gönderen Hakan Durgun » Sal Tem 18, 2006 2:31 am
Hüznün insana en çok yakışan duygu olduğunu düşünen ben,artık paylaşılmış bir melankoliye dönüşmekte olan yayla ağıtlarının sonunun nereye varacağını merak ediyorum doğrusu.
Yaylaya elektrik geldiğinde, 'iyi ama artık orası yayla olmaz ki' demiş ve 'senin fantezilerin uğruna insanlar eziyet mi çeksin' yanıtıyla karşılaşmıştım.Sonra epey düşünmüştüm bu konuda;sınır ne olmalıydı,ne kadar değişim tolore edilebilirdir diye.Anlamaya çalışmıştım yaşadığımız süreci; doğal mıydı yoksa tüm bu olup bitenler,gelişme böyle bir şey miydi,çare yok beton mu dökülecekti patikalarımıza,ahşap evlerimize,anılarımıza...
Yaşadıklarımızı neden-sonuç ilişkisi içerisinde açıklama çabasından uzak,sırf tatlı hatıralar olarak görmek,gelecek için bir anlam ifade etmeyip topluca delirmemize yol açabilir ancak.
Toplumsal hayat,insanların ortalama tercihlerinin bir sonucu olarak şekillenir.Dolayısıyla hayattaki temel tercihlerimizden bağımsız bir yayla kurgulayışımız da olamaz.
Yükselen değerlerin; toplumsal fayda değil bireysel kar,daha hızlı otomobil ,daha yüksek gökdelen,daha şatafatlı ev,daha çok para,mevki şan-şöhret,daha çok kabadayılık,talancılık olduğu ve çoğumuzun eklemlenmemize binbir gerekçe uydurduğumuz bu hayat,nasıl üretebilir ki perleri koruyacak ortak aklı.Bu hayat kör eder bizleri ve marifet sanırız eski güzel caminin yerine kimliksiz,sıradan koca bir beton yığını dikmeyi.Bu hayat,bireysel çıkar için tüm toplumsal kuralları,ayıpları çiğnemeyi öğretir ve yaylanın estetiği, silüeti, olmayacak bir yere kondurulan oba irisiyle ayaklar altına alınıverir.Ve doğaldır ki bu hayat,öğrettiği bencillik ve hırsla insanı insana,doğaya,kendine yabancılaştırıp siliverir Kuşmer den de eski yüreği zengin çoban tiplerini.
Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz,birileri buna değişim,gelişim,yeni dünya diyor ve bunun önünde durulamayacağını vaaz ediyor gazetelerde,televizyonlarda,kürsülerde.Kafalarındaki hayat için önlerine ne çıkarsa ezip geçmekte de tereddütleri yok.
Ey Kuşmer için dertlenen kardeşlerim,siz bu 'HAYAT' da neredesiniz,mesele budur !
Hayatın diğer alanlarında benzer şekilde dertlenip taraf oluyor,daha da önemlisi taraf olmanın gereklerini yerine getiriyor musunuz.
Siz sormadan söyleyeyim:Tabi ki yayla reyhasını anımsayınca dalıp gidiyor ve aklıma mukayyet olmaya çalışıyorum.Bilmeye çalışmak ve müdahale etmekten başka çare de görmüyorum.
Selametle...
Hakan DURGUN ANKARA