ALINTI: toprak satışından sonra sırada İŞGAL var...

İçimizdeki yahudiler ve dostları hayli mesafe katetti. Aleni ihanetlerinde sınır yok. Babalar gibi satmaya devam ediyorlar. Girerse, Irak'ı işgal eden İsrail, Amerika ve İngiltere ordusu Irak sınırından girer. (Hatırlatırız! Habur kapısı'nın her iki tarafından dönümlerce arazi Pentagon ve kafasına çuval geçirilen askerlerimizin komutanı tarafından *ortaklaşa* satın alınmıştı). Hıristiyanlar ise deniz yoluyla Antalya ve İzmir'den girecek. İlk kırılacaklar da galiba çapulcular (peşmergeler) olacak.
İsrail ve dostlarının İran'a saldırmalarına gerek yok. Çünkü, yahudilerin istediği 'nil'den Fırat'a' kadar olan topraklar İran'da değil Türkiye'de.
Malum yahudi haber ajansı'nın (aa) verdiği haberde İsrail'in adı bile geçmiyor. Oysa yahudiler, içerdeki dostları (AKP ve mason locaları) sayesinde, başta GAP bölgesi olmak üzere Güney ve Doğu Anadolu'yu çoktan ele geçirdi.
-------------------- haber ---------------------
Yabancıya mülk satışında üçlü model
Yabancılara mülk satışında 3 ayrı model uygulamaya konuluyor. İspanya modeli, kent projeleri ve emeklilere özel hizmet paketleri yoluyla, çok sayıda yabancı Türkiye'ye çekilecek.
Maliye ve Turizm Bakanlıkları, İspanya Modeliyle ilgili planlama çalışmalarını sürdürüyor. Sona yaklaşan bu çalışmalarda Antalya-Kızılca ve Aydın-Didim, İspanya modelinin ilk uygulama alanları olarak belirlendi. Bu 2 bölgede, cazibe merkezleri oluşturulacak ve yabancılar için özel sektör kanalıyla golf sahaları, ikinci konut niteliğinde konutlar ve sosyal tesisler inşa ettirilecek.
Hazineye ait araziler de bu işe tahsis edilecek. İspanya modeli çalışmaları sırasında, inşaatı ve işletmeyi üstlenen firmalara dönük bazı vergi kolaylıkları da düşünülüyor. İspanya modelinde, ikinci konut olarak nitelenen evler, daha proje aşamasında elden çıkarılıyor. İnşaatları ve işletmeyi üstlenen firmalar, Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda gibi ülkelerde proje maketleri ile tanıtımda bulunarak, satış yapıyor. Tatil köyü ve sitelerin kurulduğu bölgenin çevre düzenlemesi ile bütün altyapı işlerini de yapımcı firma gerçekleştiriyor. İspanya'da sadece golf sahaları çevresinde inşa edilen villaların 1 ile 3 milyon dolar arasında bir bedelle yabancılara satıldığı belirtiliyor.
KENT VE YABANCI EMEKLİLER PROJESİ
Bu arada yabancılara mülk satışında özel kent projeleri de önümüzdeki dönem hayata geçirilecek. Kent projelerinin ilki İzmir Çeşme-Reisdere'de Maliye tarafından tahsis edilen Hazine arazisi üzerinde Norveçliler için inşa edilecek. Reisdere'deki Norveç Kent Projesi, bu ülkenin Sosyal Güvenlik Teşkilatı ile koordineli gerçekleştirilecek. 5 bin kişiye hizmet sunulacak proje çerçevesinde, Reisdere'de Norveçli emeklilere yönelik konutların yanı sıra, huzurevi, sağlık tesisleri, sosyal tesisler ve spor alanları oluşturulacak.
Halen planlama çalışmaları devam eden Norveç Kent Projesinde doğrudan satışın yanısıra devre mülk yoluyla satış ve kiralama yöntemleri üzerinde de duruluyor. Sağlık turizmiyle ilgili işletmelerin yabancı ülkelerin sosyal güvenlik ihalelerine katılımı yoluyla da yabancıların ülkemize çekilmesi hedefleniyor. Bunun ilk uygulamasını da Norveç Sosyal Güvenlik Teşkilatının emeklilerle ilgili ihalesini alan Balçova İşletmesi gerçekleştirdi.
