNCU'UN SIIRLERI.......

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Olmadı dediğimiz oldu kara yazılar,
Moralleri bozmuştur dün akşam incilizlar,
Taraftarın sinesi her zaman böyle sızlar,
Üzülme taraftarım sen işini bilirsin.

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Evlilikte 41.Yıl;
Tam kırk yıl sona erdi Kırkbir yıl geldi işte,
Kırk yıl öncesi oldum Fotinosa enişte.

Ne çabuk geçmiş yıllar ben bir şey anlamadım,
Sordum bir çok kimseye cevabı alamadım.

Birer birer sayarsan yinede zaman alır,
Sanmaki hatıralar senin aklında kalır.

Belki bazı olaylar bazen gelir hatıra,
Yazmaya bir başlasan belki sıhmaz satıra.

Kırkbirinci yılında kalırsın tek başına,
Çocukların uzakta kaşık vurmaz aşına.

Köroğlu bir de ayvaz kalmışsın yapayalnız,
Hele dönün dostlarım bir geriye bakınız.

Sadece derler sana kırkbir kere maşallah,
Sonraki yıllarında mutluluk versin Allah.

Bilmem evliliğini herkes hatırlıyor mu,
Zamanı geldiğinde bir şekil kutluyor mu.

ALTUNCU bir şekilde hatıra getiriyor,
Herkese mutlu yıllar Çaykaradan diliyor.

30 Ağustos 2010
Muzaffer ALTUNCU
-Çaykara-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Ben Dostluk İstiyorum;
Bitmesin istiyorum kardeşlik duyguları,
O zaman kaçar dostlar herkesin uykuları,
Siyasette her zaman ahiret sorguları,
Sizi bilemem ama ben dostluk istiyorum.
*********
Dostluğu zedeleyen her şeyden kaçınalım,
Şeytanın hilesini suratına vuralım,
Yeni yeni dostluklar biz burada kuralım,
Herkeste biliyor ki ben dostluk istiyorum.
*********
Nefisler insanlara ne yazık hükmediyor,
Karıştırmak isteyen bak kenarda gülüyor,
O zaman ilişkiler o an altüst oluyor,
Karışıklık içinde ben dostluk istiyorum.
*********
Kalp kırmayı hiç sevmem güya dikkat ederim,
Herkes de öyle olsun gönülden onu derim,
Biraz dikkat edilse alınacaktır verim,
Dünya bir şeye değmez ben dostluk istiyorum.
*********
Altuncu bu sözleri her zaman söyleyecek,
İnşallah can dostlarım sözümü dinleyecek,
O zamanda nefisler bir güzel eriyecek,
Duyun beni canlarım ben dostluk istiyorum.

18.09.2010
Muzaffer ALTUNCU
-Çaykara-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Şampiyon olacağız;
Ey gidi Trabzospor nasıl yedin golleri,
Yenilince bu hafta gidemedin ileri,
Bütün taraftarının lal olmuştur dilleri,
Çabuk toparlan Trabzon şampiyon olacağız,
*********
Halbuki geçen hafta nasıl övdük sizleri,
Ne olur daha fazla üzmeyiniz bizleri,
Kulağımdan gitmiyor spikerin sözleri,
Sakın gevşeme Trabzon şampiyon olacağız.
*********
Cambaz mambaz dediler sizi nazar ettiler,
Bu hafta o cambazlar bilmem nere gittiler,
En sondaki takıma nasılda yenildiler,
Çok üzüldük biz ama şampiyon olacağız.
*********
Tek tek bakınca size her biriniz harika,
Ne yazık bu şehirde her yıl döner entrika,
Bari örnek alınsın Amerika Afrika,
Futbolcular inansın şampiyon olacağız.
*********
Her yıl aynı hikâye ümitlenir taraftar,
Avni Aker stadı olsun takımlara dar,
Bu hafta Kayseride kanayan yarayı sar,
Unutma yönetici şampiyon olacağız.
*********
Beş puan kaybedildi Manisa Antalyaya,
Kayseri Beşiktaşa sakın gitmeyin yaya,
Oralarda önüne çıkacak büyük kaya,
Kayaları eridin şampiyon olacağız.
**********
Çok ararız elbette bu kayıp puanları,
Küçük takım kalmadı hor görmeyin onları,
Şimdiden görüyorum çok uzakta sonları,
Taraftar inansın ki şampiyon olacağız.
*********
Altuncu zaman zaman dile gelir ve yazar,
Oynayın futbolcular pas geçer bizi nazar,
Yoksa taraftarına açarsın derin mezar,
Bütün dünya görecek şampiyon olacağız.

