1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

VAHAP KESEMERUN

MesajGönderilme zamanı: Cum Tem 07, 2006 7:49 am
gönderen Hasan Sever
Çok bekledim kimfarkına varacak diye.çok bekledim bu görev bana duşmesin diye.ama sonunda dayanamadım.çaykaranın ilk trafik kazasında ölen,bizim yaşımızdakilerin yaşanmış fıkra gibi öyküleri ile büyüyen ,NECDET DURGUNUN dedesi ile atışmalari dillerde dolaşan,şiirleri kayıtlı olmayan KESEMERUN VEHEBİ yazmak bana düşmezdi diye düşününüyorum.dili keskin ,kalemi kuvvetli yürekli bir kişi NECDET DURGUNU kaynak olarak değerlendirecek ve kesemerun vehebi yeniden şur köyünün hafızasına yerleştirilecek.Haydi şur köyünün kalemşorleri biraz daha gerilere gidelim ve büyükjlerimize borcumuzu ödeyelim.sevgiler

MesajGönderilme zamanı: Cum Tem 07, 2006 10:33 pm
gönderen Sami Ayan
Merhum Vahap dedemizin hikayelerini ve türkücülüğünü bizler duyduk. Özellikle 1940 Şur muhtarlık seçimleri üzerine yazmış olduğu destan merhum H. Mehmet Ayan'ın seslendirmesiyle elimizdedir. Ancak bir metin çözümlemesine ihtiyacı var ve bunu henüz başaramadık. Merhum Vehep dedenin ne kadar mukallit, esprili ve şair kişiliğe sahip olduğunu büyüklerimizden duyduk. Hatta bu özellikler kısmen sizin de içerisinde bulunduğunuz oğulları ve torunlarında da mevcuttur. Bizim neslimiz kendisiyle tanışamadı. Sizden biklediğimiz genç kuşaktan özel araştırma merakı olanlar hariç çoğu kimsenin tanıyamayacağı bu büyüğümüzü ve onunla ilgili bilgi ve belgeleri bizlerle paylaşmanızdır. Dedeniz olması ona torpilgeçeceğiniz vehimlerine neden olmayacaktır. Zira yeteri kadar şöhrete sahiptir. Ben büyüklerimden duyduğum ve onun söz ustalığına delalet eden bir hikayesini naklederek detayları size bırakıyorum. Bu konuyu açtığınıza göre merhum Vahap dedeyi Şur köyüne tanıtmak borcunuz olmuştur değerli ağabeyimiz.

Hikaye şöyle:
BEN HEPUNUZİ KALAYLAYACAĞUM DA
Vahap dede yaşlılığında bir gün akşam üzeri Vartan'da yayla camisinin önünde oturuyor. Beraberinde kendisine göre biraz daha genç beş-on kişi daha var. Bu arada akşam yaklaştığı için meclis dağılıyor ve insanlar tek tek evlerine gidiyorlar. Eve gitmek üzere kalkan “Hayde bana eyvallah, Ben kalktum” deyince geride kalanlar “iyi akşamlar” deyip uğurluyorlar. Ancak kalkıp giden kiş biraz ilerleyince geridekiler hemen aleyhinde
“Bundan da adam olmaz, bu şöyledir, bu böyledir, şerefsiz”
gibi dedikodu içeren olumsuz ifadelerde bulunuyorlar. Bu durum kalkıp giden birkaç kişi için aynen tekrarlanıyor. Bu arada oldukça yaşlı olan Vahap dede de bir kenarda oturuyor. Üşümesine rağmen kalkıp evine de gitmiyor. Oradakilerden biri:
Yao Vahap emice! akşam oldi sen eve gitmeyu misun?” deyince
Vahap dede: “Ben hepunuzi kalaylayacağum da oyla gideceğum.”

vehep dede

MesajGönderilme zamanı: Sal Tem 11, 2006 12:08 pm
gönderen Hasan Sever
sayın sami ayan dedem vehep kesemer konusundaki duyarlılığın için sonsuz teşekkürler.bu konuda derleyeceğim yaşam öykülerini sizlerle paylaşacağim.eğer necdet durguna ulaşabilirsem.sağlıcakla kal

MesajGönderilme zamanı: Cmt Tem 22, 2006 5:50 pm
gönderen Mehmet Aydinli
Sayın Hasan abi, dedeniz Vahap kesemerin türküleri Saminin'de dediği gibi elimizde var .Severek okuyoruz ve espirilikişilerden bu türküleri sıksık dinliyoruz .Fakat daha kapsamlı bir derleme yaparak ,genelde kelimelerin tamamına yakını Rumca sözçüklerden oluştuğu için çoğu arkadaşların içeriğini anlamakta zorluk çekeceği,Rumca sözçüklerden veyazılımdan dolayı bir polemik meydana getirmemek için tercüme yaparak en kısazamanda türkülerini ve muhabbetlerini yayımlayacağız .
Herkese saygı ve sevgilerimle.

MesajGönderilme zamanı: Prş Tem 27, 2006 11:25 am
gönderen Hasan Sever
Sayın temel taş ve sami ayan ilgi gösterdiğiniz ve zaman ayıracağınız için sonsuz teşekkürler.bende elimden geleni yapmağa gayret edeceğim

MesajGönderilme zamanı: Cum Tem 28, 2006 11:38 pm
gönderen Sami Ayan
Hasan ağabey,
Herhalda "kafamıza iş açtık" diye düşünüyorsun. Son yazdığından sonra bende öyle bir intiba oluştu. Senden bilgi ve belge isteyince işi biraz gevşettin gibi geldi bana. Ama gerçekten merhum Vahap dedeyi bizlere tanıtırsan çok önemli bir hizmet olacaktır. Emin olun.

