1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Henefi emice (kerahmet)

MesajGönderilme zamanı: Sal Oca 22, 2008 10:08 pm
gönderen Bülent Altuncu
Resim


İlk önce Zekiç emice ile Selimoğlunun dükkanlarının aralarındaki yeşil raflı orta dükkandan yukarı tarafa (camenin yukarısındaki) göçmesine üzülmüştüm. Uzun zamandır ıssız olan, üst katının 70’li yıllarda kahve olduğunu bildiğim iki katlı yapının alt katındaki tabanı toprak dükkana. Daha sonra buradan da kötü yandaki yerobasına göçmesine.Bu yıl yaylayada gelememişti, köye göçmesine. Bu günse toprağa …

Yaylaya hep göçlerden önce gelirdi. Mayıs ayında yaylanın toprak koktuğu günlerde karda yürümekten ıslanmış paçalarımızı dükkanının avlusundaki oturakta oturup güneşe karşı kuruturken, her zaman zevkle sunduğu çayıyla içimizi ısıtıp çormalık tarafında yağan karı izleyişimizi hiç unutmam. Bir yayla aşığını daha kaybetmenin üzüncündeyim şimdi . Göçlerle geçen hayatının ardından göçtüğü yerde yaylayı bile aramaz inşallah.

MesajGönderilme zamanı: Çrş Oca 23, 2008 2:37 pm
gönderen Ayşe Selçuk Bacak
Sağol Bülent, çok güzel ve duygulu anlattın. Henefi amcanın ölümü üzdü bizi. Yazdığın gibi gittiği yerde yaylayı bile aramamasını dilerim. Mekanı cennet olsun.

MesajGönderilme zamanı: Çrş Oca 23, 2008 3:53 pm
gönderen İrfan Altuncu
Şur Köyünün yaşlılarından mumla aratıklarımızdan biri idi onuda yüce mevla aramızda almış hüzün veren bir durum ne söyleyeceğimi bilemiyorum.Allah rahmet etsin,mekani cennet olsun.......

MesajGönderilme zamanı: Çrş Oca 23, 2008 9:15 pm
gönderen Muzaffer Mustafa Altuncu
Hanefi amcaya Allahtan rahmet diliyorum,,,,,

-Enson bu neşeli insanı Kuşmer şenliklerinde boynunda dürbün asılı olduğu halde sanatçıların sahnesinde sandalyede otururken gördüm...

-Başka söz söylemeye gerek var mı ?

-Sanırım genç ihtiyar onu bilmeyen yoktur..Hele Kuşmere gidenler arasında,,,,

Allah öteki dünyada Cennette buluşmamızı nasip eylesin,,,,,,Amin.....

MesajGönderilme zamanı: Cmt Oca 26, 2008 3:16 pm
gönderen Fatma Ozbilgi
Haci Hanefi amcayi cok ozleyecegiz, allah rahmet eylesin, yeri mekani cennet olsun..

28.aralik 2007 esim ziyaretine gittiginde resmini cekmisdi sizlerle paylasmak ictedim son gunleriydi..

Resim

MesajGönderilme zamanı: Sal Oca 29, 2008 1:35 pm
gönderen Dilek Aydınlı
Allah Rahmet eylesin.Gerçekten yaylaya gidipte Henefi dedeyi tanımayan yoktur muklaka.Mekanı cennet olsun.

MesajGönderilme zamanı: Çrş Oca 30, 2008 9:40 am
gönderen Ali Akın
Allah rahmet eylesin hüzünlü ailesine başsağlığı dilerim.Ben rahmetliyi yayla ve solomadan daha çok tanırdım .Yaylada bakkalın camına asılan eskiler bilir, Paston çikolatalar vardı, camdan bakar yalanır,tık. Ozamanın şartlarını bilenler ne demek isdediğimi çok iyi anlar.Rahmetli,den bir şikayetim olmamıştır.Nur içinde yatsın.Kobanoğlu Ali Akın Hopşeralı gözlemi ile.

MesajGönderilme zamanı: Pzt Şub 11, 2008 8:34 pm
gönderen Cengiz Selimoğlu
Ben onları İzmirde çalıştığım dönemlerde arkadaşlarıma hava atardım bizim yaylada üçtane büyük marketin şubesi var diye olarda inanırdı.Şok market(migros) ibrahim amca,BİM hanefi dede,Tansaş Selim amcam olarda vaybe sizin orda yaylada tansajın hele ne işi var ama kandırırdım onları. Şimdi ikimarketin yerindede sahiplerindende ancak gözlerimiz yaşlı, yüreklerimizde burukluk hatıralarımızdaki eskimeyen anılarıyla söz edebiliyoruz.Mekanları cennet olsun