Norveç'de bir emeklinin sosyal güvenlik kurumuna aylık maliyetinin 18 bin dolar civarında bulunduğunu belirten bir ekonomi yetkilisi, ''İlgili sosyal güvenlik kuruluşları, emeklilerini Türkiye ya da benzer ülkelere göndererek, 5 ile 10 bin dolar arasında bir bedelle sağlık hizmeti almasını sağlıyor. Biz de İzmir'in yanı sıra Afyon, Bursa, Balıkesir gibi sağlık turizmine uygun yörelerimizle bu konuda söz sahibi olabiliriz'' dedi.
YABANCILAR NEREDE NE ALDI?
Öte yandan İspanya Modeli, kent ve emekli projeleri için çeşitli yabancı kişi ve kuruluşlar da Türkiye'de araştırma ve inceleme çalışması yapıyor. Bu kişi ve kuruluşlara, temasları sırasında yabancıların Türkiye'deki mülk edinimiyle ilgili mevzuat ve istatistiki veriler hakkında da bilgi veriliyor. Bu çerçevede gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, ülkemizde turizmin merkezleri olarak nitelenen Antalya, Aydın, İzmir ve Muğla'da şu ana kadar 41 bin 362 yabancı, 32 bin 635 adet mülk satın aldı.
Adet olarak yabancılara en fazla mülk satışı 14 bin 124 ile Antalya'da olurken, bu ilimizi 8 bin 218 ile Muğla, 5 bin 744 ile Aydın, 4 bin 549 ile de İzmir izledi. Kapladığı alan bakımından ise yabancılar en fazla Muğla'da yer edindi. Bu ilimizde yabancılara satılan gayrimenkullerin toplam büyüklüğü 4 milyon 742,4 bin metre kareye ulaştı. Antalya da, 3 milyon 760,7 bin metre kare ile bu ilimizi izledi. Yabancılar İzmir'de 4 milyon 742,4 bin metre kare, Aydın'da da 1 milyon 558,2 bin metre karelik yer aldı.
Turistik yörelere yatırımda İngilizler başı çekerken, 16 bin 436 İngilizin 4 ilde edindikleri taşınmaz sayısı 11 bin 807'yi buluyor. Almanlar da 9 bin 989 kişi ve 8 bin 414 taşınmaz ile İngilizlerin ardında yeralıyor. Bu arada gayrimenkule yatırımda İngilizler Muğla'yı, Almanlar, Hollandalılar, İrlandalılar ve Norveçliler Antalya'yı, Yunanlıların ise İzmir'i tercih ediyor.
Memleketin çivisi çıkmış arkadaşlar. Eee çivisi çıkan memlekettede Türk’lüğe ve İslam’a ait olan ne kadar değer varsa hepsi bir bir tahrip edilir. Türk milletinin sahiplenmediği milli değerlere ve manevi hislere hep devşirme takımı sahipleniyor. Sahipleniyor ve ağır ağır tahrip ediyor. Hep Sabetaycı şahsiyetsizler, Mason uşaklar ve sayamadığım nice önce İslam, sonra insanlık ve en sonunda Türk düşmanı Yahudi kansızları sahip çıkıyor.
Ben söylemiyorum Yalçın Küçük kitaplarında hep yazıyor. Sabetaycı’ların isim ve soy isimlerinde kullandıkları şifrelerle kendilerinin Sabetaycı olup olmadıklarını, gizlediklerini ve kullandıkları yöntemleri açıklıyor.
Mesela bir kitabında Yalçın Küçük Sabetaycıların özellikle soy isimlerinde ve isimlerinde sıklıkla.
ER veyahut RE harflerini kullandıklarını söyler. Ve birkaç isim verir.. Simdi kitabında yazdığı gibi isimleri sıralamaya gerek yok. Fakat ben bir kaç isim vereyim.
