NECDET DURGUN

[Vahap Sever]

Hasret kardeşim karizmatik kişilik arıyorsan KARAKUŞ amcadan daha karizmatik bulamazsın. Ama babayı anlatmak zordur değilmi.

[Mehmet Ağaoğlu]

Köyümüzün böyle değerli insanlarını bu siteye yazmak çok güzel.Hele de
her yönüyle eksiksiz yazmak daha güzel.Gerek Necdet ağabey ve gerek Yıldız amca için yazdığın için seni yine kutlarım.Daha niceleri var.Vahap be
yin dediği çok doğru.Bunun yanında rahmetli amcanızın yazılması gerektiğine inanıyorum.Bayramda Yıldız Uygunla bir sohbet ettik.Amcana
sıra geldiği zaman gözleri dolarak dediki."Onun tarifini yapmam imkansız.
Omükemmel bir insandı.Çok erken rahmetli oldu.Bende ağladım ve hala
ağlıyorum.Amcanız gerçekten çok mükemmel bir insandı.Allah rahmet
eylesin.Onun nezdinde çocuklarını gördüğüm zaman onu görmüş gibi olurum.Hele hele Azminin fiziği yürüyüşü gülüşü tıpkı o. Görüşmek üzere

[İlyas Hasret Uygun]

Hasret kardeşim karizmatik kişilik arıyorsan KARAKUŞ amcadan daha karizmatik bulamazsın. Ama babayı anlatmak zordur değilmi.

Merhaba
Sayin Abi.
Evet size katiliyorum.
Insanin babasini anlatmasi biraz zor.
Ama birisi anlatirsa doya doya okuyacagim.
Hasret UYGUN
MOSKOVA

[İlkay Güvercin]

Selamlar.Köksalın haklı eleştirilerini aldım.Tabiki ben olaylara farklı pencereden bakmaya çalıştım.Köksalın dediğinede katılıyorum bu tür yazılar çıkar amacı taşımadığına göre insanı onurlandırmaktan başka öteye gitmez.Necdet ağabinin beni yanlış anlamayacağını umarak selam ve saygılarımı gönderiyorum.Ama Necdet ağabiden Trabzona gittikten sonra daha faal hareketler bekliyordum.Örneğin Trabzonspor yönetimine aday olmasını hatta Milletvekili aday olmasını hep beklerdim.Fakat her nedense bu işlere uzak durdu yada benim haberim yok.Tekrar selamlar.

[Sami Ayan]

Necdet abinin özellikle Çaykara'da olduğu dönemde köylülerimize hatta tüm Çaykara'ya olan hizmetleri orta yerde duruyor. Necdet Durgun denildiği zaman hala akan dereler durur. Trabzon'a gittikten sonra da yanına giden Çaykaralılar fırsatı ölçüsünde gereken yardımı almıştır. Ancak kıymetli ağabeyimizin yerel kültüre üst düzeyde katkı yapabilecekken, hatta köyümüz ya da ilçemiz için yönlendirici olabilecekken belki işleri dolayısıyladır bunu yeteri kadar yapmadığı ya da yapamadığı kanaatindeyim. Bu Çaykara'ya borcu olarak duruyor. İnsanlardan beklentiler potansiyelleri ile doğru orantılıdır.

Sözü açılmışken Necdet abiyle biri iyi biri kötü olmak üzere iki hatıramı paylaşmak isterim:

Birincisi; İlkokul yıllarımdı. Babam Çaykara'ya indiğimiz bir Salı günü beni eczaneye bıraktı. Necdet abi hem işiyle meşgul oluyor, hem de sandalyeleri işgal eden her kesimden zevatla sohbet ediyordu. O arada benimle de laf arası şakalaşıyordu. Bir ara oradakilere bir şeyleri anlatmak ister bir edayla bana: "Söyle bakalım Sami ben senin neyinim" diye sordu. Hiç tireddüt etmeden "Sizin anneanneniz benim babamın amcasının kızıdır" cevabını verince bu çetrefilli soruya eksiksiz cevabım nedeniyle tezgaha göre gerideki masanın çekmecesinden iki parmağı ile çektiği 50 Lira ile ödüllendirmişti beni. Ha bir de o ortamda parayla ölçülemeyecek kıymette en tatlısından bir "aferin"

Bir ayrıntı; Necdet abinin çok güzel Türkçesi vardır. Dilimizi çok iyi kullanır. Ama onun bazan muhatabına göre yerel şiveyi kullanmasına da şahit olursunuz. Ama ben yerel şiveyi kullandığında sanki hep bir acemilik sezerim konuşmasında. Yerel şiveyi kullanırken vurguları çok belirgindir. Bizler gibi yuvarlamaz kelimeleri. O hep İstanbul Türkçesini kullanmalı gibi gelir bana.