MesajGönderilme zamanı: Pzt Mar 03, 2008 2:25 pm
gönderen Murat Çınar
"Efendi" en sık kullandığı kelimeydi, dedemin efendiliği sadece kelimesinde saklı değildi, o gerçekten bir efendiydi. Bakkalcılığın yanında çocukluğumunda kuaförüydü o, hiç bunalmadan sanki bakkaldan ettiği kardan daha fazlasını kazanacakmış edasıyla hevesle alabulus ederdi saçlarımızı, kıt kıt kıt ses çıkaran makinesıyla… Dükkan zamanlarında saatini bilirdim her övle yemeğinden sonra suyunu kaynatır kavanozundan ahesle kakaosunu dökerdi bardağına, çokça eşlik etmişimdir ona, o dönemlerde siz bilirmisiniz yaylada sütlü kakaonun içerken verdiği hazzı? Yaş onun için bir engel değildi gezmek vaz geçemediği bir hevesti onun için bir gün torunu Mehmet ÖZBİLGİ’yle oturma anımızda aradım onu kış ayıydı dede dedim yarın bekliyorum Akçaabata köfte yemeye gideceğiz bildik gülümsemesiyle ehh efendi karvar arabalar çalişmayur ama yurume inerum Çaykara’ya muhekkek gelmem lazım sözleri hala kulaklarımda çınlıyor. Değerlerimizi bir bir kaybediyoruz onları çok özlüyoruz çookkk… “Yeri Mekanı Cennet Olsun”

MesajGönderilme zamanı: Sal Mar 04, 2008 4:56 pm
gönderen Bülent Altuncu
Murat Çınarın dediği gibi dükkanının az yan ve ön kısmındaki tümsekte sanki dükkanındaki satıştan daha fazla kar alıyormuş gibi bir hevesle vururdu saçlarımızı makinaya oysa bu emeği tamamen hayrına idi.

Bu traş muhabbettinden sonra aklıma gelen bir anımı yazayım bari. Camiye gittiğimiz yıllardı. Her yıl günü gelip çatınca, Henefi amca iskemlesini tümseğe kurar sırasıyla cameden gönderilen çocukların saçlarını keserdi. Daha doğrusu kazırdı da o zamanlar biz saç kestirmeyi sadece 0,1,2,3 numara makinalara vurdurtma olarak anlardık. Genelde çoğunluk 0'a veya 1'e vurdurturdu saçlarını. Çünkü ne kadar dipten kazınırsa kışa o kadar az uzar ve belki berber masrafı yapmadan seneye düşerdik diye hesap edilirdi heralde. Durumu biraz iyi olanların veya büyüklerinin ayrıcalık yaptığı bazı isitisna çocukların saçları 2' ye vurulurdu sadece. O yüzden 3 numara bize çok lüx gelirdi.

O yıl köye indik, okulların açılmasına bir hafta var yok. Bizim amca oğlu Özgür Hasan ilk kez okula gidecek bundan da önemlisi ilk kez köyden dışarı çıkacak ( yanlış hatırlamıyorsam) Giresun-Keşap 'a gidecek. Ama amcam ve yengemler çok daha önceden beri kışları şehirlerde duruyor sadece yazları köye geliyorlar. Günlerden Salı, Çaykara nın pazarı, ben yavaş yavaş evden uzaklara açılmalara başlamış bir dellikanlı olarak o gün asdoç'un kasasında çaykaraya ineceğim. Dediler bana "Hasan haftaya okula başlayacak onu da al git da saçlarını berber de şöyle güzel bir kestir, hem yaylada güneşten zaten iyice sararmışlar baksana". Tamam dedim aldım Hasan ı yanıma. Hiç unutmam o zamanlar bir tane gazeteci var çaykarada ona da gazete öğleden sora 3 te gelirdi. Köy arabalarının köylere dönüş saatini gazetenin gelişi belirlerdi. İŞte o gazetecinin yanında da bir berber vardı, özürü neydi tam hatırlamıyorum ama aklımda kalan özürlüde bir amca idi. Sanırım konuşma bozukluğu vardı muhtemelen işitme de. Nasıl kesileceğini sorunca bana bende " şöyle güzel bir 3 numaraya vur "dedim. Bana göre en moderni, en lüksü 3 tür başka ne olabilir ki. Traşa başlayınca baktım saçlar dibinden gidiyor, hatamı anladım, niye " zaten saçlarının uçları da yaylada güneşten sararmış" hatırlatmasını yapmalarının anlamınıda ama iş işten geçmişti artık. Hasan'ın kafasında ki güneş ten yanmış sarı saç uçları yoktu ama kafa derisinde ne kadar kesik, çizik varsa hepsi ortalıktaydı artık kafada saç kalmayınca. Köye çıkınca nasıl karşılandığımızı artık anlatmıyorum onu da bu sitedeki herkes anlar , okulunda nasıl karşılandığını da Hasan :D

MesajGönderilme zamanı: Çrş Mar 05, 2008 2:32 pm
gönderen Sami Ayan
Merhum Hacı Hanefi dede 90 yaşına merdiven dayamıştı ama benim bir manada arkadaşımdı. Onu gerçekten severdim. Onunla muhabbet etmek çok hoşuma giderdi. İmkan dahilinde sık sık ziyaretine gider doyumsuz sohbetinden nasiplenirdim. O hiç ihtiyarlamadan ölen nadir insanlardan biridir. Öleceğini bile bile geçirdiği son aylarında ziyaretine gittiğimde ona 'Nasılsın Haci dedega' diye sorar. Ben elum deşeğindeyum e Sami işiduyumisun? hah şindi nasi olduğumi sen anla derdi. Ama yaşama sevincini hiç kaybetmedi. Dimdik yaşadı ve öyle de gitti. Rabb'im yerini mekanını cennet hesabını kolay etsin. Amin...