19.09.2010
Muzaffer ALTUNCU
-Çaykara-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Olsun,
Kışladık Çaykarada geçmiş yıllara inat,
Samimi dostlar burda germiştir bize kanat,
Aranmaz oldu artık ne ustalık ne sanat,
Yeter ki buralarda elde keserin olsun.
*********
Şu an yağmur yağıyor çokta soğudu hava,
Soba güzel yanıyor şükür sıcaktır yuva,
Yabanı hayvan çoktur çıkmak lazımdır ava,
Onları vurmak kolay elde silahın olsun.
*********
Yazlık için gelenler burayı terk ediyor,
Geride kalanların çok zoruna gidiyor,
Bazıları da buna e sağlık olsun diyor,
Buradan gitmek kolay elde biletin olsun.
*********
Yeşillikler gidiyor yapraklar dökülüyor,
Tarladaki celiler çapayla sökülüyor,
Değirmende mısırlar her gün öğütülüyor,
Yük getirmesi kolay elde paketin olsun.
********
Altuncu bu duruma inanın üzülüyor,
Havalar da soğudu hayvanlar süzülüyor,
Kenetlenmişti eller habire çözülüyor,
Haberleşme kolaydır elde telefon olsun.

06.10.2010
-Çaykara-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Karadeniz İnsanı,
Her zaman çile çeker karadeniz insanı,
Helede kadınları hak etmiştir destanı,
Sadece insan değil çoğu zaman hayvanı,
Çalışkan ve vefakâr Karadeniz insanı.
*********
Erkeği gurbettedir kadını memlekette,
Hasretlik çekiyorlar sene boyu elbette,
Gayesi geçinmektir gözü yoktur heybette,
Ülkenin çimentosu Karadeniz insanı.
*********
Devlete yardımcıdır her zaman yanındadır,
Ülkesini çok sever bu sevgi kanındadır,
Fedakârlık insanın malında canındadır,
Ülke için can verir Karadeniz insanı.
*********
Hizmeti almak için hem beden hem malıyla,
Koyulur çalışmaya içinde efkârıyla,
Ailece çalışır hem çocuk hem karıyla,
Devlete yardımcıdır Karadeniz insanı.
*********
Altuncu dile getir belki okur Doğulu,
Vatan hizmetindedir Muzafffer’in oğulu,
Hepsi aynı değilse inan böyle çoğulu,
Hareket halindedir Karadeniz insanı.

10.10.2010
Muzaffer Altuncu
-Çaykara-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Şampiyon olacağız-2
Trabzonspor geliyor çekiliniz önünden,
Ne güney ne Marmara Karadeniz yönünden,
Hiçbir şey kaybetmemiş şükür olsun ününden,
Daha önce söyledim şampiyon olacağız.
*********
Seriye başlamıştır üst üste üç maç aldı,
Acı tatlı bakınız dokuz maç geri kaldı,
Taraftar bu günlerde çok eskilere daldı,
Yetmişli yıllar gibi şampiyon olacağız.
*********
Konyaspor sonrası cimbomu korku sardı,
Şampiyonluk yolları bir zamanlar çok dardı,
Önündeki engeli istek arzuyla yardı,
Yedinci defa bu yıl şampiyon olacağız.
*********
Tahammül edemiyor taraftar bazı zaman,
Rakiplerine artık vermiyor bakın aman,
Futbolcular bu sene tek kelimeyle yaman,
Sakin olsun taraftar şampiyon olacağız.
*********
Altıncı his bu sene başladı çalışmaya,
Golcüler birbiriyle başlamış yarışmaya,
Yenilince büyükler başlamış karışmaya,
Büyükler inatina şampiyon olacağız.