Sıra geldi anlatmak istediğim, aslında istemediğim ama anlatmam gereken hatıralarımın ikincisine; Pansiyonda kılıyordum. Orta ikinci sınıf, yanı 1985'ler. Arkadaşlarımıza uyup bir de gençliğin verdiği havayla arada bir sigara içiyorum. Ama Çaykara'nın içinde değil tabi. Kenarda köşede. Pansiyona doğru çıkan alt caddenin en yukarısında şimdi hatırlamadığım bir arkadaşımla sigara tüttürüyoruz. O sırada Necdet abi de yetkilisi olduğu pansiyonu denetlemek üzere oraya doğru gidiyor. Beni sigara içerken gördü. Ben oradaki bir kamyonun arkasına saklansam da beni fark ettiğini fark ettim. Bu benim için tam bir işkenceydi. O yoluna devam etti. Ben yerin dibine geçtim. Necdet abiye sigara içerken yakalanmak babama yakalanmaktan daha kötüydü. Yıllarca kaçtım Necdet abiden bu nedenle. Her öğlen uğradığım eczanesinin önünden yüzümü öbür tarafa çevirerek ve hızla geçtim taa ki o Çaykara'yı terk edene kadar. Ne o sordu bana niye sigara içtiğimi, ne de ben gidip özür diledim. Bu gün çok uzak olduğum sigara Necdet abiden böyle uzak tuttu beni yıllarca. Son bir kaç yıldır yine eski diyaloğu kurduk ama çok zaman kaybetmişiz. Ona saygılar sunuyorum.

[AYSEL DURGUN]

Merhabalar;
Öncelikle Hasret Uygun'a teşekkür etmek istiyorum. Konu başlığı önemli değil. Başlık, karizmatik veya iz bırakanlar olabilir tabiiki. Ama bu bölüm için akla ilk gelen adın Necdet Durgun olması haklı bir gurur oldu benim için. Açıkçası, sitenin var olan bazı bölümlerinde, (esanflarımız, iş adamlarımız, vs) Necdet Durgun'un adına rastlamamak beni düşündürmüş ve üzmüştü.
En güzeli de genç insanların abim hakkındaki güzel düşünceleri ve anıları.
Hep düşünürdüm, bir insan bu kadar verici olabilir mi diye. Ya da değer mi insanlar için, aileni bile ikinci plana atmaya. Yazılanlardan anladım ki DEĞERMİŞ.
Hele Hasret ne güzel anlatmış Çaykara'daki salı gününü. Yüreğine sağlık.
Ben hayranım bu ÖZEL ADAMA çünkü.
O'na; Sevim Yengem, Ahmet Cemal ve Ezgi ile uzun ve mutlu bir hayat dilerim.

AYSEL DURGUN

[Önder Ağaoğlu]

MERHABA
NECDET ABİ BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ BİR İNSAN ZİRA İST ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİNİ KAZANDIĞI ZAMAN
YANILMIYOR İSEM 1970 YILI İDİ. O ZAMANLAR İST SULTANAHMET CAMİSİ YANINDA AHŞAP BİR BİNADA OTURUYORDUK. NECDET ABİM
FAKÜLTEYİ BİTİRİNCEYE KADAR EVİMİZE DEVAMLI GELİR. HATIRIMIZI SORARDI. EVİMİZE GELDİĞİ ZAMANLAR RAHAT TAVRI BİZLERİ MUTLU EDERDİ RAHMETLİ BABAMLA SİYASİ KONULARDA PEK ANLAŞTIĞI SÖYLENEMEZ Dİ FAKAT SANKİ AİLEMİZDEN BİRİ GİBİ DAVRANIR EVE GELMESİNİ DÖRT GÖZLE BEKLERDİK EVİMİZİ ADETA ŞENLENDİRİR AYRI BİR NEŞE KATARDI. EVİN EN BÜYÜK ÇOCUĞU OLMAMA RAĞMEN O GELDİĞİ ZAMAN EN BÜYÜK ABİM OLUVERİRDİ. ONUNLA İLGİLİ ÇOK ANILARIMIZ VAR MEZUN OLUP GİDERKEN ÇOK HÜZÜNLENDİĞİMİ HATIRLIYORUM.( BİR DAHA ONU GÖREMEYECEĞİMİ ZANNEDEREK )
ÇÜNKÜ O BİZİM ABİMİZ OLMUŞTU...

