“Korumak” dedik, insanın kendini korumasını doğuştan içgüdüsel olarak bildiğini önce öğrendik, sonra kendimizden başka şeylerin de korunması gerektiğini öğrendik, örneğin “kardeşini koru” dediler, “kitaplarını koru” dediler, “ülkeni koru” dediler, “geleneklerini koru” dediler, yani değerli olan şeylerini her zaman koru dediler, yine de anlamıyorsan doğayı izle dediler, doğaya baktık, değerli olan şeyler hep iyi korunuyordu; örneğin meyvelerin iyi olup daha faydalı olanları hep kabukları daha kalın olanlardı,…, ekmeklerin iyi olup bayatlamayanları Vakfıkebir ekmeği gibi kalın kabuklu olanlardı, fındığın lezizi ince kabuklu büyük olanı değil, küçük de olsa kabuğu kalın olan Çaykara fındığı gibi olanıydı, arabaların iyi olanı kabuğu yani kaportası kalın olanıydı,. Bu örnekler böyle çoğaltılıp gider. Bir de en önemlisi, organların en hayati ve lazım olanı beyindi ve o da vucut da kafatası gibi bir kemik zırh içinde en iyi korunanıydı. Tüm bunlara da inanmazsan kabuğuyla, içi ile, içinin bölmeleri arasında ki ince kabuklarına kadar her şeyiyle beyine benzeyen cevize yemeden önce bi bakın derim ben. Gören göz yemeden önce baktı, gösterdi, bize de düşünmesi kaldı.
Ama iyi de oldu. Değerli olan şeyler demek hep zor ulaşılanlarmış, değerli olan şeyler demek hep korunmalıymış, değerli olan şeyler bir kere bozulursa (cevizin kırılması örneğin) bir daha eski haline gelmezmiş , değerli olan şeyler ne kadar iyi korunursa o kadar çok yaşarmış. Ve ne kadar çok değerin varsa , senin için hayat o kadar değerli olur. Ha bu hayata sözde değer vermeyip öteki tarafı önemsediklerini iddia edenlere (bence büyük çoğunluğunun dedikleri ile yaşadıkları tam zıttır her zaman, ya kendilerini ya da çevrelerini kandırıyorlar sürekli) gelince; öldük gittik Allahın huzuruna karar verdi cennetine koyacak bizi, sorduğu zaman “ne istersin cennette benden, hepsini vereceğim sana”, hayatın boyunca ne kadar değer biriktirebildiysen onları talep edebilirsin, yoksa cep telefonunu, arsalarını, hisse senetlerini ve hatta dindar olduğunu etrafına göstermek için kullandığın araç gereçlerini istersen güler sana...
(Mevlüt bey bu kadar güzel çekilmezdi, güzel bir pazar sabahı yedim kafayı)