23.10 2010
-Çaykara-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Öğretmenin,
Bugün 24 Kasım Öğretmenler günüdür,
Bilen için bu unvan o insanın ünüdür,
Bu günde hatırlanmak bahtiyarlık yönüdür,
Bu gün dostlar biliniz Bayramı öğretmenin.
***
Her şeye maddi gözle insanlar bakmamalı,
Hiç olmasa her sene gönüller okşanmalı,
Hatırlayıp bir defa mutlaka aranmalı,
Her zaman hatırlanmak ilacı öğretmenin.
***
Öğretmen öğrenciyi hep yükseklerde ister,
Var mıdır böyle meslek arkadaş bana göster,
Öğrenci başarısı iç dünyasını süsler,
Vatana iyi nesil hülyası öğretmenin.
***
Kırkbir yıl bu unvanı taşıdım şeref ile,
Öğretmen öğrenciye asla düşünmez hile,
Korku saygı eskiden tersi olmazdı bile,
Öğrencinin saygısı aşıdır öğretmenin.
***
Altuncu başka yönden bakmıştır bu yıl güne,
Sevgi saygı dışında gerek duymaz ki üne,
Azıcık hasret kaldı aziz dostlarım düne,
Sevgi,saygı ve ahlak hedefi öğretmenin.

Muzaffer ALTUNCU
24 Kasım 2010
Saat : 09.09
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Demokrasi ne demek ?
Demokrasi söyleriz bir sürü şey dinleriz,
Sonrada o ülkede hep beraber inleriz.

Fikire saygı duyan inim inim inlemez,
Peygamber neler çekmiş dostlarım neden görmez.

Yasayı yapan insan, fazla yorma kafayı,
Kur’an yasası bekler çıkarsana asayı,

Demokrasi insana veriyor büyük haklar,
O verilen hakları Kur’an yasası paklar.

Kur’an yasada olsa, uygulayan insandır,
İşi tatlı yapacak aziz dostum lisandır.

Dünyada haksızlıklar bitmedi bitmeyecek,
Şeytan ağını örmüş leke silinmeyecek.

Tuzu kuru olanlar göremezler çileyi,
Korkmayasın bu garip deve yapmaz pireyi.

Habil ile kabili göz önüne al dostum,
Daha bir şey söylemem ahada şimdi sustum.

Allah yardım edince olacak elbet bir şey,
Yeni bir şey olunca unutuluyor her şey.

Demokrasi sözcüğü nerden çıkmış meydana,
Onu yazan kişiler kimlerdir de sen bana.

Şimdi söyle kardeşim eşitmidir insanlar,
Rabbim öyle istedi yapılır imtihanlar,

Üst ile ast kardeşim eşit olmaz dünyada,
Okusana tarihi o eşitlik İslâmda.

İslâm bile insanı eşit bile etmedi,
Allah rızık vermese ileri gidemedi.

Herkes günlük olaya bakar penceresinden,
Zenginin eksik olmaz eti tenceresinden.

Demokrasi insana eşit hak mı veriyor,
Eline fırsat geçen zayıfları eziyor.

Asil demokrasiler kulların vijdanında,
Şimdi demokrasiler insanın cüzdanında.

Rabbim isteseydi dost kullar eşit olurdu,
İmtihansız o kullar hemen Cennet bulurdu.

O halde bu dünyada yanlışlar yapılacak,
Kötüler cezasını mutlak gidip bulacak.

Diyeceksin o zaman yapılmasın mı bir şey,
Elbette yapılacak güzeldir yapılan şey.

Fakat demokrasiler insanı kurtarmıyor,
Nefisler ön planda şeytanı atamıyor.

Yapılan doğrulara elbet alkış tutarız,
Yanlış yapanları da bu ülkeden atarız.

Velakin ülkemizde türemiştir hainler,
Bölecekler vatanı bakın hinoğlu hinler.

On sene öncesinde sesleri çıkmıyordu,
Şehit ruhu onlara hiç fırsat vermiyordu.

Otla saman şu anda karışmış birbirine,
Nasıl ayıracağız muhtacız her birine.

