Sevgililer Günü Acil Duyurusu

“ Türk halkına acil duyurudur: bilgilendirmekte geç kaldığımız için şimdiden özür dileriz., sakın ha ! hediyelerinizi sevgililerinize bugün yani 14 Şubat’ta vermeyin, “sevgililer günü” bu yıldan itibaren 15 Şubat’a alınmıştır” diye tüm tv kanalları uyarı yapsa, hemencecik 15 Şubat’ a da uyum sağlayıp, hediyelerinizi sevgililerinize vermeyi bir gün sonraya saklar mısınız? Veya tersi olsun , yoğun iş temponuzdan dolayı günlerdir tv seyredemediğinizden bu yıl “sevgililer günü”nün 14 Şubat’ta değil de 13 Şubat’ta yapılacağı duyurularını kaçırdınız ve bu durumdan 14 Şubat’ta hediyenizi verirken haberdar oldunuz, çok üzülür müsünüz, içiniz burkulur mu “sevgililer günü”nü kaçırdığınıza ? Belki ilk soruda hediyenizi bir gün sonraya 15 Şubat’a saklarsınız veya ikinci soruya evet üzülürüm yanıtını verebilirsiniz. Ama örneğin “14 Şubat sevgililer günü”nün hemen sonrası büyük bir kampanyayla reklamları yapılıp 16 Şubat’ında sadece evli sevgililere özel “karı-kocalar” günü olduğunu duyursalar sanırım bir çoğunuz pes eder, “yav bunlar bizi enayi yerine koyuyorlar heralde” dersiniz. Ama şuna da eminim daha ileri tarihlere örneğin eylül 15 ine “karı-kocalar” günüdür dense, iyice de bir reklam ve duyurusu yapılsa bir çoğumuz onu da özel günler takvimimize ekleriz.
Sakın ha bu adam bizle kafa buluyor demeyin, sizle kafa bulanlar yeterince buluyor zaten. Örnek verdiğim varsayımlar, “sevgililer günü” diye bir gün vardır ve bu gün 14 şubattır deyip bunu tüm dünyaya kabul ettirenlerin yaptığından daha aşağılayıcı bir şey değildir.
Bu gün “sevgililer günü” , insanlar sevgililerini sevindirmenin yollarını arıyor. Ama yollar hep aynı caddelerde buluşuyor. Çiçekçiler sokağı, Kuyumcular çarşısı, hediyelik eşyacılar, lüks restoran ve diskolar. Küçük bir Anadolu kenti olan Bayburt’ta çalıştığım yıllarda, birkaç ünlü markanın bayiliğini yapan ve fiyatları her zaman normale göre çok yüksek olan mağazanın sahibi bir gün bana; “tohturum eyi ki bu doğum neyin günleri, yoh analar yoh babalar yoh sevgülüler yoh falan filan neyin günleri var yohsa bu ufağ şehürde aç galurduk vallah” deme cesaretini göstermişti. Mağazada oturduğum süre boyunca gelen müşterilerin önemsenir bir kısmı birbirlerinden habersiz peş peşe gelip aynı ürünlerden alıp çıkmışlardı.
Düşünsenize bugünde kaç tane bayan aynı çiçeklerden oluşan buketleri, aynı yüzükleri, aynı parfümleri veya kaç tane erkek aynı cüzdanları, aynı kravatları, aynı çakmakları vs. sevgililerinden hediye diye almıştır.
Hiçbir insan tam olarak birbirine benzemez, dolayısıyla hiçbir sevgide. Dünyada ne kadar çeşit insan varsa o kadar çeşit de sevgi vardır. Hatta her insanın yaşamı boyunca yaşadığı sevgiler ve aşklarda birbirine benzemez. Yani sevgi çeşidi insan çeşidinden bile çoktur. Dolayısıyla sevginin ifade ediliş şekilleri de o kadar çok olmalıdır. Bu kadar evrensel, çok tanımlı, değişken ,soyut ve her an yaşama şansın olan bir şeyi belli bir güne ve bir cisme somutlaştırmaktır asıl aşağılayıcı olan. Falanca ünlü markanın piyasaya sürdüğü 100 bin kravatın 90 bini sevgililer gününde satılıyorsa ,180 bin insanı ben değil o firma ve bu kapitalist düzen aşağılıyordur ve siz sevgililer farkında olmayarak buna izin veriyorsunuzdur.
