DAVOS’UN PERDE ARKASI
(Davos’u racon keserek terk etmek, neredeyse Kudüs’ü fethetmekle eş değer tutuşmuştur. Peh…peh..peh.)
Oysa Davos’un arka yüzünü bilmek veya tahmin etmek
Tükürüğü bitmiş bir milletin, her zamankinden daha fazla tükürüğe ihtiyacını ortaya koyuyor. Evet meşin suratlara veya ihanet-i vataniye derecesinde satılmış beyinlere bir “tuh” demek. İçin,
Bakalım mı
Sen,
“Yahudi karşıtlığı utanç verici bir akıl hastalığının tezahürüdür, katliamla sonuçlanan bir sapkınlıktır” diyeceksin (www. yenisafak.com.tr 11 Haziran 2005)
Sen,
AJC isimli Yahudi düşünce kuruluşu tarafından bugüne kadar 10 kişiye verilmiş olan ve bu on kişi içerisinde Yahudi olmayan tek kişi olarak sen “cesaret ödülü” alacaksın –neye karşılık sana bu ödülü verdiler o ayrı bir konu - (
www.yenisafak.com.tr 05 Şubat 2004)
Ve de sen Davos’ta
Esip gürleyeceksin… yağmur olup savuracaksın. Yemezler beyim.
Davos, iç politikaya malzeme olarak kullanılmıştır. Planlanmıştır.
Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Ben bütün hadiseyi beğenmiyorum. Davos’ta bir Gazze toplantısı yapmak ve buna Türkiye ve İsrail’i oturtmak yanlıştır. Çünkü tarafların tavırları bellidir. Bu toplantı adeta hadise çıkarmak için yapılmıştır” dedi. Öyle ya, tarafların temsilcileri orada idi . Hem Filistin hem de İsrail temsilcileri orada iken dünyada bir tek Erdoğan'ın orada işi ne idi...NEDEN BAŞKA HİÇ BİR LİDER YOKTU. Senaryo öyle yazılmıştı çünki.Türkiye Arap değildi...Ama Arap dünyasına lider yapılmak isteniyordu ve bunun içinde kendi ülkesinde aşağılara düşen prestijinin kurtarılması gerekiyordu. Biliyorlar ki Türkiye'de Erdoğan'dan başka hiç bir lider onlara teslim olmayacak. O halde dostlarına!!! yardım etmeleri gerekiyordu. Nitekim öyle de oldu
Daha birkaç gün önce CIA’ya yakınlığıyla bilinen Amerikalı strateji uzmanı, George Friedman, “Türkiye’nin dünyadaki siyasi etkisi, 2050 yılında muhtemelen Osmanlı haritasını andıran bir görüntü oluşturacak” dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ı karşılayan vatandaşlar arasında birkaç kişi ne diyordu?
-Üçüncü Abdülhamit Tayyip Erdoğan!
-Osmanlı geliyor.
Demek ki Türkiye’yi Türklerin yönetmediği, şişirilmiş bir Osmanlı devleti haline getirme stratejisinin alt yapısı yıllardan beri hazırlanıyor!
İçinde bulunduğumuz günlerde, İslam dünyasındaki İran etkisini azaltmak, Büyük Orta Doğu Projesi Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı özellikle Arap ülkeleri halklarına sevdirmek senaryosu sahneleniyor.
Peres, bu senaryonun hem yazarı hem oyuncusudur. Tayyip Bey ise sadece oyuncudur. Kurgu kurulmuş, kendisine verilen rolün gereğini yapıyor.
Tayyip Bey, Türk Milleti’nin ve Türkiye’nin onurunu korumaya bu kadar düşkün idiyse,
Süleymaniye’de Türk subaylarının başına çuval geçirilirken, Bush’a karşı niçin sessiz kaldı? “Bari bir nota verseydin” diyenlere, neden “Ne notası, müzik notasından mi bahsediyorsunuz” deyip kenara niye çekildi. Eğer Türkiye’nin onuru için ise,
Evlatlarımız kahpe pusularda şakır şakır şehit edilirken, açıp telefonu Barzani'ye, "
Bundan böyle sınırdan kedi bile geçerse, çadırına F16 yağdırırım, nerden geldiğini şaşırırsın" Deseydi ya. Bize turistik vize bile verirken bin dereden su getiren ülkelerde bölücüler cirit atıyor, AB çatısı altında konferans filan düzenliyor... çıksın Meclis kürsüsüne, "
Toprağıma, milletime yönelik bu husumet bitene kadar, AB ile ilişkilerimizi askıya alıyorum" deseydi ya... "
Benim için Brüksel bitmiştir, daha gelmem Brüksel'e dese ya..
“Birkaç gün önce TRT 2’de konuşan Amerikalı gazeteciler, ‘İran’ın Müslüman ülkeler üzerinde önemli itibarı var. Bu itibarın kaldırılması gerekir. Bize Türkiye gibi her tarafla eşit ilişkisi olan ılımlı Müslüman bir ülke lazım’ diyordu.
TRT muhabirleri, Davos’taki tartışmadan sonra tüm dünyadan canlı yayına alındı. Arapların gururu okşanmıştı. Türk vatandaşı olmak isteyen doktorlar bile vardı. ‘Türkiye bizim ikinci vatanımız. Bize böyle lider lazım’ diyorlardı.
GÖREV ANLAŞILDI MI … ANLAŞILDI… EMRET KOMUTANIM