Dünya takdir edecek hesabı var ülkemde,
Güzel rüya görmezler güneydoğu gündemde.

Çok demokrasi dersin onu hep methedersin,
Çıktığı ülkelerin hiç halini görmezsin.

Allah birdir diyenler bir olurmu sanırsın,
Demokrasi yazanlar sen onları tanırsın.

Eşitlik olsun derler her çeşit nane yerler,
Tabi olmasan ona bir güzel de döverler.

Birlik olalım elbet İslâmda birleşelim,
Türk vatanı burası güzel bir yerleşelim.

Türküm demek zor artık darılır birileri,
Türk-İslam iç içedir haydi dostum ileri.

Bu vatanı kazanmak öyle kolay olmadı,
Anlaşılan dostlarım çile hala dolmadı.

Yapılan işler seni fazla memnun ediyor,
Siyaset insanları böyle sarhoş ediyor.

Elbet takdir ederiz çok şeyler yapılıyor,
Ne var ki bazıları evhama kapılıyor.

Herkesin sözü çoktur fakat zamanı yoktur,
Adalet sağlamanın elbet zahmeti çoktur.

Ülkeye hizmet eden anılır yıllar yılı,
İnsanın bir gün biter ister istemez pili.

İnsanlar kıymet bilmez çok çabuk siler atar,
Her insanın gönlünde bir başka aslan yatar.

Dilerim ülkemizde sağlanır huzur güven,
Ağız açtı bekliyor hergün ülkemi öven.

Altuncu ne söylese yanlış anlaşılacak,
Amacımız aynıdır desem de şaşılacak.

02.12.2010
Muzaffer ALTUNCU
-GölcüK-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Çaykara’nın Köyleri,
Kaç kişi bilir acab Çaykara köylerini,
Bazıları da bilmez bir çoğunun yerini,

Kimisi Çaykaranın kaç köyü vardır bilmez,
Merak edip de bunun sayısını öğrenmez.

Yirmiyedi köyü var dört de vardır beldesi,
Eder otuzbir tane ayrıca mahallesi,

Bütün köyleri gezdim nasip eyledi Allah,
Hepsine bir ikilik yazacağım inşallah.

Çaykaradan başlıyor en büyük Şahinkaya,
Onbir camisi vardır uzanır dersin aya,

Bu yaz hep orda kaldım onun adı Kabataş,
Bir eski camisi var güzel köydür arkadaş.

Onun bir tarafında yer alır Ulucami,
İnşa eden sağolsun harika ulucami,

Düz bir yerde Ataköy eski adıyla Şinek,
Cevdet Sunay’ın evi orada güzel örnek.

Dillere destan oldu namı değer Uzungöl,
Oraya değer veren ortasındaki o göl.

Bir vadide kurulmuş karşı beri Taşkıran,
Oradaki dostlarım en çok arayıp soran.

Enes hanına yakın harika yer Karaçam,
Gerçekten üst kısımlar hep kaplıdır karaçam.

Ogene iki oldu diğer köy ise Köknar,
Cukalas mahallesi görmeyenler ne anlar.

Zeleka namıdeğer diğer adı Taşören,T
arihi camisi var varmıdır onu gören.

Çaykaraya yüksekten bakıyor Eğridere,
Ğorğoras diğer adı sakın sormayın nere.

Zeleka karşısında bulunur Yeşilalan,
Gitsin görsün Türbeyi birazcık vakti olan.

Çok hoşuma gitmiştir güzel köydür Çambaşı,
Nihat Hoca orada hem çavuş hem onbaşı.

Erdoğan’ın köyünün adı Aşağı Kumlu,
Rapor ister iseniz benimkisi olumlu.

Mimilos iki köydür biri Yukarı Kumlu,
İki muhtarlığına diyemem ben olumlu

Holayısa üstünde bitişik Baltacılı,
Neşeli insanları birazcık da acılı.

Hopşera da iki köy bir tanesi Akdoğan,
Çok dostlarım var orda meşhurdur orda soğan.

Yukarısı Akdoğan aşağısı Soğanlı,
Milletvekili Bakan hepisi de oralı.