Mesela niye bize yıllardır verilmeyen ama her nedense gecen yıllarda hiç beklemediğimiz şekilde verilen ( sanırım Türkçe’yi katlettiği için İngilizce zırıltısını söyleyen ) Eurovision şarkı yarışmasında birinci olan Sertab Erener. İsme ve soy isme bakin. S ‘’ER’’TAB ER-EN-ER.
Başka bir misal Sabah gurubu ve cinteks sahibi Turgay Cin ‘’ER’’
Bir baksa misal Çıfıt ( YAHUDİ ) siyonizminin Türkiye’deki kukla hükümeti Akp’nin Pkk’nın siyasallasması için atadığı ve Amerika ile ortak hareketlendirdiği emekli pasa Edip Baş ‘’ER’’
Veyahut aracının plakasının harflerini bile ‘’MSN’’ den oluşturan ki bu MSNnin anlamı ‘’M a S o N’’ dur ve Mit’in müsteşarı Em ‘’RE Tan ‘’ER.
Türklük yıllarca yıpratıldı. Değerlerimizin ve kurumlarımızın içi önce boşaltıldı sonrada çürütüldü. Maneviyatsız kişilikler önce icad edilip sonra başımıza yönetici diye verildi. Fettullah gibi Vatikan beslemeleri 28 şubat sayesinde hilkat garibesi gibi önümüze din alimi diye sürüldü.
Milli değerlerimizin başına çorap örüldü. Türkçe katledildi. İrtica teranesi peydah edildi. İslam yok olsun diye sahte silah olan bu irtica en büyük kozudur YAHUDİ’lerin.
Tsk tahrip edildi. Asırlarca dünyaya korku salan Türk ordusu başına çuval geçirtildiği halde susturuldu. Polis teşkilatının en tepe kadroları nurcu akımlara terk edildi. Basın, iş dünyası, eğitim, yönetim gibi en üst dereceli ve önemli kurumlar özellikle Türk ve İslam aleminin baş düşmanı Yahudi’lere bırakıldı.
Türk milleti bir zamanlar ( çok değil bundan 60 sene evvel ) kapalı çarşıda kuyumculuktan öteye gidemeyen altın ve gümüş sarraflığı yapan ne haber kirkor yada şşşt ne haber Şimon diye seslendiği Ermeni ve Yahudi’lere sayın vekilim, sayın emniyet amirim, sayın paşam demeye başladı.
Yani ayak takımı baş başlar ise ayak oldu. Ters yüz edildi her şey. Vel hasıl köyümüzde köpekleri saldılarda taşlar bağlı gibi. Gibi değil öyle..
Bu yazılardan sonra benim ırkçı, kafatasçı bir şahsiyet olduğumu sanacaksınız değilmi. Hayır ben ne ırkçı ne kafatasçıyım.
Ben 800 sene koyun koyuna yattığım kız alıp verdiğim millet-i sadıka dediğim bir millete düşman değilim. Ben Yahudi oyununa gelerek 3 T kuramının peşinde koşan ve devlet içinde kadrolaşan ERMENİCİLİGE düşmanım.
Ben 1492 tarihinde İspanya’da Katolik katliamından kurtardığım bu topraklarda yaşamaları için dünyada hiçbir milletin yer vermediği adeta pislik gibi dışladığı hayat hakkı tanımadığı Yahudi’lere hayat hakkı verdim. Bunlara düşman değilim. Ben Siyonizm için bizim Osmanlıyı ettikleri gibi Türkiye’mizide param parça etmek isteyen Siyonist Yahudilere düşmanım. Yani SİYONİZME düşmanım.
Önemli kamu kurum ve kuruluşlarımıza tepeden inerek getirilen kancıklara düşmanım..
Yıllarca sen ekmeğine bak. Karnını doyur gerisine karışma diye susturdular. Okuyup önemli mevkilere gelmemizi önlediler. Köylü milletin efendisidir vecizesini allem kulem edip köylüyü köye hapsettiler.
Gelişmelerini okumalarını başa gelmelerini hayvancılıktan, tarımcılıktan öteye gitmemelerini sağladılar. Ve gerçek sahiplerini engelleyip koltuklara düşman takım oturttular.