Şimdi sorarım size: ne kadar aç olursanız olun günde üç öğün , ekmeğin güzel tarafını kırıp hep ona verdiğiniz sevgiliniz lüks bir restorantta bir garsonun getirdiği ekmek sepetinden mi özel olduğunu hisseder ? Her gün saçını dünyanın en güzel çiçeğini koklarmış gibi kokladığınız sevgiliniz kendinin en pahalı çiçek yığınlarından çok daha kıymetli olduğunu bilmez mi? Eğer sevgiliniz ona bakarken gözünüzde ki parıltıyı görebiliyorsa hangi pırlanta ona sizden daha erişilmez gelir ? Ki bunları 365 günden bir güne değil bir dakikaya da indirgeseler veremiyorsanız veremezsiniz sevgilinize. Kandırmayalım kendimizi ve de sevgilimizi.
Sakın ha bu adam bizle kafa buluyor demeyin, sizle kafa bulanlar yeterince buluyor zaten. Örnek verdiğim varsayımlar, “sevgililer günü” diye bir gün vardır ve bu gün 14 şubattır deyip bunu tüm dünyaya kabul ettirenlerin yaptığından daha aşağılayıcı bir şey değildir.
Bu gün “sevgililer günü” , insanlar sevgililerini sevindirmenin yollarını arıyor. Ama yollar hep aynı caddelerde buluşuyor. Çiçekçiler sokağı, Kuyumcular çarşısı, hediyelik eşyacılar, lüks restoran ve diskolar. Küçük bir Anadolu kenti olan Bayburt’ta çalıştığım yıllarda, birkaç ünlü markanın bayiliğini yapan ve fiyatları her zaman normale göre çok yüksek olan mağazanın sahibi bir gün bana; “tohturum eyi ki bu doğum neyin günleri, yoh analar yoh babalar yoh sevgülüler yoh falan filan neyin günleri var yohsa bu ufağ şehürde aç galurduk vallah” deme cesaretini göstermişti. Mağazada oturduğum süre boyunca gelen müşterilerin önemsenir bir kısmı birbirlerinden habersiz peş peşe gelip aynı ürünlerden alıp çıkmışlardı.
Düşünsenize bugünde kaç tane bayan aynı çiçeklerden oluşan buketleri, aynı yüzükleri, aynı parfümleri veya kaç tane erkek aynı cüzdanları, aynı kravatları, aynı çakmakları vs. sevgililerinden hediye diye almıştır.
Hiçbir insan tam olarak birbirine benzemez, dolayısıyla hiçbir sevgide. Dünyada ne kadar çeşit insan varsa o kadar çeşit de sevgi vardır. Hatta her insanın yaşamı boyunca yaşadığı sevgiler ve aşklarda birbirine benzemez. Yani sevgi çeşidi insan çeşidinden bile çoktur. Dolayısıyla sevginin ifade ediliş şekilleri de o kadar çok olmalıdır. Bu kadar evrensel, çok tanımlı, değişken ,soyut ve her an yaşama şansın olan bir şeyi belli bir güne ve bir cisme somutlaştırmaktır asıl aşağılayıcı olan. Falanca ünlü markanın piyasaya sürdüğü 100 bin kravatın 90 bini sevgililer gününde satılıyorsa ,180 bin insanı ben değil o firma ve bu kapitalist düzen aşağılıyordur ve siz sevgililer farkında olmayarak buna izin veriyorsunuzdur.
Şimdi sorarım size: ne kadar aç olursanız olun günde üç öğün , ekmeğin güzel tarafını kırıp hep ona verdiğiniz sevgiliniz lüks bir restorantta bir garsonun getirdiği ekmek sepetinden mi özel olduğunu hisseder ? Her gün saçını dünyanın en güzel çiçeğini koklarmış gibi kokladığınız sevgiliniz kendinin en pahalı çiçek yığınlarından çok daha kıymetli olduğunu bilmez mi? Eğer sevgiliniz ona bakarken gözünüzde ki parıltıyı görebiliyorsa hangi pırlanta ona sizden daha erişilmez gelir ? Ki bunları 365 günden bir güne değil bir dakikaya da indirgeseler veremiyorsanız veremezsiniz sevgilinize. Kandırmayalım kendimizi ve de sevgilimizi.