Paçan bildiğimiz yer orası da Maraşlı,
Orda da türbe vardır namı değer Maraşlı.

Paçandan ayrılarak ayrı bir köy Koldere,
Ali Pabuç dostumun orada evi nere.

Ogeneye giderken yol üstünde Çamlıbel,
Karşısında Micibil salladım oraya el.

Paçanın meziresi bakınız Taşlıgedik,
Güzel bir köydür ama yerleşimi fazla dik.

Yayla özelliğinde dağ üstünde Şekersu,
Yaylası daha güzel ıssız kalmış doğrusu.

Gudi yaylası altı kurulu Yaylaönü,
Haros eski adıdır öyle yayıldı ünü.

Göllere gider iken güzel köy Demirkapı,
Yaya gitmek istersen dayanmaz ayakkabı.

Haldizene çok yakın bulunur Arpaözü,
Yaya çıktım oraya doğru söylerim sözü.

Bayburt özelliğinde var bir de Çayıroba,
Yente diğer adıdır evleri aynı oba.

Yenteden az ötede dağınık Derindere,
Orası da kurulmuş vadi içi bir yere.

Köknar’a yakın yerde kurulu Uzuntarla,
Meşhur türbesi vardır çıktık oraya zorla.

Zelekanın üstünde küçük bir köydür Kayran,
Gidip görün orayı olacaksınız hayran.

Uzungölden aşağı ilk gelen köy Demirli,
Oranın insanları maşallah çok sevimli.

Elmalıya varmadan arada var Köseli,
Esiyordur oraya Çaykara serin yeli.

Elmalı mahallesi Uzungöle bağlıdır,
Ora ayrı muhtarlık Taşkırandan ayrıdır.

Uzungölle - Elmalı arasına iki köy,
Taşkıranın üstünde mahalledir değil köy.

Zelekanın üstünde var Huşo mahallesi,
Çaykaraya bağlıdır bilmem ki neyin nesi.

Dolaştım bu köyleri, kâh araba kâh yaya,
Çoğunu yeni gördüm Çaykaralıydım güya.

Dilim döndüğü kadar sıraladım köyleri,
Okusun hatırlasın Çaykaranın beyleri.

Altuncu ömür boyu unutamaz onları,
Resimle de sizlere sunacak oraları.


12.12.2010
Muzaffer Altuncu
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Unuttunuz mu beni,
Sitenin sessizliği sineme saplanan ok,
Eskiden aranırdık arayan yok soran yok,
Kapatsınlar siteyi size yeter facebok,
Şahinkayalı dostlar unuttunuz mu beni,
***
Sabırlı bir şekilde beklerim kapılarda,
Nerde bir Şurlu varsa aklım fikrim onlarda,
Her zaman önde iken şimdi kaldım sonlarda,
Çok sevgili gençlerim unuttunuz mu beni.
***
İstiyorum tanımak yediden yetmişine,
Bazıları diyor ki bakın şunun işine,
Hastalandım inanın sitenin gidişine,
Çok sevgili üyeler unuttunuz mu beni.
***
Gelin bir yorum yazın şu şiirin altına,
Birlik beraberliğin doyulur mu tadına,
Hep beraber çıkalım yedi göğün katına,
Eskiden arayanlar unuttunuz mu beni,
***
Haftada bir buluşma esirgemeyin bizden,
Gönlüm ayrı kalmıyor inanın dostlar sizden,
Bu duruma düşmemiz sanırım ki hep gözden,
Acap ne oldu size unuttunuz mu beni.
***
Benim gönlüm farklı mı hiç unutmuyor sizi,
Dörtlükleri yazarım inanın dizi dizi,
Haber alamayınca içimde olur sızı,
Peki siz bu durumda unuttunuz mu beni.
***
Günüm sizsiz geçmiyor azgın gönlüm durmuyor,
Çekileyim diyorum denedim de olmuyor,
Sevgiler karşılıklı sizin nabız vurmuyor,
Hatıra gelmiyorum unuttunuz mu beni.
***
Her gün bir beş dakika dost için ayrılmaz mı,
Davet edilen yere hatıra uğranmaz mı,
Yaralı gönüllere bir merhem vurulmaz mı,
Sevgime karşılık yok unuttunuz mu beni.
***
Dedim diyeceğimi duydunuz mu sesimi,
Aklımdan hiç çıkmıyor akrabası hısımı,
Bir gün tutacaksınız bu durumda yasımı,
Gölcükten bağırırım unuttunuz mu beni.
***
Seviyorum köyümü, köyümün insanını,
Hallerinden anlarım bilirim lisanını,
Yaylası meziresi çayırı yasanını,
Muzaffer Altuncuyum unuttunuz mu beni,

