Anılarda Kaybolmak

Anılarda Kaybolmak
Ben; bu gece inadına köyümü ve orda geçen gençliğimi düşündüm, rahmetli dedemi, babaannemi ve halamı düşündüm, gözlerini ve sözlerini düşündüm , bana verdikleri mutluluğu düşündüm.
Ben; bu gece hayelen köyüme ve gençliğime gittim. Yokluğu öyle perişan ettiki ki yüreğimi; dayanamadım ağladım usul usul .. Ne karanlık nede korku dinledim. Sadece bu gece gözlerimde büyüyen gençliğimi ve köyümü düşündüm. Gece oturmalarını , bahçe açmaları, Ömeri suçlu düşürdüğümüz günleri, Ayhanun hakimlik yaptığı davaları, ilhanun türkilerini, gecenun yarısında saminun annesine yapturduğumuz baklavaları.Gecenin yarılarında kapısını çaldığım. Kışın esen rüzgarlara perde olamayan tahta duvarları düşündüm. Sonra fark ettim artık o kapıları açan insanların bir daha o kapıları açamayacağını, kim bilir belki artık o kapıları çalan insanlarda olmayacak. 16 yıldır bir kurban bayramına bile gidemediğim bir köy, artık benim köyüm müdür bilmiyorum. Sanatçı yar hastayım hastayım sevdiğim duymadınmı, cenaze namazıma biraz geç kalmadınmı türküsünü belki benim gibiler için yazmıştır.
Ben; bu gece bütün benliğimi köyüme ve gençliğime verdim. Dualar yağdırdım gökten üzerine,ninniler söyledim sevgi sözcükleriyle, yıldızlardan evler yaptım küme küme, şafaklardan ağ ördüm sevgimin ölümsüzlüğüne ..
Ve ilk kez yalnızlığıma ağladım bu gece!
Uzun kış gecelerini beyaz örtüsüyle örten sevgili. Kim bilir belki ikinci baharı başka bir diyarda eski dostlarla yaşatacaktır bizlere. Her gecenin bir neharı , her kışın bir baharı vardır diyen sevgili doğru söylemiştir elhak. Özlem ve hasretlerimi gömdüğüm topraklarda yine özlem ve hasretlerim hayat bulacaktır. Sineğin kaçışı daha etkili gelebilmek içindir. Elbet şairin dediği gibi
Mehmedim:
ölsekte sevinin eve dönsekte ,
sanma bu tekerlek kalır tümsekte
Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir..
diyor ve gönül telime kırık mızrabımı dokunduruyorum…..
Ben; bu gece inadına köyümü ve orda geçen gençliğimi düşündüm, rahmetli dedemi, babaannemi ve halamı düşündüm, gözlerini ve sözlerini düşündüm , bana verdikleri mutluluğu düşündüm.
Ben; bu gece hayelen köyüme ve gençliğime gittim. Yokluğu öyle perişan ettiki ki yüreğimi; dayanamadım ağladım usul usul .. Ne karanlık nede korku dinledim. Sadece bu gece gözlerimde büyüyen gençliğimi ve köyümü düşündüm. Gece oturmalarını , bahçe açmaları, Ömeri suçlu düşürdüğümüz günleri, Ayhanun hakimlik yaptığı davaları, ilhanun türkilerini, gecenun yarısında saminun annesine yapturduğumuz baklavaları.Gecenin yarılarında kapısını çaldığım. Kışın esen rüzgarlara perde olamayan tahta duvarları düşündüm. Sonra fark ettim artık o kapıları açan insanların bir daha o kapıları açamayacağını, kim bilir belki artık o kapıları çalan insanlarda olmayacak. 16 yıldır bir kurban bayramına bile gidemediğim bir köy, artık benim köyüm müdür bilmiyorum. Sanatçı yar hastayım hastayım sevdiğim duymadınmı, cenaze namazıma biraz geç kalmadınmı türküsünü belki benim gibiler için yazmıştır.
Ben; bu gece bütün benliğimi köyüme ve gençliğime verdim. Dualar yağdırdım gökten üzerine,ninniler söyledim sevgi sözcükleriyle, yıldızlardan evler yaptım küme küme, şafaklardan ağ ördüm sevgimin ölümsüzlüğüne ..
Ve ilk kez yalnızlığıma ağladım bu gece!
Uzun kış gecelerini beyaz örtüsüyle örten sevgili. Kim bilir belki ikinci baharı başka bir diyarda eski dostlarla yaşatacaktır bizlere. Her gecenin bir neharı , her kışın bir baharı vardır diyen sevgili doğru söylemiştir elhak. Özlem ve hasretlerimi gömdüğüm topraklarda yine özlem ve hasretlerim hayat bulacaktır. Sineğin kaçışı daha etkili gelebilmek içindir. Elbet şairin dediği gibi
Mehmedim:
ölsekte sevinin eve dönsekte ,
sanma bu tekerlek kalır tümsekte
Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir..
diyor ve gönül telime kırık mızrabımı dokunduruyorum…..