MesajGönderilme zamanı: Sal Ağu 01, 2006 11:02 am
gönderen Özgür Güvercin
[quote="Sami AYAN"]Merhum Vahap dedemizin hikayelerini ve türkücülüğünü bizler duyduk. Özellikle 1940 Şur muhtarlık seçimleri üzerine yazmış olduğu destan merhum H. Mehmet Ayan'ın seslendirmesiyle elimizdedir. Ancak bir metin çözümlemesine ihtiyacı var ve bunu henüz başaramadık. Merhum Vehep dedenin ne kadar mukallit, esprili ve şair kişiliğe sahip olduğunu büyüklerimizden duyduk. Hatta bu özellikler kısmen sizin de içerisinde bulunduğunuz oğulları ve torunlarında da mevcuttur. Bizim neslimiz kendisiyle tanışamadı. Sizden biklediğimiz genç kuşaktan özel araştırma merakı olanlar hariç çoğu kimsenin tanıyamayacağı bu büyüğümüzü ve onunla ilgili bilgi ve belgeleri bizlerle paylaşmanızdır. Dedeniz olması ona torpilgeçeceğiniz vehimlerine neden olmayacaktır. Zira yeteri kadar şöhrete sahiptir. Ben büyüklerimden duyduğum ve onun söz ustalığına delalet eden bir hikayesini naklederek detayları size bırakıyorum. Bu konuyu açtığınıza göre merhum Vahap dedeyi Şur köyüne tanıtmak borcunuz olmuştur değerli ağabeyimiz.

Hikaye şöyle:
BEN HEPUNUZİ KALAYLAYACAĞUM DA
Vahap dede yaşlılığında bir gün akşam üzeri Vartan'da yayla camisinin önünde oturuyor. Beraberinde kendisine göre biraz daha genç beş-on kişi daha var. Bu arada akşam yaklaştığı için meclis dağılıyor ve insanlar tek tek evlerine gidiyorlar. Eve gitmek üzere kalkan “Hayde bana eyvallah, Ben kalktum” deyince geride kalanlar “iyi akşamlar” deyip uğurluyorlar. Ancak kalkıp giden kiş biraz ilerleyince geridekiler hemen aleyhinde
“Bundan da adam olmaz, bu şöyledir, bu böyledir, şerefsiz”
gibi dedikodu içeren olumsuz ifadelerde bulunuyorlar. Bu durum kalkıp giden birkaç kişi için aynen tekrarlanıyor. Bu arada oldukça yaşlı olan Vahap dede de bir kenarda oturuyor. Üşümesine rağmen kalkıp evine de gitmiyor. Oradakilerden biri:
Yao Vahap emice! akşam oldi sen eve gitmeyu misun?” deyince
Vahap dede: “Ben hepunuzi kalaylayacağum da oyla gideceğum.”[/quote]

Vahab emicenin hikayesi çok iyiymiş. Sağol sami abi. Karadeniz insanının zeki ve hazır cevap olduğu herkes tarafından bilinir. Böyle canlı örnekleride anlatılınca çok iyi oluyor. Teşekkürler...

MesajGönderilme zamanı: Çrş Ağu 02, 2006 4:41 pm
gönderen Muzaffer Mustafa Altuncu
......Evet Dr.Hasan çok haklı...

...Sanırım Şurli olup da Vehep dedemizin namını duymayan yok. Hafızalarda yer ettiği aşikar.Şur köyünde atışma deyince akla ilk defa Mahnita ve Vehep Sever gelir.Bu bir hakikat.....

....Söylendiği gibi onların türkülerini ezberinde saklayan ve her toplantıda mutlaka bir bölümünü oradaki topluluğa büyük bir heyecanla ezberinden söyleyen aziz büyüğümüz H.Mehmet AYAN (Şişko)'yu unutmamak lazım ve bir fatiha da ona okumak lazım...

.......Sanırım Dr.Hasan'ın elinde dedemizle ilgili belgeler vardır.Lütfedip bir köşede zaman zaman onları yayınlarsa iyi olur.

.....Ancak biz de suçluyuz tabi.Bu kadar önemli şahisları dile getirmemiz lazımdı.Dr.Hasan kusurumuza bakma..... Senin yazmanda da bir sakınca yoktur.Nihayetinde bir hakikati dile getirdin ve herkesin gönlünde taht kuran dedemizi site kayıtlarına kazandırdın.SAĞOL...

....Dedemize Allahtan rahmet diliyorum,selam ve sevgilerimle.....

MesajGönderilme zamanı: Çrş Şub 13, 2008 11:12 am
gönderen İrfan Altuncu
Rahmetli Vehep dedekanın atışmalarını,rahmetli babam ve dayımlardan cok dinlemişim,cok tatlı atışmaları vardı,ben çocukken dinlemişim rahmetli biz dunyaya geldiğimizde ona yetişemedik,aklımda kalan bir atışmasını yazayım yanılmıyorsam ona aittir,bir kadın atışmacı ile atışıyor,şöyle önce kadın başlıyor.

Hoş geldin safa geldin,ey benim kardaşlığım
Kardaş martaş tanımam,memen olsun yastığım
devami bıraz mustehcen onu yazmayayım.
Allah gani,gani rahmet etsin mekani cennet olsun,bunların konuşmaları bile insani güldürüyor doyulmuyor böyle insanlara............