22.12.2010
Muzaffer ALTUNCU
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Yaş 61
1950 de dostlar geldim dünyaya,
61. yaşı geliniz kutlamaya.

Yaş altmışbire vardı günler ne çabuk geçti,
Yolculuğu Altuncu yaya olarak seçti.

Evlilikte kırkbir yıl yaş da oldu altmışbir.
Yaşanan olayları anlatayım ben bir bir.

Dile kolay altmış yıl geçti gitti ömürden,
Kaderimiz çizilmiş siyah olan kömürden.

Doğum yerim Çaykara köyüm da Şahinkaya,
Araba yok o günler bütün yolculuk yaya.

Çocukluk günlerimi geçirdim oralarda,
Kışın köyde dururdum yazın ise dağlarda.

İlkokula köyümde evde başlamış idim,
Çalışmak zor gelince okuyacağım dedim.

Ortaokul günlerim geçmişti Çaykarada,
Maceralı günlerim olmuş idi orada.

Onbeş yaşım sonrası göç gelmişti kapıya,
Üç arkadaş birlikte gitmiştik Antakyaya.

Toplu göç o günlerde henüz yapılmamıştı,
Lise tahsil dönemi o günler yaklaşmıştı.

Kırıkhanda lise yok Antakyada ev tuttuk,
Üç arkadaş orada lise biri okuduk.

Arkadaş dedim ise birisi ağabeyim,
O günleri sizlere ben nasıl anlatayım.

Bir yanda parasızlık bir tarafta hasretlik,
O gurbet ellerinde yaşadık elbet terslik.

İkinci yıl Kırıkhan yazık ayırdı bizi,
Açıldı orda lise yalnızlık bende sızı.

Zor şartlar arasında bitirmişim liseyi,
Daha okuyamadım düşünmüşüm keseyi.

Kısa yoldan hayata atılmak istiyordum,
O zamanda kendimi Rizede buluyordum.

Öğretmen okulunu bitirmişim dışardan,
Mutluluk yaşamıştım öğretmen oldum ondan.

Atamalar yapıldı ilk görev yerim Trabzon,
Genç yaşta görev almak olumsuzluk buldu son.

Bindokuzyüzyetmişte güzel evlilik yaptım,
Bekârlık defterini o genç yaşta kapattım.

Dokuzyüzyetmiş iki oğlum geldi dünyaya,
Doğum yeri Araklı bu yıl gittim oraya.

Araklı Merkez köyde çalıştım ben üç sene,
Görev yerim değişti kuzeyden tam ters yöne.

G.Antep Nizip’e atamam yapılmıştı,
Ana babaya şükür Muzaffer yaklaşmıştı.

İki sene çalıştım Nizip ve Gevencede,
Bizleri çağırdılar gitmeliydim bencede.

Kırıkhan’a gitmeğe karar verdik ve gittik,
Kaletepe köyüne şans eseri verildik.

O köyde çalışırken kızım dünyaya geldi,
İki çocuk olunca mutluluk bana verdi.

Çok uzak köydü ama rahat ettik orada,
Merkeze gitmek vardı sanıyorum sırada.

Yetmişdokuz yılında şükür merkeze geldim,
Kendimi mesleğime daha fazlaca verdim.

Onbir öğretim yılı orada çalışmıştım,
Mükemmel birliktelik havaya alışmıştım.

Mesleğin son yılları mahalleme atandım,
Altı yılda orada huzur ile çalıştım.

Yirmiyedi yıl oldu meslekte hizmetimiz,
Çok çabuk geçti yıllar eksilmedi sevgimiz.