SİTEMİZİN YENİ AÇILDIĞI GÜNLERDE RAHMETLİYİ BÖYLE ANLATMAYA ÇALIŞMIŞTIM.

Sami AYAN yazdı:Resim

Boynunda hemenceyle dünyaya kemençe çeken adam...

Haci Henefi...Nam-ı Diğr Karasakiz!

Köyümüzün ihtiyar delikanlılarındadır Hacı Hanefi Özbilgi(Kerahmet)
85'i aşan yaşına rağmen hala siyaset, spor ve Türkiye'nin gündemini sorumlu bir kişi dikkatiyle takip eder. Gözünden hiçbir şeyi kaçırmadan.

Herkese verecek bir fikri, herkes için bir yol haritası vardır onun. Hayırsever, yardımsever ve neşeli yapısı heyecanıyla birleşince bambaşka bir kişilik çıkar ortaya. En basit meseleyi bile en heyecanlı ses tonuyla aktarması o basit meseleyi dünyanın merkezine koydurur o anda.

Menderes tarih sahnesinden çekildikten sonra her devirde alternatif bir siyasetçinin takipçisidir artık. Öyle diğer yaşlılarımız gibi 60 sene bir partinin peşinden koşmak yok. Zaman ve şartlar yeni siyasetçilerle buluşturmuştur onu. Son zamanlarda da Haydar Baş hayranlığı başladı.

Size fikir danıştığı bir konuda öyle kararlı ve söylediklerine öyle samimiyetle bağlıdır ki ona alternatif bir görüş belirtme imkanınınz neredeyse sıfırdır. Fikir danışırkan bile bu dediğimi onyla bakayım havasındadır.

Nerede dozer çalışıyor, nerede beton dökülüyor, su çalışması nerede? Bilimum köy işlerinde en öndedir. Tüm heyecanlı, enerjik ve aceleci tavrıyla. Yapacağın bir işte ondan akıl aldın mı değmeyin keyfine. Senden iyisi yok o zaman. Yaman adamsın. Bilmediği bir şey de yok hani.

Gençlerle genç yaşlılarla yaşlı. Herkesle konuşacak bir mevzusu vardır. Ama ona hak vermek şartıyla...

"Efendi" nidasıyla girdiği cümlelerde hiçbir alternatif düyşünceye yer yoktur. En emin ve kararlı cümleleridir onlar.

Yıllarca yaylada dükkancılık yaparak köyüne hizmet etmiştir. Yayla çıkımına on beş gün kala onu köyde tutmanın imkanı kalmaz artık. Hani imkan olsa yılın tamamını yaylada geçirecek kadar yayla düşkünüdür. Kışın köyde evinin bir odasına taşıdığı dükkanıyla yıllarca köylülerin olmadık yerde tükenen çay, tuz, sigara vb temel ihtiyaçlarını karşılama görevini de aksatmadan üstlenmiştir. O evin odasından bozma dükkanın kokusu her çocuk için cennet bahçesinin kokusu gibidir. Hani içinde dükkan olan bir evde yaşamak geçmişi yaşayanlar için büyük bir niğmettir ya!

Geçmişte gençlerin sigarası bittiğinde evin dufasına kadar gelipte !Şimdi ne diyeceğiz de sigara alacağız" endişesi son bir cesaretle içeri girilip de "Babam iki paket Samsun istedi" cümlesine dönüşünce anlamasına rağmen çaktırmayıp sigarayı vermesi ve sigara dışında hayata dair bir nasihatte bulunması onun gençleri de iyi tahlil ettiğinin bir sonucudur.

Doksana merdiven dayayan köyümüzün emektar dükkancısına uzun ve bereketli bir ömür diliyorum.

MesajGönderilme zamanı: Prş Nis 03, 2008 6:10 pm
gönderen İsmail Özbilgi
Hanefi ozbilgi bizim en buyuk amcamizdi hastaligini son gunlerinde ziyeret etme firsatim oldu beni ve kardesimi hemen tanidi epeyi bir sohbetimizde oldu o gun ben icimden hanefi amcamizin bu hastaligi atlatacingini dusunmustum ama olmadi.
allah rahmet eylesin mekani cennet olsun!

MesajGönderilme zamanı: Prş May 15, 2008 7:46 pm
gönderen Mehmet Zeki Sarı
hakkında yazılacak çok şey var.yaylamız için verdiği inanılmaz mücadelerle nam yapmış ender insanlarımızdan biridir.allah mekanını cennet yapsın.