1. sayfa (Toplam 5 sayfa)

FOTOĞRAFLARIN DİLİ

MesajGönderilme zamanı: Cum Tem 06, 2007 12:05 am
gönderen Bülent Altuncu
Öncelikle sanat eseri fotoğraflarını sitemiz için kullandığım fotoğraf sahiplerine teşekkür ederim.

İnsanoğlu dünyaya geldi geleli, çok şeyler öğrendi, çok şeyler üretti ve bunları sonraki kuşaklara aktardı. Örneğin ateş bulundu ve o günden bugüne dünyanın her yerinde aynı şekilde elde edilir, kullanılır ve bilinir. Ama diğer taraftan insanoğlu dünyada ki ilk gününden bu gününe kadar ki süre zarfında, kendini karşısındakine anlatma ihtiyacını, karşısındakinin tam anlayabileceği şekilde sağlayacak bir yöntem bulamadı. İlk insanın çıkardığı anlamsız sesler evrildi çevrildi "dil" oldu yetmedi, doğanın sesleriyle birleştirildi "müzik" oldu, dil gelişmeden önce taşlara çizilerek anlatılmaya çalışılan şekiller "resim sanatı" oldu, dokunduğunu hissedenlerin ürettikleri "heykel sanatı" oldu bu uğurda harcanan çabalarla. Yani sözün tükendiği yerde insanın imdadına sanat dolayısıyla sanatçılar yetişti. Her şey en büyük sanat eseri insanı anlatmak içindi. Sözle anlatıldı insan, türküyle anlatıldı, resmedildi ama bence bunu en iyi görmesini bilen gözler anlattı. O gözlerin gördüğünü bize de gösteren ise fotoğralar oldu işte:


"Özlem" dedik dilimizde ona, "özlemin dili olsaydı/yüreğimiz ses olurdu" dedik bir türküde, bir de özlemi yaşayanı gören göz oldu. İşte "özlem":

Resim
Shot at 2007-07-05


"Ayrılık" dedik dilimizde ona, "her bir dertten ala yaman ayrılık" dedik bir türkümüzde, bir de ayrı kalanı gören göz oldu. İşte "ayrılık":

Resim
Shot at 2007-07-05


"Derin derin düşünmek" diye deyim ettik, "derin derin sevdalara dalarsın" diye türkü ettik, bir de derinlere dalanı gören göz oldu. İşte ""derin derin düşünmek":

Resim
Shot with NIKON D200 at 2007-07-05


" Beklemek" dedik dilimizde, " gitti de gelmedi yavrum" diye, " gözüm yolda kaldı" diye türküler ettik, bir de gözü yolda kalanı gören oldu. İşte "gözü yolda kalmak":

Resim
Shot with NIKON D200 at 2007-07-05

Fotoğrafların sahibi sanatçılara tekrardan teşekkür ederim.

MesajGönderilme zamanı: Cum Tem 06, 2007 5:55 am
gönderen Fatma Hicran Toplaoğlu
Bu güzel resimleri bizlerle paylaştığın için teşekkür ederim abi.

MesajGönderilme zamanı: Cum Tem 06, 2007 5:15 pm
gönderen Bülent Altuncu
Nadir raslanan gören gözlerden birinin sahibi olarak asıl ben sana teşekkür ederim sevgili Fatma Hicran.

MesajGönderilme zamanı: Cum Tem 06, 2007 8:24 pm
gönderen Muzaffer Mustafa Altuncu
Dr. senin bu resimli anlatımlarına hayranım...Bizden bakıp okuması ve bir teşekkür etmesi....Başka elimizden gelen yok......