Hem öğretmenlik yaptım hem çalıştım tarlada,
Bereket çoğalmıştı şükür olsun sofrada.

Trabzon,Antep ve Hatay görev yaptığım yerler,
Oradaki dostlarım benim için ne derler.

Ani bir karar ile istedim emeklilik,
Çok şükür yaşamadım ömür boyu sefillik.

Dokuzyüzdoksanaltı nokta kondu mesleğe,
O zamandan başladım Türkiyemi gezmeğe.

İkibin yılı benim yeni dönemim oldu,
Kırıkhan macerası bir şekilde son buldu.

Üç yıl üç ay yaşadım İstanbul Küçükköyde,
Hava güzel olunca hiç durmamışım evde.

İstanbul’un her yanı gezildi adım adım,
Muzaffer benim adım Altuncu da soyadım.

Türkiye turlarına hız vermiştim o yıllar,
Otobüsün içinde aşılıyordu yollar.

İkibinüç yılında Gölcüğe taşınmıştım,
Halbuki İstanbul’a ne güzel alışmıştım.

Altı sene burada kirada oturmuştum,
Geçen yıl bu kiradan şükrolsun kurtulmuştum.

Kırıkhandaki evi sattım aldım burdan ev,
Herhalde hayatımda tamamlanmıştı görev.

Trabzon,Hatay,İstanbul şimdi de Kocaeli,
Hayatıma esmiştir mutlulukların yeli.

Seksenbir il bir değil iki defa gezildi,
Her için o günler çok beşlikler yazıldı,

Geldim ömrün sonuna altmış bitti altmışbir,
Yaşadığım olaylar anlatılmıştır bir bir.

Bir ömür böyle geçti Rabbime şükür olsun,
Sağlıklı mutlu günler okuyanların olsun.

Altmışbir rakamının önemi var biliniz,
Bu rakama dostlarım siz de önem veriniz.

Altuncu zaman zaman yazıyor ikilikler,
Çoğu zaman da yazar dostlarına dörtlükler.

Mesleğimi çok sevdim sevdim de dostlarımı,
Artık gezemiyorum sis bastı yollarımı.

Gelin bu dostunuza dua edin diyorum,
Şu an ikiliklere burda son veriyorum.

Altuncuyum dostlara hasretle yaşıyorum,
Emeklilik yükünü sırtımda taşıyorum.

01.01.2011
Muzaffer Altuncu
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Ak eller sıkılanda;
Nereye kadar kaçış,
Acar başınıza iş,
Sonra tutmaz çift dikiş,
Ağaçlar yıkılanda.

Kaçmanın faydası yok,
Herkesin bak karnı tok,
Gurbette hasretlik çok,
Önüne bakılanda.

Gönül bahçesi boştur,
Odanın içi loştur,
Sevilmek için koştur,
Ateşi yakılanda.

Yakılan ateşe bak,
Gümüş yüzüğünü tak,
Dostlara selamı çak,
Çiviler çakılanda.

Altuncu der bu kadar,
Mutlak mezara kadar,
En son sevgiye kadar,
Ak eller sıkılanda.

11.01.2011
Muzaffer Altuncu
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

TRABZON’UN KAZALARI,
Trabzon’un kazaları on tanedir on tane,
Ocaklı sayar idi onları tane tane.

Şu an onyedi oldu Trabzon’un kazaları,
Şimdi de ben sayayım tane tane onları.

Benim ilçem Çaykara her zaman bahtım kara,
Ben oraya hasretim içim ondandır yara.

Solaklı deresinden aşağıya inelim,
Dernekpazarı orda ama yandan geçelim.

Yola devam ederek biz sahile inelim,
Of orada kurulu çay molası verelim.

Of’un güneydoğusu Hayrat orda yer alır,
O vadiye gidenler oraya hayran kalır.

Yola devam edelim önümüzde Sürmene,
Çok gitmişim oraya geçmişte tam üç sene.

Sürmene’nin üstünde bulunur Köprübaşı,
Beşköyle iç içicedir güzel toprağı taşı.

