PARAGAF-222.....11.03.2011......CUMA PARAGAFINA HOŞ GELDİNİZ

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Sevenlerden güzel söz bekler dururum yazık,
Sefere çıkacağım hazırlıyorum azık,
Sefer zamanı belli değildir dostlar yazık,
Sefere çıkanlara Allah yardımcı olsun.

[İhsan Şahin]

bizde yoktur o şekil, langur lungur okumak
ilim ile edebi, sayfalara dokumak
paragafta havayı, usulunce solumak
bu sözlerim dostlara, kulağa küpe olsun

[Adnan Ayaz]

Konu mu bulamadın yoksa konuk mu bilmem
Sen bir konu belirle başka konuya girmem
Seni başkalarına sev desen de,sevdirmem
Yazmazsan da ayrılma burası şenlik olsun

[Mahmut Köseoğlu]

[Muhammet Yazar]

misafir berekettur ayağını sürtmese
bir iki alşam kalup elhemdülillah dese
heptenda boş bırakmasun arada birda gelse
samsunda tüm dostra içten selamum olsun

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Delikanlılığın hepsi İhsanda,
Muzaffer ne yazık kaldı hüsranda,
Moraller bozulur canlar bir anda,
Dostlara Gölcükten selamım olsun.

[Mahmut Köseoğlu]

[İhsan Şahin]

ne konu var ne konuk, ne seven ne sevilen
bir sohbettir burada, can dostlarla edilen
ömür dediğin nedir,, "püf" deyipte gidilen
geride kalanlara hatıramız bu olsun

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

İnsana yakışmıyor kula tepeden bakmak,
Burada tek amaç var o da lambayı yakmak,
Eğer lamba yanmasa ona fitili takmak,
Rahatsız ediyorsak haber dörtlükle olsun.

[İhsan Şahin]

Ben yazdım o kitabı, asmışım duvarlara
ne yazık ki düşmüşüm, çok uzak diyarlara
sözlerimi kısalttım, sadık ihtiyarlara
Benimde senin gibi selamım baki olsun

[İhsan Şahin]

büyük harfle konuşma, anlamadım dilinden
keşke söylemeseydin, tokat yesem elinden
böyle ağır ithamı, beklemezdim gülümden
takdiri sana braktaım, senin gönlün hoş olsun

[Adnan Ayaz]

O yasayi ya asun Taksimun meydanina
Dokunur çoğisinun şerefine şanina
Ne oldu damardaki akan asil kanına
Tarih okumayanun talihi nasıl olsun

[İhsan Şahin]

Yeteneksiz/siniz


Yeteneksiz/siniz, aferin gençler
Türkiye sizinle, coştu her gece
Ne Türk ne Müslüman, edepsiz tipler
Haya duvarından, uçtu her gece

Yurtdışından gelmiş, üçüncü nesil
Güzelim Türkçeyi, ediyor rezil
Damarlarda dolaşan, değildir asil
Ecnebi kültürü, kustu her gece

Otomatik çene, ne der bilinmez
Maymun gibi zıplar, kusur görülmez
Ondaki yetenek, paha biçilmez
Seyircide diller sustu her gece

Rep mi krep mi nedir, dilim dönmüyor
Bu ne biçim gençlik, aklım ermiyor
Türk gibi oynayıp, Türkçe demiyor
Sözlerim günaha, koştu her gece

Altın nesil bu mu, bu ise yandık
İlerici çağdaş, deyyusa kandık
Bilimi reddettik, modayı aldık
İçimize kuşku düştü her gece

[İhsan Şahin]

sesi uzaktan geldi, kimdir bu yiğit kişi
ne de güzel söylüyor, her hal takılı fişi
bazen buralardadır bazende çevrim dışı
okumak isteyenler, benden icazet alsın

[İhsan Şahin]

AYHAN ALTUNCU YEĞENİME



ŞEYH ŞAMİL




Şamil, Kafkas dağlarının hürriyet güneşidir.
Şamil, atalarımın öz be öz kardeşidir.
Şamil’i bilmeyen atasını ne bilir?
Şair diyor ki;
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır!
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır!
Ben de diyorum ki;
Benim vatanımın sınırları Edirne’de başlayıp Kars’ta bitmez!
Hazar’ımın hürriyet, hürriyet diye çırpındığı kıyılardan başlar,
Taa Viyana kapılarında biter.
Ağlama ey gözleri bulutlu yar
Kur, Aras coştukça,
Tuna, Volga taştıkça
Benim türkülerim söylenecek,
Benim şarkılarım okunacak
Hazar çalkalandıkça
Benim ay-yıldızlı bayrağım dalgalanacak
Sormayın kimlerdenem, haralıyam a dostlar
Gönülden fırtınalı boralıyam a dostlar
Kızıl bir kurşun aldım, yaralıyam a dostlar
Ben bilirem
Senin de eğninde ganlı bir libasın var
Bu şarkılar, türküler
Türkü söyler türküler
Yaşar kalpte ülküler
Bu ses aslan sesidir, bu ses bozkurt sesidir
Bu ses, demir perdeyi damla damla eriten
Katerina Petro’yu deli eden
Şeyh Şamil’in sesidir!