MesajGönderilme zamanı: Cmt Tem 28, 2007 3:42 pm
gönderen Emel Ayal
berna dursun'nun fotoğrafı ayrılık

bu kare çok güzel acıtacak kadar güzel


bülent ağbi saolasın

MesajGönderilme zamanı: Pzt Tem 30, 2007 12:49 pm
gönderen Fatih Ayaloğlu
Dikkatimiz çeken başka bir şey de duyguları ve hissedişleri yaşlı ve yorgun insaların daha iyi dile getirişi. Fotoğraflara yüklenen anlam onların kırışmış gözleri ve buruşmuş ellerinde daha bir değerli oluyor.. Teşekkür ederim..

MesajGönderilme zamanı: Pzt Tem 30, 2007 1:20 pm
gönderen Bülent Altuncu
Güzel bir şeye dikkat çekmişsin Ayaloğlu, tebrikler. Dört fotoğrafta da dediğin gibi. Aslında buna şaşırmamakta lazım, görmüş geçirmiş yaşamış insanların yüzünde hayatın ifadelerini bulmak tabi ki daha kolay oluyor. Ama benim her zaman şaşırdığım bir şey vardır. Mesleğim gereği tanık olduğum bir şey var. Lösemi gibi ölümcül olacak kronik hastalığa yakalanan çocuklar hatta bebekler de bir yılda 40 yaşında adamın yüzünde göremeyeceğin ifadeleri görebiliyorsun. Resmini bulursam ondanda atarım buraya. Teşekkürler

MesajGönderilme zamanı: Sal Ağu 07, 2007 10:56 pm
gönderen Bülent Altuncu
Resim

MesajGönderilme zamanı: Sal Ağu 07, 2007 11:08 pm
gönderen Bülent Altuncu
Emek dedik ona dilimizde, sömürü dedik, "emekçi verir serini/patron ağa çemberini/kıracağız bir gün elbet" diye türkü ile umut ettik, yorulmak dedik, "yoruldum güzelim gayrı gidemem" diye türkü ettik, yorulup gidemeyeni gören göz oldu

Resim

Birde şiir oldu Nazım'ın kaleminde:
Bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde, dişler kenetli
ayaklar çıplak
Ve ipek bir haliya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu

MesajGönderilme zamanı: Pzr Ağu 19, 2007 5:04 pm
gönderen Bülent Altuncu
Resim

MesajGönderilme zamanı: Cum Ağu 24, 2007 3:19 pm
gönderen İlkay Güvercin
Resim

Bülent fotoğrafların dili bölümüne yaylada bu yıl çektiğim gağurkulesi altında derede çektiğim fotoğrafı koydum.Umarım konu bütünlüğünü bozmamışımdır.Selamlar.

MesajGönderilme zamanı: Cum Ağu 24, 2007 5:27 pm
gönderen Bülent Altuncu
Konu bütünlüğünü bozmak ne demek İlkay. Bu başlıktaki amaç sözle anlatılamayacak bir çok anlamı bir küçük karede sunan fotoğraflardır. Anlamı zaten tartışılmaz olan fotoğrafının ustalığı da ilavesi oldu. Teşekkürler.

MesajGönderilme zamanı: Sal Ağu 28, 2007 8:08 pm
gönderen Bülent Altuncu
"zaman" dedik, zor zamanlarda "ne geçmezmiş" dedik, güzel anlarda "akıp gidiyor" dedik, "durdurun geçen zamanı" diye türküyle söyledik, bir de zamanın durduğu, her şeyin dinlenip, hiçbirşeyin yorulmadığı anı gören göz oldu.

NOT: Bu ara çok yoruluyorum da, ondan heralde çok hoşuma gitti :D

Resim

MesajGönderilme zamanı: Sal Ağu 28, 2007 9:15 pm
gönderen Muzaffer Mustafa Altuncu
Bu resimlere bakınca yorgunluk kalmaz elbette.....Paylaşımınız için çok teşekkürler.......

MesajGönderilme zamanı: Sal Ağu 28, 2007 9:44 pm
gönderen Dilek Aydınlı
Grçekten süper.Resimlere de anlatımınıza da hayran olmamak mümkün değil...Teşekkürler.