Bilemiyorum arkadaşlar sonumuz nereye varacak ? Türkiye nerede patlayacak ?
ALLAH sonumuzu hayır etsin demekten öteye gidemiyoruz vesselam...
Saygılarımla..
kaynak: www.doguturkistan.net
İsrail ve dostlarının İran'a saldırmalarına gerek yok. Çünkü, yahudilerin istediği 'nil'den Fırat'a' kadar olan topraklar İran'da değil Türkiye'de.
Malum yahudi haber ajansı'nın (aa) verdiği haberde İsrail'in adı bile geçmiyor. Oysa yahudiler, içerdeki dostları (AKP ve mason locaları) sayesinde, başta GAP bölgesi olmak üzere Güney ve Doğu Anadolu'yu çoktan ele geçirdi.
-------------------- haber ---------------------
Yabancıya mülk satışında üçlü model
Yabancılara mülk satışında 3 ayrı model uygulamaya konuluyor. İspanya modeli, kent projeleri ve emeklilere özel hizmet paketleri yoluyla, çok sayıda yabancı Türkiye'ye çekilecek.
Maliye ve Turizm Bakanlıkları, İspanya Modeliyle ilgili planlama çalışmalarını sürdürüyor. Sona yaklaşan bu çalışmalarda Antalya-Kızılca ve Aydın-Didim, İspanya modelinin ilk uygulama alanları olarak belirlendi. Bu 2 bölgede, cazibe merkezleri oluşturulacak ve yabancılar için özel sektör kanalıyla golf sahaları, ikinci konut niteliğinde konutlar ve sosyal tesisler inşa ettirilecek.
Hazineye ait araziler de bu işe tahsis edilecek. İspanya modeli çalışmaları sırasında, inşaatı ve işletmeyi üstlenen firmalara dönük bazı vergi kolaylıkları da düşünülüyor. İspanya modelinde, ikinci konut olarak nitelenen evler, daha proje aşamasında elden çıkarılıyor. İnşaatları ve işletmeyi üstlenen firmalar, Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda gibi ülkelerde proje maketleri ile tanıtımda bulunarak, satış yapıyor. Tatil köyü ve sitelerin kurulduğu bölgenin çevre düzenlemesi ile bütün altyapı işlerini de yapımcı firma gerçekleştiriyor. İspanya'da sadece golf sahaları çevresinde inşa edilen villaların 1 ile 3 milyon dolar arasında bir bedelle yabancılara satıldığı belirtiliyor.
KENT VE YABANCI EMEKLİLER PROJESİ
Bu arada yabancılara mülk satışında özel kent projeleri de önümüzdeki dönem hayata geçirilecek. Kent projelerinin ilki İzmir Çeşme-Reisdere'de Maliye tarafından tahsis edilen Hazine arazisi üzerinde Norveçliler için inşa edilecek. Reisdere'deki Norveç Kent Projesi, bu ülkenin Sosyal Güvenlik Teşkilatı ile koordineli gerçekleştirilecek. 5 bin kişiye hizmet sunulacak proje çerçevesinde, Reisdere'de Norveçli emeklilere yönelik konutların yanı sıra, huzurevi, sağlık tesisleri, sosyal tesisler ve spor alanları oluşturulacak.
Halen planlama çalışmaları devam eden Norveç Kent Projesinde doğrudan satışın yanısıra devre mülk yoluyla satış ve kiralama yöntemleri üzerinde de duruluyor. Sağlık turizmiyle ilgili işletmelerin yabancı ülkelerin sosyal güvenlik ihalelerine katılımı yoluyla da yabancıların ülkemize çekilmesi hedefleniyor. Bunun ilk uygulamasını da Norveç Sosyal Güvenlik Teşkilatının emeklilerle ilgili ihalesini alan Balçova İşletmesi gerçekleştirdi.