ÇAYKARAYA GELGİĞİM VAKİT İLK ÖNCE ONUN ECZANESİ NE UĞRAR,HATIRINI SORARDIM KENDİSİ DE BİZLERE KARSI AYRI BİR İLGİ GÖSTERİR Dİ

KENDİSİNİ ÇOK SEVİYORUM . VE GURUR DUYUYORUM .
NECDET ABİMİN İNSANLIĞI İNSANA DEĞER VERMESİ HAL HATIR SORMASI VEFALI OLMASI DİSİPLİNLİ VE TİTİZ OLMASI EN BÜYÜK ÖZELLİKLERİNDEN DİR.
BURADAN NECDET ABİME VE YENGEME SELAM EDER ÇOCUKLARIN GÖZLERİNDEN ÖPERİM.


ÖNDER İBRAHİMAĞAOĞLU

[İlkay Durgun]

sn Hasret UYGUN demiş ki;

Necdet Durgun eliyle
Caykara/TRABZON

bu eski fotoğrafı çok iyi biliyorum... küçük bir ilçe için, ne çok şey anlatan bir fotoğraf bu...

benim Necdet ağabey ile ilgili , başka şeylerde anlatan ,başka fotoğraflarımda var zihnimde... hiç birini unutmam mümkün değil...

Rahmetli babam _ Dündar DURGUN _ nasıl bir insan olmamız gerektiğini Necdet ağabey den örnekler vererek anlatırdı bize... Babamın bütün anlattıklarını Necdet ağabey in gülümsemesinde görebilirdiniz,insanın böylesine tüm yüzüne yayılan bir gülümsemesi olur mu?..olur. söz konusu Necdet ağabey ise olur.

neşeyi ,muhabbeti ,dostluğu,insan sıcaklığını,güveni ,bir gülümsemeyle bile karşısındakine geçiren, kaç insan tanıyabilirizki yeryüzünde...

kendisine sevgim ,saygım ve minnettarlığım sonsuzdur...

[Hasan Sever]

Bu sıtede senin için yazılanları bilmem okuyabiliyormusun.Eğr okuyamadıysan veya çocuklar okuyup anlatmadıysa çok şey kaybediyorsun demektir.En sonunda, köydeki teyzelerin ve amcaların mektuplarını okuyup yazdığım gibi Trabzona gelip sana senin hakkında yazılanları okuyacağım.HEP zor işler bana kalır.

[Pelin Çağla Altuncu]

bu yazıyı annem adına gönderiyorum
Bunu bir çok insanın örnek almasını istesemde çoğu insan alınsa da onun gibi hiç kimsenin olamayacağına inanıyorum.Bu yazıyı yazana da teşekkür ederim.Necdet Durgun'a ve ailesine sağlıklı uzun ömürler dilerim.
Nihaye Altuncu

[Ulaş Akaç]

merhaba hasret abi ilk olarak başlattığın bu güzel kampanya için teşekkür ediyorum. nejdet durgun gerçekten hakkı ödenmeyecek bir şahıs. köyümüz ve insanlarımız namına ona çok teşekkür ediyorum.

[Cevdet Durgun]

Sevgili Hasret;

Ben tarafım ve taraf olarak yazmak çok zor. Elimden geldiğince tarafsız yazmaya çalışacağım, inşallah başarırım.

Bu başlık altında ilk önce yazılması gereken kişilerden birisini, ama bir o kadar da zor yazılabilecek bir kişiyi tüm içtenliğin, dürüstlüğün, açık ve sıcak yürekliliğinle yazdın. Öncelikle, bir Durgun olarak sana teşekkür ediyorum.

Mahnidaoğulları diğer köylüleriyle birlikte aynı kültürel değerler içinde yoğrulup geliştiği için onlarla ortak sevinçleri, tasaları, mutluluk ve üzüntüleri yaşar ve paylaşırlar. Necdet Ağabey de aynı kültürü yaşarken, buradaki köylülerimizin tüm içtenlikleriyle onun hakkında dile getirdikleri kendine has özellikleri ve farklılıklarıyla çevresindekilere verebileceği neyi varsa hep verir, verdi. İşte bu noktada İlkay Güvercin’in samimi bir şekilde dile getirdiği ve Köksal’ın her zamanki gibi açık sözlülük ve dürüstlükle yanıtladığı önemli değerlendirmeyi anmak ve onlara da teşekkür etmek isterim. Herşey bir yana, Necdet Ağabey hayatını bir başkası olarak değil de bu toplumun bir parçası olarak yaşadı, yaşıyor. Kendisi hakkında haklı olarak söylenen övgü dolu bu güzel sözler onun emeklerinin meyveleridir. O, yaptıklarını iyiliğe koşullanarak ve toplum çıkarlarına yönelik yaptı, yapıyor.

