1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Sevgililer Günü Acil Duyurusu

MesajGönderilme zamanı: Sal Şub 13, 2007 10:02 pm
gönderen Bülent Altuncu
“ Türk halkına acil duyurudur: bilgilendirmekte geç kaldığımız için şimdiden özür dileriz., sakın ha ! hediyelerinizi sevgililerinize bugün yani 14 Şubat’ta vermeyin, “sevgililer günü” bu yıldan itibaren 15 Şubat’a alınmıştır” diye tüm tv kanalları uyarı yapsa, hemencecik 15 Şubat’ a da uyum sağlayıp, hediyelerinizi sevgililerinize vermeyi bir gün sonraya saklar mısınız? Veya tersi olsun , yoğun iş temponuzdan dolayı günlerdir tv seyredemediğinizden bu yıl “sevgililer günü”nün 14 Şubat’ta değil de 13 Şubat’ta yapılacağı duyurularını kaçırdınız ve bu durumdan 14 Şubat’ta hediyenizi verirken haberdar oldunuz, çok üzülür müsünüz, içiniz burkulur mu “sevgililer günü”nü kaçırdığınıza ? Belki ilk soruda hediyenizi bir gün sonraya 15 Şubat’a saklarsınız veya ikinci soruya evet üzülürüm yanıtını verebilirsiniz. Ama örneğin “14 Şubat sevgililer günü”nün hemen sonrası büyük bir kampanyayla reklamları yapılıp 16 Şubat’ında sadece evli sevgililere özel “karı-kocalar” günü olduğunu duyursalar sanırım bir çoğunuz pes eder, “yav bunlar bizi enayi yerine koyuyorlar heralde” dersiniz. Ama şuna da eminim daha ileri tarihlere örneğin eylül 15 ine “karı-kocalar” günüdür dense, iyice de bir reklam ve duyurusu yapılsa bir çoğumuz onu da özel günler takvimimize ekleriz.

Sakın ha bu adam bizle kafa buluyor demeyin, sizle kafa bulanlar yeterince buluyor zaten. Örnek verdiğim varsayımlar, “sevgililer günü” diye bir gün vardır ve bu gün 14 şubattır deyip bunu tüm dünyaya kabul ettirenlerin yaptığından daha aşağılayıcı bir şey değildir.

Bu gün “sevgililer günü” , insanlar sevgililerini sevindirmenin yollarını arıyor. Ama yollar hep aynı caddelerde buluşuyor. Çiçekçiler sokağı, Kuyumcular çarşısı, hediyelik eşyacılar, lüks restoran ve diskolar. Küçük bir Anadolu kenti olan Bayburt’ta çalıştığım yıllarda, birkaç ünlü markanın bayiliğini yapan ve fiyatları her zaman normale göre çok yüksek olan mağazanın sahibi bir gün bana; “tohturum eyi ki bu doğum neyin günleri, yoh analar yoh babalar yoh sevgülüler yoh falan filan neyin günleri var yohsa bu ufağ şehürde aç galurduk vallah” deme cesaretini göstermişti. Mağazada oturduğum süre boyunca gelen müşterilerin önemsenir bir kısmı birbirlerinden habersiz peş peşe gelip aynı ürünlerden alıp çıkmışlardı.

Düşünsenize bugünde kaç tane bayan aynı çiçeklerden oluşan buketleri, aynı yüzükleri, aynı parfümleri veya kaç tane erkek aynı cüzdanları, aynı kravatları, aynı çakmakları vs. sevgililerinden hediye diye almıştır.

Hiçbir insan tam olarak birbirine benzemez, dolayısıyla hiçbir sevgide. Dünyada ne kadar çeşit insan varsa o kadar çeşit de sevgi vardır. Hatta her insanın yaşamı boyunca yaşadığı sevgiler ve aşklarda birbirine benzemez. Yani sevgi çeşidi insan çeşidinden bile çoktur. Dolayısıyla sevginin ifade ediliş şekilleri de o kadar çok olmalıdır. Bu kadar evrensel, çok tanımlı, değişken ,soyut ve her an yaşama şansın olan bir şeyi belli bir güne ve bir cisme somutlaştırmaktır asıl aşağılayıcı olan. Falanca ünlü markanın piyasaya sürdüğü 100 bin kravatın 90 bini sevgililer gününde satılıyorsa ,180 bin insanı ben değil o firma ve bu kapitalist düzen aşağılıyordur ve siz sevgililer farkında olmayarak buna izin veriyorsunuzdur.