Norveç'de bir emeklinin sosyal güvenlik kurumuna aylık maliyetinin 18 bin dolar civarında bulunduğunu belirten bir ekonomi yetkilisi, ''İlgili sosyal güvenlik kuruluşları, emeklilerini Türkiye ya da benzer ülkelere göndererek, 5 ile 10 bin dolar arasında bir bedelle sağlık hizmeti almasını sağlıyor. Biz de İzmir'in yanı sıra Afyon, Bursa, Balıkesir gibi sağlık turizmine uygun yörelerimizle bu konuda söz sahibi olabiliriz'' dedi.
YABANCILAR NEREDE NE ALDI?
Öte yandan İspanya Modeli, kent ve emekli projeleri için çeşitli yabancı kişi ve kuruluşlar da Türkiye'de araştırma ve inceleme çalışması yapıyor. Bu kişi ve kuruluşlara, temasları sırasında yabancıların Türkiye'deki mülk edinimiyle ilgili mevzuat ve istatistiki veriler hakkında da bilgi veriliyor. Bu çerçevede gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, ülkemizde turizmin merkezleri olarak nitelenen Antalya, Aydın, İzmir ve Muğla'da şu ana kadar 41 bin 362 yabancı, 32 bin 635 adet mülk satın aldı.
Adet olarak yabancılara en fazla mülk satışı 14 bin 124 ile Antalya'da olurken, bu ilimizi 8 bin 218 ile Muğla, 5 bin 744 ile Aydın, 4 bin 549 ile de İzmir izledi. Kapladığı alan bakımından ise yabancılar en fazla Muğla'da yer edindi. Bu ilimizde yabancılara satılan gayrimenkullerin toplam büyüklüğü 4 milyon 742,4 bin metre kareye ulaştı. Antalya da, 3 milyon 760,7 bin metre kare ile bu ilimizi izledi. Yabancılar İzmir'de 4 milyon 742,4 bin metre kare, Aydın'da da 1 milyon 558,2 bin metre karelik yer aldı.
Turistik yörelere yatırımda İngilizler başı çekerken, 16 bin 436 İngilizin 4 ilde edindikleri taşınmaz sayısı 11 bin 807'yi buluyor. Almanlar da 9 bin 989 kişi ve 8 bin 414 taşınmaz ile İngilizlerin ardında yeralıyor. Bu arada gayrimenkule yatırımda İngilizler Muğla'yı, Almanlar, Hollandalılar, İrlandalılar ve Norveçliler Antalya'yı, Yunanlıların ise İzmir'i tercih ediyor.
Memleketin çivisi çıkmış arkadaşlar. Eee çivisi çıkan memlekettede Türk’lüğe ve İslam’a ait olan ne kadar değer varsa hepsi bir bir tahrip edilir. Türk milletinin sahiplenmediği milli değerlere ve manevi hislere hep devşirme takımı sahipleniyor. Sahipleniyor ve ağır ağır tahrip ediyor. Hep Sabetaycı şahsiyetsizler, Mason uşaklar ve sayamadığım nice önce İslam, sonra insanlık ve en sonunda Türk düşmanı Yahudi kansızları sahip çıkıyor.
Ben söylemiyorum Yalçın Küçük kitaplarında hep yazıyor. Sabetaycı’ların isim ve soy isimlerinde kullandıkları şifrelerle kendilerinin Sabetaycı olup olmadıklarını, gizlediklerini ve kullandıkları yöntemleri açıklıyor.
Mesela bir kitabında Yalçın Küçük Sabetaycıların özellikle soy isimlerinde ve isimlerinde sıklıkla.
ER veyahut RE harflerini kullandıklarını söyler. Ve birkaç isim verir.. Simdi kitabında yazdığı gibi isimleri sıralamaya gerek yok. Fakat ben bir kaç isim vereyim.
Mesela niye bize yıllardır verilmeyen ama her nedense gecen yıllarda hiç beklemediğimiz şekilde verilen ( sanırım Türkçe’yi katlettiği için İngilizce zırıltısını söyleyen ) Eurovision şarkı yarışmasında birinci olan Sertab Erener. İsme ve soy isme bakin. S ‘’ER’’TAB ER-EN-ER.