Durgun ailesinin mihenk taşlarından Müslim Hoca, Tahsildar Mahnida Ahmet, Müfettiş Mehmet Cemal ve Muharrem Öğretmen’in emeklerinin Eczacı Necdet Ağabey ile bahsedilen güzelliklere dönüşmesi, Necdet Ağabey’den sonrakilere büyük sorumluluk ve görevler yüklemektedir.

Sevgili Hasret, MSN’deki görüşmelerimizin birinde Necdet Ağabey hakkındaki sayfada neden yazmadığımı sormuştun. Hatırlarsan ben de sana yanıt olarak; yazdım ama diğer yazılarımla birlikte hepsi silindi demiştim. İyi ki silinmiş. O zaman meramımı yeterince anlatamadığımı hissedip, tedirgin olmuştum. Bu bağlamda, Necdet Ağabey’in sayfasında Kayhan Ağabey’in yazması ve Hakan’ın yazmamasının aslında aynı şeyler olduğunu ve her ikisinin de sevgi, saygı ve sakınma içerdiğini hepimiz anlıyoruz.

Yazımın genelinde yanlış yazmamak, yanlış anlaşılmamak çekincelerimden ve yazının başında belirttiğim gibi taraf olmamdan dolayı en azından epeyce içsel mücadelem oldu ve doğal olarak oldukça fazla yoruldum.

Yazımı, Necdet Ağabeyi seven diğer suskunları da çok iyi anladığımı belirterek ve onların saflarına katılarak bitirmek istiyorum.

Saygılarımla.

Cevdet Durgun

[Kürşat Ibrahimağaoğlu]

Bende birşeyler eklemek istiyorum Necdet amcayı tek kelimeyle tanıtmak istesem Paranın değiştiremediği sessizlik diye tanımlardım herhalde.Kültürüne ve hemşerisine düşkün yardımsever bir kişilik.Ben oğlu Ahmet Cemali herzaman saygılı,mütevazi ve efendiliğiyle tanıdım.Necdet Durgunu birde oğluna bakarak tanıyabilirsiniz.Bu devirde ve bu olanaklar içerisinde böyle bir delikanlı yetiştirmek hiçde kolay değil.ALLAH sayılarını arttırsın.Kürşat İBRAHİMAĞAOĞLU

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

.......Necdet DURGUN,

....Çok sevdiğim ablamın oğlu,çok sevdiğim insan......
..Kişiliği, güler yüzlülüğü,hayırseverliği,iyi niyeti ile gönüllere taht kurmuş bir insan.Ne mutlu ona.Onun yerinde çok olmak isterdim.
...Biraz da şanslı tabi..

...Güzel yerde dükkan açmış.Bütün bu özelliklerini sergilemek için ALLAH ona fırsat vermiş.HAYIRLI OLSUN.

....Onunla ilgili benim yazacağım çok şey var ama yukarda tamamına yakını yazılmış zaten.

...Bu ve buna benzer değerli insanlardan uzakta yaşamak beni kahrediyor zaten.Üstelik haberleşmemiz de yok gibi..Ona da üzülüyorum..

...Necdet kardeşime selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

[İsmail Hakkı Çakır]

Hatirliyorum da; Caykara'ya okula kayitimizi yaptirdigimizda babam "gel seni biri ile tanistirayim bir derdin oldu mu ona gidersin o halleder" demisti. Gittik eczahaneye. Karsimda güler yüzlü müthis bir kisi duruyordu
Babami karsiladiktan sonra benimle ilgilendi. Uzun yillar bir amca - yiyen hep selamlastik, konustuk. En son iki sene evvel Trabzon'da görüstük. Hic degismedi ayni gülümseme karsiladi hal hatir sordu.

Necdet DURGUN;

"Bir mum diğer bir mumu yakmak ile isigindan birsey kaybetmez, iki mumla Dünya biraz daha aydinlanir" düsüncesini hayatina uygulamis biri

Allah kendisine uzun ve sihhatli ömürler nasip eylesin, Allah kendisinden razi ve memnun olsun..

Ismail Hakki CAKIR