ŞAHİNKAYA KÖYÜ FORUMU

BUGÜN 07 ARALIK 2012 CUMA,
Gölcükten siz gönül dostlarıma selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

Hayırlı Cumalar dileyerek bugünkü paragafı biraz daha erken saatte açıyorum.
Önceden kararlaştırdığımız bir buluşmaya geç kalmamak için bugün evden erken çıkma durumum hasıl oldu. Ve inşallah il dışına çıkacağım.Geç dönebilirİm.
Sizler ben dönünceye kadar bu güzel buluşmayı canlı bir şekilde devam ettirirsiniz inşallah.
Ben yinede erken dönmeye çalışacağım.

HAYIRLI BULUŞMALAR,
İYİ PARAGAFLAR !



.

neylesin bu fukara, başladı ahuzara
yaş geçti elli beşi, yaklaşıyor mezara
hani nerde yarenler, dostlukları pazara
öyle değil söyleyen, buyursun beri gelsin

Trakya'ya soğuk geldi esiyor feri feri
hani nerde gardaşım, kurumadı mı teri
kadim dostlar buyursun, burası gönül yeri
Kırıkhan'dan Trabzona, duyanlar beri gelsin

EY VATAN

Bir ömür arkandan, koştum ey vatan
Yar olmadın bana, el oldun gittin
Bak yine ben kaldım, yasını tutan
El tutmadın bana, el oldun gittin

Gözüm gibi baktım, göz oldum sana
“La hevle” demedim, söz oldum sana
Yaranı deşmedim öz oldum sana
El tutmadın bana, el oldun gittin

Taşın toprağından, ismin silerler
Kapı arkasından, kıs kıs gülerler
Beni tutsak eder, seni bölerler
El tutmadın bana, el oldun gittin

Nicedir koynunda, yılan besledin
Elini ben öptüm, beni tersledin
Hainleri tuttun, dağdan sesledin
El tutmadın bana, el oldun gittin

Ne dediysen yaptım, isyan etmedim
Kapında kul oldum, kızıp gitmedim
Ezdin beni kırdın, kinim gütmedim
El tutmadın bana, el oldun gittin

El geldi oturdu, boğazın sıktı
Bin yıllık heybetin, onurun yıktı
Yüz verdiğin yüzler, hep hain çıktı
El tutmadın bana, el oldun gittin

Dardasın anladım, koşup ta geldim
Kılıcım kuşandım, coşup da geldim
İçimde ki beni, aşıp ta geldim
El tutmadın bana, el oldun gittin

ihsan Şahin

ÇOBAN

Gözleri görmeyen bir kişi, bu durumundan kurtulmak için çareler aramaya başlamış. Başvurmadığı hekim ve bilge kalmamış. Kimse ona yardımcı olamamış.
Günün birinde bir bilge, ona şöyle bir öneride bulunmuş:
“Eğer hiç derdi tasası olmayan birini bulur ve onun gömleğini gözlerine sürersen, gözlerin o an görmeye başlar.” demiş.
Gözleri görmeyen kişi, yollara koyulmuş. Dağ, tepe dolaşmış, fakat dertsiz tasasız birini bulamamış. Tam umudunu kesmek üzereyken, bir köyde karşılaştığı yaşlı bir adam, ona bir umut vermiş, “Şu dağın tepesinde bir çoban yaşar.” demiş.
“Onun hiç derdi tasası yok gibi gözükür.”
Kör kişi, dağa yönelmiş ve zar zor tepeye dek çıkarak çobana ulaşmış. Kendisiyle uzun uzun söyleşerek, bir derdi, tasası olup olmadığını denetlemek istemiş. Çoban, hiçbir derdi, tasası olmadığını söylemiş ve huzurlu bir sesle şükretmiş.
Onun bu durumuna çok sevinen yolcu, oraya kadar gelmesinin nedenini açıklamış ve çobana, isteğini bildirmiş:
“Şu gömleğini ver de, ben de dünyayı bir seyredeyim.” demiş. Çoban bir süre sessiz kaldıktan sonra, şu karşılığı vermiş:
“Fakat, benim gömleğim yok ki.

ALINTI

BOŞUNA GELMİŞİZ FANİ DÜNYAYA

Boşuna gelmişiz, fani dünyaya
Yiyip içip sızmış, cahil kalmışız
Sapta olamadık, kör bir baltaya
Körler çarşısında, ayna olmuşuz

Üstümüze kalır, yük olur bilgi
Cahile yobaza, gösterdik ilgi
Neylesin ne yapsın, elde ki silgi
Edebi silmişiz, bela bulmuşuz

Kitap okumayı, eziyet sandık
Eller ne dediyse, onlara kandık
Ayaklar baş oldu, başa inandık
Cehalet hükmetmiş, sinkef dolmuşuz

İlahi fermana, kafa yormadık
Alime Arife, fetva sormadık
Eğildik büküldük, dimdik durmadık
Baharı görmeden, dalda solmuşuz

İmkanlar yetmiyor, talebimiz çok
Kanaat tükendi, sabır diyen yok
Kimisi aç yatar, kimisi de tok
Zavallı kadere, saç baş yolmuşuz

BOŞUNA GELMİŞİZ FANİ DÜNYAYA

Boşuna gelmişiz, fani dünyaya
Yiyip içip sızmış, cahil kalmışız
Sapta olamadık, kör bir baltaya
Körler çarşısında, ayna olmuşuz

Üstümüze kalır, yük olur bilgi
Cahile yobaza, gösterdik ilgi
Neylesin ne yapsın, elde ki silgi
Edebi silmişiz, bela bulmuşuz

Kitap okumayı, eziyet sandık
Eller ne dediyse, onlara kandık
Ayaklar baş oldu, başa inandık
Cehalet hükmetmiş, sinkef dolmuşuz

İlahi fermana, kafa yormadık
Alime Arife, fetva sormadık
Eğildik büküldük, dimdik durmadık
Baharı görmeden, dalda solmuşuz

İmkanlar yetmiyor, talebimiz çok
Kanaat tükendi, sabır diyen yok
Kimisi aç yatar, kimisi de tok
Zavallı kadere, saç baş yolmuşuz

ihsan şahin

DERDİN NEDİR MAVİ GÖKYÜZÜ

Söyle derdin nedir, mavi gökyüzü
Neden gözyaşların, su olup akar
Yer yokuşun elbet, vardır bir düzü
Gün gelir güneşin, alemi yakar

Geceden beridir, gürledin estin
Benim de yaramı, kaşıdın deştin
Sende mi yarinden, umudu kestin
Mavi gözlerinden, şimşekler çakar

Karşılıksız sevdin, ona mı yandın
Vefasız birine, yalana kandın
Her esen yeli, dostun mu sandın
Güzel damlaların, sel olup akar

Yarın güneş doğar, yerlere iner
Bulutlar gizlenir, yağmur da diner
Efkarın dağılır, fırtına söner
Aşkın umutlara, şevk ile bakar

ihsan şahin

iyi akşamlar iyi paragaflar