Başka bir misal Sabah gurubu ve cinteks sahibi Turgay Cin ‘’ER’’
Bir baksa misal Çıfıt ( YAHUDİ ) siyonizminin Türkiye’deki kukla hükümeti Akp’nin Pkk’nın siyasallasması için atadığı ve Amerika ile ortak hareketlendirdiği emekli pasa Edip Baş ‘’ER’’
Veyahut aracının plakasının harflerini bile ‘’MSN’’ den oluşturan ki bu MSNnin anlamı ‘’M a S o N’’ dur ve Mit’in müsteşarı Em ‘’RE Tan ‘’ER.
Türklük yıllarca yıpratıldı. Değerlerimizin ve kurumlarımızın içi önce boşaltıldı sonrada çürütüldü. Maneviyatsız kişilikler önce icad edilip sonra başımıza yönetici diye verildi. Fettullah gibi Vatikan beslemeleri 28 şubat sayesinde hilkat garibesi gibi önümüze din alimi diye sürüldü.
Milli değerlerimizin başına çorap örüldü. Türkçe katledildi. İrtica teranesi peydah edildi. İslam yok olsun diye sahte silah olan bu irtica en büyük kozudur YAHUDİ’lerin.
Tsk tahrip edildi. Asırlarca dünyaya korku salan Türk ordusu başına çuval geçirtildiği halde susturuldu. Polis teşkilatının en tepe kadroları nurcu akımlara terk edildi. Basın, iş dünyası, eğitim, yönetim gibi en üst dereceli ve önemli kurumlar özellikle Türk ve İslam aleminin baş düşmanı Yahudi’lere bırakıldı.
Türk milleti bir zamanlar ( çok değil bundan 60 sene evvel ) kapalı çarşıda kuyumculuktan öteye gidemeyen altın ve gümüş sarraflığı yapan ne haber kirkor yada şşşt ne haber Şimon diye seslendiği Ermeni ve Yahudi’lere sayın vekilim, sayın emniyet amirim, sayın paşam demeye başladı.
Yani ayak takımı baş başlar ise ayak oldu. Ters yüz edildi her şey. Vel hasıl köyümüzde köpekleri saldılarda taşlar bağlı gibi. Gibi değil öyle..
Bu yazılardan sonra benim ırkçı, kafatasçı bir şahsiyet olduğumu sanacaksınız değilmi. Hayır ben ne ırkçı ne kafatasçıyım.
Ben 800 sene koyun koyuna yattığım kız alıp verdiğim millet-i sadıka dediğim bir millete düşman değilim. Ben Yahudi oyununa gelerek 3 T kuramının peşinde koşan ve devlet içinde kadrolaşan ERMENİCİLİGE düşmanım.
Ben 1492 tarihinde İspanya’da Katolik katliamından kurtardığım bu topraklarda yaşamaları için dünyada hiçbir milletin yer vermediği adeta pislik gibi dışladığı hayat hakkı tanımadığı Yahudi’lere hayat hakkı verdim. Bunlara düşman değilim. Ben Siyonizm için bizim Osmanlıyı ettikleri gibi Türkiye’mizide param parça etmek isteyen Siyonist Yahudilere düşmanım. Yani SİYONİZME düşmanım.
Önemli kamu kurum ve kuruluşlarımıza tepeden inerek getirilen kancıklara düşmanım..
Yıllarca sen ekmeğine bak. Karnını doyur gerisine karışma diye susturdular. Okuyup önemli mevkilere gelmemizi önlediler. Köylü milletin efendisidir vecizesini allem kulem edip köylüyü köye hapsettiler.
Gelişmelerini okumalarını başa gelmelerini hayvancılıktan, tarımcılıktan öteye gitmemelerini sağladılar. Ve gerçek sahiplerini engelleyip koltuklara düşman takım oturttular.
Bilemiyorum arkadaşlar sonumuz nereye varacak ? Türkiye nerede patlayacak ?
ALLAH sonumuzu hayır etsin demekten öteye gidemiyoruz vesselam...
Saygılarımla..
kaynak: www.doguturkistan.net