Şimdi sorarım size: ne kadar aç olursanız olun günde üç öğün , ekmeğin güzel tarafını kırıp hep ona verdiğiniz sevgiliniz lüks bir restorantta bir garsonun getirdiği ekmek sepetinden mi özel olduğunu hisseder ? Her gün saçını dünyanın en güzel çiçeğini koklarmış gibi kokladığınız sevgiliniz kendinin en pahalı çiçek yığınlarından çok daha kıymetli olduğunu bilmez mi? Eğer sevgiliniz ona bakarken gözünüzde ki parıltıyı görebiliyorsa hangi pırlanta ona sizden daha erişilmez gelir ? Ki bunları 365 günden bir güne değil bir dakikaya da indirgeseler veremiyorsanız veremezsiniz sevgilinize. Kandırmayalım kendimizi ve de sevgilimizi.

MesajGönderilme zamanı: Sal Şub 13, 2007 11:24 pm
gönderen Serkan Birinci
yahu tohtur begim, 14, 15 ,16 hangisi anlayamadık. sakata gelmeyek :-)

MesajGönderilme zamanı: Sal Şub 13, 2007 11:37 pm
gönderen Mehmet Aydinli
Bülent tabiki aldığın hediyeleri görmedik.Çicekler falan . : :D :D
İyiki hatırlattın bende bişeler alayım hanıma ne tavsiye edersin,gizli mesajda bir akıl ver bana :D :D .
Evet Bülent gercekten hergün sömürdükleri yetmemiş gibi ,birde çıkardıkları işte böyle günlerle insanları daha fazla tüketime zorlayarak daha fazla sömürmeyi , kültür ve sevgiyi paylaşmak v.s. gibi kelimelerle tanımlayarak yutturmaya çalışıyorlar.Evet güzelde yutturuyorlar.
Fakat sen yine de bana gizli mesaj yolla :D :D

MesajGönderilme zamanı: Çrş Şub 14, 2007 12:35 am
gönderen Bülent Altuncu
Serkan ve bori sizi en sağlam adamlar sanayudum ,bakayurum sizda kıylayusunuz.Yakıştıramadım

MesajGönderilme zamanı: Çrş Şub 14, 2007 8:15 am
gönderen Serkan Birinci
yok öyle. kapitaliszmin tüketim toplumunu çılgınlığıdır deyip saadetimle oynacaksınız heeeeeee. gelmem bu emperyalist oyunlara.

MesajGönderilme zamanı: Çrş Şub 14, 2007 9:16 am
gönderen Sabri Kahveci
Bülent'çiğim bu aralar kesik falan değilsin değil mi? :D :D.Çaktırma :lol:

MesajGönderilme zamanı: Çrş Şub 14, 2007 9:19 am
gönderen Yılmaz Ersezer
Dr, o çok keyifli kaleminle şu ekmeğin güzel tarafı üzerine bir çalışma yapsan. Ben en çok sert köşesini severim mesela, ama ne kadar "sevimli" bir şekilde koparıp sevdiğime uzatsam yeterli etkiyi yaratabileceğimi sanmıyorum :-( Kafaya yeme riski de var az biraz. Senin yazı ve ekmeğin köşesi bir araya gelirse piyasa ekonomisine bizim evde bir şamar indirme şansımız olabilir belki, yoksa bize de piyasa yolları gözükmekte :-P

MesajGönderilme zamanı: Çrş Şub 14, 2007 7:36 pm
gönderen Bülent Altuncu
Arkadaşlar hepinizin cevapları bir harika ama Sabri nin işi çözmüş mesajını okuduktan sonra yandaki resminin de anlatımına uyumuna bakarken kırıldım gülmekten.

MesajGönderilme zamanı: Çrş Şub 14, 2007 8:18 pm
gönderen Cengiz Selimoğlu
Ola bülent sabriyle aynı görüşteyim :D Ama o benden önce yazdı.Ola gittun eve tabi nöbettenda çikmişidun unuttun bu mübarek günü :D Evde tabi azarı işitince ne yapayım dedin foruma yazayım dedin :D yaz yaz bizi uyutursun belki ama yakında osmanda başlar kapasite yetmiyor para lazım demeye bakalım ozaman nere yazacasun :D :D :D

MesajGönderilme zamanı: Çrş Şub 14, 2007 10:47 pm
gönderen Ali Şahiner
Abi sen bunları bana Bayburtta neden anlatmadın,giden parcıklarımamı, yoksa; tak sebeti koluna herkez kendi yoluna yoluna deyip giden yalancı sevgililerimemi üzüleyim. Abi işin espirisi bir yana yüreğine eline sağlık, ARTIK İNANDIĞIMIZ GİBİ DEĞİLDE,YAŞADIĞIMIZ GİBİ İNANMAYA BAŞLADIK.