Neydi bize bu şevki veren ? Çoğumuz sanal yolla iletişimle yeni tanışıyorduk ve bu imkanı bize sağlayan Osman Sarı’yı takdirle anıyorduk. Bunun aracılığı ile hem yakından tanımadığımız köyden tanıdık simaları daha yakın tanıma imkanı buluyor, hem kendimizi onlara tanıtma şansı buluyorduk, bir yandan da tamamen koptuğumuz yeni kuşaktan insanlarla ilk kez bu sanal ortamda tanışıyorduk. Kaç kişiye demişimdir “yav senin böyle biri olduğunu hiç düşünmemiştim, biz selam bile zor verirdik birbirimize, bak şu site ne güzel işlere yarıyor” diye. Aynı şekilde sözleri ben de kaç kişiden işitmiştim.
Belki artık etrafımızda ki insanlar da göremediğimiz ama bizde saklı kalmış değerlerimizi burada bulduğumuzdandı bu siteye tutkunluğumuz. Neydi bizi çevremizden ayıran ve köylülerimizle bir araya getiren ortak noktalar. Bir kere bizler tüm hücrelerimizle beraber doğaya her rakımdan bakmış insanlarız. Dünyaya ayakları yere basıpta bizim kadar yüksekten bakan insanlar çok nadirdir. Bu yüzden havalıyızdır, beğenmeyiz her milleti , yukardan bakarız hep

Belki, ani ve sert tepki verip kısa zamanda durulan ve süt liman olan insanlarız diğer insanlardan farklı olarak. İş çevrelerimizde bu tepkilerimizi yadırgayanlar olabileceğinden saklamak zorunda kalabiliriz. Ancak birbirimize nazımız geçer. Bunun için sitede gene bulduk birbirimizi. Ha de bakalum saldıran saldırana
Belki, hatalarını başkası söylese kabul etmeyen ama kendi hatalarıyla bilgece dalga geçecek kadar özgüveni olan insanlarız, ama başkaları bu durumu anlayamaz ve salak temel fıkraları olarak anlattırlar. Oysa bizim için fıkranın güldüğümüz yanı bile başkadır her zaman. Farklı bakış açımızdı belki de bizi sitede buluşturan.
Belki kullanmaya kullanmaya artık unuttuğumuz eski Türkçe veya Rumca kelimelerden birini Koskor Murat’ın bir türküsünde okuyunca dank ettik geçenlerde bir yerlerde kendimizi ifade edemeyişimizin nedeni. Beynimde yıllardır boş duran yeri bir kelimenin doldurmasıydı belki.Belki izlerinden çıkmaya başladığımız büyüklerimizin izlerini sürmek için yol açan Hasret Uygun bizleri de iz bırakacak şeyler yapmaya zorladı. Veya Köksal İbrahimağaoğlu’nun türküsünde ki mabeyinden ahıra düşüşü düşürdü bizi bu site ataşına. Başka bir türküsünde koşarak arkadaşının babasına sarılması benim de ona sarılmama neden oldu belki de.Veya Murat İbrahimağaoğlu’nun bir türküsünde Sarmaçtan şamprel ile Of’a inişi içimi serinlettiği içindi belki de. Sitenin her şeyi Sami bile anasayfada ki hizmetleri dışında uğramaz olmuş siteye, oysa güzel olan her yazının altına beğenilerini ve eleştirilerini bıkmadan usanmadan herkese yazmasıydı belki de bizi site de ”daim” kılan. Kim ne derse desin sitenin en ateşli sevdalısı da Huse idi, yanlışları oldu tabi ki hepimiz gibi ama ipini çabuk mu çektik acaba hatta bize bile bırakmadan o ipini çekti gitti. Bunlar gibi siteye büyük emekler vermiş isimleri yazmakla bitmez nice insanı burada buluşumuz muydu bizi buraya bağlayan.
Belki başkalarının ancak amcalarına duyabildiği yakınlığı bizler tüm köyün yaşlılarına duyacak kadar akraba kavramı geniş, bağları sıkı bir topluluktuk. Bu bağların yıpranmaya başladığını gördüğümüz halde biçare durup beklerken Osman Sarı’nın girişimi bizimde dört elle bu bağları onarma umudumuzu canlandırdı. Belki acemiydik hatalarda yaptık , belki bu bağları bizden iyi bilen büyüklerden yardım istemedik ondan, sebeb her ne ise fark etmez. Onaralım derken kopardıklarımızda oldu. Ama artık işi tekrar ele alıp bu bağları onarmaya, kopanları yeniden kurmaya mecburuz.
Üye sayımız 500’ün üzerinde ama siteye girip çıkanların sayısı 50’yi geçmiyor. 180 kişi olduğumuz günleri arar olduk. Bir an önce yapmak zorunda olduğumuz şey küsüp giden insanları bulup ortak hareket etmenin yolunu bulmamızdır. Başka da bi yolumuz yoktur. Temel taş maş da kalmadı gelin bu yapıyı tekrar ayağa dikelim sevgiyle, anlaşarak ve paylaşarak.

NOT: Yöneticilerden ricam en azından bu bölümden üye zorunluluğunun kaldırılması ve ilgili arkadaşların da yazıyı görmeleri, belki bir söyleyecekleri olur.