Sahilde az gidince Araklı önümüzde,
İlk görev yerim orda o gençlik günümüzde,

Yanboluyu geçince Arsin gelir karşına,
Sahillerin kurbanım toprağına taşına.

Yomra Trabzon’a yakın bitişik birbirine,
Trabzon kazalarının hayranım her birine.

Trabzon’un doğusunda Maçka da son ilçemiz,
Değirmendere orda akıyordur tertemiz.

İsterseniz Trabzonda biraz ara verelim,
Tarihi eserleri gözümüzle görelim.

Birleşmiştir Trabzon’a o güzelim Akçaabat,
Köftesi çok meşhurdur kalalım mı bir saat.

Sahilden içeriye Düzköy’e bir çıkalım,
Vadisi çok farklıdır o farkına bakalım.

Çarşıbaşı bekliyor hemen selam verelim,
Küçük şirin bir ilçe gidip onu görelim.

Meşhur Vakfıkebir’in bilirsiniz ekmeği,
Onun sahillerinde dostlar ile gezmeği.

Tereyağı denince akla geliyor Maçka,
Bu ilçenin durumu diğerlerinden başka.

Vakfıkebir’e yakın duruyor Beşikdüzü,
Bu güzel sahillerde insanın güler yüzü,

Son ilçe Şalpazarı,Beşikdüzü yukarı,
Gittim gördüm orayı çok güzeldir yolları.

Dostlarım onbirini gezmiş idim önceden,
Eğer vaktim olsaydı yazar idim inceden.

Altı ilçeyi bu yaz gittim gördüm ve gezdim,
Bu şekil sizin için birer ikilik yazdım.

Altuncu bu şekilde gezmiştir tamamını,
Bu geziler çok şükür kesmedi dermanını.

15.12.2010
Muzaffer Altuncu
-Gölcük-

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Emeklinin Durumu;
Şikâyet etmiyorum tespit etmek amacım,
Kızmasın sakın bana ne kardeşim ne bacım,
Asla söylemiyorum Gölcükte şu an acım,
Size merak saldımı emeklinin durumu.
*********
Rahatlık yok dünyada bunu ben biliyorum,
Refah dolu günleri onlara diliyorum,
Kırk yıl oldu dostlarım bu yolda yürüyorum,
Beni çok düşündürdü emeklinin durumu.
*********
Borç listesi elinde bekler hep aybaşını,
Sormayın bana sakın emeklinin yaşını,
Şükür olsun sofrada buluyordur aşını,
Kırk yıl hep düşündürdü emeklinin durumu.
*********
Eskiden bakkallarda borç defteri olurdu,
O borcu ödemesi onları güldürürdü,
Peki diğer taksitler hesap eder dururdu,
Bugünde aynı herhal emeklinin durumu.
*********
Borç defteri yerini Kredi kartları aldı,
Bir sonraki maaşı bu borçlanmalar çaldı,
Emeklim ömür boyu daim sınıfta kaldı,
Ne olacak bilemem emeklinin durumu.
*********
Eşler maaş alınca çocuklar mağdur olur,
Birazcık huzur varsa o huzur da kaybolur,
Bu güzelim dünyada eşler belâyı bulur,
Ölünce düzelecek emeklinin durumu.
*********
Eksiklik gösterirsen yersin hemen çalımı,
Eş ve çocuklarımdan esirgemem malımı,
Meyvasız ağaç gibi hissederim halimi,
Bilmem düzelecek mi emeklinin durumu.
********
Ek iş yapmak zorunda geçinme zor olunca,
Huzur bulur emeklim parayı bol bulunca,
Her zaman şükür eder karnını doyurunca,
Yanlış anlaşılıyor emeklinin durumu.
*********
Aybaşı emeklinin listesi var elinde,
Haliyle sıkıntılar emeklinin evinde,
Altuncu tespit etti sanıyorum yerinde,
Zaman zaman gündemde emeklinin durumu.
*********
Zekat verilebilir Hoca fetvayı verdi,
O da memur olunca ancak o anlar derdi,
Altuncu bu durumu gözler önüne serdi,
İnşallah düzelecek emeklinin durumu.

11.11.2010
Muzaffer Altuncu
-Gölcük-